Bilindiği gibi 6111 sayılı Torba Kanun’un;
.
* 40’ncı maddesi ile 5510 sayılı kanunun 86’ncı maddesinin 6’ncı fıkrasında yer alan “Sigortalıyı çalıştıran işveren ile alt işveren ve iş görme edimini yerini getirmek üzere sigortalıyı geçici olarak devralan işveren; aylık prim ve hizmet belgesinin Kurumca onaylanan bir nüshayı sigortalının çalıştığı işyerinde, birden ziyade işyerinin olması halinde ise sigortalının çalıştığı her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, Kuruma verilmesi gereken sürenin son gününü takip eden günden başlanarak, müteakip belgenin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar sigortalılar tarafından görülebilecek bir yere asmak zorundadır” ibaresi,
.
* 45’inci maddesi ile 5510 sayılı kanunun 102’nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “ve 86’ncı maddesinin 6’ncı fıkrasında” ibaresi yürürlükten kaldırılmış bulunuyor.
5510 sayılı kanunun 86’ncı ve 102’nci maddelerinde yapılan bu değişiklikler 25 Şubat 2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğinden, 25 Şubat 2011 tarihinden itibaren işverenlerce aylık prim ve hizmet belgesi asma zorunluluğu bulunmamakta, haliyle bu belgelerin asılmamış olduğunun tespiti halinde idari para cezası uygulanması da mümkün bulunmamaktadır.
.
Ayrıca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7’nci maddesinin ikinci fıkrası, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmüne amirdir.
.
Kanunun bu hükmüne istinaden, 24 Şubat 2011 ve öncesinde, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan denetimler sırasında aylık prim ve hizmet belgesinin asılmadığının tespit edilmiş olması halinde, 6111 sayılı kanunla yapılan düzenlemelerin ilgililerin lehine durum meydana getirmiş olduğu dikkate alınarak, 24 Şubat 2011 tarihinden önce işlenen söz konusu fiiller nedeniyle de idari para cezası uygulanmayacak.
.
Buna göre, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca 24 Şubat 2011 ve öncesinde yapılan tespitlere istinaden aylık prim ve hizmet belgesi asmama fiili nedeniyle uygulanan ve ilgililere tebliğ edilen idari para cezalarının tahsil edilmemiş olması halinde, söz konusu cezalar kesinleşip kesinleşmediği veya ilgililerce itirazda bulunulup bulunulmadığı üzerinde durulmaksızın Ünite İtiraz Komisyonunca karar alınmak suretiyle iptal edilecek.
.
Buna karşın, 24 Şubat 2011 ve öncesinde işlenen bahse konu cezalar dolayısıyla uygulanan idari para cezalarının tahsil edilmiş olması halinde, bu cezaların iptal ve iade edilmemesi öngörülmüş bulunuyor.
.
* * *.
PRİM BORÇLARININ KDV İADE ALACAĞINDAN MAHSUP EDİLMESİ SURETİYLE ÖDENMESİ
.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88’inci maddesinin 13’üncü fıkrasında; prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle ödenebileceği, bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibinin kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı ya da iştirak veya ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebileceği, bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan prim borçlarının anılan maddenin birinci fıkrasına göre belirlenen prim ödeme sürelerini izleyen 15 gün içinde mahsup suretiyle ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödendiğinin kabul edileceği hükme bağlanmış bulunuyor.
.
Ancak prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi talebinde bulunulduğu halde süresinde mahsup edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için 5510 sayılı kanunun 88’inci maddesinin birinci fıkrasına göre belirlenen prim ödeme sürelerini izleyen günden başlanarak gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanacağı, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, Maliye Bakanlığı’nın uygun görüşü ile bu uygulamadan faydalanacak işverenleri; iştigal konusu, işletme türü ve işletme büyüklüğü itibarıyla belirlemeye ve lehine mahsup talebinde bulunan işverenlerin prim borcunu ödeme süresini 30 günü aşmamak üzere uzatmaya yetkili olduğu görülüyor.
.
.
Söz konusu madde hükmünden yararlanmak için müracaat eden işverenlerin işletme türü, işletme büyüklüğü ve iştigal konusu itibarıyla ayrımına gidilmesinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bu yolla tahsil edebileceği alacaklarının kapsamını daraltacağı dikkate alınarak bu konuda herhangi bir ayrıma gidilmemiştir. Buna göre, Katma Değer Vergisi Kanunu’na dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeler uyarınca, katma değer vergisi iade alacaklarını Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim borçlarına mahsup edilmesini isteyebilecek olan kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalı çalıştıran işverenler anılan düzenleme kapsamına girmektedir.
,
Yaşar TAŞDEMİR
.
İTO Gazetesi
http://yildirimercan.blogspot.com/2011/08/isverenlerin-aylk-prim-ve-hizmet.html