FACEBOOK TAKİP ETMEK İÇİN BEĞEN

31 Ekim 2011 Pazartesi

SGK Taksitlendirmelerinin ödeme süresi uzatılmıştır










SGK Taksitlendirmelerinin ödeme süresi uzatılmıştır











5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin 2011/Eylül ayı aylık prim ve hizmet belgesinden kaynaklanan alacaklar ile ...
aynı sigortalılardan kaynaklanan ve ödeme vadesinin son günü 31/10/2011 olan 6111 sayılı Kanun yapılandırma taksitlerinin 3/11/2011 tarihine kadar ödenmesi halinde süresi içinde ödenmiş sayılacağından, bu işverenler hakkında herhangi bir gecikme cezası ile gecikme zammı uygulanmayacaktır.

SGK İşverenler tarafından  yapılacak prim ödemelerine ilişkin duyuru için tıklayınız


T.C.
SOSYAL GÜVENLĠK KURUMU BAġKANLIĞI
Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü


_______________________________________________________________________________________ 1/2


İŞVERENLERİMĠZCE YAPILACAK PRİM ÖDEMELERİNE İLİŞKİN
DUYURU


5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan gerek cari ay, gerekse 6111 sayılı Kanun gereğince yeniden yapılandırılan alacakların tahsili sırasında 31/10/2011 tarihinde sistemden kaynaklanan nedenlerden dolayı on-lıne banka kanalıyla yapılan tahsilatlarda bazı sorunlar yaĢanmıĢtır.
Kurumumuz bilgi iĢlem sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle ödeme vadesi 31/10/2011 tarihi itibariyle sona eren söz konusu alacakların ödeme süresi 3/11/2011 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatılmıŞtır.


5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara iliĢkin 2011/Eylül ayı aylık prim ve hizmet belgesinden kaynaklanan alacaklar ile aynı sigortalılardan kaynaklanan ve ödeme vadesinin son günü 31/10/2011 olan 6111 sayılı Kanun yapılandırma taksitlerinin 3/11/2011 tarihine kadar ödenmesi halinde süresi içinde ödenmiĢ sayılacağından, bu iĢverenler hakkında herhangi bir gecikme cezası ile gecikme zammı uygulanmayacaktır.
işverenlerimize duyulur.

Yeni TTK'da Şirketler Kendi Hisselerini Edinebilecek

 

Yeni TTK'da Şirketler Kendi Hisselerini Edinebilecek


-Şirketlere belli koşullar altında kendi hisselerini satın alma hakkı getirilecektir.

Her anonim şirket, genel kurulun yönetim kuruluna verdiği yetkiye dayanarak sermayesinin yüzde onunu aşmamak şartı ile kendi paylarını iktisap ve rehin olarak kabul edebilecektir. Bununla birlikte şirketler yakın ve ciddi bir kaybı önlemek amacı ile kendi paylarını genel kurulun yetkilendirme kararı olmadan da serbestçe iktisap edebileceklerdir.

.

-Kanunda öngörülen belli mükellefiyetleri yerine getirmeyen şirketlerin yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri adli para cezalarının yanı sıra ile hapis cezalarına çarptırılabilecektir.

.

Eski Ticaret Kanunu’nun aksine ağır yaptırımlar öngörülmüştür. Örneğin üç aylık süre içinde web sitesini oluşturmayan anonim şirketlerin yönetim kurulu üyeleri ve limited şirket müdürleri için altı aya kadar hapis cezası uygulanabilecektir.

.

-Şirketler topluluğuna ilişkin düzenlemeler yapılacak, hakim ve bağlı şirket özellikleriyle bildirim ve raporlama yükümlülükleri getirilecektir.

.

Kanun ile Türk hukukunda ilk defa şirketler topluluğu düzenlenmiştir. Şirketler topluluğu birden fazla sermaye şirketinin hâkimiyet ilişkileri bağlamında önceden belirlenen somut politikalara göre yönetilmesi amacıyla oluşturulan topluluktur.

Bir ticaret şirketi diğer bir ticaret şirketini bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa; birinci şirket hakim, diğeri bağlı şirkettir. Hakim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketler, onunla birlikte şirketler topluluğunu oluşturur.

.
Düzenlemeler ile hakim ve bağlı şirketler arasındaki ilişkiler şeffaflık, hesap verilebilirlik ve menfaat dengesi temelinde kurallara bağlanmıştır.

TEK BAĞIMSIZ DENETİM VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

İkramiyenizi güncel ve sorunsuz almak için hinlik yapabilirsiniz/Ali TEZEL

Eski memurlar

İkramiyenizi güncel ve sorunsuz almak için hinlik yapabilirsiniz

SGK, 9 Temmuz 2011 gününden sonra emekli olanlardan geçmişte memuriyet hizmeti olanların ikramiyelerini sorunsuz bir şekilde ödüyor. Bu tarihten önce emekli olanlarına ise mahkeme yolu gözüküyor. SSK emeklileri, mahkemesiz ikramiye alabilmek için işe girin, emekli aylığınızı kestirin ertesi gün yeniden emeklilik dilekçesi verin ve ikramiyenizi hem sorunsuz hem de güncel rakamlardan alın…

SGK'dan yeni doğan çocuk uygulaması / Aktivasyon kalktı.

SGK'dan yeni doğan çocuk uygulaması / Aktivasyon kalktı.


Artık babalar, yeni doğan çocukları için SGK önünde kuyruğa girmeyecek...

İlk kez sigortalı olanlar ile çalışanların yeni doğan çocuklarının kayıtları artık otomatik yapılacak. SGK önündeki kuyruk çilesi bitecek.

27 Ekim 2011 Perşembe

Çalınan malların gider niteliği

 

Çalınan malların gider niteliği /The expense character of the stolen goods

İşletmelerde çalınan ve kaybolan malların bedelleri gider yazılamaz. Ayrıca söz konusu kayıpların değeri düşen mal kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir. Nitekim vergi idaresinin görüşü de bu yönde olup vermiş olduğu birçok özelgede bunu tekrarlamıştır.

 

Ayrıca uygulamada yazılı olarak ortaya çıkan görüşlerin tamamı vergi idaresinin görüşü yönündedir. Konuya ilişkin Danıştayın görüşü ise net değildir. Çeşitli tarihlerde verilen kararlarda farklı görüşler savunulmuştur.
Konuya ilişkin Maliye Bakanlığı’nın 30.12.1999 tarihli özelgesi aşağıdaki gibidir.

Özet : Çalınan emtia değerinin gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Çalınan emtia ile ilgili olarak sigortadan alınan tazminatın emtianın değerini aşan kısmının gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Yazıda, İliniz Kordon Vergi Dairesi Başkanlığının .............. sicil numaralı mükellefi ................ Ticaret Ltd. Şti. tarafından Defterdarlığınıza verilen 16.12.1998 tarihli dilekçede, şirketin satış mağazasından çalınan emtia ve buna karşılık sigorta şirketinden alınan tazminatın ne şekilde vergilendirileceği sorulduğundan adı geçene verilecek cevaba esas olmak üzere konu hakkında Bakanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

Bilindiği üzere, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13. maddesinde;

“Kurumlar vergisi, birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır.

Safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.”

denilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun bilanço esasında ticari kazancın tespiti ile ilgili 38. maddesinde de, “Bilanço esasına göre ticari kazanç teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfından sahip ve sahiplerce;

  1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.

  2. İşletmeden çekilen değerler ise bu farka ilave olunur.


Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40. ve 41. maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmü yer almaktadır.

Adı geçen şirketin dilekçesinde, konak satış mağazasından 05.10.1998 tarihinde çalınan 42.350.263.400.- TL. kayıtlı değerli emtiaya ilişin olarak sigorta şirketinden 36.826.316.000 lira tazminat alındığı belirtilmektedir.

Bilindiği üzere Vergi Kanunlarında çalınan emtia bedellerinin zarar olarak yazılmasına veya bunlar için karşılık ayrılmasına imkan veren herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle çalınan emtia değerinin gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Çalınan emtia ile ilgili olarak sigortadan alınan tazminatın emtianın değerini aşan kısmının gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.”
(Maliye Bakanlığı’nın 30.12.1999 Tarih ve 8.07.0.GEL.0.49/4913-62 Sayılı Özelgesi)


The expense character of the stolen goods

In enterprises, the costs of goods that are stolen or lost are not recorded as expense. Moreover, the treatment of such items as goods whose values have declined, are also out of question. In fact, the tax administration has confirmed this opinion in numerous rulings that it has issued. Moreover, in practice all of the opinions regarding this subject matter represent the opinions of the tax administration. The opinion of the Council of State regarding this subject matter is not definite. It was noted that different opinions were stated in the resolutions that were passed at different dates.

The Ruling of the Ministry of Finance regarding this subject matter dated30.12.1999, reads as follows:

Summary: The treatment of the value of the merchandise that is stolen as expense, is not possible. The portion of the indemnity received from the insurance firm regarding the stolen merchandise rgat exceeds the value of the merchandise, should be treated as income.

In your mail, we were informed that in the petition filed by …………… Ticaret Ltd. Şti., who is a taxpayer registered under registration number ……….. of the Kordon Tax Office in your province, dated 16.12.1998, the said company inquired about the method of taxation to be applied on the insurance indemnity that was paid by the insurance firm due to the merchandise that was stolen from the sales store of your company; and our Ministry is requested to provide an opinion to be submitted to the concerned firm

As it is known, in Article 13 of the Corporation Tax Code No. 5422, the following provision is stated:

“The Corporation Tax shall be calculated on the basis of the net corporate earnings acquired during a single accounting period by the taxpayers specified in Article 1.
In the determination of net corporate earnings, the provisions of Income Tax Law concerning commercial earnings shall apply.”

Meanwhile, in Article 38 of the Income Tax Code, regulating the calculation of commercial earnings on balance sheet basis, it is stated that “Commercial earnings based on a balance sheet shall be the positive difference between the values of the enterprise's equity at the end of the accounting period and those at the beginning. During this period, values:

1. added by their owners or owners to the enterprise shall be deducted from this difference, and

2. withdrawn by their owner or owners from the enterprise shall be added to this difference.

During the determination of commercial earnings in this fashion, the provisions concerning appraisal of the Tax Procedures Code as well as those of Articles 40 and 41 of this Act shall be applied.

In the petition submitted by the said company, it is indicated that in return for the merchandise worth 42,350,263,400 TL, that was stolen on 05.10.1998, the insurance firm had paid an indemnity amounting to 36,826,316,000 TL.

As it is known, the Turkish Tax Legislation does not contain any provisions that allows the costs of the stolen merchandise to be recorded as loss, or that allows the setting aside of provisions for stolen merchandise. Therefore, the value of the stolen merchandise cannot be treated as expense. The portion of the indemnity received from the insurance firm which e-exceeds the value of the stolen merchandise, should be treated as income

Kindly Be Informed.

(Ruling of the Ministry of Finance dated 30.12.1999, and numbered 8.07.0.GEL.0.49/4913-62 )

 

 

HASAN YALÇIN

YMM

http://www.muhasebevergi.com/content.aspx?id=529

İlk Yıl Finansman Giderlerinde Aktifleşme Zorunluluğu Kalkıyor!

İlk Yıl Finansman Giderlerinde Aktifleşme Zorunluluğu Kalkıyor!

Bu incelemedeki amacımız böylesine temel bir vergi yasasındaki yeniliklerin daha geniş bir kesimdeki meslektaşlarımız tarafımızdan irdelenmesi, incelenmesi ve tartışılmasıdır.

Meslektaşlarımızda bu çabamıza karşılık vermekte sayısı yüzleri bulan elektronik posta ile görüşlerini bizlerle paylaşmaktadır. Yaratılan bu sinerji ve beraber çalışma ortamı ve içten ilgileri için tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederim.

Bugünkü yazımızda da Tasarı’da bulunan bir yenilikten daha bahsedeceğiz ve bu şekilde tasarıda bulunan temel yeniliklerle ilgili tespitlerimizi tamamlamış olacağız. Bundan sonra eleştiri ve önerilerimizi paylaşacağız. Eğer bizim göremediğimiz veya farkında olmadığımız gözünüze çarpan yenilikler var ise bunları da sizlerden bekliyoruz.

Biliyorsunuz uzun yıllar boyu sabit kıymetlerle direk ilişkilendirilen kredilere ait faiz giderlerinin aktifleşmesi veya direk gider yazılması tartışma konusu olmuştu. En sonunda Maliye Bakanlığı kanundan aldığı yetki ile 27.01.1985 tarihinde yayınladığı 163 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile konuya son noktayı koydu. Bu tarihten itibaren bu tebliğin öngördüğü hükümler uygulamaya alındı. Hatırlatmak istenirse tebliğ şu şekilde idi;

163 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

Kapsam

Bakanlığımıza yapılan çeşitli müracaatlardan, yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisiyle sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, sabit kıymetin maliyet bedeline mi intikal ettirileceği yoksa doğrudan ilgili yılın giderleri arasında mı gösterileceği hususlarında tereddütler bulunduğu anlaşılmış ve bu konularda aşağıdaki açıklamaların yapılması uygun görülmüştür.

1. Yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden kuruluş dönemine ait olanların sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maliyetine eklenmesi gerekmekte; işletme dönemine ait olanların ise, ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması,

2. Döviz kredisi kullanılarak yurt dışından sabit kıymet ithal edilmesi sırasında veya sonradan bu kıymetlere ilişkin borç taksitlerinin değerlemesi dolayısıyla ortaya çıkan kur farklarından, sabit kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesi zorunlu bulunmakta; aynı kıymetlerle ilgili söz konusu dönemden sonra ortaya çıkan kur farklarının ise, ait oldukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilerek amortisman konusu yapılması, mümkün bulunmaktadır.

Bu tebliğle, 104 ve 121 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri uygulamadan kaldırılmıştır.

Tebliğ olunur.

