Pages

13 Haziran 2011 Pazartesi

Devlet, alacağına farklı, borcuna farklı faiz uygulayamayacak


Kamu kuruluşlarının bazı uygulamaları mükellefi mağdur edebiliyor.

Bu mağduriyete maruz kalanlar ya söylenmekle yetiniyor ya da hakkını mahkemelerde arıyor. Maalesef mahkemelerde hak aramak hem masraflı, hem de uzun ve zahmetli bir iş olarak algılandığı için genelde o yola başvurmuyoruz. Ancak canı fazlasıyla yananlar, gözü bu süreçten korkmayanlar ve çeşitli dernekler uygulamaların hukuka aykırı olduğu iddiasıyla mahkemeye müracaat ediyor. Mahkemeler bu tür müracaatlarda kanunun hukuka, hakkaniyete, eşitliğe vs. uygun olup olmadığını değerlendirip karar veriyor. Son günlerde mahkemeler kendilerine intikal eden olaylardan iki konuda mükellef lehine karar verdi. Birincisi Maliye'den iade alacağı olduğu halde gecikenlere faiz ödemesine ilişkin. Diğeri de tüketici kredisi kullananlardan alınan Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) kesintisi oranının uygulanmasıyla ilgili.

Vergi Usul Kanunu, devletin mükelleften alacağını zamanında tahsil edememesi ile mükelleften haksız veya fazla aldığı vergiyi zamanında iade edememesi halinde faiz uygulanmasını öngörüyor. Ancak bu faiz hesaplamaları hem süre hem de oran olarak birbirinden farklı. Devletin alacaklı olduğu durumlarda faiz vadenin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlıyor. Faiz oranı da aylık yüzde 1,4 olarak uygulanıyor. Mükelleften fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinin geciktirilmesinde de faiz uygulanıyor. Yani mükellefe asıl alacağının yanı sıra faiz de ödeniyor. Ama bu faiz, alacaklı olunduğu zamanki gibi yüzde 1,4 oranı üzerinden değil, yüzde 1 üzerinden tecil faizi oranında hesaplanıyor. Üstelik faiz işleyecek süre de fazla veya yersiz vergi alınan tarihten başlamıyor. Bu süre mükellefin iade için belgeleri tamamlamasından sonra üç ay geçtiği halde iade yapılmaması halinde işletilmeye başlanıyor. Oysa idarenin alacağı için geçerli olan yöntemin mükelleften fazla veya yersiz olarak kesilen vergilerin iadesinde de uygulanması durumunda, verginin kesildiği tarihten itibaren faiz ödenmesi gerekecektir.

Anayasa Mahkemesi mükellefe geç iade ile ilgili faiz hesaplamasının Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla açılan davada başvuruyu haklı gördü. Bölge idare mahkemesi tarafından gönderilen dilekçede; devletin alacağının her tür geç tahsilinde, (yargı kararı sebebiyle geç tahsil edilse bile), vade gününden itibaren faiz işletilirken, yargı kararı gereği iade edilmek zorunda olunan vergilere faiz öngörülmemesinin, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı ifade edilmiş. Anayasa Mahkemesi başvuruyu değerlendirip bu şekildeki süre hesaplamasının Anayasa'nın 2 ve 35'inci maddesine aykırı olduğuna ve kanun hükmünün iptal edilmesi gerektiğine karar verdi. Karar alınırken Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme'ye de atıf yapıldı. Arada bir boşluk oluşmaması ve iadesi gecikenlerin yeni düzenleme yapılıncaya kadar tamamen faiz alamama gibi bir durum yaşamamaları için iptal kararının bir yıl sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırıldı. İptal kararı önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek, ancak bu süreçte uygulamayı haksız bulup mahkemeye giden mükelleflerin mahkemelerce haklı görüleceği unutulmamalı. Bu yüzden diğer iptal kararlarında da ifade ettiğim gibi idarenin Anayasa Mahkemesi kararını dikkate alarak yeni bir düzenleme yapması gerektiğini hatırlatmakta fayda görüyorum.




Kaynak: Zaman Gazetesi
Ahmet Yavuz


twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/