VERGİ DAİRELERİNCE YAPILAN TAHAKKUKTAN VAZGEÇME İŞLEMİ
I- GİRİŞ
Vergi alacağını ortadan kaldıran hallerden biri de tahakkuktan vazgeçme işlemidir. Bazı hallerde verginin tahakkuk maliyeti söz konusu vergi alacağı tutarından fazla olabilmektedir. Tahakkuk için yapılacak masraflar esas itibarıyla posta ve ilan masrafı olup bu masrafların tahakkuk ettirilecek vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplamından yüksek olması halinde, yapılacak tahakkuk yarardan çok hazine zararına ve ilgili memurların gereksiz emek ve zaman kaybı ile verimsiz çalışmalarına neden olmaktadır.
İşte bu hallerde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (1) mükerrer 115 inci maddesinin doğru ve etkin olarak uygulanması büyük önem arz etmektedir. Bazı vergi dairelerince bu hükmün yeterince uygulanmaması veya bazı yanlış uygulamaların yapılması nedeniyle bu konunun uygulamadaki mevzuat doğrultusunda açıklanması yazımın konusunu oluşturmaktadır.
II- KAPSAM
Vergi Usul Kanunu’na 3239 sayılı Kanunun (2) 10’uncu maddesiyle eklenen mükerrer 115 inci madde, idareye bazı hallerde tahakkuktan vazgeçme yetkisi vermektedir. Maliye Bakanlığı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 414 üncü maddesinden aldığı yetki ile tahakkuktan vazgeçme sınırını, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak yine bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle belirlemektedir. Bu doğrultuda yayınlanan 255 (3), 281(4), 311(5), 326(6), 342(7), 354(8), 364(9), 378(10), 388(11), 393(12) ve 402(13) Seri No’ lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde gerekli açıklamalar yapılmıştır. Buna göre ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplamı Maliye Bakanlığı’nca her yıl belirlenen miktarı aşmaması ve tahakkukları için yapılacak giderlerin belirlenen miktardan fazla olacağının tespiti halinde Maliye Bakanlığı’nca belirlenen usul ve esaslar dahilinde tahakkuklarından vazgeçilebilecektir.
Maliye Bakanlığı tahakkuktan vazgeçme işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisini, Vergi Usul Kanunu İç Genelgeleri ile kullanmıştır. Bu kapsamda konuyla ilgili 27/11/1986 tarih ve 1986/6 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesi yayınlanmıştır. Buna göre gerek sürekli mükellefiyetlerde gerekse süreksiz mükellefiyetlere ilişkin olup ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin ceza toplamının her yıl belirlenen miktarın (14) (402 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği ile 2011 takvim yılı için geçerli olan 19 TL) altında kalan tarhiyatlara ait ihbarnameler mükelleflerin bilinen adreslerine öncelikle posta vasıtasıyla, bu usulle tebliğ yapılamaması halinde, memur eliyle tebliğ yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Posta ve memur eliyle tebliğ edilememesi sebebiyle Vergi Usul Kanunu’nun 103 üncü maddesi hükmü gereği ilanen tebliğ şartı doğan ve aynı Kanunun 104 üncü maddesinde yer alan şekle uygun yapılması gereken ilanın masraflarının tahakkuk ettirilecek vergi ve cezanın üzerinde olması halinde ilanen tebliğ yoluna başvurulmadan, söz konusu vergi ve cezaların tahakkukundan vazgeçilerek tarh kayıtlarından terkin edilecektir. Ancak vergi ve bunlara ilişkin cezanın yukarıda belirtilen sınırı aşması veya yapılacak giderlerin belirlenen miktardan az olması hallerinde tahakkuktan vazgeçilmeyeceği tabidir.
Yine öncelikle posta yoluyla veya sonra memur eliyle tebliğ yapılabildiği takdirde belirlenen miktarın altında kalsa dahi tahakkuklarının verilmesi zorunludur. Uygulamada karşılaşılan hataların başında hem Bakanlıkça belirlenen miktarın hem de yapılacak posta masraflarının da altında kalan tutarların tebliğ yolları tüketilmeden tahakkukunun hiç verilmemesi gelmektedir.
