Fakat, kıdem tazminatının bugünkü uygulaması gereğince sahip olduğu bir çok fonksiyonunu, kıdem tazminatı fonu getirilmesiyle kaybedecek. Kıdem tazminatı fonunun getirilmesiyle öncelikle çalışanlar zarar görecek, sonra işverenler zarar görecek bu işten en kârlı çıkacak olan ise devlet olacaktır.
Tıpkı TTF (Tasarrufu Teşvik Fonu) tıpkı KEY (Konut Edindirme Fonu) gibi devletin eline iç borçlanma için kullanabileceği bir fon daha getirilmiş olacak ve kurulacak kıdem tazminatı fonu ile devlet, 10 yıl süresince tepe tepe tek başına kullanacağı bir fona sahip olacak. 10 yıl sonra ise işçilerle birlikte kullanmaya başlayacak o zaman geldiğinde ise TTF ve KEY gibi fonun tasfiyesi ile karşı karşıya kalacağımız da geçmiş tecrübelerimizden anlaşılmaktadır.
ster kıdem tazminatı tamamen kaldırılsın isterse de yerine kıdem tazminatı fonu getirilsin sanmayın işverenler çok karlı çıkacak, fon işverenleri de üzer çünkü işçilerini işyerlerinde tutamazlar.
Nedir Kıdem Tazminatı?
Bir çok tarafında katıldığı görüşlere göre,** Kıdem tazminatı ikramiyedir.
İşverenin, uzun yıllar bağlılıkla hizmet eden işçisini, işinden ayrılıp köşesine çekilmesi esnasında ödüllendirmesidir.
İşsizlik Dönemi Güvencesidir.
İşinden ayrılan yada işinden çıkarılan işçinin işsiz kaldığı dönemde geçimini temin etmesi içindir.
Ücretin Sonraya Bırakılmış Kısmıdır.
Ücret bir hizmet karşılığı işçiye ödenen ücrettir bu ücretin bir kısmı haftalık, aylık gibi belirli periyotlarla ödenirken bir kısmı da en sona bırakılmıştır. Sona bırakılan kısım ise kıdem tazminatıdır.
Gerçek Anlamda Tazminattır.
İşçisinin işine haklı bir neden olmaksınız son veren işverenin ödemesi gereken tazminattır.
Yukarıda sayılan KIDEM TAZMİNATI adlandırmalarının her biri kendilerine göre doğrudur. Kıdem tazminatı bazen bir ikramiye (emeklilikte), bazen bir güvence (işten atılma, işsiz kalma), bazen ücretin sonraya bırakılmış kısmı (Özellikle yurtdışına götürülen işçiler) ve bazen de tazminattır (Haksız olarak işten çıkarılma).
En önemlisi ise çalışanın emeğinin karşılığı, işyerine ve işverene bağlılığının ödülüdür.
Kıdem tazminatının bugünkü uygulaması gereğince sahip olduğu bir çok fonksiyonunu ve özelliğini kıdem tazminatı fonu getirilmesiyle kaybedecek. Kıdem tazminatı fonunun getirilmesiyle öncelikle çalışanlar zarar görecek, sonra işverenler zarar görecek bu işten en kârlı çıkacak olan ise devlet.
Tıpkı TTF (Tasarrufu Teşvik Fonu) tıpkı KEY (Konut Edindirme Fonu) gibi devletin eline iç borçlanma için kullanabileceği bir fon daha getiriliyor. Kıdem tazminatı fonu ile devlet, 10 yıl süresince tepe tepe tek başına kullanacağı bir fona sahip olacak. 10 yıl sonra ise işçilerle birlikte kullanmaya başlayacak o zaman geldiğinde fonda para bulur muyuz, fonu yerinde bulur muyuz, sorusuna ben cevap bulamadım. Siz ne dersiniz 10 yıl sonra fonda para bulabilir misiniz?