Gerek Tam Set diye tanımladığımız Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarında gerekse KOBİ’ler için Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarında bu konuyla ilgili Vergi Usul Kanunu ve Maliye Bakanlığının görüşüne aykırı bir düzenleme bulunmaktadır. KOBİ UFRS’lerde kesinlikle aktifleşmeye izin verilmezken, Tam Set UFRS’lerde özellikli varlık diye tanımladığı kısıtlı sayıda varlığa izin verilmekte bu da ancak kullanılmaya başlandığı ana kadar verilmektedir.

İşte bu sebeple ilgili standartlar 01.01.2013 tarihinde uygulamaya girdiğinde en çok sorun yaşanacak konulardan biride bu uygulama olarak göze çarpıyordu. Bu sebeple Vergi Usul Kanunu Tasarısı’nı inceden inceye inceledik. Kanunun geçmişte olduğu gibi bu konuyu tebliğlere bırakmadığı direk olarak kanun maddesi olarak düzenlediğini gözlemlemiş olduk. İlgili madde şu şekilde;

Maliyet bedeli
Madde 183-

1) Maliyet bedeli, finansman giderleri hariç, iktisadi bir kıymetin elde edilmesi veya değerinin artırılması dolayısıyla yapılan ödemelerin toplamını ifade eder.

2) Amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilebilmesi zorunlu olarak uzun bir süreyi gerektiren iktisadi kıymetler ile ilgili finansman giderleri maliyet bedeline dâhil edilir.

İlgili taslak kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere Vergi Usul Kanunu Tasarısı finansman giderlerine Tam Set olarak tanımladığımız Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının gözüyle bakmakta ve düzenlemektedir. Yani sadece özellikli varlık özeliğine haiz varlıklar için aktifleşmeye izin vermektedir.

Önceki uygulamaya göre bir yakınlaşma olarak görebileceğimiz bu durum detaylı incelendiğinde Türkiye’de yer alan şirketlerin % 99’unun KOBİ UFRS’nı uygulaması beklenirken ve bu standartlara göre de hiçbir aktifleşmeye izin verilmezken yapılan taslak düzenlemenin bir yakınlaşma olduğunu söylemek doğru değildir.

Aktifleşen veya Giderleşen finansman giderleri uzun yıllar boyu takip edilmesi gereken bir fark olarak Mali Kar ile Ticari Kar arasındaki yerini koruyacaktır. Bu sebeple KOBİ UFRS’ler dikkate alınarak düzenlemenin yeniden yapılması veya KOBİ’ler için esnetilmesi yerinde olacaktır.

Başta da dediğimiz gibi UFRS mali tablolarımız ile Vergi Matrahına gidiş yolumuzda en büyük yol göstericimiz olan Vergi Usul Kanunu’nun tasarısı hepimizin ilgisini ve tepkisini beklemektedir.

Özkan Cengiz

SMMM-Bağımsız Denetçi

Muhasebe Vergi

Tabii Afetlerle İlgili Vergi Konuları

 

Tabii Afetlerle İlgili Vergi Konuları
Van ve çevresinde meydana gelen depremin vergi işlemlerine olası etkileri ve yapılması gereken işlemler hk.

1. Mücbir Sebep Hali İlanı ve Vergisel Yükümlülüklerin Ertelenmesi

Gelir İdaresi Başkanlığı’nca 24.10.2011 tarihinde yayımlanan Basın Bülteniyle, 23.10.2011 tarihinde Van İlinde meydana gelen deprem felaketi mücbir sebep hali olarak kabul edilmiş ve Van İlinin tamamında vergi uygulamaları bakımından mücbir sebep hali ilan edilmiştir.

Açıklamada, mücbir sebep halinin 23.10.2011 tarihinde başladığı belirtilmiş, sona erdiği tarihin ise depremin etkilerinin ne kadar süreceği bilinemediğinden ileride belirleneceği ifade edilmiştir.

Gelir İdaresi açıklamasında, mücbir sebep haline bağlı olarak;

— 23 Ekim 2011 tarihinden itibaren verilmesi gereken tüm beyannameler ile bildirimlerin verilme ve ödeme sürelerinin,

— Mücbir sebep halinin başladığı 23.10.2011 tarihinden önce tahakkuk etmiş olup, vadesi bu tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresinin,

— İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen ve vadesi mücbir sebep ilan olunan tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresinin,

ileride belirlenecek bir tarihe kadar uzatıldığı belirtilmiştir.

2. Zayi Olan veya Değer Kaybeden Kıymetler

a) Zayi Olan veya Değer Kaybeden Ticari Mallar

Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesinde, deprem ve benzeri tabi afetler nedeniyle, değerinde önemli bir azalma olan malların emsal bedeliyle değerleneceği hükme bağlanmıştır.

Emsal bedelle değerleme ölçüleri Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede sırasıyla; ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası ve takdir esası olmak üzere üç emsal bedel değerleme ölçüsü sayılmakla birlikte, pratik olarak çoğunlukla depremde hasara uğrayarak değer kaybeden mallar için tek uygulanabilir ölçü takdir esası olmaktadır.

Bu çerçevede depremde hasar görmesi nedeniyle değer kaybeden ve değerleme gününde işletme stoklarında bulunan malların değer düşüklüğünün kazancın tespitinde dikkate alınabilmesi için takdir komisyonuna değerletilmesi gerekmektedir.

Değerleme gününe kadar satılarak işletmeden çıkan mallar için takdir kararına veya başka bir işleme gerek yoktur. Bu malların satış zararı zaten kazancın tespitinde dikkate alınmış olmaktadır.

Depremde gördüğü hasar nedeniyle değerini tamamen kaybeden ticari mallar için mutlaka takdir komisyonu kararına ihtiyaç vardır. Takdir komisyonu kararına dayanılarak, zayi olan mal bedellerinin kazancın tespitinde dikkate alınması mümkündür.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin (c) bendinde yer alan özel düzenleme nedeniyle, depremde zayi olan mallar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin indirimine bir engel yoktur. Dolayısıyla herhangi bir KDV düzeltmesi yapılması gerekmemektedir.

b) Zayi Olan veya Değer Kaybeden Sabit Kıymetler

Vergi Usul Kanunu’nun 317. maddesinde yapılan düzenlemeyle, deprem ve benzeri afetler nedeniyle değerini tamamen veya kısmen kaybeden sabit kıymetler için fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispeti uygulanabileceği öngörülmüştür.

Bu kapsamda depremde sabit kıymetleri tamamen veya kısmen değer kaybına uğrayanların, sabit kıymetin değerinin takdiri için takdir komisyonuna, fevkalade amortisman nispeti tespiti için de gerekli diğer dokümanlarla birlikte Maliye Bakanlığına başvurmaları gerekmektedir. Maliye Bakanlığı başvuru üzerine mahallinde inceleme yaptırmakta, takdir komisyonu kararına istinaden zarar gören sabit kıymetin hurda değeri ile net aktif değeri arasındaki farkın zarar yazılmasına izin vermektedir.

Fevkalade amortisman için alınması gereken izin uzun bir prosedürü gerektirmekte olup, işlemlerin tamamlanması zaman zaman birden fazla yıla yayılabilmektedir. Bu nedenle, amortisman süresinin sonuna yaklaşan kıymetler için normal amortisman ayrılmasına devam edilmesi veya satılması planlanan sabit kıymetler için satışın beklenmesi de alternatif işlemler olarak değerlendirilebilir.

Depremde zayi olan mallar gibi sabit kıymetler için de herhangi bir KDV düzeltmesine ihtiyaç bulunmamaktadır.

c) Zarar Gören Sabit Kıymetlerin Tamir ve Bakım Giderleri

Vergi Usul Kanunu’nun 272. maddesi gereği, depremde zarar gören sabit kıymetler için yapılan normal tamir giderlerinin, doğrudan gider kaydedilmesi gerekir.

Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, sabit kıymetin iktisadi değerini devamlı olarak artıran giderlerin ise maliyete eklenmesi ve amortisman yoluyla giderleştirilmesi gerekir.

d) Zayi Olan veya Değer Kaybeden Sabit Kıymetler Nedeniyle Alınan Sigorta Tazminatları

Vergi Usul Kanunu’nun 329. maddesine göre, deprem ve benzeri afetler nedeniyle hasar gören veya zayi olan sabit kıymetler için alınan sigorta tazminatı, sabit kıymetin net defter değerinden fazla veya eksik olduğu takdirde, fark kar veya zarar yazılır.

Deprem nedeniyle değer kaybeden sabit kıymetler için sigorta tazminatı alınması durumunda ayrıca fevkalade amortisman için başvurmaya gerek yoktur. Bu durumda yukarıda belirtildiği gibi alınan tazminatla sabit kıymetin net defter değerinin karşılaştırılıp, olumsuz farkın zarar yazılması mümkündür.

Öte yandan, sigortadan alınan tazminatın, hasar gören sabit kıymetin net defter değerinden büyük olması durumunda, ortaya çıkan kar için yenileme fonu ayrılmasına engel yoktur.

e) Zayi Olan veya Değer Kaybeden Mallar Nedeniyle Alınan Sigorta Tazminatları

Vergi Usul Kanunu’nun 330. maddesine göre, zayi olan mallar için alınan sigorta tazminatlarının, zayi olan malların değerinden fazla olması halinde, bu fazlalık kara alınır.

3. Defter ve Belgelerin Zayi Olması

Yasal defter ve belgelerin muhafaza ve istendiğinde ibraz edilmemesi, başta gelir/kurumlar vergisi matrahının belirlenmesi ve KDV indirimi olmak üzere birçok vergi uygulamasında önemli sonuçlar doğurmaktadır.

Bu nedenle, deprem nedeniyle defter ve belgeleri zayi olanların, olası ciddi risklerle karşılaşmamak için, durumu ilgili kurum ve kuruluşlar yanında, Ticaret Mahkemesinden alacakları karar ve belgelerle belgelendirmeleri gerekmektedir.

4. İhraç Kayıtlı Malların Süresinde İhraç Edilememesi Halinde Ek Süre Talebi

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesinde; ihracatçıların, imalatçılar tarafından ihraç edilmek koşuluyla teslim ettikleri mallara ilişkin katma değer vergisini ödemeyeceği hükme bağlanmıştır. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur. Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ayın başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde ise, tecil edilen vergi terkin olunur.

 

İhracatın 3 ay içinde ihracatçı tarafından gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan verginin tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren gecikme zammıyla birlikte imalatçı tarafından vergi idaresine ödenmesi gerekmektedir. Ancak çeşitli nedenlerle ihracatını 3 ay içinde gerçekleştiremeyen ihracatçı firmalar ve ihraç kaydıyla mal teslim eden mükellefler için ek süre verilmesi hususunda 112 seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde düzenlemeler yapılmıştır.

Tebliğde yapılan düzenlemeye göre, ihraç kaydıyla mal alımında bulunan ve bu malları 3 aylık yasal süre içinde mücbir sebepler ve beklenmedik durumlara bağlı olarak ihraç edemeyen ihracatçı firmalar ek süre talep edebilecektir.

23.10.2011 tarihinde Van ve çevresinde meydana gelen depremden zarar gören mükelleflerin durumu Vergi Usul Kanunu’nca mücbir sebep hali kapsamında değerlendirilmiştir. Bu çerçevede, ihraç kaydıyla mal alımında bulunan ve deprem nedeniyle bu malları 3 aylık yasal süre içinde ihraç edemeyen ihracatçı firmaların ek süre talep etmeleri mümkündür.

İhraç kaydıyla teslim edilen malın ihracatının, teslim tarihini takip eden ayın başından itibaren 3 aylık yasal süre içinde gerçekleşmemesi halinde, yasal sürenin bittiği tarihten itibaren on beş gün içinde ihracatçı tarafından “ek süre talep dilekçesi” düzenlenerek, ihracatçının bağlı olduğu vergi dairesine, vergi dairesi başkanlığına veya defterdarlığa başvurulmalıdır. Süresinden sonra yapılan ek süre talepleri değerlendirmeye alınmamaktadır.

Ek süre dilekçesinde mücbir sebebin belirtilmesi ve dilekçe eki olarak “ihraç kaydıyla teslime ait faturanın” örneğinin ilave edilmesi gerekmektedir.

KDVK 11/1-c maddesinde öngörülen ek süre 3 ay ile sınırlandırılmıştır. Bu nedenle, 3 aydan az ek süre isteyen ve bu talebi kabul edilen mükellefler hariç olmak üzere, 3 aylık ek süre içinde ihracatın gerçekleştirilememesi halinde ikinci bir ek sürenin verilmesine yasal olarak olanak bulunmamaktadır. 3 aydan az ek süre isteyen mükelleflerin ise sonradan 3 aya kadar olan dönem için ilave süre istemeleri mümkündür.

İhracatın belirtilen şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi, tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur.

İhraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde ise, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.

5. Deprem Amaçlı Olarak Yapılan Bağış ve Yardımlar

a) Başbakanlık Aracılığıyla Yapılan Bağış ve Yardımlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığıyla makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamının, kurum kazancından indirileceği hükme bağlanmıştır. Aynı yönde bir düzenleme, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde de yer almaktadır.

Van ve çevresinde meydana gelen deprem için, bu bültenin yazıldığı tarih itibariyle bir Bakanlar Kurulu kararı yayımlanmamıştır. Böyle bir kararın alınması durumunda, bu kapsamda yapılan bağış ve yardımların tamamı, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince, matrahtan indirilebilecektir.

b) Kızılay’a Yapılan Bağışlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, Türkiye Kızılay Derneği’ne makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamının matrahtan indirilmesine olanak sağlanmıştır.

Bu düzenleme kapsamında, depremden zarar görenler için Türkiye Kızılay Derneği aracılığıyla yapılacak nakdi bağışların tamamının kurumlar vergisi matrahından indirilmesi mümkündür.

c) Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’a Göre Yapılan Bağış ve Yardımlar

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 33. maddesinde, bu Kanun gereğince yapılacak harcamaları karşılamak üzere çeşitli gelir kaynakları öngörülmüş, bu gelirlerden birisi olarak da nakdi yardım ve bağışlar sayılmıştır.

Aynı Kanun’un 45. maddesine göre, afetlerden zarar görenlere yardımda bulunmak üzere kurulan Milli Yardım Komitesi veya Mahalli Yardım Komitelerine makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar, gider kaydedilebilmektedir.

