Cevap: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
4. maddesinde, “Hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir”;6. maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının “(a) Malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını”; “(b) Hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını” ifade ettiği;
8/b. maddesinde, “İthalatta mal ve hizmet ithal edenlerin” Katma Değer Vergisinin mükellefi olduğu;
9. maddesinde, “Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir”;
10/ı maddesinde, vergiyi doğuran olayın “İthalatta Gümrük Kanununa göre gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başlaması, gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde ise Gümrük Beyannamesinin tescili” anında meydana geldiği, hükümleri yer almaktadır.
Buna göre, yurt dışındaki firmalara yaptırılan hizmetlerden Türkiye’de faydalanılması halinde bu kapsama giren hizmetlerin Türkiye’de ifa edilmiş sayılarak, katma değer vergisine tabi tutulması, bu firmaların Türkiye’de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmaması halinde ise Katma Değer Vergisi Kanununun 9’uncu maddesi gereği hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından bağlı olduğu vergi dairesine sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenmesi gerektiği tabiidir. Konu ile ilgili daha geniş açıklamalara ise 15 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde yer verilmiştir.
Buna ilaveten, 1 Seri No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde, “191 İndirilecek KDV” hesabının her türlü mal ve hizmetin satın alınması sırasında satıcılara ödenen katma değer vergisinin kaydedildiği ve izlendiği hesap olduğu açıklamasına yer verilmiştir.
Ayrıca, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin 227 inci maddesinde ise; “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almıştır. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Yine, aynı Kanunun 229 uncu maddesinde; Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmü bulunmaktadır.
Konuyla ilgili olarak yayımlanan 253 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğin B bölümünde; yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükelleflerin, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında gösterecekleri, ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükelleflerin bu belgelerini tercüme ettirmek zorunda oldukları belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalara göre; internet üzerinden ithal edilen ancak ülkemiz gümrüğünde vergilendirilmeyen tıbbi cihaz yazılımlarına ilişkin faturanın düzenlendiği günde, Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek kayıtlarda gösterilmesi gerekmekte olup, fatura bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanması ve sorumlu sıfatıyla bağlı bulunulan vergi dairesine beyan edilerek ödenmesi ve bu ödenen vergilerin ise 1 No’lu katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılması gerekmektedir.
Koray ATEŞ
SMMM-E. Öğretim Görevlisi
Akdeniz Denetim YMM Ltd.Şti.
Fax:0224 224 53 54
korayates@muhasebetr.com
http://www.muhasebetr.com/sorucevap/haber_oku.php?haber_id=711
twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/