Kabahat ve suç kavramı ile vergi ceza hukuku
Devlet, hukuka aykırı ağır fiilleri ihlal edenleri cezalandırma yoluna gidiyorsa bu fiil suç olarak vasıflandırılır.
1. SUÇLAR
O halde, bir fiilin suç olabilmesi için; kanunlar ile korunmak istenen hukuki bir yararın, suçun faili olanlar tarafından yapılan hareketle ihlal edilmesi ve kanunlarla buna ilişkin bir müeyyidenin yer alması gerekmektedir
Ülkemizde suçlar (dar anlamda suçlar) Türk Ceza Kanunu ve çeşitli kanunlarda (vergi kanunları dahil) yer alan ceza hükümleri tarafından düzenlenmiştir.
.
Cezada kanunilik (Anayasa m.38) uyarınca ancak kanunlarda yer alan fiiller suç olarak değerlendirilir. Bir suçun vergi suçu olarak nitelendirilebilmesi için vergi kanunu olarak adlandırılan kanun hükümlerine aykırılık oluşturması gereklidir[1]. Bu kapsamda vergi suçları kavramıyla ceza mahkemelerinde yargılanarak Türk Ceza Kanununda yer alan ceza yaptırımları uygulanan aykırılıklar olarak anlaşılması gerekir[2].
Vergi suçları VUK’ da düzenlenmiştir. Bu haliyle VUK özel ceza kanunu özelliği taşımaktadır.
2.KABAHATLER
Kabahatler suçlara oranla toplum düzenini hafif (daha az) ihlal eden fiillerdir. Hukuka karşı ihlallerden hafif olanları kabahat olarak nitelendirilmekle beraber bu fiiller bir anlamda kabahat nevinden suçlardır.
Kabahatlerin suç olmaktan çıkarılarak ceza kanunlarının kapsamı dışına çıkarılması ve ayrı bir sistem içinde yaptırıma tabi tutulmaları günümüz hukuk sistemlerinde kendini gösteren bir eğilim haline gelmiştir[3]. Kabahatler genellikle suçun bir türü olarak kabul edilmekteyken, suç olmaktan çıkarılmasına ilişkin çeşitli gerekçeler ileri sürülmüştür[4].
.
Nitekim bu gelişmelere paralel olarak 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu kabahat nevinden olan fiilleri suç olmaktan çıkarmıştır. Bir başka ifade ile yeni ceza kanunu cürüm kabahat ayırımını terk etmiştir. Ceza kanunu dışına çıkarılan kabahatler bu defa tamamen yaptırımsız bırakılmayıp, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu (KK) ile düzenlenmiştir. KK, kabahatler konusunda genel (temel) kanun niteliğindedir. KK’nın çıkmasıyla suç ve kabahat kavramlarının hukuki kaynakları arasındaki farklılaşma netleşmiştir. Suçlar suç hukukunun , kabahatler ise kabahat hukukunun konusu haline gelmiştir.
.
Kabahatler Kanunuyla önceki ceza kanununda yer alan bazı kabahatlerle diğer kanunlarda yer alan kabahatleri kapsar hale getirilmiştir. Yapılan değişikliklerle önceki ceza kanununda yer alan bazı kabahatler suç niteliğine sokulmuş[5], daha önceden suç olarak kabul edilen bazı fiiller de, hukuka aykırılıkları devam etmekle beraber, suç olmaktan çıkarılarak kabahat haline dönüştürülmüşlerdir. Suç sayılan eylemlerin Kabahatler Kanununa veya başka bir kanuna alınmakla bu özelliğini büsbütün kaybedeceğini zannetmek büyük yanılgı olur.
Bilindiği gibi, suçların kabahatler ve cürümler olarak ikiye ayrılığı dönemde, kabahatlere cüce cürümler de denilmiştir. O halde kabahatleri değerlendirebilmek için asgari düzeyde de olsa Ceza Hukuku bilgisine ihtiyaç vardır[6]. Nitekim, KK düzenleme getirmediği bazı müesseseleri TCK’ya atıfta bulunarak kendisi için geçerli kılmıştır (KK.m.30).
.