Bu düzenlemeler çerçevesinde, umumi hayata müessir afetlere maruz kalanlara harcanmak üzere makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımlar,

d) Kamu İdarelerine ve Belediyelere Yapılan Bağış ve Yardımlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-c bendiyle, başta genel ve özel kamu idarelerle belediyeler olmak üzere, sayılan kurum ve kuruluşlara yapılan bağış ve yardımların, kurum kazancının % 5’i ile sınırlı olarak vergi matrahından indirilmesi öngörülmüştür.

Kurum kazancı kavramı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço karı –(iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutarı ifade etmektedir.

e) Dernek ve Vakıflara Yapılan Bağış ve Yardımlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-c bendinde yer alan düzenleme gereği, vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan derneklere yapılan bağış ve yardımlar, gerçek kişilerce beyan edilen gelirin veya kurum kazancının % 5’i ile sınırlı olarak gelir veya kurumlar vergisi matrahından indirilebilmektedir.

Vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile kamu yararına çalışan dernekler dışındaki diğer dernek ve vakıflara yapılan bağış ve yardımların, matrahtan indirimine olanak yoktur.

Vergi muafiyeti tanınan vakıfların listesine www.gelirler.gov.tr, kamu yararına çalışan dernekler listesine ise www.dernekler.gov.tr internet adreslerinden ulaşmak mümkündür.

f) Bağış ve Yardımların İndiriminde Sınır

Yukarıda özetlendiği gibi, bağış ve yardımların beyan edilen gelirden veya kurum kazancından indirilmesi, bazı bağış ve yardımlar için gelirin belli bir oranıyla sınırlanmışken, bazı bağış ve yardımlar için oransal bir sınır öngörülmemiştir.

Oransal bir sınır olmadığı durumda da indirim, bağış ve yardımın yapıldığı yılın geliriyle sınırlıdır. İlgili yılın matrahından indirilemeyen tutar, sonraki yıllara devredilememektedir.

g) Ayni olarak yapılan bağışların KDV boyutu

Genel ve katma bütçeli idareler, belediyeler, kamu yararına çalışan dernekler, vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve KDV Kanunu’nun 17. Maddesinin birinci fıkrasında sayılan diğer kurum ve kuruluşlara yapılan bedelsiz teslimler KDV’den istisnadır.

h) Yapılan Bağışların Belgelendirilmesi

Yukarıda özetlenen düzenlemelerin, yapılan bağışın matrahtan indirimini, makbuz karşılığı yapılması koşuluna bağladığına dikkat edilmelidir.

Bu çerçevede, bağış yapılan kurum veya kurululardan makbuz alınması önemlidir.

Maliye Bakanlığı geçmişte verdiği özelgelerde, özellikle yapılan kampanyalar kapsamında bağışın banka hesaplarına yatırıldığı durumda, bankadan alınacak dekontta, hesabın kampanyaya ait olduğunun belirtilmesi koşuluyla, banka dekontuna dayanılarak da bağışın matrahtan düşülebileceğini belirtmiştir. PwC

İşyeri Hekimi Görev ve Yetkileri

İşyeri Hekimi Görev ve Yetkileri

İşverenler, devamlı olarak en az elli işçi çalıştırdıkları işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, işçilerin ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, işyerindeki işçi sayısı, işyerinin niteliği ve işin tehlike sınıf ve derecesine göre;

 

 

a)    İşyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturmakla,

b) Bir veya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde diğer sağlık personelini görevlendirmekle,

c) Sanayiden sayılan işlerde iş güvenliği uzmanı olan bir veya birden fazla mühendis veya teknik elemanı görevlendirmekle,
yükümlüdürler.

İşverenler, bu yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını, bünyesinde çalıştırdığı ve yönetmelikle belirlenen vasıflara sahip personel ile yerine getirebileceği gibi, işletme dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak da yerine getirebilir. Bu şekilde hizmet alınması işverenin sorumluklarını ortadan kaldırmamaktadır.

Öte yandan, sigortalıların tedavi ve ilaç giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığı gibi, Kurumca yetki tanınan işyeri hekimi sigortalılara bir kerede en fazla 2 gün olmak üzere istirahat verebilmektedir.

İşyeri hekimlerinin iş ve işlemlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce yürütüleceği belirtilmiştir. Dolayısıyla işyeri hekimlerinin yetkilendirilmesi ve diğer işlemler tek elden, yani Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecektir.

İşyeri Hekimlerinin Nitelikleri ve İşyeri Hekimliği Belgesi:

İşyeri hekimi olarak görevlendirilecek hekimler, işyeri hekimliği belgesine sahip olmak zorundadır.
İşyeri hekimliği belgesi;

a-İşyeri hekimliği eğitim programını tamamlayan ve eğitim sonunda Bakanlıkça yapılacak veya yaptırılacak sınavda başarılı olan hekimlere,

b-İş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıl teftiş yapmış olan hekim iş müfettişleri, iş sağlığı bilim uzmanı hekimler, iş sağlığı bilim doktoru ile Bakanlık ve bağlı birimlerinde iş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıl fiilen çalışmış hekimlerden Bakanlıkça yapılacak veya yaptırılacak sınavda başarılı olanlara,

c-İş ve meslek hastalıkları ya da işyeri hekimliği yan dal uzmanları ile uzmanlık eğitimi süresince iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili en az 150 saat teorik ve uygulamalı eğitim alan halk sağlığı uzmanlarına istekleri halinde,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilir.

Yurtdışından alınan ve yeterlilikleri Bakanlıkça onaylanmış işyeri hekimliği belgesi veya eşdeğer belgeye sahip olan hekimlerden sınava katılarak başarılı olanlara da işyeri hekimliği belgesi Bakanlıkça verilir. Bu şekilde işyeri hekimliği belgesi almak isteyenlere sadece bir kez doğrudan sınava girme hakkı tanınır.
İşyeri hekimlerinin görevleri

İşyeri hekimleri, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında aşağıdaki görevleri yapmakla yükümlüdür.
Rehberlik ve danışmanlık;

1- Bulunması halinde iş sağlığı ve güvenliği kuruluna katılarak çalışma ortamı gözetimi ve işçilerin sağlık gözetimi ile ilgili danışmanlık yapmak ve alınan kararların uygulanmasını izlemek,

2- Kantin, yemekhane, yatakhane, kreş ve emzirme odaları ile soyunma odaları, duş ve tuvaletlerin bakımı ve temizliği konusunda gerekli kontrolleri yaparak tavsiyelerde bulunmak,

3- İş sağlığı, hijyen, toplu koruma yöntemleri ve kişisel koruyucu donanımlar konularında tavsiyede bulunmak,

4- İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesi amacıyla gerekli aktiviteler konusunda işverene tavsiyelerde bulunmak,

5- İş sağlığı ve güvenliği çalışmaları kapsamında işyerinde periyodik incelemeler yapmak ve risk değerlendirme çalışmalarına katılmak,

6- İşyerinde sağlığa zararlı risklerin değerlendirilmesi ve önlenmesi ile ilgili mevzuata göre yapılması gereken koruyucu sağlık muayenelerini yapmak,

7- Sağlık sorunları nedeniyle işe devamsızlık durumları ile işyerinde olabilecek sağlık tehlikeleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını tespit etmek, gerektiğinde çalışma ortamı ile ilgili ölçümler yapılmasını sağlayarak, alınan sonuçların işçilerin sağlığı yönünden değerlendirmesini yapmak,

8- İşin yürütümünde ergonomik ve psikososyal riskler açısından işçilerin fiziksel ve zihinsel kapasitelerini dikkate alarak iş ile işçinin uyumunu sağlamak ve çalışma ortamındaki stres faktörlerinden korunmaları için araştırmalar yapmaktır.
Sağlık gözetimi;

1- Gece postaları da dâhil olmak üzere işçilerin sağlık gözetimini yapmak,

2- İşçilerin işe giriş ve periyodik sağlık muayenelerini iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında belirtilen aralıklarla ve Ek-7’de verilen örneğe uygun olarak düzenlemek ve işyerinde muhafaza etmek,

3- Sağlık sorunları nedeniyle işe devamsızlık durumlarında işe dönüş muayenesi yaparak eski işinde çalışması sakıncalı bulunanların mevcut sağlık durumlarına uygun bir işte çalıştırılmasını tavsiye etmek,

4- Hassas risk grupları, meslek hastalığı tanısı veya şüphesi olanlar, kronik hastalığı olanlar, madde bağımlılığı olanlar, birden fazla iş kazası geçirmiş olanlar gibi işçilerin, uygun işe yerleştirilmeleri için gerekli koruyucu sağlık muayenelerini yaparak rapor düzenlemek,

5- Bulaşıcı hastalıkların kontrolü için yayılmayı önleme ve bağışıklama çalışmaları yapmak, portör muayenelerinin yapılmasını sağlamak,

6- Sağlık gözetimi sonuçlarına göre, bulunması halinde iş güvenliği uzmanı ile işbirliği içinde çalışma ortamının gözetimi kapsamında gerekli ölçümlerin yapılmasını önermek, ölçüm sonuçlarını değerlendirmek,

7- Sağlık gözetimi konusunda işçileri bilgilendirmek ve onların rızasını almak, sağlık riskleri ve yapılan sağlık muayeneleri konusunda işçileri yeterli ve uygun şekilde bilgilendirmek,

8- Gerekli laboratuar tetkikleri, radyolojik muayeneler ve portör muayenelerini yaptırmak, bulaşıcı hastalıkların kontrolünü sağlamak, bağışıklama çalışmaları yapmak, işyeri ve eklentilerinin genel hijyen şartlarını sürekli izleyip denetlemek,

9- Yıllık çalışma planını, bulunması halinde iş güvenliği uzmanı ile işbirliği yaparak hazırlamak, işyerindeki sağlık gözetimi ile ilgili çalışmaları kaydetmek ve Ek-5’te belirtilen örneğine uygun yıllık değerlendirme raporunu hazırlayarak elektronik ortamda Bakanlığa göndermektir.
Eğitim ve bilgilendirme;

1- İşyerinde ilkyardım ve acil müdahale hizmetlerinin organizasyonu ve personelin eğitiminin sağlanması çalışmalarını ilgili mevzuat doğrultusunda yürütmek,

2- İş sağlığı, hijyen ve ergonomi alanlarında bilgi ve eğitim sağlanması için ilgili taraflarla işbirliği yapmak,

3- İşyeri yöneticilerine, iş sağlığı ve güvenliği kurulu üyelerine, işçilere ve temsilcilerine genel sağlık konularında eğitim vermek ve bu eğitimlerin sürekliliğini sağlamak,

4- Bağımlılık yapan maddelerin kullanımının zararları konusunda işyerinde eğitim vermek.
İlgili birimlerle işbirliği;
1- İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak araştırmalara katılmak,

2- İş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına yakalanan işçilerin rehabilitasyonu konusunda işyerindeki ilgili birimlerle, meslek hastalığı tanısında yetkili hastaneler ile işbirliği içinde çalışmak,

3- İş kazaları ve meslek hastalıklarının analizi ile iş uygulamalarının iyileştirilmesine yönelik programların geliştirilmesi çalışmalarına katılmak,

4- Yeni teknoloji ve donanımın sağlık açısından değerlendirilmesi ve test edilmesi gibi mevcut uygulamaların iyileştirilmesine yönelik programların geliştirilmesi çalışmalarına katılmak,

5- Bulunması halinde iş güvenliği uzmanı ile işbirliği içinde yıllık çalışma planını ve yıllık değerlendirme raporunu hazırlamak,

6- Yöneticilere, bulunması halinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu üyelerine ve işçilere genel sağlık, iş sağlığı ve güvenliği, hijyen, kişisel koruyucu donanımlar ve toplu korunma yöntemleri konularında bilgi ve eğitim verilmesi için ilgili taraflarla işbirliği yapmak.
İşyeri hekimlerinin yetkileri
İşyeri hekimlerinin yetkileri aşağıda belirtilmiştir.

a- İşyeri bina ve eklentilerinde, çalışma metot ve şekillerinde veya iş ekipmanında işçiler açısından yakın ve hayati tehlike oluşturan bir husus tespit ettiğinde işverene bildirmek, gerekli tedbirler işveren tarafından alınmadığı takdirde durumu Bakanlığa rapor etmek,

b- İşyerinde belirlediği yakın ve hayati tehlike oluşturan hususun acil müdahale gerektirmesi halinde işveren veya işveren vekilinin onayını almak kaydıyla işi geçici olarak durdurmak,

c- Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda inceleme ve araştırma yapmak, gerekli bilgi ve belgelere ulaşmak ve çalışanlarla görüşmek,

ç- Görevinin gerektirdiği konularda işvereni bilgilendirerek ilgili kurum veya kuruluşlar ile iletişime geçmek ve işyerinin iç düzenlemelerine uygun olarak işbirliği yapmaktır.

Tam süreli iş sözleşmesi ile görevlendirilen işyeri hekimleri çalıştıkları işyeri ile ilgili mesleki gelişmelerini sağlamaya yönelik eğitim, seminer ve panel gibi organizasyonlara katılma hakkına sahiptir. Bu gibi organizasyonlarda geçen sürelerden bir yıl içerisinde toplam beş iş günü kadarı çalışma süresinden sayılır ve bu süreler sebebiyle işyeri hekiminin ücretinden herhangi bir kesinti yapılamaz.
İşyeri hekimlerinin yükümlülükleri

İşyeri hekimleri, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken, işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin ve işyerinin meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları hakkındaki bilgiler ile işçinin kişisel sağlık dosyasındaki bilgileri gizli tutmakla yükümlüdürler.

İşyeri hekimi, görevlendirildiği işyerinde yapılan çalışmalara ilişkin tespit ve tavsiyelerini onaylı deftere yazmak ve bulunması halinde ve gerektiği durumlarda iş güvenliği uzmanı ile birlikte eş zamanlı imzalamak ve suretlerini saklamak zorundadır. İşyerinde yapılan denetimlerde, işyeri hekiminin bu zorunluluğu yerine getirmediğinin tespiti halinde; işyeri hekimi Bakanlıkça yazılı olarak uyarılır. Uyarı gerektiren durumun tekrarı halinde işyeri hekimi belgesinin geçerliliği bir yıl süreyle askıya alınır. Belgesinin geçerliliği askıya alınanlar Genel Müdürlük internet sayfasında ilân edilir. Bir yılsonunda işyeri hekiminin tekrar görev alabilmesi için Bakanlık onayının alınması zorunludur.

