YENİ TÜRK TİCARET KANUNU’NA GÖRE GEÇERLİ TÜR DEĞİŞTİRMELER
I- GİRİŞ
Ticaret şirketlerinde tür değiştirme, kavram olarak, işletmenin hukuki ve ekonomik bütünlüğü bozulmadan ve şirketin tasfiyesine gidilmeden mevcut şirket tipinin değiştirilmesidir.
Tür değiştirme, şirketin yalnız hukuki biçiminde bir değişiklik meydana getirir; tüzel kişilik sıfatı üzerinde bir etkisi yoktur.
Bununla birlikte, şirket borçlarından dolayı ortakların sorumlulukları sermaye şirketleri ile şahıs şirketlerinde birbirinden farklılık gösterir. Şahıs şirketlerinde ortaklar, şirket borçlarından dolayı ikinci derecede kişisel olarak sorumlu iken sermaye şirketlerinde ortakların böyle bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu durumda bir şahıs şirketi bir sermaye şirketine dönüşebilecek midir? Buna ilişkin kanuni bir sınırlama var mıdır? Eğer bu mümkün ise bir şahıs şirketi iken tür değiştirerek bir sermaye şirketine dönüşen şirketin ortaklarının sorumluluğu ne olacaktır?
Bu çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(YTTK)’na göre ticaret şirketlerinde geçerli tür değiştirmeler konusu ele alınacak, konunun daha iyi anlaşılması açısından 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu(ETTK)’nda bu konuda yer alan düzenlemelere değinilecek, eski ve yeni Kanun arasındaki farklılıklar ortaya konulacak ve konu, kendi düşünce ve değerlendirmelerimizle birlikte ayrıntılı olarak irdelenecektir.
II- 6762 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU’NDAKİ DURUM
Ticaret şirketlerinin tür değiştirmesi (nevi değiştirme) konusu, ETTK’nın “Ticaret Şirketleri” kitabının 1. faslını teşkil eden “Umumi Hükümler” arasında yer alan 152. maddesinde “Bir ticaret şirketinin nev’inin diğer bir ticaret şirketi nev’ine çevrilmesi, Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, yeni nev’e ait kuruluş merasimine tabidir. Böylece yeni nev’e çevrilen şirket, eskisinin devamıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, Kanun’un 268 ve 553. maddelerinde, tasfiye edilmeksizin bir kolektif/komandit şirketin komandit/kolektif şirkete ve bir anonim şirketin bir limited şirkete çevrilmesi konusunda özel düzenlemelere yer verilmiştir.
152. madde hükmü göz önüne alındığında, aynı türden olsun veya olmasın bütün ticaret şirketlerinin bir tipten diğer bir tipe dönüşebileceğini söylemek mümkündür. Zira madde metninde bunu sınırlayan herhangi bir açıklama yer almamaktadır.
Ancak ortaklarının sorumluluğu birbirinden farklılık gösteren şahıs şirketleri ile sermaye şirketleri herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan istedikleri türe dönüşebilecekler midir? Bu mevzu doktrinde bir takım tartışmalara ve farklı yargı kararlarına(1) konu olmuştur.
Bazı yazarlar şahıs şirketlerinin sermaye şirketlerine fesih ve tasfiye edilmeksizin dönüştürülemeyeceğini, zira şahıs ve sermaye şirketlerinde sorumluluğun aynı nitelikte olmadığını, Kanun’da alacaklıların korunmasına dair hükümlerin bulunmadığını, bunun da alacaklıların menfaatlerini tehlikeye düşürebileceğini, bu nedenle şahıs şirketlerinin sermaye şirketlerine fesih ve tasfiye edilmeden dönüştürülemeyeceğini ileri sürmektedirler.
Ayrıca bu görüşü savunanlarca, Kanun’un 268. maddesinde bir kolektif şirketin tasfiye edilmeksizin komandit şirkete çevrilebileceği, 553. maddede anonim şirketin tasfiye edilmeksizin limited şirkete dönüşebileceğinin vurgulandığı, bu maddelerde tasfiye edilmeksizin nev’i değişikliklerinin hangi hallerde mümkün olduğunun belirtildiği, dolayısıyla diğer hallerde fesih ve tasfiye olmadan bir şirketin başka bir şirkete dönüştürülemeyeceği de belirtilmektedir.
