Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge veya günlük konuşma dilindeki naylon fatura olayı bu gün itibariyle ülkemizin vergi uygulaması açısından en önemli problemlerinden biridir.
Uygulamada sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler (bundan sonraki tekrarlarda kullanım kolaylığı açısından naylon fatura olarak anılacaktır) çeşitli nedenlerden dolayı kullanılır. Bunları aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.
Giderleri yada maliyetleri yükselterek daha az kazanç bildirmek, dolayısıyla, daha düşük tutarda vergi ödemek, belgelendirilemeyen bir takım harcamaları, başka bir anlatımla belgesiz ödemeleri kapatmak (Örneğin; çalışan işçilerin genellikle asgari ücretten çalışıyor gösterilmeleri nedeniyle, gerçek ücretlerinin gider gösterilememesi, işçilerin vergileri ve sigorta primlerinin işverence karşılanması, ihaleden çekilmeleri sağlamak amacıyla yapılan ödemeler, işin yürütülmesi amacıyla yapılan ve belgelendirilmesi mümkün olamayan bir takım zorunlu (!) ödemeler gibi) Gerçekte yaptırılan bir hizmet ya da satın alınan bir mal ya da malzeme için fatura alınamaması nedeniyle bu ödemeyi naylon fatura ile kapatmak, KDV ödememek ya da KDV iadesi almak.
Her şeyden önce belirtmekte fayda vardır ki; naylon fatura ile belgelendirilen giderler ticari ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamaz. Faturalarda gösterilen Katma Değer Vergileri indirim KDV olarak dikkate alınamaz.
Ayrıca naylon fatura kullanımı hürriyeti bağlayıcı cezalara da neden olabilmektedir. Bunun yanısıra vergi incelemelerinde naylon fatura kullanımı yapılacak karşıt incelemelerle kolaylıkla tespit edilmektedir. Bu nedenlerden dolayı her ne nedenle olursa olsun mükelleflerin naylon fatura kullanmaması şiddetle tavsiye olunur.
Daha önceki bölümde belirttiğimiz üzere bazı durumlarda mükellefler yapmış oldukları bazı harcamaları tevsik edememekte ve bu nedenle naylon fatura almaktadırlar. Tevsik edilemeyen bir gider veya maliyeti naylon fatura ile tevsik etmeye çalışmak son derece hatalıdır.
Uygulamada bazı durumlarda işin doğası gereği bazı harcamaların yapılması mecburi olabilmekte ancak bazen bu harcamalar mükellefler tarafından belgelendirilememektedir. Örneğin bir bina inşaatında kullanılan demirlerin belgelendirilememesi gibi.
Vergi incelemelerinde söz konusu niteliğe sahip gider ve maliyet unsurları makul ölçülerde dikkate alınmaktadır ki Danıştay’ a yansıyan bir çok uyuşmazlıkta da bu harcamaların kazanç tespitinde dikkate alınması gerekliği ortaya konmuştur.
Giderleri yada maliyetleri yükselterek daha az kazanç bildirmek, dolayısıyla, daha düşük tutarda vergi ödemek, belgelendirilemeyen bir takım harcamaları, başka bir anlatımla belgesiz ödemeleri kapatmak (Örneğin; çalışan işçilerin genellikle asgari ücretten çalışıyor gösterilmeleri nedeniyle, gerçek ücretlerinin gider gösterilememesi, işçilerin vergileri ve sigorta primlerinin işverence karşılanması, ihaleden çekilmeleri sağlamak amacıyla yapılan ödemeler, işin yürütülmesi amacıyla yapılan ve belgelendirilmesi mümkün olamayan bir takım zorunlu (!) ödemeler gibi) Gerçekte yaptırılan bir hizmet ya da satın alınan bir mal ya da malzeme için fatura alınamaması nedeniyle bu ödemeyi naylon fatura ile kapatmak, KDV ödememek ya da KDV iadesi almak.
Her şeyden önce belirtmekte fayda vardır ki; naylon fatura ile belgelendirilen giderler ticari ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamaz. Faturalarda gösterilen Katma Değer Vergileri indirim KDV olarak dikkate alınamaz.
Ayrıca naylon fatura kullanımı hürriyeti bağlayıcı cezalara da neden olabilmektedir. Bunun yanısıra vergi incelemelerinde naylon fatura kullanımı yapılacak karşıt incelemelerle kolaylıkla tespit edilmektedir. Bu nedenlerden dolayı her ne nedenle olursa olsun mükelleflerin naylon fatura kullanmaması şiddetle tavsiye olunur.
Daha önceki bölümde belirttiğimiz üzere bazı durumlarda mükellefler yapmış oldukları bazı harcamaları tevsik edememekte ve bu nedenle naylon fatura almaktadırlar. Tevsik edilemeyen bir gider veya maliyeti naylon fatura ile tevsik etmeye çalışmak son derece hatalıdır.
Uygulamada bazı durumlarda işin doğası gereği bazı harcamaların yapılması mecburi olabilmekte ancak bazen bu harcamalar mükellefler tarafından belgelendirilememektedir. Örneğin bir bina inşaatında kullanılan demirlerin belgelendirilememesi gibi.
Vergi incelemelerinde söz konusu niteliğe sahip gider ve maliyet unsurları makul ölçülerde dikkate alınmaktadır ki Danıştay’ a yansıyan bir çok uyuşmazlıkta da bu harcamaların kazanç tespitinde dikkate alınması gerekliği ortaya konmuştur.
Hasan Yalçın
YMM
YMM
ozdogrular.com
twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/