a.Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi,
b.Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekilde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi,
c.Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 58. maddesinde ise mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları katma değer vergisi ile mükelleflerce indirilebilecek nitelikte olan katma değer vergilerinin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Bu hükmün yorumlanmasından indirilemeyecek katma değer vergisinin gider olarak kabul edilebileceği anlaşılmaktadır.
Nitekim, 1 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde, işin mahiyetine göre indirilemeyecek katma değer vergisinin gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.
Öte yandan Katma Değer Vergisi Kanunu'nun indirilemeyecek katma değer vergisi ile ilgili düzenlemelerinin yapıldığı 30. maddesinin (d) bendinde, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin de indirim konusu yapılamayacağı belirtilmiştir. İndirilemeyen bu katma değer vergisini de aynı Kanunun 58. maddesi hükmü gereğince kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate almak hatalı bir uygulama olacaktır.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin (d) bendinde, aslında işletme ile ilgili olmayan katma değer vergilerinin indirim konusu yapılamayacağı belirtilmiştir. İşletme ile ilgili olmayan bir gider nedeni ile yüklenilen katma değer vergisinin ise kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilebileceğini düşünmek mümkün değildir.
Diğer taraftan, 50 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde, promosyon ürünleri nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinden satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısmı aşan bölümünün gelir ve kurumlar vergisi açısından gider olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.
Bilindiği gibi, bankalar, katma değer vergisi mükellefi değildirler. Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 30. maddesinin (a) bendinde, vergiye tabi olmayan mal teslimi ve hizmet ifası ile ilgili olarak yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılamayacağı belirtilmiştir. Bu durumda, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 58. maddesi hükmü gereğince, bankalarca yüklenilen katma değer vergilerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Ayrıca, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 58. maddesinde, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin de kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir.
Ancak, 1 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde; Vergiye tabi malların ayın ücret olarak çalışanlara verilmesi ile Vergiye tabi malların çeşitli kişi veya kuruluşlara bağışlanması durumunda, hesaplanan katma değer vergisinin gider olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir. Örneğin bir konfeksiyon işletmesinin çalışanlarına elbise hediye etmesi durumunda, işletmenin bu elbiselerin emsal bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplaması ve katma değer vergisi dahil toplam bedeli kayıtlarına gider olarak intikal ettirmesi mümkündür.
Cem Tekin E. Gelirler Başkontrolörü/ YMM - Muhasebe Vergi |