Vicdan Muhasebesi’ ve Türkiye’nin İhtiyacı…
.
Değerli okurlarım bu köşede özellikle vergi ve sosyal güvenlik konularında sizleri gelişmelerden önceden haberdar ederek, sorunlarınızı çözmeye ve yaşamınızı kolaylaştırmaya çalışıyoruz.
Ama yaşam, kişisel ve toplumsal sorumluluğu yüksek bir mesleğin temsilcileri olarak her zaman bizler için de kolay değil.
Türkiye genelinde, çalışma arkadaşları ve aileleriyle birlikte muhasebe meslek camiasının 500 bini bulan onurlu çalışanları sıkıntılı bir dönem geçiriyor. İşte bu nedenle, 3568 Sayılı Meslek Yasası’nın kabul edilişinin 23’üncü yıldönümü olan dün, yani 13 Haziran’da meydanlardaydık ve Siyasi Erk’ten “Vicdan Muhasebesi” talebinde bulunduk.
Gerek İSMMMO gerekse de çatı örgütümüz TÜRMOB olarak talebimizin gerekçeleri yani isteklerimiz çok basitti:
Angaryaların bitmesi, vesayete son verilmesi, oldubittilerin yaşanmaması, mesleki geleceğimizin karartılmaması ve en önemlisi, sosyal yaşamın onurlu bireyleri olduğumuzun unutulmamasını talep ettik.
Biliyorsunuz bizler, akademik bir mesleğin mensupları olarak, yıllardır kurum ve kuruluşların, gerçek ve tüzelkişilerin, devletle kurduğu vergi-finans ilişkilerinde, sistemin başrolünde olduk. Demokratik ve sivil bir örgütlenmenin mensupları olarak, meslekte hem vicdanı hem de hukuksal ağır sorumluluklarla gecemizi gündüzümüze katarak, ülkemizin sosyal ve ekonomik gelişiminde, özellikle kayıt dışı ekonominin önlenmesinde elimizi taşın altına koyduk.
Yıllarca vergilerin toplanmasında İdare’nin en güçlü “görülmez eli” olurken, ekonomik krizlerde “çözüm ortağı” görüldük, refahın paylaşılmasında ise ne yazık ki, devletin “yetim çocukları” olduk.
Bıçak kemiğe dayandı!
Değerli okurlar bugün durum daha da sıkıntılı. Meslek örgütleri ve meslektaşlarımız, adeta “bıçak sırtı” bir duruma getirildi.
Dün seçim sistemine yapılan müdahale ile bugün de atanmışların oluşturduğu kurumlarla odalarımızın anayasal hakkı olan yetkileri elinden alınmaya, etkisizleştirilmeye hatta bertaraf edilmeye çalışılıyor.
Ve işin dramatik tarafı, sesimizi de duymak istemiyorlar. Dün, 3568 Sayılı meslek yasamızın 35. maddesinde “5’e 4” diye bilinen, TÜRMOB yönetiminde 80 bin SMM’yi 4 üyenin, 4 bin YMM’yi ise 5 üyenin temsil ettiği “azınlığın çoğunluğu yönettiği” antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını istedik. Duyulmadı!
TÜRMOB Genel Kurulu’nun iradesiyle oluşan yönetmeliklerin yayınlanması özellikle de binlerce meslektaşımızın kariyerlerini ve geleceklerini ilgilendiren ‘yeni sınav hakkı’ çağrısında bulunduk. Sırtlarını döndüler!
Yine meslek odalarında örneği olmayan, yalnızca Odalarımızın seçiminde uygulanan “nispi temsil” sistemini kaldırın, yönetimlerde nispi temsil olmaz dedik. Anlamazdan geldiler!
Oldubitti!
Oysa bugün, ilgili kuruluşların fikri alınmadan, bir gecede, kanun hükmündeki kararnameyle, 9 üyeden 7’sinin bakanlıklardan atanan özerk olmayan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nu oluşturdular. Üstelik “yasama, yürütme ve yargı” gibi süper yetkilerle donattılar!
Mesleğin her aşamasında getirilen yüksek harçlar ise meslek mensubunu adeta cezalandıracak, denetim işinin de tekellere bırakılmasına sebep olacak.
