6111 sayılı kamu borçlarının yeniden yapılandırılması kapsamında üçüncü taksiti yatırmayanların yapılandırma kapsamından çıkarılacağı açıklanmıştı.
.
Ben de konuyu Sosyal Güvenlik Kurulu Bursa İl Müdür Vekili İlhan Küçük’e sordum.
Küçük, borçluları çok yakından ilgilendiren ciddi sinyaller verdi.
Küçük’ün anlattığının özeti şu;
“Borçluların yapılandırılması bozulmadı. Yeni bir mevzuat oluşturularak sonraki taksitlerin yapılandırmaya dâhil edilmesi söz konusu. Yani bir borçlu ‘ben nasıl olsa üçüncü taksiti ödeyemedim, yapılandırmadan çıktım. Kalan taksitleri ödemeyeyim’ asla dememeli. Çünkü borçlunun taksitlerini ödemeye devam etmesi halinde SGK borçlulara her türlü imkânı tanımaya kararlı.”
Küçük’ün verdiği bilgiye göre Türkiye genelinde yapılandırılan borç miktarı 39 milyar lira, bunun bir buçuk milyar lirası Bursa’ya ait.
Bursa SGK, bu miktarın yüzde 75’ini yapılandırdı. Bu yapılandırmadan yüzde 20-30 fire vermiş durumda.
Bir başka veri daha;
Türkiye genelinde SGK’nın tahsilât oranı yüzde 90 iken, Bursa da yüzde 95…
Küçük’e ayrıca SGK’daki kayıt dışı durumunu da sordum!
Küçük açık yüreklilikle yanıt verdi;
“Türkiye genelinde kayıt dışı istihdam oranı yüzde 43,7 iken bu rakam Bursa’da yüzde 37,7…”
Küçük, ayrıca son zamanlarda gündeme getirilen istihdamın üzerindeki vergi yükünün ortadan kaldırılması halinde kayıt dışının ortadan kalkmayacağı gibi zaten açık veren SGK’nın biraz daha fazla açık verme durumuyla karşı karşıya kalabileceğini belirtti.
Kısaca Bursa birçok göstergede olduğu gibi SGK konusunda da Türkiye ortalamasından daha iyi göstergelere sahip.
Küçük, çok önemli bir noktaya daha parmak bastı!
O da şu:
“Bir kere sigortasız işçi çalıştıran işletmelerde meydana gelebilecek iş kazasının işverene maliyeti çok yüksek. Oysa işçi kayıt altındaysa yüzde 60-70’e varan indirimden yararlanabiliyor.”
Sizin anlayacağınız hiçbir işveren sigortasız işçi çalıştırma riskine girmemeli.
Çünkü attıkları taş ürküttükleri kurbağaya değmeyebilir.
Bu arada şunu da belirtelim ki; SGK’da ciddi bir kadro revizyonu var.
Örneğin; Türkiye genelindeki 21 büyük şehrin başında müfettiş kadroları görevlendirilmiş.
Bursa’da, bu kentlerden biri… Müfettiş kadrolarının avantajları ve dezavantajlarına burada girmeyeceğim. Ama geleneksel anlamda tabandan gelen yönetici devri en azından büyükşehirler için şu aşamada bitmiş görünüyor.
Bunun ne getirip ne götüreceğini zamanla göreceğiz.
Ama kamuoyu, bu oluşumu cemaat kadrolaşmasının emniyetten sonra SGK’ya ulaştığının bir göstergesi olarak değerlendiriyor!
Bu konuyla ilgili Sayın Küçük’ün söyleyecekleri olursa onu da değerlendiririz.
*******************
Batan geminin malları tarih mi oluyor?
Üretici kesimi yeni yıla yeni kanunla ‘merhaba’ dedi.
Yılbaşından itibaren yürürlüğe konulan yeni düzenlemeyle pazarlarda kulakları rahatsız eden ‘Gel vatandaş gel’, ‘Batan geminin malları’, ‘Çaya çorbaya doldur torbaya’ gibi vatandaşın kulaklarını tırmalayan bağırışlar artık tarih olacak.
Ben de inşallah diyorum!
Malum pazarcılara da artık çığırtkanlık yasağı getirildi.
Gerçi bizim ülkemizde yasalar yapılır ama uygulayan kim?
İşin orası da ayrı bir dava…
Bir ara terminallerde de çığırtkanlık yasaklanmıştı ama hâlâ terminallere adım atar atmaz birileri uzaktan bağırıyor; ‘İstanbul hemen kalkıyor abi’, ‘İzmir var mı abi’ diye…
Yani vesselam ki yasaları yapmak yeterli değil, önemli olan onu uygulayabilmektir.
Şunu açıkça söyleyeyim ki pazarlarda yüksük sesle nara atarcasına yapılan çığırtkanlık beni hep rahatsız etmiştir.
Evet, bu düzenlemeler belki AB Kriterleri kapsamında yapılmış olabilir. Ama şu bir gerçek ki, yerinde bir düzenleme ve ben de arkasındayım.
Birileri artık bu insanlara bağırarak satış yapılamayacağını öğretmeli.
Bu gürültü kirliliğinden başka bir şey değil.
Peki, bu düzenlemenin yaptırımı nedir?
Onu da söyleyelim;
Bu yaptırımın bedeli 50 lira para cezası.
Yani vatandaş ben 50 lira verip bağıracağım da diyebilir.
Bu yeterli olur mu, olmaz mı? Onu bilemiyorum…
Bekleyip göreceğiz.
Ancak ben özellikle pazarcı esnaf odalarına hatta federasyonlarına çağrıda bulunmak istiyorum!
Artık bağırarak satış yapılmayacağını pazarcı esnafına anlatmalısınız… Bunun gürültü kirliliğinden başka bir işe yaramadığını belirtmelisiniz.
Aksi takdirde 50 liralık cezanın ben caydırıcı olacağı kanısında değilim.
Bu bir kültür meselesi…
yazan :Orhan ÇELİK
kaynakhttp://www.kentgazetesi.com/habergoster.aspx?id=24511