İkinci fıkrada belirtilen onaylı defter; işyeri hekimi ile işveren veya işveren vekilince, bulunması halinde ve gerektiğinde iş güvenliği uzmanı ile eş zamanlı olarak imzalanır. Defterin imzalanmaması veya düzenli tutulmamasından işveren veya işveren vekili sorumludur.

İşyeri hekimlerinin çalışma süreleri

İşyeri hekimleri, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yerine getirmek için aşağıda belirtilen sürelerde görev yaparlar.

a- Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine; sağlık gözetimi için ayda en az 10 saat, buna ilave olarak işe giriş ve periyodik muayeneleri ile eğitim için işçi başına yılda en az 20 dakika,

b- Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine; sağlık gözetimi için ayda en az 15 saat, buna ilave olarak işe giriş ve periyodik muayeneleri ile eğitim için işçi başına yılda en az 25 dakika,

c- Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine; sağlık gözetimi için ayda en az 20 saat, buna ilave olarak işe giriş ve periyodik muayeneleri ile eğitim için işçi başına yılda en az 30 dakika.

Az tehlikeli sınıfta yer alan 1000 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 1000 işçi için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. İşçi sayısının 1000 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar işyeri hekimi eklenir.

Tehlikeli sınıfta yer alan 750 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 750 işçi için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. İşçi sayısının 750 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar işyeri hekimi eklenir.

Çok tehlikeli sınıfta yer alan 500 ve daha fazla işçisi olan işyerlerinde her 500 işçi için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. İşçi sayısının 500 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan işçi sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar işyeri hekimi eklenir.

İşyeri hekimlerinin görevlendirilmesinde sözleşmede belirtilen süre kadar işyerinde hizmet sunulur. Birden fazla işyeri ile kısmi süreli iş sözleşmesi yapıldığı takdirde bu işyerleri arasında yolda geçen süreler haftalık kanuni çalışma süresinden düşülür.

Mehmet Fatih GELERİ
İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı
fatihgeleri@gmail.com

KAYNAK : http://muhasebenet.net/haber.php?haber_id=674

Emeklilikte yaşa takılanlara iyi haber

 

Emeklilikte yaşa takılanlar dikkat!


CHP'den emeklilik yaşının yükseltilmesi nedeniyle prim gün sayısını tamamlamalarına rağmen yaşa takılanların emekli olması için yasa teklifi geldi!

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU UYGULAMA TAKVİMİ

 

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU UYGULAMA TAKVİMİ


 
13 Ocak 2011 tarihli TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yeni Türk Ticaret Kanunu, bir bütün olarak incelendiğinde sadece içerik olarak değil sistematik olarak da birçok açıdan yenilenmiştir.


  1. Bilişim ve teknoloji alanında yaşanan gelişmelerden yeni TTK ne şekilde etkilendi?


Teknolojik gelişmelere paralel olarak yeni TTK ile öngörülen değişiklikler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Ticaret sicil kayıtlarının elektronik ortamda tutulması ve depolanması,  Fatura ve teyit mektuplarının elektronik ortamda oluşturulması ve saklanması,


B-l Genel Kurul çağrılarının elektronik posta ile yapılabilecek olması; toplantıya katılma, öneri sunma, oy kullanma gibi yönetimsel hakların internet ortamında elektronik imza ile kullanılabilecek olması,
C- Sermaye şirketleri için internet sitesi kurma zorunluluğu getirilmesi ve bu internet sitelerinde kamunun aydınlatılması ilkesi nedeniyle gerekli belgeleri yayınlama zorunluluğu,  Yönetim Kurulu üyesinin bir tüzel kişi temsilcisi olması durumunda, yeni tüzel kişi ve temsilcisinin internet sitesinde yayınlanma zorunluluğu, l Tarafların anlaşmaları halinde ihbar, itiraz ve benzeri beyanların elektronik ortamda yapılmasına imkan tanınması,
D- Şirket Kuruluş süreçlerinin elektronik ortamda yapılması

  1. Yeni TTK “şeffaflık ve tutarlılık” ilkesini benimsiyor!


Muhasebenin temel ilkelerinden olan “şeffaflık ve tutarlılık” ilkesi yeni TTK’dada benimsenmiştir. Yeni TTK’nın geneli incelendiğinde muhasebe sistemi ve denetimle ilgili hükümler başta olmak üzere birçok hükmün Uluslar arası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) ve raporlama ilkelerinden esinlenerek hazırlandığı görülmektedir. Sermaye ve kredi piyasalarının uluslararası piyasaların bir parçası olabilmesi, ülkenin yabancı sermayeyi çekebilmesi, rekabet piyasasında bir güç olarak yer alabilmesi ve pay senetlerini büyük borsalarda kota edebilmesi için tam şeffaflığa dayalı bir sistemi kabul etmesi gerekmektedir.

  1. Kamuyu aydınlatma yükümlülüğü


Halka açık şirketlerin hukukunu düzenleyen Sermaye Piyasası Kanunu’nda da yer alan kamuyu aydınlatma yükümlülüğü, yeni TTK’da da mevcuttur. Söz konusu düzenleme tam ve doğru bilgilendirmenin sağlanması amacıyla şirketlerin finansal tabloları ile temsilciler ve yönetimle ilgili alınan kararların duyurulması ve bu sayede üçüncü kişilerin ticari hayatın baş aktörleri olan şirket tüzel kişilikleri hakkında bilgilendirilmesini içerir. Kamuyu aydınlatma yükümlülüğü ile şirketler hesap verebilir bir yapıya kavuşmakta ve şeffaflık tam anlamıyla sağlanmaktadır.

  1. Yeni TTK ve ticari işletmeler


Artık ticari işletme işleten tüzel kişiler arasına vakıflar da eklenmiştir. Yeni TTK’nın gerekçesi dikkate alındığında vakıfların, derneklere nazaran daha fazla ticari kazanç amacı güden tüzel kişiler olması nedeniyle bu düzenlemenin yapılması uygun görülmüştür. Yeni düzenleme ile gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi için harcayan vakıfların tacir sayılmayacağı da ifade edilmiştir.

  1. Ticari işletme kavramı değişiyor mu?


Yeni TTK, ticari işletmeyi daha somut kavramlarla tanımlamaktadır. Buna göre; “Ticarî işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” tanımı yapılmıştır. Tanıma ek olarak ticari işletmenin bir bütün olarak yazılı bir sözleşmeyle devredilebileceği veya başka hukuki işlemlere konu olabileceği eklenmiş ve prensip olarak bütünlüğün neleri kapsadığı sayılmıştır. Bunlar sırasıyla duran mal varlığı, işletme değeri, kiracılık hakkı, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet hakları ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarıdır. İşletme devri sözleşmesinde ticari işletme unsurlarının ayrıştırılabileceği de ayrıca belirlenmiştir.

  1. Defter ve Belgeler nasıl bir delil olarak öngördü?


Yeni TTK’da ticari defterlerin ispat aracı olarak kullanılması konusunda köklü bir değişikliğe gidildiği görülmektedir. Buna göre ticari defterlerin kesin delil olarak sahibinin lehine, aleyhine veya diğer tarafın aleyhine kullanılması durumu ortadan kaldırılmıştır. Bunun yerine “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticarî işlerde de uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

  1. Şirketler topluluğu kavramı nedir ve hangi ihtiyaca cevap verir?


Yeni TTK’nın göze çarpan en önemli  yeniliklerinden biri de şirketler topluluğu ile ilgili düzenlemeler getirmesidir. Yeni TTK’nın tüzel kişilik perdesini kaldırdığı ve sorumluluk bahsi açısından önemli bir düzenleme getirdiği söylenebilir. Mevcut sistemde hakim şirketler hissedar oldukları yavru şirketler üzerinden yaptıkları işlemler nedeniyle bilançolarda gerçek durumları yansıtmayan bir görünüm yaratabilmektedir. Getirilen bu düzenleme ile söz konusu durumdan en çok etkilenen bağlı şirket yöneticilerinin korunması sağlanmakta ve şirketlerin sorumluluk sınırları belirlenmektedir. Ayrıca şirketler topluluğu içinde yer alan her şirket için kayıp ve kazançların açıkça görülmesi sağlanacaktır.

  1. Hisselerin çoğunluğuna sahip hakim şirketseniz, şirketi tamamen satın alma hakkınız var mı?


Bir şirket doğrudan veya dolaylı olarak diğer bir şirketin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, diğer pay sahipleri karşı oyları, açtığı davalar ya da benzeri davranışlarla çalışmalarını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, şirkette fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa hakim şirket bu payları, varsa borsa yoksa gerçek bilânço değeri ile satın almak üzere mahkemeye başvurabilir.

  1. Anonim ve limited şirketlerin asgari sermayesi


Yeni TTK hükmüne göre anonim şirketlerde aranan asgari sermaye için ikili bir sistem getirilmiştir. Bu ikili sistemin getirilmesinde sermaye piyasası tebliğlerinin dikkate alındığı söylenebilir. Buna göre, esas sermaye en az 50.000 TL olmalıdır. Halka açık olmayan ancak kayıtlı sermayeyi kabul etmiş bulunan anonim şirketlerde ise 100.000 TL olmalıdır. Limited şirketlerde ise aranan asgari sermaye 5.000 TL’den 10.000 TL’ye çıkarılmıştır.

  1. Anonim Şirketlerde Kuruluş Belgeleri


Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, “esas sözleşme, kurucular beyanı, değerleme raporları, ayın ve işletme devralınmasına ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere, kurulmakta olan şirketle, kurucular ve diğer kişilerle yapılan ve kuruluşla ilgili olan sözleşmeler ile kuruluş raporu” anonim şirketin kuruluş belgeleri dir. Bu belgeler, şirketin ticaret sicil dosyasına konulacak ve birer nüshaları da şirket tarafından beş yıl süreyle saklanacaktır.

  1. Tek kişilik anonim ve limited şirket


6762 sayılı TTK’da anonim şirketler için en az 5, limited şirketler için en az 2 kurucu ortağın mevcudiyeti aranmaktaydı. Yeni TTK’nın düzenlemesine göre bir anonim veya limited şirket tek kişi tarafından başkaca bir ortağa gereksinim duymaksızın kurulabileceği gibi sonradan da bu durumun ticaret siciline tescili kaydıyla tek kişilik hale gelebiliyor. Bu sayede mevcut sayı kuralına uyularak kurulan şirketlerin sonradan tek ortağa düşmesi halinde şirketin fesih tehlikesi ile karşılaşma olasılığı ortadan kaldırılıyor.

  1. Yeni TTK’da anonim şirketlerin yönetim kurullarına ilişkin yenilikler neler?


Şirketlerin yönetim kurullarına ilişkin getirilen yeni düzenlemenin mevcut yapıdan oldukça farklı olduğu söylenebilir. Kurulunun en az üç üyeden oluşacağına ilişkin mevcut düzenleme Yeni TTK’da terk edilmiştir. Bu sayede tek kişi ortaklı anonim şirket düzenlemesine paralel olarak tek kişilik yönetim kurulu oluşumu mümkün kılınmıştır. Yönetim Kurulu üyelerinin pay sahibi olma zorunluluğu yeni TTK ile kaldırılmış ve bu sayede üyelerin daha uzman ve profesyonel kişilerden oluşması imkanı tanınmıştır. Kurul üyelerinin sadece gerçek kişi değil, tüzel kişi olması imkanı da getirilmiştir.  Kurul üyelerinden en az birinin Türkiye’de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması zorunluluğu getirilmiştir. Bu sayede üyelere ilişkin hukuki ve cezai sorumluluk hükümlerinin uygulanması konusunda kolaylık sağlanacaktır. Ayrıca şirket yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte birine yüksek öğrenim görme zorunluluğu getirilerek yönetimin profesyonelleşmesi amaçlanmıştır. Ancak bu kural tek üyeli yönetim kurullarında uygulanmayacaktır. Yeni TTK uyarınca yönetim kurulu toplantılarını kolaylaştırmak amacıyla toplantıların elektronik ortamda yapılabilmesi imkanı getirilmiştir. Bu sayede özellikle yabancı sermayeli şirketler bakımından yönetim kurulunun toplanması konusunda çıkan aksaklıklar giderilmiş olacaktır.

  1. Azınlık haklarının etkin bir şekilde kullanılması


Yeni düzenleme ile sermayenin onda birini, halka açık şirketlerde ise sermayenin yirmide birini oluşturan pay sahipleri yönetim kurulundan yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını isteyebilecektir. Bu istem noter vasıtasıyla yapılacaktır.

  1. Ortakların, yönetim kurulu üyelerinin ve yakınlarının şirkete borçlanması yasağı


Sermayenin korunması prensibinin bir gereği olarak ortakların şirkete borçlanması yasaklanmıştır. İstisnai haller sermaye taahhüt borcu ve emsallere uygun fiyatlama kolaylığını sağlamak için, Yönetim gerçekleştirilen ve tarafların faaliyet konularına giren işlemlerden doğan borçlar olarak sayılmıştır. Aynı şekilde yönetim kurulu üyeleri, yakınları, bunların ortak oldukları şahıs şirketlerinin ve %20 iştirak ettikleri sermaye şirketlerinin de şirkete nakit veya ayni borçlanması yasaklanmıştır. Aksi halde, şirkete borçlanılan tutar için şirket  alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilirler.

  1. Yeni TTK ile düzenlenen denetim mekanizması


Yeni TTK, denetimi anonim şirketler bakımından 3 ayrı tür altında düzenlenmiştir. Buna göre mevcut düzenlemede yer alan ancak uygulama bakımından işler olmayan murakıplık müessesesi yerine şirket yapılarına göre ihtiyaç duyulması halinde uygulanacak olan belirli denetim mekanizmaları oluşturulmuştur. Bu mekanizmalar bağımsız denetim, işlem denetçisi, özel denetçidir.