Oysaki tarhiyat yapılacak tutarlar posta masraflarının altında kalan miktarlar olsa dahi (Örneğin 1 TL) tebliği yapılabilmesi halinde tahakkuklarının verilmesi gerekmektedir. Bu konuda yapılan önemli hatalardan bir diğeri de tahakkuktan vazgeçme hükmünün hiç uygulanmamasıdır. Yani bir mükellef hakkında tahakkuktan vazgeçme sınırının altında kalan tarhiyatlarda bilinen adreslerinde yukarıda açıklandığı gibi öncelikle posta yoluyla sonra da memur eliyle tebliği yapılamadığı halde vergi dairelerinin ilan tahtalarında ilan edilmek suretiyle tahakkukunun verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Böylece bir mükellefin tahakkuktan vazgeçilebilecek bir tarhiyatı için (Örneğin 10 TL) yıllarca ödeme emri düzenlenmesi, adres ve malvarlığı araştırmaları yapılması, defalarca ödeme emirlerinin tebliğe gönderilmesi gibi nedenlerle gereksiz posta masrafları yapılmasına ve de iş yoğunluğuna neden olunmaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise, 26/11/1991 tarihinde yayınlanan 1991/4 Sıra No’ lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde yapılan açıklamalar doğrultusunda tahakkukundan vazgeçilecek vergi ve bunlara ilişkin cezanın hesabında gecikme faizinin de dikkate alınması gerektiğinin unutulmamasıdır.
Vergi Usul Kanunu mükerrer 115 inci maddesinde düzenlenen tahakkuktan vazgeçme işleminin tarh zamanaşımı süresi yönünden içinde bulunulan takvim yılının sonunda zamanaşımına uğrayacak olan vergi ve bu vergiye ilişkin gecikme faizi ile cezalar için yukarıda değindiğimiz tebliğ işlemlerine hiç başlanılmamış ve kalan sürenin de kısıtlı olması halinde bu konuda usul ve esasların belirlendiği 1986/6 No’lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde yapılan açıklamalar gereği yine öncelikle posta yoluyla tebliğ yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Çünkü anılan iç genelgede posta yoluyla tebliğ öncelikli şart olarak belirtilmiştir.
III- SONUÇ
Bazı hallerde verginin tahakkuk maliyeti söz konusu vergi alacağı tutarından fazla olabilmektedir. Tahakkuk için yapılacak masrafların tahakkuk ettirilecek vergi ve bu vergiye ilişkin gecikme zammı ve ceza toplamından yüksek olması halinde, yapılacak tahakkuk yarardan çok hazine zararına ve ilgili memurların gereksiz emek ve zaman kaybı ile verimsiz çalışmalarına neden olmaktadır.
Oysaki 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 115 inci maddesinin doğru ve etkin olarak uygulanması halinde idareler hem gereksiz iş ve işlemlerle zaman kaybetmeyerek personelinin daha verimli çalışmasını hem de hazinenin zarara uğratılmamasını sağlamış olacaklardır.
K A Y N A K L A R :
1. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve Genel Tebliğleri
2. Vergi Usul Kanunu İç Genelgeleri
D i p n o t l a r :
[1] 10/01/1961 tarih ve 10703 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
[2] 24.12.1985 tarih ve 19014 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3] 07.02.1997 tarih ve 22901 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[4] 16.12.1999 tarih ve 23908 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[5] 28.12.2002 tarih ve 24977 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[6] 12.12.2003 tarih ve 25314 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[7] 28.11.2004 tarih ve 25654 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[8] 17.12.2005 tarih ve 26026 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[9] 20.12.2006 tarih ve 26382 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[10]26.12.2007tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[11]20.12.2008tarih ve 27086 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[12]29.12.2009tarih ve 27447 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[13] 29.12.2010 tarih ve 27800 sayılı 6. mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[14] 2006 takvim yılında 14 TL
2007 takvim yılında 15 TL
2008 takvim yılında 16 TL
2009 takvim yılında 17,90 TL
2010 takvim yılında 18 TL
17 Eylül 2011
İlhan YILMAZ
Konya Vergi Dairesi Başkanlığı
Meram Vergi Dairesi Müdürlüğü
Müdür Yardımcısı
ilhanyilmaz1973@mynet.com
kaynak : http://www.alomaliye.com/2011/ilhan_yilmaz_vergi_daire.htm