Tarihi Eser Niteliğindeki Özel Binaların Yıkılarak Yeniden İnşaasında Asgari İşçilik Uygulaması
Bu çalışmamızda fiiliyatta çok sık rastlanmayan ve SGK Sigorta Müdürlüklerince yanlış uygulama yapıldığına inandığımız “Tarihi Eser Görünümlü Özel Bina İnşaatlarındaki Asgari İşçilik Hesaplamasından” bahsedeceğiz.
.
Bilindiği gibi 5510 sayılı yasanın 85.Maddesinde özel nitelikli bina inşaatlarında, inşaatı yapan şahıs veya kurum tarafından yeterli işçiliğin bildirilip bildirilmediğinin tespitinin SGK tarafından yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
.
Özel bina inşaatlarında SGK’na bildirilmesi gereken asgari işçilik miktarı; yapılan inşaatın cins ve sınıfına göre, her yıl Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca (Yeni adıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) tespit edilerek “Mimarlık ve Mühendislik Bedellerinin Hesabında Kullanılacak ….. Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ” de yayımlanan m2 maliyet bedeli esas alınmaktadır.
.
Tarihi Eser niteliğindeki bina inşaatlarında da diğer özel inşaatlarda olduğu gibi maliyet bedelinin bulunması inşaatın yapımına başlandığı ve bitirildiği yıla göre hesaplanacaktır. Yani aynı yıl içerisinde başlanıp bitirilmiş inşaatlarda, inşaatının bittiği yıl için ilan edilmiş olan yapı maliyetleri esas alınacaktır. Ancak yapılan inşaatın başlandığı yıl bitirilemeyip sonraki yıllarda bitirilmiş olması durumunda ise, bitirildiği yılın bir önceki yılında uygulanan yapı maliyetleri üzerinden hesaplama yapılacaktır.
.
Yukarıda da değinildiği üzere buraya kadar normal nitelikteki özel bina inşaatı ile tarihi eser niteliğindeki bina inşaatlarının asgari işçilik hesaplaması ile arada herhangi bir fark yoktur.
.
Yazımız konusu İnşaat ise; Mevcut tarihi eserler envanterinde II.sınıf tarihi eserler listesinde bulunan, harabe vaziyette ve bir kısmı yıkılmış olan ahşap konak satın alınarak yürürlükte olan imar mevzuatı gereğince aslına uygun olarak yeniden inşa edilmesidir. Bu inşaat fiili durum itibariyle mevcut ve harabe bir binanın tamamen yıkılarak yerine günümüz şartlarına uygun olarak betonarme bir bina yapımından başkaca bir şey değildir. Tek fark inşaatın mimarisindedir. Yeni yapılan inşaat dış görünüm olarak yıkılan eski konakla aynı görünümde olmalı ve dış cephe herhangi bir özel isteğe göre değil, tarihi dokusunu yansıtan eskitme ahşap kaplama olmalıdır.
.
Çalışmamıza konu olan inşaatın Yapı Ruhsatında, Ruhsatın veriliş amacı “II.Sınıf Eski Eser Uygulaması” ve Yapının sınıf/grubu V-D olarak tanımlanmıştır. Bu tip eseki eser görünümlü bina inşaatının asgari işçilik hesaplamasında SGK müdürlüklerinin yaptıkları uygulama şöyledir;
.
İnşaat 2006 yılında başlamış ve 2011 yılı Temmuz ayında bitirilmiştir, dolayısı ile işçilik hesabında 2010 yılına ait maliyet bedelleri uygulanacaktır. Fakat hangi inşaat sınıfına göre işçilik yüzdesi belirlenecektir.
SGK genelgelerinde bu tip inşaatlara yani; Yukarıda açıkladığımız ve Yapı ruhsatında V-D olarak belirlenen yapı sınıfı, Mimarlık ve Mühendislik Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Listesinde “Restore edilecek yapılar ve tarihi ve eski eser niteliğinde olup, yıkılarak orijinaline uygun olarak yapılan yapılar“ olarak açıklanmaktadır. Bu tip inşaatlara uygun olan işçilik oranı olarak;
1- Eski eser görünümlü bina inşaatı (%12)
2- Her türlü tarihi yapının restorasyonu (%20) verilmiştir.
Bu konuda Sigorta Müdürlüklerinin uygulaması hazineci yaklaşımla direkt olarak ikinci seçenekteki %20 oranı olmaktadır.
.
Fiilen ise; asgari işçilik tutarı Ruhsattaki 5-D sınıfının uygulanması ile gerçek mahiyeti 3-B Asansörlü ve kaloriferli Konutlar sınıfında olan bu tip yapının m2 maliyet bedeli 565,00 TL den hesap edilmesi gerekirken 5-D sınıfı nedeniyle m2 maliyetini 1.559,00 TL.den hesaplayarak gerçek mahiyetinden fazla işçilik primi ödemesi zaten yapılmaktadır.
.
Restorasyon denildiğinde ilk olarak, bir tarihi yapıda oluşan deformelerin aslına uygun olarak ince bir işçilikle ve sanatkar kişiler tarafından sanat tarihi danışmanlarının eşliğinde yapılan tamirat gelmektedir. Zaten Restorasyon kelimesi de kısaca; bozmadan onarım manasına gelmektedir.
.
SONUÇ:
Yazımıza konu inşaatın niteliğini göz önüne aldığımızda bu ve bunun gibi eskisinin tamamen yıkılarak yerine sıfırdan fakat, aslına uygun görünümde yapılan bir inşaatın restorasyon ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur. Ortada sadece eski eser görünümü verilmiş yeni bir betonarme bina inşaatı vardır. Fakat SGK bu işlemin bir restorasyon olduğu konusunda ısrar etmekte ve kanaatimizce haksız ve yanlış bir uygulama yapmaktadır.
Ferhat Özdemir
S.M.Mali Müşavir
Kaynak: İktisadi Dayanışma