Sosyal Güvenlik Uzmanlığının da Sarısına Dikkat!
Hani fıkra bu ya, Temel boksör olmuş, maç yapıyormuş. Hem iri hem de güçlü rakibi Temel’i habire döverken ilk raundun sonunda gonk Temel’i kurtarmış. Temel köşesine gittiğinde antrenörü “Oğlum harika dövüşüyorsun devam et” demiş. Temel ikinci ve üçüncü rauntlarda da aynı şekilde dayak yemiş ve antrenörü yine moral verip ”Adamı parçaladın, az kaldı yıkılmasına” türünden laflarına devam etmiş. Dördüncü raunttan sonra Temel kaşı ve gözü patlamış halde yine güç bela köşesine gitmiş. Bu defa da “Aslanım Temel, adamı mahvettin” lafını duyduğunda Temel zorla kaldırdığı başıyla antrenörüne bakmış ve “Ben mi dövüyorum?” demiş. Antrenörü “Evet sen dövüyorsun” deyince Temel “Öyle ise etrafa iyi bak, o zaman ringde başka birisi daha var ve o da beni fena dövüyor” demiş.
Değerli okurlarım, müsaadenizle size sorayım bu boksörün yerinde olsanız böyle gerçek dışı bilgilerle sizi tehlikeye atan bir antrenörle mi çalışmak isterseniz? Yoksa gerçeği acı da olsa ortaya koyan, gerektiğinde havlu atıp sizi kurtaracak biriyle mi çalışmak istersiniz?
Gelelim konumuza, karmakarışık olmuş sosyal güvenlik mevzuatımız vatandaşın kılavuz ihtiyacını her gün artırımakta ve bu konuda gerçek bir kılavuza herkesin ihtiyacı bulunmakta. Mamafih iş yaşamı ve sosyal güvenlikle ilgili programlar, gazete köşelerindeki bilgiler de ters orantılı olarak azalmakta. Bir el vatandaşın bilgiyle olan bağlarını kesmeye çalışıyor adeta. Ha kimi gazetelerde bu konuya ilişkin köşeler var vakıa, ama yeterli değil ki vatandaşın sorularına yetişemiyoruz. Bir de üstüne üstlük sarı uzmanlık türedi ki dostlardan uzak. Halkın uzmanı Ali Tezel’e alternatif oluşturmaya çalışanların Ali Tezel’in yazdıklarına bilgisizce de olsa muhalefet etmesi için piyasaya çıkartılanı var. Bu tabiri caizse sarı uzmanlığa daha çok dikkat etmeli. Zira sarı sendikalar1 sadece üye işçisini etkilerken sarı uzman kamuya açık yazdığı için onbinlerce okurunu etkiliyor maalesef.
Örneğin Ali Tezel geçenlerde kimi özel hastanelerin ek ücret ve acil müdahalelerde vatandaşı suiistimal ettiğini, buna karşı ne yapılması gerektiğini gerek köşesinden ve gerekse görsel medyadan vatandaşlara duyurduğunda bu malum yazan, fırsatçı hastanelerden ve denetim eksikliğinden dem vurması gerekirken “Son zamanlarda bir yazar arkadaşımız tarafından ısrarlı bir şekilde, "vatandaşı bilgilendirme" adı altında özel hastanelere ve SGK'ya yönelik yakışıksız ifadelerle sataşma söz konusu. Yazılan yazılardaki bilgi hatalarının yanı sıra, topyekûn özel sağlık sektörünü 'dolandırıcı, hırsız, fırsatçı' gibi sunan ve SGK'yı da bu ithamlara ortak eden yaklaşımı anlamak mümkün değil.” diyerek halkın uyarılmasından rahatsız olmuş gibi tepki vermişti.
Bu konuda “Anlamasının mümkün olmadığını belirttiği” kısmı da dâhil yazdıklarına katılmadığımızı öncelikle belirtmeliyiz. Bu kişinin de anlaması kabildir elbet, yeter ki anlamak istesin, yeterince okusun ve konusuyla ilgilensin. Anlayan anlıyor zira geç de olsa.
