.
Biz bir müzik grubuyuz ve yurtdışında bir festivale çalmak üzere katılıyoruz. Bu festivalde bize ödeme yapılabilmesi için bizden fatura isteniyor. Kendimize ait bir şirketimiz yok ama yurtdışında bir plak şirketi ile anlaşmamız var ancak festivalin bizim şirketimizle bir ilgisi de yok. Bu faturayı kesebilir miyiz, oluyorsa nasıl yapmalıyız?
Şimdiden teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.
.
Cevap :
Gelir vergisi kanunu 94.maddesinde serbest meslek kazançları anlatılmış ve kimlerin bu gelirleri elde etmesi durumunda mükellefiyet kaydı gerektigi hususu açıklanmıştır.
93 seri nolu GVK genel tebliğinde ses sanatçıları ile müzik gruplarının bir işverene baglı olarak gazino eglence yerleri vb. sanatlatlarını icra etmeleri kendileri açısından bir ücret geliri ancak bunun dışındaki durumların serbest meslek kazancı oldugu açıktır.
93 seri nolu GVK genel tebliğinde ses sanatçıları ile müzik gruplarının bir işverene baglı olarak gazino eglence yerleri vb. sanatlatlarını icra etmeleri kendileri açısından bir ücret geliri ancak bunun dışındaki durumların serbest meslek kazancı oldugu açıktır.
.
Ancak konser veren veya sanatı icra eden grup veya sanatçılar açısından bu gelirin vergilendirilmesinde mükellefiyetmi yoksa götürü olarak kesinti yolu ilemi vergiledirilecegi süreklilik unsuruna baglıdır.
sürekliliğin sınırı ise mutad olarak bu mesleği icara eden kişilerin geçimini ve gelirini bu meşgale üzerinden kazanmaları ile açıklanabilir.
Ancak konser veren veya sanatı icra eden grup veya sanatçılar açısından bu gelirin vergilendirilmesinde mükellefiyetmi yoksa götürü olarak kesinti yolu ilemi vergiledirilecegi süreklilik unsuruna baglıdır.
sürekliliğin sınırı ise mutad olarak bu mesleği icara eden kişilerin geçimini ve gelirini bu meşgale üzerinden kazanmaları ile açıklanabilir.
.
Ancak bunun dışında yılda bir iki kez konser veren veya organizasyonlara katılan kişiler açısından bu gelir arizi bir kazançtır ve arızi kazançlarda alacaklar ücret üzerinden ödeme yapan kişinin stopaj kesnitisi yaparak vergi dairesine ödemesi arızi kazancı elde eden kişilerinde bu geliri elde ettikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde vergi dairesine adlarına beyanname vermeleri gerekmektedir.
Ancak bunun dışında yılda bir iki kez konser veren veya organizasyonlara katılan kişiler açısından bu gelir arizi bir kazançtır ve arızi kazançlarda alacaklar ücret üzerinden ödeme yapan kişinin stopaj kesnitisi yaparak vergi dairesine ödemesi arızi kazancı elde eden kişilerinde bu geliri elde ettikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde vergi dairesine adlarına beyanname vermeleri gerekmektedir.
.
Eğer süreklilik arzeden bu mesleginiz mevcut ise adi ortaklık serbest meslek kazancı mükellefiyetiniz olması ve aldıgınız ücretler karşılıgındada serbest meslek makbuzu düzenlemeniz gerekecektir.
Yurtdışında vereceginiz festival kapsamlı konser nedeniyle organizatör firma tarafından size yapılacak ödeme için mükellefiyetiniz mevcut olmadığı için Türkiye'de uygulanan gider pusulası benzeri bir vesika düzenlenmek ve ilgili ülke vergi mevzuatı kapsamında kesenti yapılarak ödenmesi gerekir.