Kıdem tazminatı fonu çalışanları da üzer
Kıdem tazminatı fonu işverenleri üzeceği gibi çalışanları da üzer, en çok da evlenen kadınlarla, askere giden erkekler bu işten zararlı çıkacak gibi görünüyor.1-Kıdem alabilme halleri azalıyor
Halen geçerli olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14 üncü maddesine göre, 4857 sayılı İş Kanunu gereğince çalışanlar 7 hal ve şartta işverenlerinden kıdem tazminatı alabiliyorlar. Bunlar;1-İşveren tarafından haklı bir sebep olmadan işten çıkartılırsa,
2. İşçi haklı bir sebeple işi bırakırsa,
3. Erkek çalışanlar askerlik için işi bırakırsa,
4. Emekli olmak amacıyla işçi işi bırakırsa,
5. Emeklilikte diğer şartları tamamlayıp, tamamlaması gereken yaşı evinde geçirmek isteyen işçi işi bırakırsa,
6-Kadın işçinin evlendikten sonraki bir yıl içinde işi bırakırsa,
7-İşçinin ölmesi,
hallerinde her çalışma yılına bir brüt maaşları tutarında kıdem tazminatı ödenir ama ödemeye esas brüt ücret 2087,92 YTL’den çok olamaz.
Fon gelirse;
a)Bağlı oldukları kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı bağlanması yahut toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri halinde,b) İşverence hizmet akdinin feshedilmesi durumunda işçinin hak kazandığı yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde,
c) Adına en az 10 yıl Fona prim ödenen işçinin isteği halinde,
d) İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları, kıdem tazminatına hak kazanacaklar.
Görüldüğü üzere, erkeklerin askere giderken, bayanların evlendikten sonraki bir yıl içinde işini bırakması hallerinde kıdem tazminatı ödenmesine son verileceği gibi işçinin işveren tarafından işten çıkarılması veya işçinin haklı sebeple işin bırakması hallerinde kıdem tazminatı ödenmeyecek. Öte yandan emeklilikte yaş hariç diğer şartları taşıyanların emekliliklerini evlerinde beklemek üzere işlerinden ayrıldıklarında da kıdem tazminatı fondan sonra ödenmeyecek.
2-Kıdeme esas ücret de düşecek
Halen geçerli olan kanunlara göre kıdem tazminatı ödenirken 30 günlük ücret bulunurken, geriye doğru bir yıl içinde işçiye ödenen her türlü maddi menfaatler dikkate alınmaktadır. Yani, servisler, işyerinde verilen yemekler, özel sigorta yardımları gibi para ve para ile ölçülebilen her türlü ödemeler kıdem tazminatında dikkate alınıyor ama fon gelirse bu iş bitecek. Sadece işçinin brüt ücretine göre fona prim ödeneceğinden işçilerin kıdem tazminatına esas ücretleri düşecektir.3-Kayıtdışı çalışanların kıdemi yok olacak
Ülkemizde, gerçekte ücreti 1500 YTL olan bir çalışanın, SSK’ya asgari ücret olan 608 YTL’den bildirildiği bilinen kayıtdışılıklardan biridir. İşte bu işçi şu an işten kıdem tazminatı alma hakkıyla ayrıldığında muhatap işveren olduğu için gerçek ücreti olan 1500 YTL’den ödenmesini temin edebilmektedir. Kıdemi işveren değil de 10 yıl sonra fon öderse 608 YTL’yi dikkate alarak ödeyecektir. Tabi, tamamen kayıtdışı olanlar da işyerlerinden ayrılırken, sigortasız da olsalar işverenden kıdem tazminatı alabilmektedirler ama fon gelirse, fondan tek kuruş alamayacaklardır.İşveren yetişmiş elemanla birikmiş parayı kaptıracak
Fakat kıdem tazminatı fonunun sadece işçiler için sıkıntı yaratacağını söylemek doğru olmaz. Sanmayın ki işverenler bu işten çok karlı çıkacak. Kıdem tazminatı fonu işverenleri de üzecek.Fonun işverenleri nasıl vuracağını üç ana başlıkta toplamak mümkün.
