Peki bu durum gerçekten olağan mı? Aile işletmelerinin bu noktada yaşadığı sorun nedir? Bu ve buna benzer sorunlarını çözemezler mi? Çözebilirlerse nasıl?
Bu sorular, hatta sorulardan daha fazlası Kültür Üniversitesi Aile İşletmeleri ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 4. Aile İşletmeleri Kongresi’nde masaya yatırıldı. Akademisyenler tarafından bildiriler sunulurken; uygulamacılar, yöneticiler ve şirket sahipleri ise yaşadıkları, karşılaştıkları durumları, sorunlarını ve tecrübelerini mutfaktan alıp kongreye getirerek, çözüm arayışına katkıda bulundular.
Prof. Dr. Tamer Koçel hocamızın koordinatörlüğünde dördüncüsü gerçekleştirilen bu kongre, yine ardında hem akademisyenler hem de uygulamacılar açısından yol gösterici niteliğe sahip bildiriler, konuşmalar ve bu bildiri ve konuşmaların yer aldığı çok değerli bir kitap bıraktı.
İç denetimden yeteri kadar yararlanılmıyor
Aslında bu bağlamda, denetim konusuna yaklaşacak olursak, bugün itibari ile gerek aile işletmelerinin gerekse diğer işletmelerin, iç denetim ve onun yarattığı katma değerlerden gerektiği kadar yararlanamadığı kanısındayım. Bunun temel nedenini ise, denetimin dedektif fonksiyonunun hep bilgilerde ön planda yer almasına bağlıyorum. Bu yönü ile özellikle aile işletmelerinde güven esasına dayanan sistemin ağırlık kazanmış olması halinde ise, dedektif fonksiyonuna ihtiyaç azalmakta ve denetim ihmal edilmektedir. Oysa unutulmaması gereken en önemli husus hilelerin güven ile beslendiğidir.
Etkin bir iç denetim işletmenin varlıklarını korur
Denetimin temel olarak iki fonksiyonu vardır: Bunlardan birincisi araştırıcı ve bulucu; yani dedektif fonksiyonudur. Bu yönü ile denetçilerin temel görevi, daha önce yapılan işlemleri belgeler ile bilgiler üzerinden denetlemek, yapılan hata ve hileleri tespit etmektir.
Bu sorular, hatta sorulardan daha fazlası Kültür Üniversitesi Aile İşletmeleri ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 4. Aile İşletmeleri Kongresi’nde masaya yatırıldı. Akademisyenler tarafından bildiriler sunulurken; uygulamacılar, yöneticiler ve şirket sahipleri ise yaşadıkları, karşılaştıkları durumları, sorunlarını ve tecrübelerini mutfaktan alıp kongreye getirerek, çözüm arayışına katkıda bulundular.
Prof. Dr. Tamer Koçel hocamızın koordinatörlüğünde dördüncüsü gerçekleştirilen bu kongre, yine ardında hem akademisyenler hem de uygulamacılar açısından yol gösterici niteliğe sahip bildiriler, konuşmalar ve bu bildiri ve konuşmaların yer aldığı çok değerli bir kitap bıraktı.
İç denetimden yeteri kadar yararlanılmıyor
Aslında bu bağlamda, denetim konusuna yaklaşacak olursak, bugün itibari ile gerek aile işletmelerinin gerekse diğer işletmelerin, iç denetim ve onun yarattığı katma değerlerden gerektiği kadar yararlanamadığı kanısındayım. Bunun temel nedenini ise, denetimin dedektif fonksiyonunun hep bilgilerde ön planda yer almasına bağlıyorum. Bu yönü ile özellikle aile işletmelerinde güven esasına dayanan sistemin ağırlık kazanmış olması halinde ise, dedektif fonksiyonuna ihtiyaç azalmakta ve denetim ihmal edilmektedir. Oysa unutulmaması gereken en önemli husus hilelerin güven ile beslendiğidir.
Etkin bir iç denetim işletmenin varlıklarını korur
Denetimin temel olarak iki fonksiyonu vardır: Bunlardan birincisi araştırıcı ve bulucu; yani dedektif fonksiyonudur. Bu yönü ile denetçilerin temel görevi, daha önce yapılan işlemleri belgeler ile bilgiler üzerinden denetlemek, yapılan hata ve hileleri tespit etmektir.
Denetimin ikinci ve bence en önemli fonksiyonu ise, önleyici fonksiyonudur. Bu önleyici fonksiyon hata ve hileleri kaynağından yok etmektir. Hata ve hile yapanların etkin bir denetimle , yapacakları hata ve hilelerin tespit edileceğini hissetmeye başlamaları; denetimin önleyici fonksiyonunu ortaya çıkarır. Hile yapacak çalışanlar hile yapmaktan
vazgeçer, hatalar ise azalır. Bu nedenle denetimin, özellike iç denetiminen önemli fonksiyonlarından bir tanesi önleyici fonksiyonudur.
Ayrıca etkin bir iç denetimin işletme varlıklarını koruma fonksiyonunun yanında, işletmeye değer katma fonksiyonu da vardır.
Bu bağlamda gözden uzak tutulmaması gereken en önemli nokta, iç denetimden beklenen bu faydaların gerçekleşmesi için denetimin, bağımsız, tarafsız ve objektif olması; denetimi gerçekleştiren denetçilerin ise konularına hakim, gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmaları gerektiğidir.
Etkin bir iç denetimin faydaları
Etkin bir iç denetimin faydaları
- Etkin bir iç denetim hata ve hile yapanların, yapacakları hata ve hilelerin tespit edileceğini hissetmeye başlamalarını sağlar. Bu sayede işletmedeki hata ve hile oranı azalır.
- Etkin bir iç denetim, işletmenin varlıklarını korumasının yanısıra, işletmeye değer katar.
- Etkin bir iç denetimle, işletmede yapılmış olan hatalar tespit edilebilir, hata yapılan yerler belirlenebilir ve bu hatalar telafi edilebilir. /Muhasebe ve Vergi
Hasan Yalçın
E.Hesap Uzmanı/YMM
twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/