Ücretliler beyanname verince kim kazançlı çıkacak?
Geçtiğimiz günlerde ücretlilerin de vergi dairelerine beyanname vermesini öngören bir yasa tasarısı taslağı çalışmasının haberini yaptık.
Haliyle milyonlarca çalışanın kafasında soru işareti oluştu. Kimi ücretli, beyanname sayesinde gelirinin artacağı hesabını yaparken kimi "Acaba gelirimiz mi düşecek" endişesine kapıldı.Öncelikle belirtmekte fayda var. Bu çalışma adı üzerinde taslak. Maliye Bakanlığı, uzunca bir süredir Gelir ve Kurumlar Vergisi'ni tek bir yasa metninde birleştirmeyi, her iki yasada yer alan eksikleri gidermeyi, hazır el değmişken de vergi adaletini sağlamaya dönük önemli bazı değişiklikler yapmayı planlıyor. Bu çalışma için çeşitli meslek kuruluşlarından görüşler toplandı. Gelen görüşler içerisinde mantıklı bulunan, kayıt dışıyla mücadele etkili olabilecek, vergi gelirini artıracak ya da ilk etapta geliri düşürse de ileride artırma potansiyeli taşıyan öneriler dikkate alındı.
Dolayısıyla henüz üzerinde siyaseten uzlaşılmış, Bakanlar Kurulu'nun onayından geçmiş net bir metin yok. Bütün çalışmalar "teknik" düzeyde ve siyasi otoritenin onayına muhtaç. Malum önümüzde iki büyük seçim var. Vergi alanında atılacak yanlış bir adımın siyasi faturası olacaktır.
Ücretlilerin yükü mü artacak?
Ücretlilere getirilmesi düşünülen beyanname uygulaması da işte o çalışmalardan sadece biri. "Maliye ücretlilerin vergileme sistemini değiştirerek ücretliler üzerinden gelirini artırmayı mı düşünüyor?" Bu sorunun yanıtı hem "evet" hem de "hayır." Maliye nihai hedefte gelirini artırmak istiyor. Ancak ilave gelir elde etmeyi planladığı hedef kitle içerisinde ücretliler yok. Hedefte kayıt dışı faaliyet gösteren ya da gelirlerini gizleyen serbest meslek çalışanlarıyla tarım sektörü var. Ücretlilerin vergileme sistemi değiştirilip bu geniş ve yüksek gelir potansiyeli taşıyan kesimin, ücretliler sayesinde kayıt içine çekilmesi hedefleniyor.
4 neden var!
Çalışmaları yürüten teknik ve akademik ekipten edindiğim izlenim, ücretlilerin beyanname sistemine geçirilmek istenmesi 4 temel nedene dayanıyor. Birincisi vergi adaletinin çalışanlar aleyhine bozuk yapısını düzeltme ihtiyacı, ikincisi de kayıt dışı çalışan sektörlerin kayıt altına alınması. Gerçekten de ücretleriyle kıt kanaat geçinmeye çalışanlar yaptıkları harcamaları vergiden düşemezken, büyük paralar kazanan çeşitli meslek grupları harcamalarını uzun listeler halinde yazıp adeta vergi ödemekten kurtuluyorlar. Dolayısıyla müteahhidin, avukatın, kuyumcunun ödediği verginin asgari ücretliye denk geldiği haberleri her yıl tekrarlanıyor. Ücretliler beyanname verdiğinde hem harcamalarını vergiden düşebilecekler hem de toplayacakları belgeler sayesinde vergi kaçıranların işini zorlaştıracaklar.
Vergi bilinci zayıf
Nedenlerden üçüncüsü vergi bilincinin oluşturulması, dördüncüsü de vergi gelirlerinin artırılması. Mevcut sistemde çalışanların çoğu vergi ödediğinin farkında bile değil. Çoğu çalışan sadece aldığı maaşı biliyor. Dolayısıyla Amerikan filmlerinde sık rastladığı, "Ben vergi veren bir vatandaşım" sözleriyle kamu görevlilerine sert çıkan vatandaş diyaloglarını "film icabı!" olarak değerlendiriyor.