Nitekim bahse konu yazıdan kısa süre sonra bu yazanın kendi gazetesi de dâhil olmak üzere hemen tüm basında Ali Tezel’in işaret ettiği haksız ve yaygın uygulamaya parmak basar şekilde haberler yer almaya başladı. Haberlerde “80 hastane teker teker aranarak kardiyoloji ve dâhiliye için ayrı ayrı randevu talep edildiği, devamında ne kadar muayene ücreti alınacağının sorulduğu, araştırma sonucunda hastanelerin yüzde 75'inin muayene ücretinin çok üstünde fark ücreti aldığının tespit edildiği” bilgisi yer alıyordu.
Ayrıyeten bu yazanın gazetesinde kurumu SGK’nın özel sağlık kuruluşlarının kötü niyetli uygulamasına karşı tüm sağlık hizmetleri karşılığında hastanelerin ne kadar ücret alabileceğini gösteren bir listeyi internet sitesinde yayımlamaya başlayacağı, vatandaşın bu sayede kandırılmaktan kurtulacağı belirtiliyordu.
Sosyal güvenlik ve iş hayatı açısından nabız ve tansiyon tutmak, olumsuzluk durumunda yapılacak bir şey varsa onu belirtmek konusunda www.alitezel.com sitesindeki yazıların ve Ali Tezel’in inkâr edilemeyeceği gerçeğini bir tarafa bırakalım ve soralım:
Yüzde 75’inin vatandaşı söğüşlediğinin tespit edildiği yazılı basında belirtilen bir sektördeki kötü niyetliler için “Fırsatçı” sıfatını bile çok gören yazar bilgisiz ve saf mıdır?
Yoksa vatandaşın gözünü kapatıp kötü niyetlilerce aldatılmasını örtbas etmek isteyen bir işbirlikçi midir? Yani “Dayak yiyen boksöre iyisin, hoşsun, dövüyorsun diyerek bir gerçeği gizlemeye çalışan biri midir?
Bu şıklardan ilkinin doğru olduğuna inandığımızı hep belirttik. Zira niyetini ölçemeyeceğimize göre bize düşen iyi niyetli olduğunu düşünmektir. Bilakis konulara hakim olmadığını daha önce defalarca göstermiş olduğuna da şahit olmuşuz.
Beyanlarında Ali Tezel topyekün sağlık sektörünü itham etmiyordu elbet, ama yüzde 75’inin fahiş fiyat uyguladığı, esaslı itiraz edilen yüzlerce faturanın onda birinden daha düşük rakamlara indirildiği bir sektör konusunda vatandaşı uyarması kadar doğal ve hakkaniyetli bir şey olamayacağını da itiraf etmek gerekiyor.
İşte örneğin gündemdeki bir diğer konu olan ve 2003 yılında basamak satın alan vatandaşların Bağ-Kur maaşlarının hesabında önemli bir nokta olan 31.12.1999 tarihindeki basamaklarının geriye dönük değiştirilmemesi nedeniyle doğan mağduriyet konusunu ülke gündemine ilk defa taşıyan da Ali Tezel’dir ve bugün vatandaş bu haksızlığın giderilerek hakkını davasız alacak düzeye gelmişse bunda konuyu ve bu hususta kazanılmış davaları defalarca gündeme getiren Ali Tezel’in fonksiyonunu bu konuları medyadan izleyen herkesin takdir ettiğini düşünmekteyiz.
Çok sayıda özel hastanenin vatandaşı söğüşlemesi konusunda Ali Tezel’den sonra sarı uzmanın gazetesi de dâhil tüm gazetelerin paralel bilgiler verdiği, kurumu SGK’nın da bu konuda etkili tedbir alma ihtiyacını izhar ettiği bir ortamda biz de vatandaşın aydınlatılmasından rahatsız olanlardan rahatsızız. İşte www.alitezel.com da tam da bunun için var.
Şevket TEZEL