ISLAHDAN SONRA ZAMANAŞIMI İTİRAZININ ETKİLERİ
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/41137 E. ve 29.04.2008 tarihli kararında; bilirkişi raporunun tanziminin ardından, davacı işçinin davasını ıslah etmesi halinde, davalı işverenin zamanaşımı defi savunmasında bulunup bulunamayacağı hakkında değerlendirmelerde bulunmuştur.
Bu karar özellikle fazla mesai, yıllık izin gibi 5 yıllık zamanaşımına tabi bulunan alacaklara ilişkin zamanaşımı savunmalarının yapılabileceği durumları göstermesi ve uygulamada genelde bilirkişi raporundan sonra davacı tarafından yapılan ıslahın etkilerini ortaya koyması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu kararın ortaya koyduğu yorum ve çözüm tarzı ışığında fazla mesai ve yıllık izin alacağı gibi taleplere yönelik zamanaşımı defi savunmalarının hangi durumlarda yapılabileceği açıkça ortaya çıkmış olmaktadır.
İncelememize konu kararda, davacı taraf kıdem, ihbar, fazla mesai ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davasını başlangıçta kısmi olarak açmış olan davacı bilirkişi raporundan sonra davasını raporda gösterilen meblağlara uygun olarak ıslah etmiş, arttırmıştır. Davalı işveren ise davanın reddini talep etmiş, ayrıca bilirkişi raporundan sonra davacı işçi tarafından ıslah edilerek arttırılan fazla mesai alacağına karşı, ıslah tarihinden önceki 5 yıldan daha önceki döneme ilişkin fazla mesai alacağı iddialarının zamanaşımına uğradığını beyan ederek, zamanaşımı defiinde bulunmuştur. Yerel mahkeme ise davalı işverenin zamanaşımı define itibar etmemiş ve ıslah tarihinden önceki 5 yıldan dönemlere ilişkin talepleri de kabul etmiştir.
Yerel mahkemenin kararını duruşmalı olarak inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise kararı bozmuştur. Yargıtay ıslahın 26.04.2007 tarihinde yapıldığını, davalının zamanaşımı itirazının olduğunu, bu sebeple 26.04.2002’den önceki dönemlere ait fazla mesai alacağı iddialarının zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla 26.04.2002’den önceki dönem için fazla mesai alacağına hükmedilemeyeceğini belirtmiştir. Yargıtay, yapılması gerekenin, davalının ek zamanaşımı defisine uygun olarak bilirkişiden ek rapor alınması ve itiraz uygun bir indirimin yapılması olduğunu belirtmiştir.
Kararımızda, zamanaşımı defisinin ıslahtan sonra yapılması halinde, bunun dikkate alınarak hesaplamanın buna göre yapılması gerektiğinin belirtilmiş olduğudur. Kural olarak davalı taraf zamanaşımına yönelik itirazlarını ilk celseye kadar sunmak durumundadır. Ancak ıslahla arttırılan davalarda zamanaşımı itirazı ıslahtan sonra yapıldığında geçerli kabul edilecektir. Bu durumda davaya cevap süresi içerisinde zamanaşımına yönelik itirazın bulunup bulunmadığının önemi kalmayacaktır. Hiç şüphesiz başlangıçta tam olarak açılan yani ıslah ile meblağı arttırılmasına gerek olmayan davalarda zamanaşımı defisinin davaya cevap süresi içersinde verilmesi gerekmektedir. İncelediğimiz Yargıtay kararı ıslahla arttırılan işçi alacağı davaları için geçerlidir.
.
.