Bugün yine denetim yapacak kurum ve müşavirlerden fahiş tutarlı ruhsat harçları talep ediyorlar. Ülkemizde yüz binlerce KOBİ’ye bağımsız denetim hizmeti vermeye hazır olan meslektaşlarımızın önü kesilmek isteniyor.
Bu anlamda meslek mensubu olmayanların da denetçi olmasına yol açabilecek yeni TTK’nin 400’üncü maddesi de değiştirilmek isteniyor.
Değerli okurlarım, bizim görevimiz ülkemizin ve mesleğimizin geleceği için uyarıda bulunmak.
Şimdi bu satırlardan çağrıda bulunuyorum:
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu TÜRMOB’la mutlaka işbirliği yapmalı, unvanlara eşit davranmalı, denetim yapacak meslek mensupları için asla ve asla sınav getirmemelidir.
Dün olduğu gibi biz bir kez daha angaryalar bitsin derken yine cezalarla karşılaşmak istemiyoruz. Kesin mizan formlarının basitleştirilerek yıllık beyanname eki olarak alınmasını istedik, vergi daireleri arasında ve vergi dairesinin kendi içinde uygulama birliğinin sağlanmasını talep ettik “cezayla” yanıt verildi.
Bilgi amaçlı formlar için, kesin mizan bildirimlerinin süresi içinde verilmemesi durumunda ve Mükellef bilgileri bildiriminin eksik ve yanlış verilmesi durumuna dahi özel usulsüzlük cezaları uygulandı.
Meslek mensupları tahsilat yapmamasına rağmen serbest meslek makbuzu veya fatura düzenlemek zorunda olduğu için tahsil etmediği “geliri” ve KDV’sini beyan ederek mağdur edildi.
Destek yerine, bariyer
Üstelik biz destek beklerken bir de önümüze bariyerler getirildi.
Muhasebe ve müşavirlik hizmetlerinde yüzde 18 olan KDV’yi birçok sektörde uygulanan yüzde 8’e düşürmediler. Meslek mensubunun işiyle ilgili yaptığı her türlü gideri vergi matrahından indirme hakkını uygulamadılar.
Bu sorunların üstüne siyasi maksatlı eleştirilerle de karşı karşıya bırakıldık.
Oysa bizler dün olduğu gibi bugün de siyasete, mesleki ve meslektaşın sorunlarının, ülkemizin sorunlarının bir parçası olduğu görüşüyle baktık ve bu konuda asla taviz vermedik.
Ama çağrımız açık ve önyargımız yok. Diyoruz ki; artık ülkenin ekonomisine, özellikle mali sistemine çok önemli katkıları olan meslek mensuplarımız ve örgütlerimizi zedeleyen girişimlere son verin ve meslektaşın ailesiyle sosyal yaşamın bir parçası olduğunu unutmayın.
Son sözümüz ise belli: Gelin meslek mensuplarımızın vurguladığımız haklı taleplerini yasal düzenlemelerle hayata geçirin; Türkiye kazansın.
• Angaryalar kaldırılsın.
• Başta 5/4 olmak üzere meslek yasamızın antidemokratik hükümleri kaldırılsın.
• TÜRMOB genel kurulunca kabul edilen yönetmeliklerimiz yayınlansın.
• Sınav mağdurlarının ek sınav talebi yerine getirilsin.
• Bilgi amaçlı bildirimlerden alınan özel usulsüzlük cezaları kaldırılsın.
• Müşteri Bildirim Listeleri kaldırılsın.
• Son dönem geçici vergi beyanı kaldırılsın.
• Meslek mensubu olmayanların da denetçi olmasına yol açabilecek, yeni TTK’nin 400’üncü maddesi değiştirilmesin.
• Denetim sürecinde yetki belgeleri ve ruhsat harçları bedelleri alınmasın.
• E-beyanname şifresi mükelleflere değil, yalnızca meslek mensuplarına verilsin.
• Meslek mensubunun KDV yükü azaltılsın.
• Beyannamelerin imzalanmasıyla ilgili parasal sınırlandırılmalar kaldırılsın.
• Serbest meslek uygulamasında gelir KDV çelişkisi düzeltilsin.
• Ücret tarifesinin yayınlanması yetkisi TÜRMOB’a bırakılsın.
• Bakanlık vesayetine son verilsin.
Yahya ARIKAN
Cumhuriyet
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=345024