İŞE DEVAMSIZLIK NEDENİ İLE YAPILACAK FESİHLERDE BEKLEME SÜRESİ
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2008/11561 E. ve 2009/3191 K. sayılı 23.02.2009 tarihli kararında hastalık veya kaza nedeni ile işe devamsızlık sebebine dayalı haklı nedenle fesihlerde haklı nedeni doğuran bekleme süresinin hangi esaslara göre tayin edileceğini ortaya koymaktadır.
İncelememize konu karar işverenlere bu şekilde yapacakları fesihlerde hangi şartlara dikkat etmeleri gerektiği noktasında son derece kritik ve dava kazandıracak bilgiler vermektedir. Uygulamada bu husus ilk derece mahkemeler tarafından tam olarak açıklığa kavuşturulamamış durumdadır. Bu Yargıtay kararı uygulamadaki farklılıkları sona erdirebilecek açıklıktadır. İşçinin iş akdinin sağlık sebepleri ile yani 25/1’e göre haklı nedenle feshi halinde, işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Ancak bu sebeple yapılan fesih eğer hukuka ve usule uygun ise işten çıkartılan işçinin açacağı işe iade davası kabul edilmeyecektir.
Kararımızda davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı işveren, davacının iş sözleşmesinin uzun süren istirahatından dolayı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/I-b maddesi uyarınca feshedildiğini ve davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacının hastaneye yatış tarihi olan 14.02.2006 tarihine göre bekleme süresinin ihbar öneline ilaveten 6 hafta eklendiğinde 23.05.2006 tarihinde dolduğu, davacının iş sözleşmesinin 16.05.2006 tarihinde bekleme süresi dolmadan feshedildiği, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18/f maddesi uyarınca fesih yetkisi elde edilemediği, feshin haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay kararı incelemiş ve öncelikle haklı fesih sebebinin ne zaman doğacağını tespit etmiştir. Yargıtay 25/1-b anlamında hastalık ve kazadan ötürü devamsızlık sebebine dayalı feshin bekleme süresi diye tabir edilen ihbar süresi artı 6 hafta olduğunu belirtmiştir. İkinci olarak Yargıtay uygulamada da ciddi duraksamalara neden olan bir hususa değinmiş ve bekleme süresinin başlangıcının işçinin rahatsızlığı nedeni ile sevk aldığı, kısaca devamsızlığın sağlık nedeni ile başladığı tarihten itibaren başlayacağını ifade etmiştir.
Yargıtay davacı işçinin sevk aldığı tarihin 31.01.2006 olduğunu, bekleme süresinin başlangıcının bu tarih esas alınarak hesaplanması gerektiğini, bu durumda da bekleme süresinin geçtiğini ve 4857 sayılı yasanın 25/1-b maddesi anlamında haklı nedenin doğduğunu belirtmiştir.
Kararımızdan çıkartılacak en önemli sonuç, işverenlerin istirahat raporu alarak devamsızlık yapan işçilerinin sevke dair kayıtlarını arşivlemesidir. Eğer bu kayıtlar düzgün şekilde saklanmaz ve işveren belge sunamazsa bekleme süresi dolsa dahi işçinin iş akdini 25/1-b’ye göre feshedemeyecek, feshetse de bu fesih geçersiz olacaktır.
Av. Alper Çekmeceligil
İş Hukuku Enstitüsü