Buna ilaveten, Türk Ticaret Kanunu’nun 152. maddesi şirket nev’inin değiştirilmesi hususunda genel bir kural getirmekle beraber, anılan Kanun’un ilgili diğer hükümleri ile birlikte mütalaa edilmesi gerektiği, sözü edilen Kanun’un 147. maddesinde şirketlerin birleşmesi şartları çerçevesinde aynı neviden olan şirketlerin birleştirilmesine imkan tanındığı ve kolektif ile komandit şirketlerin ve anonim ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin aynı neviden kabul edildiği, buradan hareketle Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şahıs şirketlerinin fesih ve tasfiye edilmeksizin sermaye şirketine dönüşmesinin mümkün olmadığı da ifade edilmektedir.
Bu görüş Yargıtay’ın bazı kararlarında da benimsenmiş ve içtihat söz konusu görüş doğrultusunda oluşturulmuştur(2).
Bizimde benimsediğimiz diğer görüş, aynı türden olsun veya olmasın bütün ticaret şirketlerinin bir tipten diğer bir tipe nev’i değiştirebilecekleri, özellikle bir şahıs şirketinin sermaye ve bir sermaye şirketinin şahıs şirketine fesih ve tasfiye edilmeden dönüşebilecekleri yönündedir.
Zira Kanun’da buna ilişkin herhangi bir sınırlandırma da mevcut değildir. Kaldı ki bir şirketin tasfiye edilmek suretiyle ortadan kaldırması ve istenilen türde yeni bir şirket kurulması halinde teknik anlamda tür değiştirmeden söz edilemez.
Öte yandan, birleşme ve tür değiştirme birbirinden farklı konulardır. Kanun’un 146 ve 147. maddelerinde şirketlerin birleşmesi düzenlenmiş ve birleşmenin aynı nev’iden şirketler arasında mümkün olduğu belirtilmiştir. Oysa tür değiştirmede buna benzer özel bir hüküm veya istisna getirilmemiştir. Birleşmeye ilişkin genel hükmün, kıyas yoluyla tamamen başka ilkeler ihtiva eden tür değiştirmeye uygulanması olanaksızdır. Bu itibarla şahıs şirketinin sermaye şirketine, sermaye şirketinin şahıs şirketine dönüşmesi mümkündür.
Yargıtay’ın bazı kararlarında bahse konu görüş doğrultusunda hüküm verildiği görülmektedir(3).
III- 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU’NDAKİ DURUM
Ticaret şirketlerinde tür değiştirme konusu YTTK’da daha ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve bir şirketin hukuki şeklini değiştirebileceği ve yeni türe dönüştürülen şirketin eskisinin devamı olduğu belirtilerek geçerli tür değiştirmelerin neler olduğu sınırlı sayıda gösterilmiştir (YTTK md. 180, 181).
Buna göre, bir sermaye şirketinin başka türde bir sermaye şirketine ve kooperatife, bir kollektif veya komandit şirketin kooperatif dahil diğer tüm şirket türlerine, bir kooperatifin ise yalnızca bir sermaye şirketine dönüşmesine cevaz verilmiştir (YTTK md. 181).
YTTK’da yapılan bu düzenleme ile hangi şirketlerin hangi tipe dönüşebileceği açık bir şekilde belirtilmiş, şahıs şirketlerinin sermaye şirketlerine dönüşebilecekleri ifade edilmiştir. Böylece ETTK’da yer alan tür değiştirme ile ilgili hükümlerine yönelik yapılan ve yukarıda kısaca izah edilmeye çalışılan tartışmaların son bulacağı düşünülmektedir.
Ayrıca Kanun, bir kollektif şirketin komandit şirkete ve bir komandit şirketin kollektif şirkete dönüşmesine ilişkin özel bir düzenleme yapmış ve bir kolektif şirketin komandit şirkete, şirkete bir komanditerin girmesi ya da bir ortağın komanditer olması durumunda bir komandit şirketin kolektif şirkete, tüm komanditerlerin şirketten çıkması ya da tüm komanditerlerin komandite olması suretiyle dönüşebileceğini hükme bağlamıştır (YTTK md. 182).
Buna ilaveten, Kanun’da, bir ticari işletmenin bir ticaret şirketine ve bir ticaret şirketinin ticari işletmeye dönüşmesi durumu da düzenlenmiştir. Kanun’da, bir ticari işletmenin bir ticaret şirketine dönüşmesi durumunda Kanun’da belirtilen tür değiştirmeye ilişkin hükümlerin kıyas yolu ile uygulanabileceği belirtilmektedir. Bir ticaret şirketinin bir ticari işletmeye dönüşebilmesi için ise söz konusu ticaret şirketinin paylarının tümü, ticari işletmeyi işletecek kişi veya kişiler tarafından devralınması ve ticari işletmenin bu kişi veya kişiler adına ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir (YTTK md. 194).