Kabahatler Kanunu’na göre kabahat, kanunun bir idari yaptırım öngördüğü haksızlık olarak nitelendirilmiştir. KK kapsamındaki haksızlıklar kabahat olarak nitelendirilirken,TCK kapsamındaki haksızlıklar ise suç olarak nitelendirilecektir. Kabahat veya suç işleyenlere yaptırım uygulanacaktır. Yaptırım ile amaçlanan düzenin sağlanmasıdır. Kabahatler birer idari aykırılık olarak düzenlenmiştir. Bu haliyle suçlardan ayrılırlar. Kabahatler KK’da belirtilenlerden ibaret değildir. Kabahatler hukuku KK’nın dışında kabahatleri düzenleyen özel kanunların tümünü kapsar. İdarenin faaliyet alanının genişliği ve çeşitliliği, idari yaptırımların da genişliğini ve çeşitliliğini oraya koyar. KK dışında idari yaptırımların uygulandığı alanlardan biri de vergi kabahatleridir.
.
Vergiler konusunda kabahatler, bu konuda özel kanun niteliği taşıyan VUK’ da düzenlenmiş olup, idari vergi ihlalleri şeklinde ortaya konmuştur. Kabahatlerle korunacak düzen vergiler olunca sağlanacak idari düzen de “vergisel idari düzen” olmaktadır.Vergisel idari düzen, kişilere bazı davranışlarda bulunmayı veya bazı davranışlardan kaçınmayı emretmektedir. Bu emirle, kişiler açısından birer vergi ödevidir. Vergi ödevinin amacı ise vergi ilişkisinin belirli bir idari düzen içinde gerçekleştirilmesidir.
Bu düzenlemelere uygun davranılmadığı takdirde, vergisel idari düzenin zarar gördüğü kabul edilerek idari yaptırımlar uygulanmaktadır[7].
.
Vergi kabahatlerinin vergi hukukunun kendine has özellikleri nedeniyle pek çok konuda (zamanaşımı, idari itiraz yolları, kanun yolu, yaptırımlar, iştirak, içtima, sorumluluk, kusur, şahsilik) KK’daki düzenlemelerden farklı düzenlemeler getirdiğini görmekteyiz. Vergi ceza hukuku açısından bakıldığında, vergi kabahatleri de korudukları yarar alanına, ağırlıklarına ve amaçlarına göre kendi arasında farklı kabahatlere (vergi ziyaı kabahati ve usulsüzlük kabahati) ayrılmıştır.
[1] CANDAN, Vergi Suçları ve Cezaları, 2.b, Kasım 2004-İstanbul, s. 14
[2] Süheyl DONAY, Ceza Mahkemelerinde Yargılanan Vergi Suçları, Beta Basım, İstanbul-2008, s.23
[3] 765 Sayılı (önceki) Türk Ceza Kanunumuz suçları cürüm ve kabahatler olarak ikiye ayırıp bunlara ilişkin genel kuralları aynı kanun içinde düzenleme yolunu seçmişti. 5237 Sayılı (yeni) Türk Ceza Kanunu kabahatleri suç olmaktan çıkarma eğilimine uygun olarak suç hukukunun dışına çıkarmış ve kabahatler 5326 sayılı Kabahatler Kanunuyla düzenlemiştir.
Dikkat edildiğinde suçların ağır ve hafif suçlar olarak ikiye ayrıldığını, ağır suçlara cürüm hafif suçlara kabahat denildiği bazı hukuklarda her iki suç tipinin aynı kanun içinde düzenlenirken bazılarında ayrı ayrı düzenlenmesinin tercih edildiği görülmektedir.
Dikkat edildiğinde suçların ağır ve hafif suçlar olarak ikiye ayrıldığını, ağır suçlara cürüm hafif suçlara kabahat denildiği bazı hukuklarda her iki suç tipinin aynı kanun içinde düzenlenirken bazılarında ayrı ayrı düzenlenmesinin tercih edildiği görülmektedir.
[4] Gerekçeler için bkz, MAHMUTOĞLU, age, s. 30
[5] Örneğin, TCK m.117 (hayvanların tehlike yaratacak şekilde serbest bırakılması), 176 (inşaat ve yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama), 181(çevrenin kirletilmesi), 183 (gürültü yapma), 228 (kumar oynatılması için yer sağlanması), 229 (çocuklara ve kendini idare edemeyeceklere dilencilik yaptırtma)
[6] ÖZTÜRK, age, s.124.
[7] TAŞDELEN, age, s.5
Prof.Dr.Doğan ŞENYÜZ
Ekonomik Panorama
Ekonomik Panorama