
Tarih : 14.11.2011
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01-2011-GVK-42-3-994
YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM İŞİNE KÂR/ZARAR PAYLAŞIMI ESASINA GÖRE KATILAN ŞİRKETİN VERGİLENDİRİLMESİ
Yıllara sari inşaat ve onarım işine kâr/zarar paylaşım esasına göre katılan şirketin bünyesinde oluşan gelir ve giderin, ilgili dönemler itibariyle kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerektiği hk.
Finansmanı uluslararası yabancı bir bankadan temin edilerek yabancı para ile ihale edilen yıllara sari bir inşaat işinin, nihaleyi alan firma ve şirketinizce birlikte yürütülmesi konusunda anlaşmaya varıldığı, ancak finansmanı sağlayan uluslararası kuruluş, işin ihaleyi alan şirketle birlikte şirketinize veya her iki şirketin birlikte kuracağı bir ortaklığa (adi veya iş ortaklığına) devrini uygun görmediğinden işin, ihaleyi alan firmanın idari ve teknik sorumluluğunda yürütülmekte olduğu, ihaleyi alan firma ile yapılan anlaşma gereği şirketinizin kar/zarar paylaşımı esasına göre söz konusu işe hissesi oranında finansman desteği sağlayacağı, finansman eksiği bulunması durumunda payınıza düşen (%50) kısmının şirketinizce karşılanacağı, gelir oluşması halinde ise bu gelirin %50’sinin şirketinize intikal ettirileceği belirtilerek; şirketiniz bünyesinde oluşan gelir ve giderin dönemler itibariyle mi yoksa yıllara sari inşaat işiyle ilgili nihai kar/zararın kesinleştiği dönem itibariyle mi sonuç hesaplarına intikal ettirileceği konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerini uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38. maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanun’un 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır. Anılan kanun’un 40. maddesinde ise; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesinin birinci fıkrasında birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır.
Bir işin Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi kapsamına girmesi için; inşaat ve onarma işi olması, işin taahhüde bağlı olarak başkaları hesabına yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekmektedir.
Aynı Kanun’un “İnşaat ve onarma işlerinde işin bitimi” başlıklı 44. maddesinde, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği ve bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kar veya zararının tespitinde dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde de Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarma işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, söz konusu yıllara sari inşaat işine ilişkin olarak ihaleyi alan firmaya yapılacak hak ediş ödemeleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Her ne kadar, şirketiniz ile ihaleyi alan firma arasında yapılan anlaşmaya göre söz konusu işin şirketinizce birlikte yürütülmesine karar verildiği belirtilse de, söz konusu işin ihaleyi alan firmanın işi olarak bu firmanın yükümlülüğünde ve idari ve teknik sorumluluğunda yürütüldüğü ve gerek ihaleyi yapan kurum gerekse kredi veren uluslararası banka açısından muhatabın ihaleyi alan firma olduğu açık olarak anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, ihaleyi alan firma ile yapılan anlaşma gereği şirketinizin kar/zarar paylaşımı esasına göre söz konusu işe hissesi oranında finansman desteği sağlaması nedeniyle şirketiniz bünyesinde oluşan gelir ve giderin ilgili dönemler itibariyle kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.