  1. Yeni TTK hangi şirketlere internet sitesi oluşturma zorunluluğu getiriyor


Yeni TTK, her sermaye şirketine internet sitesi oluşturma ve asgari içeriği internet sitesinde bulundurma zorunluluğu getirmektedir. Bu yeni düzenleme ile kamunun aydınlatılması amaçlanıyor. Bu sayede kişiler, internet sitelerine girerek şirketlerle ilgili bilgi, belge, rapor, tablo ve çağrılara kolaylıkla ulaşabilecekler.

  1. Yeni TTK Yasal defterlerin Açılış ve Kapanış Onayı getiriyor.


Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda, 6762 sayılı ETTK’dan farklı olarak, ticari defterlerin tümü açılış ve kapanış onayına tâbi tutulmuştur.  Kapanış onayları, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yaptırılmak zorundadır. YTTK, ETTK’da olduğu gibi, kapanış onay yetkisini sadece noterlere tanımıştır. Kuruluş aşamasında ticari defterlerin açılış tasdikleri ise, ETTK’da olduğu gibi,  ticari işletmenin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğü veya noter tarafından yapılacaktır. Yani, şirketler, kuruluş aşamasında, söz konusu defterlerin açılış tasdiklerini noterlere yaptırabilecekleri gibi ticaret sicili müdürlüklerine de yaptırabileceklerdir. Ancak, açılış onayının noter tarafından yapılması durumunda, noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır.
Tablo-1: Eski ve Yeni TTK’ya Göre Defter Tutma Yükümlülüğünün Karşılaştırılması

 

Yeni TTK’daki önemli değişikliklerden biri gerçek kişi tacirlerin tutabileceği İşletme Defterinin kaldırılmış olmasıdır. İşletme hesabı esasına göre defter tutmada işletmelerin varlık ve kaynak durumunu ortaya koymak mümkün değildir. Bilanço esasına göre defter tutma, işletme ile ilgili kişi ve gruplara anlamlı finansal tabloların sunulması açısından öneme sahiptir. Gerçek kişi tacirlerin yabancı kaynak kullanımında ayrıntılı finansal tabloların sunulması her iki taraf açısından da faydalar sağlayacaktır.

  1. Yeni TTK Kooparatiflere yeni Yasal tablolar hazırlama zorunluluğu getiriyor.


Kooperatiflerde hali hazırda bilanço ve gelir tablosu düzenlenmesi zorunludur. Bu zorunluluk gerek KK, gerekse ETTK’dan kaynaklanmaktadır. Ancak, YTTK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, anonim şirketler gibi kooperatifler de, finansal tablolarını YTTK’ya göre tutacaklardır. Buna göre, kooperatifler bilanço ve gelir tablosunun yanında, nakit akış/akım tablosu, özsermaye/özkaynak değişim tablosunu ve tüm tablolara ilişkin dipnotları ve gerekli notları hazırlamak zorundadırlar. Bu zorunluluk, Türkiye Muhasebe/Finansal Raporlama Standartlarından kaynaklanmaktadır
YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNUN UYGULAMA ZAMANLARI


  1. 01.TEMMUZ.2012 Yeni Türk Ticaret Kanunu Yürürlüğe giriyor.

  2. 14.AĞUSTOS.2012 Anonim ve Limited Şirketler sözleşmelerini bu tarihe kadar Y.T.T.K ile uyumlu hale getirecekler

  3. 01.OCAK.2013 Bu tarihten itibaren Muhasebe Kayıtları tamamen TMS/TFRS ye göre düzenlenecek.

  4. 01. MART 2013 Şirketlerin bağımsız denetçi seçmeleri için son tarih.

  5. 01.TEMMUZ.2013 Sermaye Şirketleri için INTERNET sayfalarının hazırlanması ve yayınlanma zorunluluğu.

  6.  14.ŞUBAT.2014Sermaye Şirketlerinin sermayelerini yeni T.T.K. nda öngörülen tutarlarda arttırmaları
    Murat AKPOLAT

    Karşıyaka Bağımsız İç ve Denetim Mali Müşavirlik ve Danışmanlık Ltd.Şti.

Gelir/Aylık Almayan Ana veya Babaya Ölüm Aylığı Bağlanabilecek

Gelir/Aylık Almayan Ana veya Babaya Ölüm Aylığı Bağlanabilecek

Ekim 2008 ayı başında[1] yürürlüğe giren, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile ana ve babanın ölüm aylığını hak etme koşulları değiştirilmiştir[2].

.

 

.

.






I- GİRİŞYapılan iki önemli değişiklikten biri, ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde ettikleri gelirlerin toplam tutarının asgari ücretin net tutarından az olması, diğeri ise eş ve çocuklara bağlanan gelir-aylıklardan artan hissenin kalmaması veya ana ve babanın 65 yaşının doldurmuş olmasıdır.Ancak uygulamada bu iki önemli değişikliğin, özellikle gelirlerin değerlendirilmesinin, Kurumun bazı Merkez Müdürlükleri tarafından yanlış değerlendirildiği ve sigortalı işçilerin yanlış bilgilendirildiği görülmektedir.

Örneğin ana veya babadan birinin elde ettiği aylık gelir, aylık asgari ücretin net tutarının üstünde ise her ikisine de ölüm aylığı bağlanamayacağı bilgisi verilmektedir.

Her ne kadar Kurum ünitelere gönderdiği “Tahsis İşlemlerine İlişkin Genelge” ile konuya açıklık getirdiyse de, sigortalıların ve hak sahiplerinin konuda daha duyarlı olmaları yararlarına olacaktır.

II- ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASINDA ANA VE BABANIN GELİRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

65 yaşını doldurmamış olan ana ve babaya ölüm aylığı bağlanabilmesi için;

● Hak sahibi olan eş ve çocuklara gelir-aylık bağlandıktan sonra artan hisse bulunması,

● Her türlü kazanç ve irattan elde ettikleri aylık gelirlerin toplamının asgari ücretin net tutarından az olması,

● Diğer çocuklarından hak kazandıkları gelir-aylıklar hariç gelir aylık almamaları gerekmektedir.

Ancak yukarıda belirtilen koşulların birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Bu koşullardan birinin eksik olması halinde ana yada babaya ölüm aylığının bağlanması olanaksızdır.

Ana ve babanın her türlü kazanç ve irattan elde ettikleri gelirler değerlendirilirken, aralarında evlilik bağı bulunup bulunmadığı dikkate alınacaktır. Aralarında evlilik bağı bulunan ana ve babanın elde ettikleri gelirleri birlikte değerlendirilirken, evlilik bağı bulunmayanların elde ettikleri gelirleri ayrı ayrı değerlendirilecektir.

Aralarında evlilik bağı bulunan ana ve babanın ay içinde elde ettikleri gelirlerinin toplamının, kişi başına düşen miktarı aylık asgari ücretin net tutarının altında ise ölüm aylığı bağlanabilmesi için gelire ilişkin koşul gerçekleşmiştir. Ay içinde, her türlü kazanç ve irattan elde ettikleri gelirin toplamının asgari ücretin net tutarının üstünde olması ölüm aylığının bağlanmasına engel oluşturmamaktadır. Önemli olan toplam gelirin ana ve babaya düşen miktarıdır. Başka bir söyleyişle ana ve babanın ay içinde elde ettikleri gelirin yarısının asgari üretin net tutarının altında olup olmadığıdır. Elde ettikleri aylık gelirin yarısı, aylık asgari ücretin net tutarının altında ise diğer koşullarında bulunması halinde ana ve babaya ölüm aylığı bağlanacaktır.

Örneğin aralarında evlilik bağı bulunan ana ve babadan, ananın tarımdan yıllık 8400 lira gelir elde ettiğini, babanın ise aylık 400 lira kira gelirlerinin olduğunu varsayalım. Her ikisinin elde ettikleri gelirin aylık toplamı 1100 liradır. Kişi başına düşen aylık gelirleri ise 550 liradır. Kişi başına düşen 550 lira tutarındaki aylık gelirleri, aylık asgari ücretin net tutarı olan 659 liradan az olduğundan, diğer koşullarında bulunması halinde ana ve babaya ölüm aylığı bağlanacaktır.

Ana ve babanın ölüm aylığını hak edip edemeyeceklerine ilişkin değerlendirme, elde ettikleri toplam gelirin ana ve babaya düşen hissesine göre yapılacaktır.

III- ANA VE BABADAN BİRİNİN GELİR AYLIK ALMASI

Konfederasyonumuza iletilen çoğu şikâyetlerden biri de aralarında evlilik bağı bulunan ana veya babadan birinin gelir-aylık alması halinde her ikisinin de ölüm aylığı taleplerinin reddedildiği yönündedir.

Yasada ana veya babaya ölüm aylığı bağlanabilmesi için diğer çocuklarından kazandıkları aylık hakları hariç aylık gelir almamalarıdır. Elde edilen gelirlerin değerlendirilmesinde olduğu gibi bu koşulda aralarında evlilik bağı bulunan ana ve baba içinde ayrı ayrı değerlendirilecektir. Kurumun yayımladığı genelgede örnekleri ile açıkladığı üzere[3] (3) ana veya babanın aldıkları gelir-aylık kendileri yönünden değerlendirilecektir. Hangisi kendi çalışmalarından dolayı aylık-gelir alıyor ise onun aylık hakkı doğmayacaktır. Ancak her türlü kazanç ve irattan elde ettikleri gelirler saptanırken alınan gelir-aylıkta değerlendirilmeye tabi tutulacaktır. Alınan aylık dahil her türlü kazanç ve irattan elde edilen gelirin ana ve babaya düşen hissesi asgari ücretin net tutarından az ise diğer koşullarında bulunması halinde gelir-aylık almayan ana yada babaya ölüm aylığı bağlanabilecektir.

Örneğin ölen çocuklarından dolayı aylık talebinde bulunan, aralarında evlilik bağı bulunan ana ve babadan, anaya diğer ölen çocuklarından dolayı 380 lira aylık bağlandığını, babanın ise kendi çalışmalarından dolayı 780 lira aylık aldığını ve aylık 450 lirada kira gelirlerinin olduğunu varsayalım. Kendi çalışmalarından dolayı aylık alan babanın ölüm aylığı hakkı doğmadığı için talebi reddedilecektir. Ananın aylık hakkının doğup doğmadığına karar verilebilinmesi için ise, gelir testi yapılacaktır. Gelirlerin değerlendirilmesinde anaya diğer çocuğundan dolayı bağlanan gelir aylık tutarı dikkate alınmayacaktır. Babanın almakta olduğu gelir-aylık ile elde ettikleri kira gelirlerinin toplamı 780+450= 1230 liradır. Bu durumda ana ve babaya düşen hisse tutarı ise 615 lira olduğundan ve bu miktar asgari ücretin net tutarının altında kaldığından anaya ölüm gelir-aylığı bağlanacaktır. www.ozdogrular.com

Yurt dışındaki kendi çalışmalarından dolayı kısmi aylık alan ana veya babaya da ölüm aylık-geliri bağlanması olanaksızdır.

IV- 65 YAŞINI DOLDURAN ANA VE BABAYA ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI

Ana ve babaya ölüm aylığı bağlanmasında 65 yaş koşulu hak sahibi eş ve çocuklardan artan hissenin olmaması durumunda söz konusu olacaktır. Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hissenin bulunması halinde ana ve babanın yaşına bakılmayacak, her türlü kazanç ve irattan elde ettikleri gelir asgari ücretin net tutarının altında ise ve diğer çocuklarından bağlanan gelir aylıklar hariç gelir-aylık almıyorlar ise ölüm aylığı bağlanacaktır.

Örneğin ölen sigortalının hak sahibi durumunda eşi ile birlikte iki çocuğu var ise, ancak 65 yaşını doldurmuş olan ana ve baya diğer koşullarında bulunması halinde ölüm aylığı bağlanabilecektir.

Bu konuda dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta,

Hak sahibi durumundaki eş ve çocuktan artan hissenin bulunmaması halinde, ana ve babadan biri 65 yaşından küçük diğeri büyük ise 65 yaşından küçük olan ana veya babaya aylık bağlanmaz iken, 65 yaşından büyük olana diğer koşullarında bulunması halinde aylık bağlanacak olmasıdır.

65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yasa uyarınca aylık alan ana ve babaya ise tercihlerine göre ölüm aylığı bağlanabilecektir. Ölüm aylığı bağlanmasını tercih ederler ise 65 yaş aylığı kesilerek çocuklarından dolayı ölüm aylığı bağlanacaktır.

 

Celal TOZAN*

E-Yaklaşım

 

http://www.ozdogrular.com/content/view/17141/

Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Ticari Defterlerin Açılış ve Kapanış Tasdikleri

Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Ticari Defterlerin Açılış ve Kapanış Tasdikleri


Bilindiği üzere, kamuoyunun ve iş dünyasının uzunca bir süredir beklediği Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 13 Ocak 2011 tarihli oturumunda kabul edilerek yasalaşmış ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu olarak yayımlanmıştır(1).

 

I- GİRİŞ

Yeni Türk Ticaret Kanunu(2)(YTTK)’na göre, her tacir, ticarî defterleri tutmak ve defterlerinde, ticarî işlemleriyle malvarlığı durumunu, Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarını (IFRS) yansıtır şekilde hazırlanan Türkiye Muhasebe Standartlarına göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Anılan yükümlülük, ister gerçek isterse tüzel kişi olsun, bütün tacirleri kapsamaktadır. Tacirin tüzel kişi olması halinde defterleri tutma sorumluluğu yöneticilere ve yönetim kuruluna aittir.