Ancak YTTK’da, sermaye şirketlerine ilişkin şirket açısından maliyet unsuru olarak kabul edilebilecek bir takım yükümlülüklerin getirildiği göze çarpmaktadır. Ülkemizde kurulmuş olan sermaye şirketlerine bakıldığında ise bunların birçoğunun gerek sermaye yapıları, gerekse satış hasılatı ve karlılık durumu itibariyle küçük ölçekli oldukları görülmektedir. Bu durumda olan ve Kanunun zorunlu kıldığı bir takım yükümlülükleri yerine getirme imkanı bulunmayan şirketlerin tür değiştirerek yapılarına uygun şirket tipine dönüşmeleri ve devamlılıklarının sağlanması gerektiği düşünülmektedir. Ancak Kanun, her ne kadar sermaye şirketlerinin ticari işletmeye dönüşebileceğini kabul etse de bir sermaye şirketinin bir şahıs şirketine dönüşmesine cevaz vermemektedir. Bu nedenle, YTTK’ya uyum sürecinde, belirtilen durumda olan sermaye şirketlerinin şahıs şirketine dönüşebilmelerine olanak sağlanması gerektiği düşünülmekte, bu konuda Kanun’da herhangi bir düzenlemenin yer almamasının bir eksiklik olduğu değerlendirilmektedir.
Öte yandan, her ne kadar Kanun’da şahıs şirketinin sermaye şirketine dönüşmesine cevaz verilmiş olsa da şirket borçlarından kişisel sorumluluğu bulunan ortakların durumu ne olacaktır? Başka bir deyişle sorumluluk rejimindeki bu değişiklikle, kişisel sorumluluk son mu bulacak, yoksa devam mı edecektir?
Bu çerçevede Kanun, şirket borçlarından tür değişikliğinden önce sorumlu olan ortakların sorumluluklarının tür değişikliği gerçekleştikten sonra da devam edeceğini hükme bağlamıştır. Bu hüküm, kişisel olarak sorumlu bulunan ortakların bağlı oldukları sorumluluk rejiminden kaynaklanan sorumluluklarının, Kanun’da öngörülen şartların varlığında tür değiştirmeden sonra da devam edeceği ilkesini koymaktadır. Böylece şirket alacaklılarına zarar verilmeden tür değişikliğine imkan verilmiştir. Bununla birlikte Kanun, sorumluluğun devam edebilmesini şarta bağlamış ve şirketteki borcun ya tür değiştirme kararının ilânından önce doğmuş olması ya da borçları doğuran sebeplerin bu tarihten önce oluşmuş bulunması gerektiğini ifade etmiştir (YTTK md. 158, 190).
Ayrıca Kanun’da, eski sorumluluk rejiminden doğan sorumluluğun üç yıllık zamanaşımına tabi olduğu vurgulanmış, sorumluluğun kanunen belirlenmiş belli bir süre sonra sona ermesi gerektiği ilkesi kabul edilmiştir. Söz konusu sürenin başlangıç tarihi olarak tür değiştirme kararının ilanı tarihi esas alınmış, ilan tarihinden sonra muaccel hale gelecek alacaklar için sürenin muacceliyet tarihinden başlayacağı, kamuya arz edilmiş olan tahvil ve diğer borç senetlerinde ise izahnamede başka bir düzenleme yoksa sorumluluğun itfa tarihine kadar devam edeceği belirtilmiştir (YTTK md. 158, 190).
IV- ÖZET VE SONUÇ
Ticaret şirketlerinde tür değiştirme konusu YTTK’da ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve Kanun’da, hangi şirketlerin hangi şirket türüne dönüşebileceği sınırlı sayıda gösterilmiş ve bir şahıs şirketinin diğer tüm şirket türlerine dönüşebileceği, bir sermaye şirketinin ise ancak başka bir sermaye şirketine ve kooperatife dönüşebileceği kabul edilmiştir.
YTTK’da yapılan bu düzenlemeyle, ortaklarının sorumluluk rejimleri birbirinden farklı olan şirketler arasında tür değişikliği yapılıp yapılamayacağı, şahıs şirketlerinin sermaye şirketine dönüşmesinde fesih ve tasfiyenin gerekli olup olmadığı konusundaki tartışmalara son nokta konulmuştur.
Bununla birlikte, YTTK’da, sermaye şirketlerine ilişkin getirilen ve şirket açısından maliyet unsuru olarak kabul edilebilecek bir takım yükümlülükleri yerine getirme imkanı bulunmayan sermaye şirketlerinin tür değiştirerek yapılarına uygun şahıs şirketine dönüşmeleri konusunda geçici bir düzenlemenin Kanun’da yer almamasının bir eksiklik olduğu değerlendirilmektedir.