
.
I- GİRİŞ
5510 sayılı Kanun’un 50, 51 ve 52. maddelerinde isteğe bağlı sigortalılık ile ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Aynı kanunun 5. maddesini (g) bendi ile geçici 16. maddesinin üçüncü fıkrasında isteğe bağlı sigortalılıkta istisnai durumlar düzenlenmiştir. Türkiye’de ikamet eden, 18 yaşından büyük, Sosyal Güvenlik Kurumundan kendi sigortalılığı nedeniyle aylık almayan ve zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek çalışması bulunmayan, zorunlu sigortalı olmayı gerektiren çalışması olanlardan ayda 30 günden az çalışan kişiler, talep etmeleri halinde isteğe bağlı sigortalı olmak istediklerine beyan eden bir dilekçe[1](1) ile SGK’ya müracaat ederek, müracaatlarını takip eden günden itibaren isteğe bağlı sigortalı olabilmektedirler.
.
İsteğe bağlı sigortalı olarak ödenen primlerin emeklilik hesabında nasıl değerlendirileceği ve yurt dışına götürülen Türk İşçilerce ödenen isteğe bağlı sigorta primlerinin emeklilikte 4/a kapsamında değerlendirilmesinin eşitlik ilkesi ile çelişip çelişmediği konusu değerlendirilecektir.
.
II- İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARIN ÖDEDİKLERİ PRİMLERİN EMEKLİLİK HESABINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
.
5510 sayılı Yasa’nın 50. maddesine göre isteğe bağlı sigortalı olanlardan, kısmi süreli çalışanlar dışındakilerin ödedikleri primler emeklilik hesabında 4/b statüsünde değerlendirilmektedir. Yani 01.10.2008 tarihinden önce sigortalı olup prim ödenen son 7 yıl içinde isteğe bağlı sigortalı hizmetleri fazla olanlar 4/b şartları ile tam emeklilik için 9000 gün, kısmi emeklilik için 5400 gün şartlarına tabi olacaklardır.
.
Geçici 16. madde kapsamında vergiden muaf kadın isteğe bağlı sigortalıların da ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4/b kapsamında değerlendirilmektedir.
.
Kısmi zamanlı çalışanların ay içinde 30 günden eksik kalan süreleri tamamlamak için ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 25.02.2011 tarihinden itibaren 4/a kapsamında değerlendirilmektedir. Bunların 01.10.2008-04.02.2011 tarihleri arasında ödedikleri isteğe bağlı primleri ise 4/b kapsamında değerlendirilmiştir.
.
6111 sayılı Yasa’nın 24. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 5. maddesinin (g) bendine eklenen bir cümle ile yurt dışına götürülen Türk işçilerin ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4/a kapsamında sigortalılık sayılmıştır. 01.10.2008 tarihinden itibaren yurt dışında iş alan işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen işçilerin ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri emeklilik hesabında 4/a kapsamında değerlendirilecektir.
.
III- İSTEĞE BAĞLI ÖDENEN PRİMLERİN FARKLI SİGORTALILIK STATÜSÜNDE DEĞERLENDİRİLMESİ EŞİTİĞE AYKIRI MIDIR?
.
Eşitlik ilkesi 1982 Anayasasının Genel Esaslar bölümünde düzenlenmiştir. Anayasa’nın 10. maddesine göre, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar”. Eşitlik ilkesinin genel esaslar bölümünde düzenlenmesi ile, anayasal sistemin temel yapısını belirleyen ilkelerden biri olduğu görülmektedir[2].
“Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” ibaresi ile Eşitlik ilkesi öncelikle idari makamlara hitap etmektedir. İdare makamları eşitlik ilkesi gereği her vatandaşa kanun hükmünü aynı şekilde uygulamakla yükümlüdür. Eşitlik ilkesi aynı zamanda kanun koyucuya da hitap etmektedir. Çıkarılan yasalar vatandaşlar arasında ayrım yapılmasını engelleyecek şekilde olmalıdır.
.
Eşitlik, Mutlak eşitlik ve Nispi eşitlik olarak iki değişik anlamda kullanılmaktadır. Mutlak eşitlik herkese kişisel ve özel durumlarına bakılmaksızın ve hiçbir ayrım gözetilmeksizin kanunların herkese eşit uygulanmasıdır. Anayasa’nın 10. maddesindeki “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” hükmü mutlak eşitliği ifade etmektedir.
.
Nispi eşitlik ise, aynı durumda bulunanların aynı işleme tabi tutulmasıdır.
