Mal veya hizmet satın alırken vadeli ödeme aracı olarak kullanılan çekin vadesi geldiği gün karşılığı bulunmadığı için tahsil edilememesinin birçok sebebi bulunabiliyor.
Çek düzenleyen kişinin unutkanlığı, hesaplara haciz konması, ekonomik kriz, elde para bulunmaması veya gerçekten kötü niyetli yaklaşım bunlardan sadece bazıları. Eskiden karşılıksız çek dolandırıcılık suçu ile bir görülüyor ve o şekilde cezalandırılıyordu. Geçtiğimiz dönemlerde yaşanan ekonomik dalgalanmalarla birlikte karşılıksız çıkan çekler ve bu konuda açılan dava ve icra takibi sayısı arttı. Çekin piyasada ödeme kabiliyetini yitirmemesi için kanunlarımızda karşılıksız çek düzenleyenlere ciddi yaptırımlar yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Ancak gerek AB müktesebatı, gerek çağdaş hukuk anlayışı ve gerekse de yaşanan fiili durumlar sebebiyle hapis cezası alanlarda mağduriyetlerin artması, bu soruna çözüm bulmayı gerektirdi. TBMM'de görüşülecek kanunla ekonomik suça ekonomik ceza ilkesiyle düzenleme yapılması düşünülüyor.
Değişiklikten önceki düzenlemede çeki karşılıksız çıkan kişiler savcılığa şikâyette bulunduktan sonra süreç başlıyor. Ödenmeyen çekler için adli para cezası veriliyor. Cumhuriyet savcısı (30) gün içinde adli para cezasının ödenmesi için hükümlüye bir ödeme emri tebliğ eder. Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, cumhuriyet savcısının kararıyla ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir. Hükümde adli para cezası taksite bağlanmamışsa, bir aylık süre içinde adli para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay arayla iki eşit taksitte ödenmesine izin verilir. İlk taksitin süresinde ödenmemesi halinde, ikinci taksite ilişkin verilen izin hükümsüz kalır. Hükümlü, hapis yattığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı öderse hapisten çıkartılır. Kişileri çek borçlarını ödememe sebebiyle uzun bir süre hapiste tutmak, bu kişilerin çalışmasını, kazanç ve borç ödeyebilme fırsatlarını engellediği için eleştiriliyor. Bu yüzden ekonomik suçtan dolayı hapis yatmanın önüne geçilecek şekilde değişiklik yapılıyor. Değişiklikten, şu anda bu suçtan dolayı hapiste yatanlar da faydalanacak.
Karşılıksız Çekten Hapis Yatılmayacak
Komisyon raporuna göre, karşılıksız çek düzenleyenlere hapis cezası verilmeyecek, bunun yerine idari yaptırım uygulanacak. Hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişiye, her bir çekle ilgili olarak uygulanan 1 yıla kadar hapis cezası, 300 TL'den 3 bin TL'ye kadar idari para cezasına dönüştürülecek. Karşılıksız çekin keşide edilmesi halinde, hamilin 6 ay içinde talep etmesi durumunda, cumhuriyet savcısı tarafından her bir çekle ilgili çek düzenleme veya çek hesabı açma yasağı verilebilecek.
Değişiklikten sonra çekin üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erecek. Karşılıksız kalan çek bedelinin faizi ile birlikte tamamen ödenmesi durumunda, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kaldırılacak, bu durum Merkez Bankası'na bildirilecek. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararının verildiği savcılığa başvurularak talebin geri alınması halinde de çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kaldırılacak. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıt, üzerinden 10 yıl geçmesi halinde Merkez Bankası tarafından re'sen silinecek.
Bankalar, kanunun yürürlüğe girmesinin ardından 1 ay içinde yeni çek defterlerini bastıracak. Bankalar, 31 Aralık 2012 yılına kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verecek ve ellerindeki eski çek defterlerini imha edecek. Eski çeklerin hukuki geçerliliği devam edecek. Bankaların karşılıksız çek keşide edilmesindeki sorumluluğu da artırıldı. Halen yürürlükte olan düzenlemeden farklı olarak hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanabilecek kişi "çek hesabı sahibi" olarak düzenlendi. Buna göre, tüzel kişiler hakkında da bu yaptırım uygulanabilecek.
Esnaf alışverişlerde çek kabul etmeyecek!
Karşılıksız çek düzenleme fiili sadece bir açıdan değerlendirilmemeli. Bazı durumlarda dolandırıcılık yapan çek sahipleri sadece karşılıksız çek düzenleme suçu ile cezalandırılıyor ki bu durum, bu yolla işlenen dolandırıcılık suçlarını cezasız bırakıyor. Doğal olarak alacağını tahsil edemeyen kişiler için de haksızlığa sebep oluyor. Peki, alacaklının hakkını kim koruyacak, mafya mı? Türkiye'nin geçmiş yıllarda yaşadığı tablolar geri dönmemeli. Yapılması gereken, çekin bir suç aracı olarak kullanılmasının önüne geçerek cezalandırılmasıdır. Aksi halde mal veya hizmet satan fakat aldığı çekin karşılıksız çıkması sebebiyle alacağını tahsil edemeyen esnaf mağdur olacak. Cezai müeyyidenin hafiflediğini gören birçok esnaf artık alışverişlerde çek kabul etmeyecek. Bu da bankalarla çalışmak istemeyen, faize bulaşmak istemeyen fakat elinde para bulunamadığı için ödemelerini çekle yapan esnafı zor durumda bırakacak. Öte yandan yapılması düşünülen bir değişiklikle ev haczine son verilecek. Bu değişiklikten sonra karşılıksız çekle muhatap olan alacaklıların daha fazla mağdur olması söz konusu olacak.
Çekin ekonomik hayatta ifa ettiği görevde zafiyet yaşanmaması ve karşılıksız çek düzenlemenin yaptırımsız kalmaması için yeni düzenlemede cezaların daha iyi düşünülmesi gerekir. Niteliksiz kişilere çek veren bankaların sorumluluğu daha fazla üstlenmesi gerekir. Ancak öte yandan da bankalar müşteri bulmak kaygısıyla hesap açtıran ve mevduat getiren müşterisini kaybetmek istemediğinden çek vermekte sınırlama getirmekte zorlanıyor. Bu yüzden bu uyuşmazlıklarda sorumluluğu kamu idaresinin alması gerekiyor. Yoksa alacaklılar birikmiş alacaklarını tahsil edemeyecek, bir mağduriyet de onlar yaşayacak. Ayrıca Merkez Bankası'nda tutulacak karşılıksız çek sicilinin herkese açılması düşünülebilir. Böylece insanlar kimden çek kabul edeceklerini kontrol etme imkânı bulmuş olur. Af uygulamasının yaygın olduğu ülkemizde 3-5 yılda bir sicil affı çıkarılıp 10 yıllık sicil cezası işlevsiz hale getirilme riski bulunuyor.
ahmet.yavuz@zaman.com.tr
,
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1233746&title=alacaklilarin-haklarini-kim-koruyacak