Diğer yandan, yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesinin beşinci fıkrasında “yevmiye, defteri kebir ve envanter defteri dışında tutulacak defterler Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından bir tebliğ ile belirlenir.” denilmektedir. Anılan hükümden, yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterinin tutulmasının zorunlu olduğu, ancak, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından bu defterler haricinde bazı defterlerin tutulmasının da zorunlu hale getirilebileceği anlaşılmaktadır. Diğer yandan, YTTK, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterleri de ticarî defter olarak kabul etmektedir. Ayrıca YTTK, defterler ile gerekli diğer kayıtların, fiziki dosyalama yanında elektronik ortamda, yani, veri taşıyıcıları aracılığıyla tutulmasına da imkan tanımaktadır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu(ETTK)’da olduğu gibi, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikine tabi tutulmasını da öngörmektedir. Dolayısıyla, bu çalışmamızda, YTTK’ya göre ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikine tabi tutulması üzerinde durulacaktır. Ancak, yeni Kanun hükümlerinin daha anlaşılabilir olması bakımından, öncelikle, halihazırda yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun defter tasdikine ilişkin hükümlerine kısaca değinilecektir.

II- 6762 SAYILI ESKİ TÜRK TİCARET KANUNU’NA GÖRE TİCARİ DEFTERLERİN AÇILIŞ VE KAPANIŞ TASDİKLERİ

6762 sayılı ETTK’nın, 11.06.2003 tarih ve 4884 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile değişik 69. maddesinin birinci fıkrasında, ticari defterlerin tasdiklerine ilişkin olarak;

“Şirket kuruluş aşamasında 66. maddenin birinci fıkrasında yazılı defterler kullanılmaya başlanmadan önce tacir tarafından ticarî işletmenin bulunduğu yerin ticaret sicili memurluğuna veya notere ibraz edilir. Bu defterler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerinde yer alan bilgileri içerecek şekilde tasdik ve imza olunur. Sicil memuru veya noter, defterlerin kaç sayfadan ibaret bulunduğunu ilk ve son sayfaya yazarak resmî mühür ve imzasıyla tasdik eder. Noterlerce tasdik edilen defterlerin mahiyet ve adetleri ve bunların kime ait olduğu en geç yedi gün içinde ilgili ticaret sicili memurluğuna bildirilir. Şirketlerin müteakip yıl defterleri ile kullanılması zorunlu diğer defterler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerine göre tasdik olunur.”

denilmektedir.

ETTK’nın 66. maddesinin birinci fıkrasında yazılı defterler ise;

Tüzel kişi tacirler açısından; yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri (ETTK md. 66/f.1, b.1),

Gerçek kişi tacirler açısından; yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ya da işletmesinin mahiyet ve önemine göre sadece işletme defteri (ETTK md. 66/f.1, b.3),

Devlet, il özel idaresi, belediyeler gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan ve özel hukuk hükümlerine göre idare edilen, ancak tüzel kişiliği bulunmayan ticari işletmeler ile dernekler tarafından kurulan ticari işletmeler ve bunlara benzeyen ve tüzel kişiliği olmayan diğer ticari teşekküller açısından ise yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri (ETTK md. 66/f.1, b.2)

olarak sayılmıştır.

Bu çerçevede, yukarıda sayılan defterlerin, kullanılmaya başlanmadan önce tacir tarafından ticarî işletmenin bulunduğu yerin ticaret sicili memurluğuna veya notere ibraz edilmesi ve açılış tasdiklerinin yaptırılması gerekmektedir(3) (ETTK md. 69/f.1). ETTK açılış tasdiki yanında, yevmiye defteri ile envanter defteri için kapanış tasdiki zorunluluğu da getirmiştir. Diğer bir anlatımla, yevmiye defterinin en geç yeni yılın Ocak ayı sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce (Görülmüştür) sözü yazılarak mühür ve imza ile kapanış tasdikine tabi tutulması gerekmektedir (ETTK md. 70/f.5). En­vanter defterine(4) kaydolunacak envanter ve bilançoların ise en geç yeni yılın Mart ayı sonuna kadar tamamlanması ve akabinde de yevmiye defterine ilişkin usulle kapanış tasdikinin yaptırılması zorunludur (ETTK md. 72/f.4).

Bir başka deyişle, ETTK’da açılış tasdiki yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, karar defterleri ve işletme defteri için zorunlu kılındığı halde, kapanış tasdiki sadece yevmiye defteri ile envanter defteri için öngörülmüştür. Yine, ETTK’da açılış tasdiki için hem ticaret sicili memurlukları hem de noterler yetkili kılındığı halde, kapanış tasdiki yetkisi sadece noterlere tanınmıştır.

III- 6102 SAYILI YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NA GÖRE TİCARİ DEFTERLERİN AÇILIŞ VE KAPANIŞ TASDİKLERİ

6102 sayılı YTTK’nın 64. maddesinin üçüncü fıkrasında “Ticari defterler, açılış ve kapanışlarında noter tarafından onaylanır. Kapanış onayları, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yapılır. Şirketlerin kuruluşunda defterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Türkiye Muhasebe Standartlarına göre elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulan defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca bir tebliğle belirlenir.” denilmiştir.

Dikkat edileceği üzere, YTTK’da, ETTK’nın aksine, ticari defterlerin tümü açılış ve kapanış onayına tâbi tutulmuştur. Bu değişikliğin sebebi çift defter kullanımını olabildiğince engellemektir. Çift defter sadece hesaplara ilişkin ticarî defterlerde değil, aynı zamanda pay defteri, karar defteri ve genel kurul karar defterlerinde de sık rastlanan bir olgudur. Bu defterlerden herhangi biri kapatılmadan yenisi açılabilmekte, ihtilaflarda mahkemenin önüne değişik defterler çıkabilmektedir. Bu çoğu kez hileli bir davranış teşkil eden çift defter uygulamasına özellikle pay defteriyle, yönetim kurulu karar defterinde çok sık rastlanmaktadır. Anılan düzenleme ile uygulamada sıkışıklığa yol açmamak için onay süresi de izleyen faaliyet döneminin altıncı ayına kadar uzatılmıştır(5).

Buna karşılık, YTTK’nın md. 64/f.3 hükmü ETTK’nın 69. maddesi ile kural olarak uyum içerisindedir. ETTK’nın 69. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi noter yanında sicil memuruna da onay yetkisini vermiştir. Bu yetkinin ETTK’da sicil memuruna tanınmasının sebebi, şirketlerin kuruluşunu süratlendirmektir. Kuruluş sırasında oda gerekli belgeyi derhal verebilecek ve doğrudan doğruya sicile gidilerek şirketin tescili gerçekleştirilebilecektir. Başka bir değişle, noter aradan çıkabilecektir. Bu amaç göz önünde tutularak sicil müdürünün onay yetkisi kuruluşa özgülenmiştir. Diğer yandan, YTTK’da, uygulamadaki bazı aksaklıklara engel olmak için “ticaret sicili tasdiknamesini”nin (faaliyet belgesinin) de notere sunulması gereği öngörülmüştür(6).

Dolayısıyla, ETTK’da olduğu üzere, YTTK’ya göre de, kuruluş aşamasında, ticari defterlerin açılış tasdikleri, ticari işletmenin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğü veya noter tarafından yapılacaktır. Kanun, bu konuda şirketlere seçimlik bir hak tanımaktadır. Yani, şirketler, kuruluş aşamasında, söz konusu defterlerin açılış tasdiklerini noterlere yaptırabilecekleri gibi ticaret sicili müdürlüklerine de yaptırabileceklerdir. Nitekim, 4884 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 223. maddesinde de değişikliğe gidilmiş ve sözkonusu maddeye eklenen üçüncü fıkrada “Defterler anonim ve limited şirketlerin kuruluş aşamasında, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret sicili memuru veya noter tarafından tasdik edilir.” denilerek iki Kanun arasında paralellik sağlanmıştır. Kapanış tasdikleri ise sadece noterler tarafından yapılabilecektir. Yine, kapanış tasdiklerinin, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yaptırılması gerekecektir.

Öte yandan YTTK, bir uygulama hükmü olduğu için “Türkiye Muhasebe Standartlarına göre elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulan defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağı”na ilişkin ayrıntıların Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından bir Tebliğ ile belirlenmesini öngörmüştür (YTTK md. 64/f.3).

IV- ÖZET VE SONUÇ

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda, 6762 sayılı ETTK’dan farklı olarak, ticari defterlerin tümü açılış ve kapanış onayına tâbi tutulmuştur. Kapanış onayları, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yaptırılmak zorundadır. YTTK, ETTK’da olduğu gibi, kapanış onay yetkisini sadece noterlere tanımıştır. Kuruluş aşamasında ticari defterlerin açılış tasdikleri ise, ETTK’da olduğu gibi, ticari işletmenin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğü veya noter tarafından yapılacaktır. Yani, şirketler, kuruluş aşamasında, söz konusu defterlerin açılış tasdiklerini noterlere yaptırabilecekleri gibi ticaret sicili müdürlüklerine de yaptırabileceklerdir. Ancak, açılış onayının noter tarafından yapılması durumunda, noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. www.ozdogrular.com

Türkiye Muhasebe Standartlarına göre elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulan defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağına ise YTTK’da değinilmemiş, bu hususların Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca bir tebliğle belirlenmesi öngörülmüştür. Ancak, YTTK’nın ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerine ilişkin bu düzenlemeleri 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, anılan tarihe kadar, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam edilecektir.

 

Soner ALTAŞ*

Yaklaşım

 

(*) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

() Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurum’u bağlamaz.

(1) 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(2) Karışıklığa sebebiyet vermemek için, çalışmamızda, 29.06.1956 tarih ve 6762 sayılı Kanun için Eski Türk Ticaret Kanunu manasında ETTK, 13 Ocak 2011 tarih ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için de Yeni Türk Ticaret Kanunu manasında YTTK kısaltmaları kullanılacaktır.

3) Sicil memuru veya noter, defterlerin kaç sayfadan ibaret bulunduğunu ilk ve son sayfaya yazarak resmî mühür ve imzasıyla tasdik eder. Noterlerce tasdik edilen defterlerin mahiyet ve adetleri ve bunların kime ait olduğu en geç yedi gün içinde ilgili ticaret sicili memurluğuna bildirilir. Şirketlerin müteakip yıl defterleri ile kullanılması zorunlu diğer defterler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerine göre tasdik olunur (ETTK md. 69/f.1).

(4) Envanter defterine işletmenin açılış tarihinde ve müteakiben her iş yılı sonunda çıkarılan envanterler ve bilançolar kaydolunur (ETTK md. 72/f.1).

