6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesine, 4/6/2008 tarihli Kanun'la eklenen aşağıda yazılı beşinci ve altıncı fıkralar Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
AATUHK, mük. m. 35, f. 5: "Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur. AATUHK, mük. m. 35, f. 6: Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı VUK'ta yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz." İptal edilen bu düzenlemelere göre 2008'den bu yana, eski kanuni temsilci döneminde doğan vergi borçlarından yeni kanuni temsilci yanında, eskisini de müteselsilen sorumlu tutulmakta idi.
Dava konusu olayda; vergi idaresi, bir limited şirketin ödenmeyen vergi borcunun tahsili amacıyla, eski kanuni temsilcisinin arabasına haciz uygulamıştır. Eski temsilci ödeme emrinin iptali amacıyla vergi mahkemesine dava açmış, dosya temyiz yoluyla Danıştay'ın önüne gelince de mük. 35. maddenin son iki fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu düşünülmüş ve dosya Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmiştir.
Yüksek Mahkeme önce beşinci fıkranın Anayasa'ya uygunluğunu değerlendirmiştir. Ve aşağıdaki gerekçelerle Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir:
• Müteselsil sorumluluk müessesesi, amme alacağını güvence altına almak bakımından öngörülebilir. Ancak amme alacağının ödenmesi gerektiği zamanda görevde olmayan ve müdahale şansı bulunmayan eski yöneticinin sorumlu tutulması adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun olmaz.
• "Kanuni temsilcinin kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle, başkasının eylem ve ihmali sonucu oluşan sorumluluğa ortak olması belirsiz ve güvencesiz bir durum yaratır.".
• Böyle bir durum Anayasa'da yazılı hukuk devleti ilkesine dolayısıyla hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerine de aykırıdır. Anayasa Mahkemesi mük. 35. maddenin son fıkrasını iptal ederken de özellikle aşağıdaki gerekçeleri kullanmıştır:
• 213 sayılı VUK'un 10. maddesinde kanuni temsilciler için kabul edilen sorumluluk türü kusur sorumluluğudur. Oysa itiraza konu kuraldan kaynaklanan sorumluluk kusursuz sorumluluktur. Yani eski kanuni temsilci kusuru olmasa da sorumlu tutulmaktadır. Doğru olan 10. madde düzenlemesidir.
• İptal edilen son fıkra, bu konuda hangi düzenlemenin uygulanacağı konusunda maddi belirsizlik doğurmaktadır. Bu da hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Ne diyelim?
• Eski yöneticilere "gözünüz aydın olsun" diyelim.
• Yeni yöneticilere "yönetimi alırken, aman ha gözünüzü dört açın" diyelim.
• Vergi idaresine de "geçmiş olsun" diyelim.
(1) E. 2014/144, K. 2015/29, RG.3 Nisan 2015.
PROF. DR. NURETTİN BİLİCİ
ARŞ. GÖR. BEGÜM DİLEMRE ÖDEN / DÜNYA
ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ =} BLOG1:Sosyal Güvenlik (SGK) Mesleki Paylaşım Platformu