Eğer mevcut bir uygulama degil ise anlaşmanız olan plak şirketi tarafından organizatör adına fatura düzenlenmesi ve tahsil edilmesi ardından size yapılan konser bedeli ödemesi içinde yine gider pusulası benzeri belgenin düzenlenerek kayıtlara alınması mümkündür.
Bunun dışında bir uygulama söz konusu olamayacaktır...
Bunun dışında bir uygulama söz konusu olamayacaktır...
Nitekim Vergilendirmeyle iligli olarak İstanbul Vergi Dairesi başkanlığının 09.03.2007 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK/94-13460 sayılı özelgesinde;
''Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinde; ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu, 65. maddesinde ise, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olduğu, serbest meslek faaliyetinin, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması gerektiği, 82. maddesinde de, Arızî olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılatın arizi kazanç olduğu belirtilmiştir.'' denilmiştir.
Yine İstanbul Vergi Dairesi başkanlığının 07.05.2007 tarih B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK-94- sayılı özelgesinde;
''Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65. maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” Tanımına yer verilmiş, 66.maddesinin 2.fıkrasının 4 no.lu bendinde, konser veren sanatçıların serbest meslek erbabı olduğu hükme bağlanmış, 18. maddesinde ise,
“Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden müstesnadır.
Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.
Yukarıda yazılı kazançların arızi olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.
Serbest meslek kazançları istisnasının bu Kanunun 94. maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.” Hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, aynı Kanunun 70. maddesinin 1. fıkrasında, maddede yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu belirtildikten sonra, 8 no.lu bendinde, her türlü makine ve tesisat ile bunların eklentilerinin kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 6. maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları üzerinden vergilendirileceği hüküm altına alınmış olup, 7. maddesinde, dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye’de elde edilme şartları, serbest meslek kazançlarında, serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye’de icra edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesine, gayrimenkul sermaye iratlarında, gayrimenkulün Türkiye’de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye’de kullanılması veya Türkiye’de değerlendirilmesine bağlanmıştır.
Sanat icrası gayesiyle Türkiye’ye gelen sanatçıların, sanatçılara eşlik eden diğer müzisyen, yönetmen ve ses sanatçılarının Türkiye’de bu işler karşılığında elde ettikleri gelirler serbest meslek kazancı sayılmak suretiyle, dar mükellefiyet esnasında vergilendirilecektir.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur olanlar belirtilmiş, maddenin 2/b bendiyle de yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere 18. madde kapsamı dışındaki faaliyetler için yapılan ödemeler üzerinden ( 2006/11449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01.01.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere belirlenen oran) %20 oranında tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca, söz konusu tevkifat uygulamasında, ödeme yapılan yabancı uyruklu kişinin mukimi oldukları ülke/ülkeler arasında mevcut bir çifte vergilendirme önleme anlaşması bulunması halinde ise, anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekeceği hususu açıktır.
Öte yandan, , 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3. maddesinin 2. fıkrasında, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayan kurumların, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 3. fıkrasının (c) bendine ise, Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançları, dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar arasında sayılmıştır.
Aynı Kanunun “Dar mükellefiyette vergi kesintisi” başlıklı 30’uncu maddesinin (1) numaralı bendinde; dar mükellefiyete tabi kurumların bu maddede sayılı kazanç ve iratları üzerinden bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen ve tahakkuk ettirenler tarafından %15 oranında kurumlar vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmış, bu maddenin (b) bendinde serbest meslek kazançları, (c) bendinde de gayrimenkul sermaye iratları kesinti kapsamındaki kazanç ve iratlar arasında sayılmıştır. (8) no’lu bendinde de, Bakanlar Kurulunun bu fıkrada belirtilen vergi kesintisi oranlarını, gelir unsurları veya faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır. Tevkifat oranları, 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile serbest meslek kazançlarında ve gayrimenkul sermaye iratlarında %20 olarak belirlenmiştir.'' denilmiştir.
Saygılarımla
Yıldırım ERCAN
http://yildirimercan.blogspot.com/