(5) Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı: 96

(6) Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı: 96

Blog Arşivi

BU HAFTA EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK OKUNANANLAR

Categories

.edevlet.com (1) ‘Gelir Testi’ (1) ‘intibak zammı’ (1) "EŞ DURUMU" (1) "muhasebe" (21) "Pratik Bilgiler "pratik bilgiler (1) (Stopaj (1) 01.01.2012 - 30.06.2012 Asgari Ücret (1) 01.07.2012 - 31.12.2012 Asgari Ücret (1) 12 Eylül mağdurları (2) 15 yıldan az memuriyet (1) 16 Yaşından Büyükler Asgari Ücret (1) 16 yaşını doldurmuş işçiler (1) 18 Yaş GSS (1) 18 Yaş Üstü (1) 2-B arazilerinin satış şartları (1) 2009 askerlik borçlanması hesaplama (1) 2011 enflasyon (1) 2011 kapanış işlemleri (6) 2011 Yılbaşı Milli Piyango (1) 2012 (105) 2012 açılış işlemleri (6) 2012 Amortisman Sınırı (1) 2012 ASGARİ (1) 2012 ASGARİ ÜCRET (2) 2012 Avukatlık Ücret Tarifesi (1) 2012 DAMGA VERGİSİ ORANLARI (1) 2012 defter (1) 2012 Defter tasdi (1) 2012 Defter Tutma Hadleri (1) 2012 DİĞER KAZANÇ (1) 2012 Fatura Düzenleme Sınırları (1) 2012 Geçici Vergi Oranları (1) 2012 Gelir Vergisi (1) 2012 gelir vergisi oranlar (1) 2012 GELİR VERGİSİ ORANLARI (1) 2012 Gelir vergisi tarifesi (2) 2012 Hesap Pusulası (1) 2012 KAPICI MAAŞ HESABI (1) 2012 milli piyango sonuçları (1) 2012 Motorlu Taşıtlar Vergisi (1) 2012 Motorlu Taşıtlar Vergisi Tarifeleri (1) 2012 MTV (1) 2012 Sakatlık indirimi (1) 2012 SGK İDARİ PARA CEZALARI (1) 2012 VERGİDEN MÜSTESNA YEMEK BEDELİ (1) 2012 YEMEK BEDELİ (1) 2012 Yemek İstisnası (1) 2012 Yılbaşı Milli Piyango (1) 2012 YILI (66) 2012 yılı asgari ücret (2) 2012 yılı asgari ücret tutarları (2) 2012 yılı cenaze ödeneği (1) 2012 YILI DEFTER TUTMA (1) 2012 YILI DEFTER TUTMA HADLERİ (3) 2012 yılı emzirme ödeneği (1) 2012 Yılı gelir (1) 2012 Yılı gelir vergisi (1) 2012 Yılı gelir vergisi dilimleri (1) 2012 yılı gelir vergisi oranları (1) 2012 Yılı Sakatlık İndirimi (1) 2012 yılı vergi (1) 2012 yılında uygulanacak yeniden değerleme oranı (1) 2012 Yili Asgari Geçim İndirimi Tablosu (1) 2B Arazi (1) 2B Arazileri (2) 31.10.2011 tarih 292 nolu karar (1) 3600 günle emeklilik (1) 4 ülkede kıdem tazminatı fonu (1) 4/b Sigortalılık Bildirimi (1) 4857 (1) 4857 sayılı (1) 5 lira fazla katılım payı (1) 6111 Sayılı Kanun (1) 65 YAŞ (1) 65 YAŞ AYLIĞI (1) 65 yaş ve özürlü maaşı hangi hallerde kesilir? (2) 657 s.DMK’ya göre istihdam şekilleri (1) 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU (1) 663 sayılı KHK (1) 666 kanun (1) 666 sayılı (1) 8.000 TL üzerindeki ödemeler (1) 975 lira taban (1) Açık Hesaplarınızın Ne Kadarını Tahsil Edebileceğinizi Biliyormusunuz (1) AGİ (2) AGİ NEDİR? (1) aidatlarını ödememekte direnirken (1) AİLE HEKİMLİĞİ (1) Akaryakıt fişi (1) Akşam Metin Taş (1) Alacak ve Borç Notları (1) Alarm İzleme Merkezi Kurma ve İşletme Yeterlik Belgesi (1) Ali TEZEL (1) almanya (1) Almanya'dan yurtdışı borçlanma (1) ALO 170 (1) Amortisman (1) Amortisman Sınırı (1) Analık sürelerinin borçlanılması (1) Ankara bomba (1) ANONİM ŞİRKET (1) Anonim şirketler (1) Anonim şirketler neden ve nasıl hisse senedi bastırmalıdır (1) ANONİM ŞİRKETLERDE MENKUL KIYMETLER (1) APARTMAN GÖREVLİLERİ AGİ (1) ARAÇLARIN Trafikten Silinmesi (1) Aralık 2011 Vergi Takvimi (1) ASBİS (1) ASBİS Nedir (1) ASGARİ GEÇİM (1) ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ (1) ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ 2012 (1) asgari geçim ücreti (1) Asgari Ücret (8) Asgari ücret 701 (1) Asgari Ücret Maliyeti (1) Asgari Ücret ve Yasal Kesintiler (2) Asgari ücret yeni yılda (1) ASKERİ İŞ MÜFETTİŞLİĞİ (1) askerlik (2) askerlik borçlanma formu (1) askerlik borçlanma hesaplama (1) askerlik borçlanma hesaplaması (1) askerlik borçlanma işlemi (1) Askerlik borçlanması (3) ASKERLİK KANUNU (1) atama (2) Avukat (1) Avukatlık (1) AVUKATLIK ASGARİ (1) AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET (1) AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ (1) Avukatlık Ücret (1) Avukatlık Ücret Tarifesi 2012 Belirlendi (1) Aylığa Hak Kazanma Koşulları (1) AYLIK VE YILLIK ENFLASYON (1) baglilik (1) Bağ (1) Bağ-Kur (5) bağ-kur dökümü (1) Bağ-Kur İntibak (1) Bağ-Kur Tevkifatı (1) Bağımsız Denetçi (2) bağımsız denetçiler (1) Bağımsız denetim (2) Bağımsız Denetleme (1) BağKur (4) bağkur dökümü (1) Bağkur hizmet dökümü (1) bağkurlu dökümü (1) Bahçe Tapusu Olanların Tarım SSK’lısı Olup Olamayacaklarının Açıklanması (1) bakanı (1) Bankalar (1) Basit usul (1) Başbakan Tayyip Erdoğan (1) BAYRAM TATİL GÜNLERİNDE İŞ KAZASI (1) BDDK (1) bedelli (2) BEDELLİ ASKERLİK (4) bedelli askerlik işlemleri (1) Bedelli çalışmaları bayramdan sonra (1) Belediyeden kiralanan seyyar sergi yerleri için kira ödemeleri üzerinden tevkifat yapılmayacağı (1) belli para (1) BEŞ PUANLIK (1) beyanname (100) Bilirkişi (1) Bilirkişilerin (1) Bilirkişiye Başvuru (1) binek (1) Binek otomobilin alım ve satımında KDV oranı kaçtır ? (1) Binek otomobilin KDV’sini (37) Bir Kişi İle Kurulabilecek (1) Bireysel Emeklilik (1) Bireysel Emeklilik Sistemine Yapılan Ödemeler (1) BİRLEŞME İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ: I (1) borçlanma (1) Borçlanma Bedelleri (1) Borçlunun bütün eşyaları haczedilemez (1) Borçlunun haline uygun evi haczedilemez (1) BUGÜNKÜ YAZILAR (5117) bülent deniz (1) C Özel Güvenlik Yöneticisi Kimlik Kartı (1) Cenaze Ödeneği (1) Creditnote (1) Cumhuriyet tarihi rekoru (1) ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENLİĞİ (1) çalışma ve sosyal güvenlik (1) Çalışmayan (1) çek (1) çek yasası (1) çevre temizlik vergisi (1) Çeyiz Yardımı (1) Çocuklar sağlık hizmeti (1) daha az prim (1) Damga Vergisi (1) danışman (1) Dar Mükellefiyet (1) debitnote (1) defter (2) Defter Bilgi Girişi (1) defter Kapanış Tasdiği (1) Defter tasdi (1) Defter Tasdikinde Ek Süre (1) defter tutulma (1) Defter ve belgeleri depremde kaybolanlar (1) Değer Artış KazançI (1) Değer Artış Kazançlarının Vergilendirilmesi (1) değerleme oranı (1) Denetçi olabilme (1) Denetçilerin Atanması (1) Denetçinin seçilmesi (1) Denetim raporu (1) Denetimin (1) Deprem bağışları (1) Deprem bağışlarının vergi matrahından (1) Deprem bölgesinde primi 1 gün bile yatana emeklilik (1) Deprem sigortası (1) deprem vergisi (1) Depremzede işçinin ücreti İş-Kur'dan (1) Depremzedelere müjde (1) DERNEKLER (1) DERNEKLER YÖNETMELİ (1) dilekçe (224) DİLEKÇE ÖRNEĞİ (2) DİLEKÇE ÖRNEĞİ Veri Sorgulama (1) DİLEKÇE ÖRNEKLERİ (12) DİLEKÇEYE (1) Dizi (1) DOĞUM BORÇLANMASI (5) Doğum ücretsiz izni ve izinden dönüşte işe başlama hakkı (1) dönem sonu (6) DÖNEM SONU İŞLEMLERİ (7) Dul aylığı (1) DUYURULAR (568) e devlet (1) E-Defter (1) e-devlet (1) e-haciz (1) ebeyanname (100) ece üner (2) Ecrimisil (1) edefter (1) edefter.gov.tr (1) edevlet (1) EKONOMİ (626) Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan (1) Elektronik Defter (1) Emekli (11) emekli aylığı (1) emekli aylığını yükseltmek (1) Emekli aylıkları haczedilemez (1) Emekli dernekleri (1) Emekli İkramiyesi (1) emekli intibak (1) Emekli Sandığı (3) Emekli Sandığı dökümü (1) Emeklilerin maaşı (1) Emeklilik (1) Emeklinin alım gücü (1) Emeklinin intibakı (1) EMEKLİNİN YILLIK İZNİ (1) Emekliye (1) Emekliye intibak (1) Emekliye müjde (1) Emekliye tazminat (1) Emekliye zam geliyor (1) emlak vergisi (4) Emlak Vergisi bildirimi (1) Emsal kira (1) EMZİRME ÖDENEĞİ (2) ENFLASYON (1) Enflasyon Hesaplama (2) Engelli bakım maaşına konulan hacize mahkeme 'dur' dedi (1) Engelli Sigortalıların (1) Engellilere İş Müjdesi (1) erken emekli (1) Eski memur (1) Esnaf Sicil Kaydı Bağ-Kur'lu (1) Esnek Zamanlı Çalışma (1) eş durumu nakli (1) eşi vefat etmiş (1) EŞİT DAVRANMAMA TAZMİNATI (1) Etiketler: 292 nolu hakem heyeti kararı (1) ev hanımına (1) Ev hanımlarının emekliliği (1) Evlenme Ödeneği (1) evlilik (1) FAİZ (2) Faktoring İşlemlerinin Muhasebe Kaydı (1) FARK ÜCRETİ (1) faruk çelik (1) FASON HİZMETLERDE KDV İADESİ (1) FASON TEKSTİL (1) FATURA (2) Fatura Düzenleme (1) Fatura Düzenleme Sınırları (1) Fatura Kullanımı (1) Faturada Ayrıca Teslim Adresine Yer Verilebilir mi? (1) FATURAYA SÜRESİNDE İTİRAZ (1) fazla çalışma (1) Fazla mesai (1) Fazla mesai nasıl ispatlanacak (1) FESHİ (1) fesihte geçerli neden (1) Fiili Hizmet Zammı (1) Finanasal (1) Finanasal Kiralama (1) Finanasal Kiralama Muhasebe Kayıtları (1) Finansal kiralama (1) FİRMADA KULLANILAN OTOMOBİLİN KAZA YAPMASI SONUCU SERVİS ŞİRKETİ TARAFINDAN KESİLEN FATURANIN SİGORTA ŞİRKETİNE YANSITILMASI MUHASEBE KAYDI (3) FON İSİMLERİ (1) Foreks İşlemi (1) FRANSIZ ÜRÜNLERİ (1) Gayri Maddi Haklar (1) GAZETECİ VE GEMİ ÇALIŞANLARINI (1) GAZETECİLER NE ZAMAN EMEKLİ OLUR (1) Geçici iş göremezlik (1) Geçici iş göremezlik ödeneği (2) Geçici Vergi Oranları (1) Geçici Vergide Yanılma Payı (1) gelir (302) gelir testi (3) GELİR TESTİ NEDİR (1) Gelir Testi Süresi Uzatıldı (1) Gelir testine müracaat bildirimi (1) Gelir Uzman (1) Gelir ve Aylıklarda Zamanaşımı Sürelerinin Eski ve Yeni Kanunla Karşılaştırılması (1) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması (1) gelir vergisi (2) Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 280) (1) GELİR VERGİSİ ORANLARI (1) gelir.gov.tr (125) gelirler (4772) gelirler.com (192) gelirler.gov.tr (4349) gelirlergov (111) gemlik hakem heyeti (1) gemlik tüketici sorunları ilçe hakem heyeti (1) genek sağlık başvuru (1) Genel Sağlık Sigortalıs (1) Genel Sağlık Sigortası (2) GENEL SAĞLIK SİGORTASI (4) GEREKEN (1) GEREKLİ BİLGİLER (5) ggs (3) GİB (3286) gib.gov.tr (31) gider pusulası (1) Giriş Sınavı (1) Götürü Gider (1) GSS (9) GSS DİLEKÇE ÖRNEĞİ (1) gss Prim Tablosu (1) GSS Sağlık (1) GSS tescil bildirim (1) Gurbetçi ev hanımı (1) GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (TARİFE-SINIFLANDIRMA KARARLARI) (SERİ NO: 13) (1) GÜNDEM (4934) HABER (4470) habertürk tv (2) haciz (1) Hafta Tatili Ücreti (1) HAFTALIK YAYIN (28) hakem heyeti kararları (1) HASTA SEVK FORMU (1) hastane (1) Hem kocadan hem de anne-babadan aylık bağlanır mı (1) hesap işletim ücreti iadesi (1) hesap işletim ücreti iadesinin kararı (1) hesap işletim ücretine itiraz (1) hesap işletim ücretleri (1) hesap işletim ücretleri iadesi (1) Hesap numaraları (1) hesapişletim ücretinin iadesi (1) hız sınırı (2) hibe kredi (1) HİLELİ İFLAS ETMEK (1) Hizmet Dökümü (1) Hizmet grubu (1) https://www.turkiye.gov.tr/ (1) hukuk (1) Irak (1) iade (1) İbraname (1) ibraname Örneği (2) için (1) İdari Para Cezaları (1) İhaleli İşlerde Kıdem (1) İhbar İkramiyesi (1) İhracat (2) İHRACATTA GVK (1) İhtirazi Kayıtla Beyan (1) ikinci derece usulsüzlük (1) İkramiyenizi güncel (1) İktisap Tarihi (1) İlk Defa Sigortalı Olarak Çalışmaya Başlamadan Önce Malûliyeti Bulananların Emeklilikleri (1) indirilebilir (1) indirim (1) İndirimli Orana (1) İndirimli Orana Tabi Satışlar (1) internet sitesi (1) İNTERNET SİTESİ ZORUNLULUĞU (1) İntibak (6) İntibak 2013'e kaldı (1) İntibak Maaş (1) intibak yasası (3) İNTİBAK YASASI 2012'DE YASALAŞIYOR (1) intibak zammı (1) İstanbul Tapu Kadastrolular Derneği Başkanı Metin Yeşil (1) isteğe bağlı sigorta (1) istifa (1) İstifa eden işçinin