Soru: Yurt dışı şube kayıtlarının nasıl tutulacağıCevap: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde; “Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.” hükmü yer almaktadır.Aynı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (h) bendinde, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.Bununla beraber, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinde; “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın, borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur. …” hükmüne yer verilmiştir.Yurtdışında yapılan inşaat, onarma, montaj işleri ve teknik hizmetten bahsedebilmek için bu işlerin fiilen yurt dışında bulunan işyerleri ve daimi temsilciler aracılığıyla yapılması ve Türkiye’de genel netice hesaplarına intikal ettirilecek kazancın; işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan firmalar ile yurt içinde bulunan firmaların yurt dışında kendileri adına faaliyet gösteren işyerlerinden elde edilmesi gerekir.Bu nedenle, örneğin Irak mukimi bir firmaya yapılan inşaat işinin, yurtdışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla yapılması halinde, bu iş dolayısıyla elde edilerek Türkiye’deki genel netice hesaplarına intikal ettirilecek olan kazancınızın Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddenin 1 inci fıkrasının (h) bendine göre istisna edilmesi gerekmektedir. Buna ilaveten, merkezi Türkiye’de bulunan firmanın yurtdışındaki şubelerinde yürütülen işlere ilişkin kar veya zarar, Türk vergi mevzuatına göre değil, ilgili ülkenin vergi mevzuatına göre tespit edilmekte ve o ülke vergi mevzuatına göre elde edilen kazanç Türkiye’de genel netice hesaplarına intikal ettirilmektedir. Dolayısıyla, yurtdışındaki işlerin yürütülmesi için kurulan şubeler merkezi Türkiye’de bulunan firmanın iştiraki gibi değerlendirilmektedir.Böylece, Türkiye’de bulunan firmanın iştiraki gibi değerlendirilen yurtdışı şube kayıtlarının Türkiye’deki kayıtlarında tutulması mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, firmanın yurtdışında yaptığı işin Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olmayacaktır.Öte yandan, iştirak olarak kabul edilen yurt dışındaki şubeye ait meblağların merkez işletmesince kullanılması halinde “393-Merkez ve Şubeler Cari Hesabı”na kaydedilmesi mümkündür. Bu şubeye ait banka meblağlarının merkez işletmece kullanılmaması halinde ise merkez işletmenin kayıtlarında söz konusu paraların izlenmesine gerek bulunmamaktadır.
Koray ATEŞ
SMMM-E. Öğretim Görevlisi
Akdeniz Denetim YMM Ltd.Şti.
Fax:0224 224 53 54
korayates@muhasebetr.com
http://www.muhasebetr.com/sorucevap/haber_oku.php?haber_id=697 twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/