DAMGA VERGİSİNİN GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASINDAKİ YERİ
Bilindiği üzere Damga Vergisi, 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu’nda belirtilen kağıtlardan alınır. Kanunda geçen kağıtlar terimi, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder. Damga vergisinin mükellefi kağıtları imza edenler olup damga vergisi eğer kişilerle resmi daireler arasındaki işlemlere ait kağıtlardan doğuyorsa damga vergisini kişiler öder.
Damga vergisi nispi veya maktu olarak alınmakta ve makbuz karşılığı, istihkaktan kesinti yapılması veya basılı damga konulması şekillerinden biriyle ödenmektedir. Damga vergisinin ödemesinde ikili bir ayrım söz konusudur. Makbuz karşılığı ödemelerde; Maliye Bakanlığı’nca belirlenen mükellefler, kurum ve kuruluşlar tarafından bir ay içinde düzenlenen kağıtların vergisi, ertesi ayın 20.günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve 26. günü akşamına kadar ödenir. Bunun dışındaki hallerde ise kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen 15 gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve aynı süre içinde ödenir. İstihkaktan kesinti şekliyle yapılan ödemelerde de kesilen Damga Vergisi, ertesi ayın 20.günü akşamına kadar ödemenin yapıldığı yer vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve 26. günün akşamına kadar ödenir.
Damga Vergisinin gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında indirim konusu yapılıp yapılamayacağı kazanç tespiti açısından önem arz etmektedir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6.maddesine göre kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır. Ticari kazancın tarifi GVK’nın 37.maddesinde “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır” şeklinde yapılmış ve ticari kazanç sayılan bazı kazançlar da ilgili maddede tek tek sayılmıştır.
GVK’nın 38.maddesinde ise bilanço esasına göre ticari kazancın teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu ve ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile GVK’nın indirilecek giderlerin düzenlendiği 40 ve gider kabul edilmeyen ödemelerin düzenlendiği 41.maddeleri hükümlerine uyulacağı belirtilmiştir.
Ticari kazançlar tahakkuk esasına göre belirlenmektedir. GVK’da tahakkuk esasının tanımı yapılmamış olmakla birlikte işletme hesabı esasında ticari kazancın tespitinin yapıldığı 39.maddede dolaylı olarak değinilmektedir. İlgili maddede işletme hesabı esasında ticari kazancın bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet fark olduğu; elde edilen hasılatın tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları, giderlerin ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade ettiği hüküm altına alınmıştır. Tahakkuk esasının damga vergisine bakan yönüne aşağıda değinilecektir.
Ticari kazançlarda indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, 40/1’e göre ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler ticari kazançtan indirim konusu yapılır. Bu genel hüküm esasında diğer bentler olmasa dahi indirilecek giderler konusunda büyük oranda ihtiyaca cevap vermektedir. 40/1.bent dışındaki maddede sayılı giderler genel olarak bu gider türlerindeki tereddüdü ortadan kaldırmaya dönük özel olarak sayılan giderlerdir.
Bunlardan birisi 40/6: “İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi resim ve harçlar” dır. İlk bakışta damga vergisinin kazançtan indiriminin mümkün olup olmadığının tespiti için ayni vergilerden bahseden 40/6 bendine başvurulabilir. Ancak bu yanılgıya götürebilir, zira ilgili bentte ayni vergi resim harçlardan bahsedilmekte, ayni olarak alınan damga vergileri de genel damga vergileri içerisinde önemsiz bir paya sahiptir. Esasında damga vergisi ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan bir giderse kanunda engelleyici bir düzenleme bulunmadığı sürece GVK 40/1 dışında bir hüküm aramaya gerek yoktur.
Dolayısıyla, GVK ‘nın 41.maddesinde indirimi kabul edilmeyen ödemeler düzenlenmiş olup bunlar arasında damga vergileri bulunmamaktadır. Yine, GVK’nın 90.maddesinde belirtildiği üzere; gelir vergisi ile diğer şahsi vergiler ve her ne şekilde olursa olsun vergi cezaları ve para cezaları, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri Gelir Vergisinin matrahından ve gelir unsurlarından indirilemez. Bu hükmün paralelinde olan KVK’nın 11.maddesinde de Kurumlar Vergisi ve maddede sayılan diğer vergi ve cezaların indirimi kabul edilmemiştir. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 58.maddesi ile de Hesaplanan KDV’nin ve İndirilebilecek KDV’nin Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak indirimine izin verilmemiştir. Yukarıda sayılan kabul edilmeyen vergilerin içerisinde Damga Vergisi yer almamaktadır. Ayrıca Damga Vergisi kanununda da Damga Vergisinin kazançtan indirimini engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır.
Sonuç : Damga Vergisi, kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olduğu sürece hem Gelir Vergisi Kanunu hem de Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca kazancın tespitinde indirimi kabul edilen bir giderdir. Hatta ticari kazançlara özel olmak üzere beyanname yoluyla tahakkuk ettirilen Damga Vergisi ödenmemiş olsa dahi kazançtan indirilebilir. Hatırlanacağı üzere ticari kazançlarda tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk esasından bahseden GVK’nın 39.maddesinde giderlerin, tediye olunan veya borçlanılan meblağları ifade ettiği açıkça ifade edilmiştir. Tahakkuk eden Damga Vergisi için de Vergi Dairesine borçlanma söz konusu olup buradaki borcun da herhangi bir mal veya hizmet alımından doğan borçtan bir farkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla tahakkuku yapılıp ödemesi henüz gerçekleşmeyen Damga Vergileri de Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre indirimi kabul edilen bir giderdir.
S.M.M.M
CİHANGİR ÖZKÖK
KAYNAK http://muhasebeweb.com/