“Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye’de vergilerin yüksek olduğu konusunda yaygın ve aynı oranda yanlış bir algı var. Aslında, 3-4 alanda hizmet ve ürünü bir kenara bırakırsak, resim hiç de öyle değil” dedi.” haberini okuduğumuzda bir nebze de olsa rahatlayabiliriz. Bir ülkenin Maliye Bakanı vergi yükünün azaldığını söylüyorsa, mükellef olarak bize yükün altında ezilmemek yakışır.
Vergiler yüksek değil ise; motorlu taşıtlar vergisi (MTV), damga vergisi, çevre temizlik vergisi, harçlar, trafik ve vergi cezalarında uygulanan artış nedir? diye sorduğumuzda Maliye Bakanından “Bu algı akaryakıt, otomotiv ve iletişimden kaynaklanıyor. 3-4 tane mal ve hizmetten. Doğrudur, Türkiye dünyada nispeten yüksek vergi alan ülkelerden bir tanesi. Bazılarında ilk sırada. Ama bunun dışındaki bütün alanlarda vergiler düşük.” cevabını alıyoruz.
Akaryakıt, iletişim ve otomotiv zaten bizim insan gibi yaşamak adına kullandığımız temel ihtiyaçlar değil mi? Zaten bu ihtiyaçların üzerimizde oluşturduğu vergi yükünün daha da fazla ağırlaşmaması için öneriler geliştirilmiyor mu? Bunun üzerine bir de dolaylı vergi yükü, iyice hazmedilemez duruma düşürüyor…
Ülkemizde mevcut olan finansman sorunu her dönemde dolaylı vergilere başvurularak çözülmeye çalışılıyor, bu durumda vergi terazisi bozuluyor.
Motorlu taşıtlar vergisi, damga vergisi, özel iletişim vergisi, harçlar, veraset ve intikal vergisi oranları da zamlandı.
Önüm, arkam, sağım, solum vergi iken “vergiler göründüğü gibi yüksek değil” diyebilir miyiz?
kaynakhttp://www.vmhk.org.tr/?p=2452