1-İşçiyi işyerinde tutamazlar
Dün demiştik ki kıdem tazminatının fonksiyonlarından, özelliklerinden birisi de, işçinin işyerine ve işverene bağlılığının ödülüdür. Yani işçi işyerine ve işverene ne kadar uzun süre bağlı kalırsa o kadar çok kıdem tazminatı alacaktır. İşte, kıdem tazminatı bugünkü özelliklerini kaybederse yani kıdem tazminatı fonu kurulduktan sonra artık işçinin işyerine ve işverene bağlılığı özelliği sona erecektir. Bu durumda da işçilerin işyerleri arasında gidip gelmesi yani İŞÇİ DEVRİ hızlanacaktır. O kadar hızlanacaktır bazen bir işçi bir günde 3 veya 4 defa işyeri değiştirecektir.Kıdemini düşünen işçi işini bırakmaz
Bir işyerinde aylık 1000 lira ile 5 yıldan beri çalışan bir işçiye karşı fabrikadan 100-200 lira daha fazla ücret verildiğinde işçi 5 yıllık kıdemini yakmamak adına gitmemektedir. Ancak, 100 lira fazla ücret veren işyerine gittiği takdirde kıdeminin yanmayacağını bilen işçi çok sık işyeri değiştirecektir. Bu durumda işverenler nitelikli işçilerini çok daha rahat kaybedeceklerdir. Kaybeden de daha çok küçük ve orta ölçekli şirketler olacaktır.
2-İşverenlerin sermayeleri de fona aktarılacaktır
“Kıdem Tazminatı Fonu”nu çok işçi çalıştıran işverenler ile bu işverenlerin işçileri istemiyor ama az işçi çalıştıran işverenler ile bunların işçileri istiyor. Yani büyük işverenler istemiyor ama küçük işverenler istiyor.Tıpkı, 506 Sayılı Kanun’un Geçici 20 inci Maddesi gereğince bazı özel banka ve borsaların çalışanları için SSK’ya prim ödemek yerine, kendilerinin emeklilik sandıkları kurması gibi çok işçi çalıştıran işverenler, kurulacak “Kıdem Tazminatı Fonu”na prim ödemek yerine bu primleri kendileri kullanmak, gerektiğinde kendi sandıklarından ve fonlarından kredi kullanabilmek istiyorlar. Küçük işverenler ise kıdem tazminatı yükü arttıkça ödeme sıkıntısına düşmemek için fona taraftarlar.
Ayrıca fon kurulursa halen SSK ve İşsizlik Sigortasına ödenen primlerden başka bir de her ay yüzde 4 oranında kıdem tazminatı fonuna işveren ödeme yapacaklar. Yani devlete ödedikleri rakam artacak, devletin kasasına giren rakam da yükselecek.
Şu anda işyerinde çalışan işçileri için kıdem tazminatı karşılığı ayıran ve ayırdığı bu fonu da sermayesiymiş gibi kullanabilen işveren kıdem tazminatı fonunun kurulmasından sonra her ay belli oranda primi, devlete ödeyeceği için kendi kullandığı fonu, devlete kullan diye verecektir. Mesela, 100 işçisi olan bir fabrika aylık 200 bin lira brüt ücrete göre 8 bin lira her ay fona gönderecektir ama fon olmasaydı bu ayırdığı parayı kendisi kullanabilmektedir.
Soru : Kıdeme ayrılan para işverenin mi yoksa işçiden borç mu alındı?
TİSK gibi bir işveren örgütü kıdem tazminatı yükünün işverenlerin sırtında çok yük oluşturduğunu ve bazı küçük ve orta ölçekli işletmeler için sermayelerin sıfırlanması riski ile karşı karşıya geleceklerini iddia ederek, kıdem tazminatının tamamen kaldırılmasını fon bile kurulmamasını istemektedirler. Ancak, dün ifade etmiştim kıdem tazminatı bir şekilde “Ücretin sonraya bırakılmış halidir” öyleyse, şirketlere yük olarak gösterilen kıdem tazminatları gerçek anlamda, işverenin sonraya bıraktığı ücrettir ve işçiden işverenine borçtur. Bu nedenle yük ise tıpkı bankadan alınan kredi gibidir.
3-Fonu işveren değil devlet kullanacak
İşverenlere, mevcut vergi ve prim ödemeleri dışında yeni bir ödeme daha getirecek ve halen kendilerince kullanılan (özel) fonun devlet tarafından kullanılması sonucunu getirecektir. “Kıdem Tazminatı Fonu” çok işçi çalıştıran işverenler ile az işçi çalıştıranlar işverenlerin taraf olduğu ve devletinde yeni bir kaynak gözüyle bakarak talepkar olduğu bir DEV FON’u ortaya çıkaracaktır. Kıdem tazminatı fonunu da devlet 10 yıl boyunca tepe tepe kullanacaktır.Bakalım kim daha baskın çıkacak?
