Torba Yasa'daki vergi sürprizi!
Konuya ilişkin yasal ve idari düzenlemeler dikkate alındığında beyan edilen sabit kıymetlerin satışında vergi sürprizi ile karşılaşılabilir. Bu sürprizi yaşamamak için dikkatli olmak gerekiyor. Konuyu kısaca özetleyelim. Torba yasa mükelleflere işletmede bulunup kayıtlarında yer almayan makine, teçhizat ve demirbaşları kayıtlara alma imkanı verdi. İsteyenler 30 Haziran’a kadar KDV Stok Beyannamesi ve eki envanter listesi ile katma değer vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine başvuruda bulundu. Verilen beyannamelerde, teslimleri genel orana tabi makine, teçhizat ve demirbaşların rayiç bedeli üzerinden yüzde 10, teslimleri indirimli orana tabi makine, teçhizat ve demirbaşların rayiç bedeli üzerinden ise tabi oldukları oranın yarısı esas alınmak suretiyle KDV hesaplandı. Bu verginin 30 Haziran’a kadar ödenmesi gerekmektedir. Beyan edilen makine, teçhizat ve demirbaşların rayiç bedelleri üzerinden hesaplanıp ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması ise mümkün değildir. Bu tutar, verginin ödendiği yılın gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilecektir. Bu şekilde beyan edilen sabit kıymetler işletme kayıtlarına alınabilecektir. Kıymetler belirlenen rayiç bedelle deftere kaydedilecek ve bu kayıt bedeli tutarında karşılık hesabı oluşturulacaktır. Oluşturulan bu karşılık hesabı da birikmiş amortisman sayılacaktır.Deftere kaydedilen sabit kıymetlerin satılması halinde ise satış bedeli deftere kayıt bedelinden düşük olamayacaktır. Buraya kadar herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Asıl sorun satış sırasında başlamaktadır. Konuya ilişkin açıklamaların yapıldığı 1 seri numaralı Genel Tebliğ’de satış sırasında birikmiş amortisman tutarının da hasılat gibi değerlendirildiği görülmektedir. Yani geçmişte gider yazılmayan amortisman tutarları, satış aşamasında hasılat olarak gösterilmektedir. Bu da gerçekte olmayan bir kar rakamının ortaya çıkması sonucunu doğurmaktadır. Tebliğde yer alan örneği aynen yansıtarak konuyu açıklayalım. Rayiç bedeli 40 bin TL olarak belirlenen bir sabit kıymet bu tutar üzerinden kayıtlara alınıyor, daha sonra 50 bin TL’ye satışı yapılıyor. Satış işleminden önce karşılık hesabı birikmiş amortismana aktarılıyor. Satış kaydı yapılırken; KDV ile birlikte 59 bin TL tahsil ediliyor, 50 bin TL birikmiş amortisman hasılat gibi değerlendiriliyor, nihai olarak işlem 50 bin TL kârla sonuçlanıyor. Oysa ki hesap çok açık, 40 bin TL’ye kayda alınan kıymetin 50 bin TL’ye satışında doğacak kar 10 bin TL’dir. İşte, geçmişte gider yazılmayan amortismanların, satış sırasında hasılat gibi değerlendirilmesi gerçekte olmayan 40 bin TL kârın ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor. Vergi idaresi, geçmiş dönemlerdeki benzer uygulamalarında, daha önce gider yazılamayan amortismanların satış sırasında hasılat olarak değerlendirilmeyeceğini açık olarak belirtiyordu. 6111 sayılı Kanun uygulamasında bu şekilde bir belirlemenin yapılmamış olmasını dikkat çekici buluyoruz. Bu şekilde oluşan fiktif kârlar üzerinden vergi ödememek için beyanname düzenlenmesi sırasında bu kâr tutarlarının, “diğer indirim ve istisna” olarak beyan edilmesi gerekiyor. Aksi durumda torba yasa kapsamında sabit kıymet beyan eden mükellefler vergi sürprizi yaşayacaklardır. |
twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/