Buna Aristo “dağıtıcı adalet” demiştir. Örneğin bir annenin üç yaşında çocuğuna nazaran on yaşında çocuğuna daha fazla yemek vermesi dağıtıcı adalet, yani nispî eşitlik ilkesine uygundur[3].
.
Anayasa Mahkemesi bir Kararı’nda “(Eşitlik ilkesi), herkesin her yönden aynı hükümlere bağlı olması gerektiği anlamına gelmez. Bu ilke ile güdülen amaç, benzer koşullar içinde olan, özdeş nitelikte bulunan durumların yasalarca aynı işleme uyruk tutulmasını sağlamaktır”[4]
.
1988 yılında verilen başka bir Kararı’nda “Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi, ‘yasa önünde eşitlik’ olup herkesin aynı hak ve yükümlülüklere sahip olması anlamında değildir. Eşitlik her yönüyle aynı hukukî durumda olanlar arasında söz konusudur. Hukuk felsefesine girmiş bir deyimle, ‘eşitlerin eşitliği’ anlamındadır. Farklı durumlarda olanlara, yani eşit olmayanlara, farklı kurallar uygulanması, yani ‘eşit olmayanların eşitsizliği’ eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz”[5]
.
İsteğe bağlı sigortalıların ödedikleri primlerin emeklilik hesabında değerlendirilmesinde, herhangi bir işte çalışmaksızın emeklik yönünden eksik günlerini tamamlamak ya da isteğe bağlı sigortalılığın sunduğu diğer imkanlardan yararlanmak için prim ödeyenlerin primlerinin 4/b (bağımsız çalışanlarla aynı statüde) kapsamında değerlendirilmesinin yanında, kısmi süreli çalışanlar ile yut dışında çalışan işçilerin primlerinin 4/a (diğer işçilerle aynı statüde) kapsamında, değerlendirilmesinin nispi eşitlik anlayışı ile çelişmediği, aksine eşitlerin eşitliğinin sağlandığı görülmektedir.
.
IV- SONUÇ - DEĞERLENDİRME
Her ne kadar kısmi zamanlı çalışanlar ile yurt dışına götürülen işçiler isteğe bağlı olarak prim ödeseler de, Gerek kısmi süreli çalışanlar gerekse yurt dışına götürülen işçiler nihayetinde, işçidirler. Dolayısıyla Türkiye’de hizmet akdi ile çalışan işçilerin tabi olduğu sigortalılık statüsüne tabi olmaları eşitlik ilkesine daha uygundur. İsteğe bağlı prim ödeyen herkesin ödediği primlerin aynı statüde (4/b kapsamında) değerlendirilmesi mutlak eşitlik olarak görülebilir. Ancak Yukarıdaki anayasa mahkemesi kararlarından da anlaşılacağı gibi, Eşitlik her yönüyle aynı hukukî durumda olanlar arasında söz konusudur. Esasında işçi olan bir kişinin, emekli olabilmek için zorunlu olarak[6] isteğe bağlı sigortalılık kapsamında ödediği primlerin diğer işçiler gibi 4/a kapsamında değerlendirilmesinin eşitlik ilkesi ile çelişmediğini ve daha adilane bir uygulama olduğunu düşünmekteyiz.
.
(*) Bozüyük Sosyal Güvenlik Merkezi
[1] Söz konusu dilekçe Sosyal Güvenlik Kurumu’nca İsteğe bağlı sigortalı işe giriş bildirgesi adıyla matbu olarak hazırlanmıştır.
[2] Kemal GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku, Ekin Kitapevi Yayınları, Bursa 2000
[3] Kemal GÖZLER, Hukuka Giriş, Ekin Kitapevi Yayınları, 7. Baskı, Bursa 2010
[4] Anayasa Mahkemesi’nin, 13.04.1976 tarih ve E.1976/3, K.1976/3 sayılı Kararı.
[5] Anayasa Mahkemesi’nin, 27.09.1988 tarih ve K.1988/27 sayılı Kararı.
[6] Zorunlu olarak denildi, çünkü Yurt dışına götürülen işçiler için işverenleri tarafından uzun vadeli sigorta kollarından prim ödenmemektedir. Yurt dışına götürülen işçi emekli olmak isterse mecburen isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödeyecektir.
BAŞLIKLI MAKALENİN YASAL TÜM HAKLARI
Yazar:S. Mehmet KELEŞ (*) ' E AİT OLUP
E-Yaklaşım / Ekim 2011 / Sayı: 226' DA YAYINLANMIŞTIR
http://www.huseyinust.com/konu-yurt-disina-goturulen-turk-iscilerin-odedikleri-istege-bagli-primlerin-4-a-kapsaminda