Kıdem tazminatı Manifestosu (2)
Çalışanların kıdem tazminatının kaldırılması özellikle İMF sermayesinin arttığı son 10 yılda sürekli gündemdedir ve bu çevreler fırsat kollamaktadır tazminatları kaldırmak için.Yabancı sermaye ve onun temsilcileriher fırsatta kıdem tazminatından yakınır ve kaldırılması gerektiğini dile getirirler. Nitekim son günlerde üçlü danışma kurulunda da bu konu masaya getirildi. Fakat yine son günlerdeki yaşanan ekonomik krizler ve milyonlarca çalışanın işsiz kalması, çalışanlar açısından kıdem tazminatının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Resmi rakamlara göre yüzde 15 gerçek rakamlarla %25-30 kadar olan işsizlerin işsiz kaldıkları dönemde kıdem tazminatı gibi işçinin eline geçen toplu bir paranın çok büyük bir önemi vardır. Aile yardımı sigortalarının olmadığı ülkemizde, çok düşük rakamlar olan işsizlik ödenekleri ile geçinmek mümkünde değil iken yeni iş buluncaya kadar ailesinin ölmeyecek düzeyde geçimini sağlaması yada emekli olduğunda yetersiz gelen emekli maaşına bir yan gelir olarak kıdem tazminatı vazgeçilemeyecek bir haktır.
Avrupa’ya bakalım;
Her fırsatta sermayenin örnek gösterdiği Avrupa ülkeleri ile bizim kıdem tazminatlarımız karşılaştırılmaktadır ama iş diğer çalışan ve yurttaş haklarına geldiğinde bu çevreler karşılaştırmayı bırakıp sessiz kalarak çifte standart uygulamaktadırlar….İMF sermayeli işveren çevrelerin “En yüksek kıdem tazminatı bizim ülkemizde” iddiaları bir yönüyle doğrudur, ama çifte standardın da daniskasıdır. Bazı Avrupa ülkelerinde kıdem tazminatı yoktur bazılarındaki de bizden daha düşüktür. AB ülkelerinde çalışanlara ve vatandaşlara ödenen diğer tazminatlar, işsizlik sigortası, iş güvencesi, kira yardımı, çocuk parası ve aile yardımı yapmaktadır hatta eğitim, sağlık, adalet ve benzeri harcamaları kapsayan sosyal harcamaların bütçe içindeki payları da ülkemize göre çok yüksektir Bazılarında bizim harcamalarımızın üç katına çıkmaktadır.
1-Avrupa’da Kıdem Tazminatı olmayan ülkeler
Bazılarının Avrupa’da kıdem tazminatı yok veya çok düşük dediği ve bize örnek gösterdiği ülkeler var ve ülkeler de bu tablodaki gibidir. Bunu diyenlerden bir dileğim var kıdem tazminatı uygulanmayan aşağıdaki ülkelerden birisini seçin ve tüm sosyal güvenlik ve iş hukuku uygulamaları ile sosyal yardım uygulamalarını aynen getirelim.ÜLKELER | KIDEM TAZMİNATI |
Almanya | Yok |
Belçika | Yok |
Finlandiya | Yok |
İsveç | Yok |
2-Avrupa ülkelerinde asgari ücret nasıl?