hakları (1) istifa evrakları (1) İSTİSNA TUTARLARI (1) İŞ (1) İŞ GÖREMEZLİK BELGESİ (1) İş göremezlik belgesi değişti (1) İş Kanunu Para Cezaları (1) iş kazası (1) iş koçu (1) İş Sözleşmeleri (1) iş sözleşmesi (1) İşçi (1) İŞÇİ 1 ay içinde dava açabilir (1) İŞÇİ ALACAK BELGESİ (1) işçi izin hakları (1) İŞÇİ VE ESNAFIN ÖLÜMÜNDE CENAZE ÖDENEĞİ VERİLME ESASLARI (1) İşçilerin İzinleri (1) İşçilerin İzinleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler (1) işçilerinin (1) İŞÇİNİN BİRDEN FAZLA RAPOR (1) İŞÇİNİN HAFTA TATİLİ (1) İŞÇİNİN İSTİFA ETMESİ (1) İŞÇİNİN İSTİFA ETMESİ VE DİĞER ÇIKIŞ İŞLEMLERİNDE YAPILMASI GEREKENLER (1) İŞÇİNİN İŞVERENE ÇEKECEĞİ İHTAR ÖRNEĞİ (1) İşçinin sadakat borcu (1) İŞE İADE EDİLME (1) İŞKUR (4) İşlem Denetçiliği (1) İşlem denetçisi (1) işletim ücreti iadesi (1) İşsizlik (1) İşsizlik maaşı (1) İşsizlik ödeneği (1) İŞSİZLİK ÖDENEĞİ (1) İŞSİZLİK SİGORTASI (1) İşsizlik yardımları (1) İşte yerli otomobilin gerçek fiyatı (1) İşten Ayrıldığımda Ne Kadar Kıdem Tazminatı Alabilirim (1) İşten Ayrılırsam Emeklilik Şartlarım Değişir mi (1) İşveren (2) işveren fesih (1) İşveren işçiden senet alabilir mi? (1) İşverenlerimizin Ücret (1) İZİN (1) KABAHATLER KANUNU (1) Kaçak işçi (1) Kaçak işçi çalıştıranlar (1) Kaçakçılık suçu (1) Kadın ve erkeğin emekli olma yaşları farklı (1) KADINLARIN DOĞUM İZNİ (1) Kadrolulara bayram hediyesi (1) kamu (1) kanun (950) kapanış muhasebe kayıtları (6) karşılıklı edimler (1) KARŞILIKSIZ ÇEK (1) KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILIYOR (1) Kart aidatı (1) kartı (1) KASIM MALİ TAKVİMİ (1) katılım payı (1) Katma Değer Vergisi Oranları (1) Katsayı (1) Katsayı uygulaması (1) Katsayı uygulaması kalktı (1) kayıt (3178) KDV (81) KDV indirimi (1) kdv oranları (1) KDV TEVKİFATI (1) Kenar (1) Kendi adınıza kayıtlı iş yerinde (1) kendisine yöneltilen soruların cevaplarını internetten de yayınlayabilecek (1) KEY (1) kıdem tazminatı (7) Kıdem Tazminatı dikekçe (1) Kıdem Tazminatı Fonu (4) Kıdem Tazminatı Fonu 1 Ocak 2012 (1) KIDEM TAZMİNATI ÖDENMESİ (1) Kıdem ve ihbar tazminatı (1) Kız Çocuklarına GSS (1) Kız Çocuklarına GSS Zorunlu mu (1) Kimler denetçi olabilir (1) Kimler yeşil kart alabilecek (1) Kira Geliri (1) Kiralama Muhasebe (1) Kiralama Muhasebe Kayıtları (1) KKDF (1) Klip ve Reklam Filmlerinde Çalışan Oyuncu ve Set İşçilerinin Sosyal Güvenliği (1) Know-how (1) KOBİ TFRS (1) kobilere-250-bin-tl-geri-odemesiz-destek (1) Kollektif (1) KONFEKSİYON HİZMETLERİNDE KDV (1) Konsinye Satışlar (1) KONUT KİRA GEELİRLERİ İSTİSNA TUTARLARI (1) Kooperatif (1) KRAMİYEDE YENİ DÜZENLEME (1) kredi (1) kredi kartı (2) Kurumlar Vergisinden Müstesna Kazançlarda Kur Farkları ve Vade Farklarının Durumu (1) Leasing (1) limit (2) limited şirket sözleşme (1) Limited şirkette fesih (1) liste (1) lkesi (1) Lütfi Köksal (1) MAAŞINA HACİZ (1) Maden işçisinin emekliliği (1) MADENDE EMEKLİLİK KOŞULLARI (2) MADENDE EMEKLİLİK TABLOSU (2) MAHKEME KARARLARI (304) Mal bildirimi (1) Mali Tablolar (1) MALİ TAKVİM (2) MALİYE (4655) Maliye Bakanlığı (2) Malul (1) malul olanların emekliliği (1) Malulen emekli olmanın şartları (1) Malullük aylığı (1) Malullük aylığı kimlere bağlanır (1) Mavi Kart Nedir (1) MEB’deki memur (1) Mehmet Şimşek (1) memur (7) Memur Emeklisi Avukat (1) memur ikramiye (1) memur maaşı (1) Memur ve emekliye zam (1) memura zam (1) Memurlar (2) Memurlara emekli (1) MEMURLARA GREV HAKKI (1) Memurlara rotasyon (1) Memurların taban aylığı (1) Memurların Yenilenen Hastalık Raporu (1) Memurun 2012 maaş zammı belli oldu (1) Memurun Dul (1) Memurun Dul ve Yetim (1) Meslek Hastalığı (1) Mevsimlik iş (2) Mevsimlik iş sözleşmesinde kıdem tazminatı (1) Mevsimlik işçi (1) miili (1) milli (1) milli piyango çekilişi sonuçları (1) milli piyango sıralı tam liste 2012 (1) Montaj ve Taşımacılık Faaliyetlerinde Götürü Gider Uygulaması (1) Motorlu Taşıtlar Vergisi (1) MTV (1) mu (1) MUHASEBE (5542) MUHASEBE kayıtları (164) MUHASEBE KAYITLARI (50) Muhasebe Standartları (1) muhasebe uygulaması (1) Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (1) MUHASEBECI DEFTER BILGI (1) muhasebeci (3178) Mükellefler Ba Bs formlarında düzeltme yapabilirler mi? Düzeltme yapılması durumunda ceza uygulanır mı? (4) müstahsil (1) Müşteri Bildirim Formu (1) Müşteri Devir Teslim Formu (1) NDE ÖDENMESİ (1) NO: 44) (1) noter (2) noter ihtar Örneğl (1) Noterler MUHASEBE (1) Noterlerin SGDP (1) Nüfus cüzdanı (1) Nüsha (1) olur (1) Onarma (1) Organını kendi isteği (1) otomobil (1) Otomotiv Sanayii Derneği (1) Ödediği KDV (1) ÖDEME (1) ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLERE YARDIMLAR (1) ÖĞRENCİ YAPILAN YARDIMLAR (1) öğretmen (2) öğretmen adayı (2) öğretmen adayları (1) ÖĞRETMENLER (1) ölüm (1) ÖNEMLİ (81) Özel denetçi (1) ÖZEL HASTANE (1) Özel SMMM (1) Özel SMMM Sınav (1) Özel SMMM Sınav Programı (1) ÖZELGE (1364) Özelge nedir (1) ÖZELGELER (240) Özürlü Teşvik (1) Para kazanmanın yolu (1) park yasağı (2) PART-TİME (1) PART-TİME İŞ SÖZLEŞMESİ (1) PARTTİME iş sözleşmesi (1) Pasaport (1) piyango (1) Pratik Bilgiler (1) Prim (2) Prim borcu (1) PRİM KESİLECEK KAZANÇLAR (1) PRİME ESAS KAZANÇ (1) Prof. Abuzer Kendigelen (1) Prof. Dr Erdoğan Moroğlu (1) Prof. Dr. Şükrü Kızılot (1) Prof. Dr. Ünal Tekinalp (1) RESMİ GAZETE (142) RESMİ GAZETEDE BUGÜN (1) Resul KURT (1) S (1) Sağlık (2) Sağlık Bakanlığı (1) Sağlık Bakanlığını (1) Sağlık Bakanlığını Yeniden Yapılandırdık (1) sağlık hizmeti (2) Sağlık prim borcu (1) Sağlık Provizyon ve Aktivasyon Sistemi (1) sağlık sigortası (3) sağlık yardımı (1) sağlıktan nasıl faydalanacak? (1) SAHTE BELGE DÜZENLEME (1) SAHTE fatura DÜZENLEME (1) Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananların emekliliğe hak kazanma şartları (1) Sakatlık indirimi (1) Sebepsiz İŞTEN atılan (1) Sendikalar (1) serbest meslek (1) SERMAYE KOYMA BORCU (1) SERMAYE ŞİRKETLERİ (1) Sevki olmayan doktora gidemeyecek (1) Sezgin Özcan (1) sgdp (3) SGK (5754) SGK borcu (1) SGK gurbetçi (1) SGK HABER (3115) Sgk Hizmet (1) Sgk Hizmet Dökümü (1) SGK hizmetleri (1) SGK İdari Para Cezaları (1) SGK MAKALE (440) SGK para cezaları (1) SGK Primleri (1) sgk SMS HİZMETLERİ (1) sgk soru ve cevap (1) SGK Taksitlendirmelerinin ödeme süresi uzatılmıştır (1) Sigara (1) sigorta (2) Sigorta başlangıç tarihinde rahatsızlığı olan malulen emekli olamıyor (1) Sigorta Prim Desteği (1) sigorta primi (1) Sigortalılık öncesi doğum (1) SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILAN İŞÇİLERİN HAKLARI VE YAPILMASI GEREKENLER (1) Sinema (1) sirali (1) sirkete (1) smmm (3178) SMMM Defter Bilgi Girişi (1) SMMM'ler Defter Tasdik Şifrenizi Aldınız mı? (2) SMS HİZMETLERİ (1) SORU CEVAP (28) SOSYAL GÜVENLİK (3181) SOSYAL GÜVENLİK DESTEK (1) Sosyal Güvenlik Kurumu (3) Sosyal Güvenlik Uygulamalarında İdari Para Cezaları (1) Sosyal Sigortalar (1) söylüyor (1) Sözleşme (1) Sözleşmeli öğretmenlere tanınan yeni özlük hakları (1) sözleşmenin konusu (1) SÖZLEŞMESİNİN (1) SPAS (1) spas sorgulama (1) ssk (4665) SSK (1) SSK’lı normal işe girmeden evvel kaza geçirenler malülen emekli olamazlar (1) STAJYER MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİ (1) Suret (1) Sürekli iş göremezlik (1) Süresi Uzatıldı (1) Şehit çocukları (1) şirket (2) şirketler (1) ŞÜKRÜ KIZILOT (2) T.C. taşınmaz numarası (1) taban aylığı (1) Taksi (1) Taksiciler (1) Taksiciler sigorta (1) talep ve taahhüt formu (1) tam (2) Tapu (2) Tapu Sicili Tüzüğü (1) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (1) TAPU YASASI (1) Tapunuz kaybolursa (2) tarafları bağlayıcı nitelik. (1) Tarhiyat Öncesi (1) Tarhiyat Öncesi Uzlaşma (1) tarife (1) tarifesi (1) TARİFESİ 2012 (1) Tarihi Eser Niteliğindeki Özel Binaların Yıkılarak Yeniden İnşaasında Asgari İşçilik Uygulaması (1) Tarla (1) Taşeron (1) TAŞERON İŞÇİLERİ (1) TCDD (1) TEBLİĞ (683) TEBLİĞ 281 (1) Tedavi İçin Yurtdışına Gönderilme (1) Telekom (2) tepliğ (3894) tersini (1) teşvik (1) Tevkifat (1) TEVKİFAT (muhasebe kayıtları (1) Tevkifat Uygulaması (1) Ticaret Kanunu (1) Ticaret Unvanı için Dava Şartları (1) Trafik cezaları (1) Trafik cezaları artıyor (1) trafik cezası (2) TTK (4352) ttk Tutulması zorunlu ticari defterler (1) turkiye (3) tutulabilecek defterler (1) Tutulması zorunlu ticari defterler (1) TÜFE (1) TÜİK (1) Tüketici mahkemesi (1) Türev ürünler (1) Türk Telekom (2) türk ticaret kanunu (2) Türkiye İstatistik Kurumu (1) türkiye iş kurumu (1) TÜRMOB (1) UFRS (27) ULUSAL BAYRAM VE GENEL TATİL GÜNLERİNDE İŞ KAZASINA UĞRAYAN ÇALIŞANIN BİLDİRİMİ NE ZAMAN YAPILACAKTIR? (1) Uluslararası Karayolu Taşımacılığında KDV İadesi (1) UMSK (1) UYGULAMASI (1) Uzaktan çalışma (1) Uzlaşma talebi (1) Uzlaşma talep süresi (1) ücret (1) ücret dışı gelirler (2) Ücret Garanti Fonu (1) Ücret Gelirleri (2) Ücret haczi (1) ÜCRETİNDE (1) Ücretlerin Vergilendirilmesi (1) ÜFE (1) VAN (1) Varlık kiralama şirketleri nedir (1) VEDAT İLKİ (1) Veraset Belgesi (1) vergi (1692) VERGİ İNCELEMELERİ (1) vergi oranı (1) vergi oranları (1) Vergi Tarifesi (1) VERGİDEN İSTİSNA YEMEK BEDELİ (1) Vergileme (1) Verileri Nelerdir (2) vize süresi (1) vuk (4569) VUK 410 (1) Web Sitesi (1) www.edefter.gov.tr (3) www.sgk.gov.tr (1) X RESMİ GAZETEDE BUGÜN (29) Yabancı (1) Yabancı çalışanlar (1) Yabancı GSS (1) yabancı hekim (1) Yabancı Sermayeli Şirket Kurulumu İzne Tabi Midir? (1) YABANCI UYRUKLULARIN SİGORTALILIK İŞLEMLERİ (1) Yabancıların çalışma izin kriterleri (1) YABANCILARIN ÇALIŞMA İZNİ İÇİN GEREKLİ BELGELER (1) Yapı Denetim (1) Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri (1) yapı kredi bankası hesap işletim ücreti (1) yapı kredi bankası işletim ücretinin iadesi (1) yapı kredi hesap işletim ücreti (1) YAPI MALZEMELERİ YÖNETMELİĞİ (1) yardıma muhtaç kadınlara (1) Yasal Defterler (2) YAŞLILARA SİGORTA (1) Yaşlıya sigortalı bakım (1) yaştan emeklilik (1) Yazılar (1) YAZILAR (358) Yeni Sayıştay Kanunu Neleri Beraberinde Getirdi (1) yeni Ticaret Kanunu (1) Yeni TTK (3110) Yeni TTK'da Şirketler Kendi Hisselerini Edinebilecek (1) Yeni TTK'da Uluslararası Muhasebe Standartları (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNU (9) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNA GÖRE MALİ MÜŞAVİRLİK RUHSATINA (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA LİMİTED ŞİRKETLER (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA SÜRELER (1) YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNU (1) Yeniçarşım (1) YERLİ OTOMOBİL (1) yeşil (1) Yeşil kart (9) Yeşil kart kalkmıyor (1) YEŞİL KARTIN DEVİR İŞLEMLERİ (1) Yılbaşından itibaren Yeşil Kart sistemi kalkıyor (1) Yıllar İtibari İle Asgari Ücretler (2) Yıllarında Çalıştığı İçin Aylıkları Kesilen Gurbetçi Emeklilere Müjde (1) YILLIK (1) Yine Kanun Tasarısında Denetçi olamayacaklar (1) yonetim-kurulunun (1) yurt dışı (1) yurt dışı Borçlanm (1) YURT DIŞINA GÖTÜRÜLEN TÜRK İŞÇİLERİ (1) Yurt Dışında İnşaat (1) yurtdışı borçlanması (1) Yurtdışı borçlanmasında emekli aylığı (1) YURTDIŞINDA (1) YURTDIŞINDAN OLAN ALACAKLAR (1) Zayi Olan Mallar (1) Zorunlu Deprem Sigortası (1) Zorunlu Sağlık (2)