T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü | ||||
Sayı | : | B.07.1.GİB.4.99.16.02-GVK-40/1-148 | 15/11/2011 | |
Konu | : | 6111 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanılarak tahakkuk ettirilen geçmiş döneme ait damga vergisinin kurum kazancının tespitinde indirimi |
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, geçmiş hesap dönemlerinde imzalanan sözleşmeler ile ilgili olup 6111 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanılarak 2011 hesap döneminde tahakkuk ettirilen ve ödemesi gerçekleştirilen damga vergisinin 2011 hesap dönemi gideri olarak dikkate alınıp alınmayacağı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
.
Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki özsermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise bu farka ilave olacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci madde hükümlerine uyulacağı hüküm altına alınmıştır.
.
Aynı Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde, işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların da safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.
.
5520 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde de, bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
.
Bilindiği üzere, ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır
.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, geçmiş hesap dönemlerinde imzalanan sözleşmeler ile ilgili olarak 6111 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanılarak tahakkuk ettirilen ve ödemesi yapılan damga vergisi asıllarının, ödendiği yılın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu tutarların geçici vergi dönemleri itibariyle de gider olarak dikkate alınması mümkündür.
.
Öte yandan, ödenen gecikme faizlerinin ise gider olarak indirim konusu yapılamayacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.