Gelelim başlıktaki sorunun yanıtına: Beyanname sistemine geçildiğinde bazı masraflar vergiden düşülebileceği için ücretlilerin gelirlerinde bir miktar artış olacak, daha da önemlisi vergi adaleti kısmen de olsun sağlanabilecek. Türkiye hem vergi gelirini artıracak hem de vergi adaletinde bir üst basamağa çıkacak. Kaybedense, mevcut sistemde gelirini gizleyip lüks içerisinde yaşamayı başaran kesimler olacak.
Dolayısıyla henüz üzerinde siyaseten uzlaşılmış, Bakanlar Kurulu'nun onayından geçmiş net bir metin yok. Bütün çalışmalar "teknik" düzeyde ve siyasi otoritenin onayına muhtaç. Malum önümüzde iki büyük seçim var. Vergi alanında atılacak yanlış bir adımın siyasi faturası olacaktır.
Ücretlilerin yükü mü artacak?
Ücretlilere getirilmesi düşünülen beyanname uygulaması da işte o çalışmalardan sadece biri. "Maliye ücretlilerin vergileme sistemini değiştirerek ücretliler üzerinden gelirini artırmayı mı düşünüyor?" Bu sorunun yanıtı hem "evet" hem de "hayır." Maliye nihai hedefte gelirini artırmak istiyor. Ancak ilave gelir elde etmeyi planladığı hedef kitle içerisinde ücretliler yok. Hedefte kayıt dışı faaliyet gösteren ya da gelirlerini gizleyen serbest meslek çalışanlarıyla tarım sektörü var. Ücretlilerin vergileme sistemi değiştirilip bu geniş ve yüksek gelir potansiyeli taşıyan kesimin, ücretliler sayesinde kayıt içine çekilmesi hedefleniyor.
4 neden var!
Çalışmaları yürüten teknik ve akademik ekipten edindiğim izlenim, ücretlilerin beyanname sistemine geçirilmek istenmesi 4 temel nedene dayanıyor. Birincisi vergi adaletinin çalışanlar aleyhine bozuk yapısını düzeltme ihtiyacı, ikincisi de kayıt dışı çalışan sektörlerin kayıt altına alınması. Gerçekten de ücretleriyle kıt kanaat geçinmeye çalışanlar yaptıkları harcamaları vergiden düşemezken, büyük paralar kazanan çeşitli meslek grupları harcamalarını uzun listeler halinde yazıp adeta vergi ödemekten kurtuluyorlar. Dolayısıyla müteahhidin, avukatın, kuyumcunun ödediği verginin asgari ücretliye denk geldiği haberleri her yıl tekrarlanıyor. Ücretliler beyanname verdiğinde hem harcamalarını vergiden düşebilecekler hem de toplayacakları belgeler sayesinde vergi kaçıranların işini zorlaştıracaklar.
Vergi bilinci zayıf
Nedenlerden üçüncüsü vergi bilincinin oluşturulması, dördüncüsü de vergi gelirlerinin artırılması. Mevcut sistemde çalışanların çoğu vergi ödediğinin farkında bile değil. Çoğu çalışan sadece aldığı maaşı biliyor. Dolayısıyla Amerikan filmlerinde sık rastladığı, "Ben vergi veren bir vatandaşım" sözleriyle kamu görevlilerine sert çıkan vatandaş diyaloglarını "film icabı!" olarak değerlendiriyor.
Gelelim başlıktaki sorunun yanıtına: Beyanname sistemine geçildiğinde bazı masraflar vergiden düşülebileceği için ücretlilerin gelirlerinde bir miktar artış olacak, daha da önemlisi vergi adaleti kısmen de olsun sağlanabilecek. Türkiye hem vergi gelirini artıracak hem de vergi adaletinde bir üst basamağa çıkacak. Kaybedense, mevcut sistemde gelirini gizleyip lüks içerisinde yaşamayı başaran kesimler olacak.
Erdoğan Süzer