I- GENEL OLARAKKatma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. maddesinde Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
Teslimin tanımı ise 2. maddede yapılmıştır. Buna göre teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdi teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir.
II- ÖDÜNÇ VERME İŞLEMLERİ
1-) Ariyet Sözleşmeleri : Geri verilmek üzere bir kimsenin karşılıksız olarak başkasına faydalanma veya kullanma amacıyla ve ivazsız olarak verdiği mallara ait ariyet sözleşmeleri Borçlar kanunu hükümlerine göre düzenlenmiştir. Kanunun 299. madde hükmünde; Ariyet, bir akittir ki onunla ariyet veren, bir şeyin bedava kullanılmasını ariyet alana bırakmak ve alan dahi o şeyi kullandıktan sonra geri vermekle mükellef olur.
Ariyet sözleşmelerine göre, ariyet alan, aldığı malı ancak sözleşmede tayin edilen, sözleşmede bir şey tayin edilmemişse o malı mahiyetinden veya tahsis edilen amaçtan anlaşıldığı şekilde kullanabilir. Ayrıca ariyet alan, ariyeti başkasına kullandıramaz.
Ariyet sözleşmelerinde belli bir müddet belirtilmemişse ariyet alanın sözleşmede belirtilen şekilde kullanması ile veya kullanabilecek kadar bir zaman geçmesiyle sözleşme son bulur. Ancak alan tarafından sözleşmenin aksine kullanılması ya da başka bir şahsa verilmesi durumunda ya da malın bozulması veya önceden bilinmeyen bir nedenden dolayı ariyeti verenin ona acele ihtiyacı olduğu durumlarda, malın sahibi tarafından geri istenebilir.
Ayrıca ariyet veren, ariyet malı kullanma müddetini ve niçin kullanılacağını sözleşmede belirtmemişse malı dilediği zaman geri isteme hakkına sahiptir. Ariyet hakkı ise ariyet alanın ölmesiyle son bulur.
Teslim, mal üzerindeki tasarruf et-me yani mülkiyet hakkının başkasına devredilmesi olduğundan bir malın ariyeten veya ödünç olarak verilmesi teslim sayılmayacağından katma değer vergisinin konusuna girmeyecektir.
Örneğin : Meşrubat imalatçısı (X) firması yaz aylarında tüketicilerine soğuk meşrubat içirebilmek ve satışlarını artırabilmek için ürünlerini perakende satan (Y) firmasına ariyet sözleşmesine dayanarak, mülkiyeti kendisinde kalmak üzere buzdolabının zilyetliğini devretmiş olsun. Bu durumda buzdolabının mülkiyeti (X) imalatçı firmasına ait olurken zilyetliği perakendeci (Y) firmasında olacaktır. Yapılan ariyet sözleşmesi bedelsiz olduğundan dolayı perakendeci (Y) firmasının faaliyetini bitirmesi veya (X) firmasının talebi halinde buzdolabını imalatçı (X) firmasına iade edecektir. Bu durumda mülkiyet hakkı devredilmediğinden buzdolabı için (X) firması fatura düzenlemeyecek ve KDV de hesaplanmayacaktır.
2-) Karz Sözleşmeleri : Borçlar Ka-nunu’nun 306 ilâ 312 madde hükümlerine göre düzenlenmiştir. Madde 306 ‘da “Karz bir akittir ki onunla ödünç veren, bir miktar paranın yahut diğer bir misli şeyin mülkiyetini ödünç alan kimseye nakil ve bu kimse dahi buna karşı miktar ve vasıfta müsavi aynı neviden şeyleri geri vermekle mükellef olur.” denilmektedir.
Ödünç olarak verilen malların aynen değil de aynı veya benzeri vasıfta mallar olarak geri alınması şeklinde ortaya çıkan karz akdine dayalı işlemlerde,
- Sözleşmeye para veya mal konu olur,
- Sözleşme bir bedele dayanır,
- Mülkiyet alana geçer,
Karz akdine dayalı işlemlerde ödünç olarak verilen malların tasarruf hakkı devredilmektedir. Bu nedenle karz akdine dayalı olarak ticari, sinai, zirai veya serbest meslek faaliyeti çerçevesinde teslim edilen mallar için katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.
Örneğin : Buzdolabı ticareti ile uğraşan (X) firması ile farklı bir marka buzdolabı ticareti ile uğraşan (Y) firması aralarında 20.01.2011 tarihinde yaptıkları karz sözleşmesine istinaden, (X) firması kendi sattığı markada bir buzdolabını (Y) firmasına ödünç olarak verecek, (Y) firması da 25.03.2011 tarihinde kendi sattığı markada başka bir buzdolabını (X) firmasına ödüncün karşılığı olarak vereceğine dair karz sözleşmesi düzenlenmiş olsun. Bu durumda (X) firması (Y) firmasına 20.01.2011 tarihinde vermiş olduğu kendi markası buzdolabı için fatura düzenleyecek olup faturadaki KDV’ni (X) firması 1’nolu KDV beyannamesiyle beyan edecek (Y) firması da bunu indirim konusu yapacaktır. Yine 25.03.2011 tarihinde de (Y) firması kendi markasındaki bir buzdolabını (X) firmasına vererek fatura düzenleyecek ve faturadaki KDV’ni (Y) firması 1’nolu KDV beyannamesiyle beyan edecek (X) firması da bunu indirim konusu yapacaktır. Buzdolaplarının karşılıklı olarak ödünç verilmesi ve tasarruf hakkının da devredilmesi nedeniyle KDV hesaplanacaktır.
III- SONUÇ :
04.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 11.01.2011 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, yine aynı tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 12.01.2011 tarih ve 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 11. madde hükmüne göre 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Ödünç Sözleşmelerinin yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 379 ilâ 392. maddelerinde Kullanım Ödüncü ve Tüketim Ödüncü adı altında tanımları yapılarak esas ve usulleri belirtilmiştir.
KAYNAKÇA:
T.C. Yasalar (25.10.1984) 3065 sayılı KDVK
T.C. Yasalar (22.04.1926) 818 sayılı Borçlar Kanunu
Maliye Bakanlığı(30.11.1984) 1 seri no’lu KDV Genel Tebliği
Maliye Bakanlığı (16.10.1991) 38 seri no’lu KDV Genel Tebliği
Ayşe GINALI
Süryay Sürekli Yayınlar Ticaret ve Sanayi AŞ Diyaloğ Dergisi
kaynak : http://yildirimercan.blogspot.com/