Halen ülkemizde asgari ücret 666 lira ve 1 Temmuz 2009 gününden itibaren 693 lira olacak. Tabi bu rakamlar brüt rakamlar bunların neti de 500 lira civarında.ÜLKELER | Asgari ücret |
Almanya | 1200 Euro |
Belçika | 1200 Euro |
Finlandiya | 1200 Euro |
İsveç | 1200 Euro |
Portekiz | 700 Euro |
Yunanistan | 700 Euro |
İspanya | 700 Euro |
ABD-USA | 753 Euro |
3-Sosyal yardımlar bizde yok
Avrupa’lı ülkeler, vatandaşlarının onurlu yaşam sürdürebilmeleri, kimseye muhtaç olmamaları için bir takım temel ihtiyaçlarını (gıda, giyim, ayakkabı, barınma, ulaşım, sağlık, eğitim ve ısınma) karşılasınlar diye sosyal yardımlar da yapıyorlar. Buna asgari geçim yardımları diyebiliriz zira ülkeden ülkeye hem ismi hem miktarları değişiyor. Bakın rakamlar nasıl?Ülkeler | Sosyal Yardım |
DANİMARKA | Tek kişi 1093 € |
Yalnız ebeveyn 1453 € | |
Aile yanındaki 25 yaşından küçük 340 € | |
Ayrı yaşayan 25 yaş altı 705 € | |
Hamile 1062 € | |
İSVEÇ | Çocuklu tek kişi 535 € |
Çocuksuz tek kişi 347 € | |
İki çocuklu birey 975 € | |
Çocuksuz aile 583 € | |
HOLLANDA | Çiftler için 1156 € |
Yalnız ebeveyn 809 € | |
Tek kişi 578 € | |
BİRLEŞİK KRALLIKLAR | Tek kişi 605 € |
Çiftler 923 € | |
İZLANDA* | Çocuklu ebeveyn 837 € |
Tek kişi 485 € | |
İki çocuklu ebeveyn 1093 € | |
Çocuksuz aile 1005 € | |
SLOVENYA | Tek kişilik 468 € |
İRLANDA | Tek kişi 580 € |
MACARİSTAN | Tek kişi 212 € |
İTALYA | Tek kişi 368 € |
FİNLANDİYA | Tek kişi en düşük 1200 € |
4- Yine geldik kıdem tazminatı konusuna
İş dönüp dolaşıp kıdem tazminatlarının kaldırılmasına geliyor, ara sıra yoklama çekiyorlar bakıyorlar halk tava gelmiş mi? Ses çıkaran yok mu var mı? Diye yokluyorlar. Sesinizi çıkarmazsanız kaldırırlar bu hakkınızı. Öte yandan bugün sadece işçilerin kıdem tazminatı tartışma konusu edilmektedir. Ama tartışma sonucunda kıdem tazminatında bir indirime gidilirse bu, memurları da etkileyecektir. Zira, kıdem tazminatına paralel olarak kamu çalışanlarına da emekli olduklarında çalıştıkları her yıla karşın bir aylıkları ikramiye olarak verilmektedir.Kıdem tazminatının kaldırılmasını isteyenlere manifetom var.
· AB ülkeleri seviyesinde asgari ücret,
· AB ülkeleri seviyesinde aile ve çocuk yardımları,
· AB ülkeleri seviyesinde sosyal güvenlik yardımları,
· AB ülkeleri seviyesinde emekli aylıkları,
· AB ülkeleri seviyesinde sosyal güvence,
· AB ülkeleri seviyesinde sendikal haklar, işçilerimize tanındıktan sonra ancak kıdem tazminatına sıra gelebilir. İnanıyoruz ki yukarıdaki haklara sahip olacak işçilerimiz kıdem tazminatı istemeyeceklerdir.
5-Çalışanın Hayallerine Sakın Dokunmayın
Ülkemiz işçileri, Avrupa ülkeleri arasında en düşük ücret seviyesine sahiptir ve AB'nin bizi almaktan korktuğu yönlerden biri de 20 milyonluk ucuz işgücünün Avrupa içine akın etmesi gerçeğidir.Düşük ücret seviyesi ile çalışanlarımızın en büyük hayali ise kıdem tazminatlarıdır. İşverenden alacakları bu toplu para ile ev, arsa, araba almak ya da oğluna işyeri açmak amacında olan işçilerimizin elinden şimdi bu HAYALLERİNİN de alınması gündemde.
Zaten düşük ücret ile emeklilikte alacakları kıdem tazminatı ile hayal kuran işçilerimizin hayallerini de elinden almaz umarım, zira asgari ücret ile açlık seviyesinde yaşayan işçilerin ellerinden hayallerini de alırsanız, çıkabilecek sosyal patlamaların önünde kimse duramaz. Unutmayın, hayal ve ümidi kalmayanların, kaybedecek bir şeyi olmaz.
(*) Kökeni İtalyanca "manifestare" olup düşünce ve görüşleri "açığa çıkarmak, bilinir kılmak" anlamına gelmektedir. Biz de kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı konusundaki düşüncemizi açıklıyor ve tarihe not düşüyoruz.
Ali TEZEL
Haber Türk
twitter.com/vergivekanunlar
http://vergivekanunlar.blogspot.com/