MERAK'lanıyoruz!
Tüm modern vergi sistemlerinde olduğu gibi ülkemizde de yaklaşık tüm vergiler mükelleflerin beyanı üzerine tarh ve tahakkuk ettirilmekte.
Söz konusu beyanların doğruluğunun tespiti de vergi incelemesi yolu ile Maliye Bakanlığı tarafından yapılmakta.
Maliye Bakanlığı ise son dönemde vergi incelemelerinin seçimi noktasında kısa adı "MERAK" olan bir bilgisayar programını (modelini) kullanmakta.
MERAK nedir, neyi amaçlar?
Kısa adı ile MERAK olarak bilinen Merkezi Risk Analizi ve Katmanlaştırma Modeli bir bilgisayar programı.
Amacı; riskli mükellefleri, mükelleflerin gerçek verileri üzerinden, istatistik analizler ve matematiksel yöntemlerle seçerek merkezi vergi denetim planlamasını yapmak.
MERAK modeli ile incelenecek mükelleflerin seçiminde öncelikli olarak risk derecesi yüksek olan mükelleflerin belirlenmesi amaçlanmakta. Model kapsamında; istenilen coğrafi bölge ve istenilen faaliyet alanındaki mükelleflerin, büyüklüklerine göre nasıl bir davranış eğilimi içerisinde oldukları hakkında bilgiler elde edilebilmekte.
Elde edilen bu bilgilerin yanı sıra, denetim tecrübelerine dayalı olarak üretilen senaryolar da (başlıca vergi kaçırma ya da vergiden kaçınma yol ve yöntemleri) denetimlere yardımcı bir araç olarak kullanılmakta.
MERAK nasıl çalışır?
MERAK programı öncelikle mükellefleri; en küçük, küçük, orta ölçekli, büyük ve en büyük olmak üzere 5 katmana ayırmakta. Katmanlaştırma yapılmasının en temel gerekçesi, mükellefleri büyüklükleri itibariyle sınıflara ayırarak büyük mükellefleri büyük mükellefler arasında, küçük mükellefleri ise küçük mükellefler arasında değerlendirmek.
Sonraki aşamada ise sistem; başta mükelleflerin bilançoları, gelir tabloları, önceki dönem-cari dönem fark verileri, mali tablo oranları, beyanname bilgileri üzerinden olmak üzere binlerce hesap ve veriyi dikkate alarak istatiksel bazı analizler ve hesaplamalar yapmakta.
Bütün mükelleflerin her hesap ve veri kaleminin büyüklüğü hesaplanıyor. Daha sonraki aşamada her hesap ve veri kalemi için sektörün en çok tekrarlanan değerini belirlemekte.
MERAK modeli vergi matrahını olumsuz yönde etkileyebilecek her sapmayı risk olarak algılamakta.
Her bir hesap ve veri kalemi için bir risk puanı hesaplayan model, son aşamada bu risk puanlarını toplamakta ve mükellefin toplam riskini belirlemekte.
Örneğin, bulunduğu kapsam ya da katmana göre yüksek satış maliyetiyle çalışan, yüksek pazarlama-genel yönetim gideri beyan eden, beyan edilen vergi matrahı göreli olarak düşük kalan veya ortaklardan ya da iştiraklerinden alacağı bulunduğu halde faiz geliri bulunmayan mükelleflere sistem tarafından risk puanı verilmekte.
İncelemeleri MERAK seçecek
Her şeyden önce ifade etmek gerekir ki MERAK programı tüm hesaplama ve puanlamalarını insan eli değmeksizin otomatik olarak yapmakta. Bu anlamda sisteme bir müdahale mümkün değil. Dahası, hesaplama ve puanlamaya esas alınan verilerin çoğunluğu mükelleflerin kendileri tarafından beyan edilmekte. Bu durumda da dışsal bir faktörden bahsetmek pek de olası görünmüyor.
Modelde hesaplama ve puanlamalar genelde mükellef beyanları üzerinden yapılıyor. Bu anlamda sistem, ülkemizin en büyük iki sorunu olarak görünen, kayıt dışı hâsılat ve sahte fatura kullanımının tespiti noktasında yetersiz kalabilir.
Sistemin vergi inceleme elemanı tecrübe ve birikimi ile sürekli yenilenmesi modeli başarılı hale getirebilir. İşletmelerin kendi beyanlarından yola çıkarak incelenecek mükellefin seçilmesi bir yöntem. Ancak bu modelin yine de vergi kayıp ve kaçağın yoğun olan alanlara yönelmesi daha isabetli sonuçlar verecektir.
Maliye Bakanlığı ise son dönemde vergi incelemelerinin seçimi noktasında kısa adı "MERAK" olan bir bilgisayar programını (modelini) kullanmakta.
MERAK nedir, neyi amaçlar?
Kısa adı ile MERAK olarak bilinen Merkezi Risk Analizi ve Katmanlaştırma Modeli bir bilgisayar programı.
Amacı; riskli mükellefleri, mükelleflerin gerçek verileri üzerinden, istatistik analizler ve matematiksel yöntemlerle seçerek merkezi vergi denetim planlamasını yapmak.
MERAK modeli ile incelenecek mükelleflerin seçiminde öncelikli olarak risk derecesi yüksek olan mükelleflerin belirlenmesi amaçlanmakta. Model kapsamında; istenilen coğrafi bölge ve istenilen faaliyet alanındaki mükelleflerin, büyüklüklerine göre nasıl bir davranış eğilimi içerisinde oldukları hakkında bilgiler elde edilebilmekte.
Elde edilen bu bilgilerin yanı sıra, denetim tecrübelerine dayalı olarak üretilen senaryolar da (başlıca vergi kaçırma ya da vergiden kaçınma yol ve yöntemleri) denetimlere yardımcı bir araç olarak kullanılmakta.
MERAK nasıl çalışır?
MERAK programı öncelikle mükellefleri; en küçük, küçük, orta ölçekli, büyük ve en büyük olmak üzere 5 katmana ayırmakta. Katmanlaştırma yapılmasının en temel gerekçesi, mükellefleri büyüklükleri itibariyle sınıflara ayırarak büyük mükellefleri büyük mükellefler arasında, küçük mükellefleri ise küçük mükellefler arasında değerlendirmek.
Sonraki aşamada ise sistem; başta mükelleflerin bilançoları, gelir tabloları, önceki dönem-cari dönem fark verileri, mali tablo oranları, beyanname bilgileri üzerinden olmak üzere binlerce hesap ve veriyi dikkate alarak istatiksel bazı analizler ve hesaplamalar yapmakta.
Bütün mükelleflerin her hesap ve veri kaleminin büyüklüğü hesaplanıyor. Daha sonraki aşamada her hesap ve veri kalemi için sektörün en çok tekrarlanan değerini belirlemekte.
MERAK modeli vergi matrahını olumsuz yönde etkileyebilecek her sapmayı risk olarak algılamakta.
Her bir hesap ve veri kalemi için bir risk puanı hesaplayan model, son aşamada bu risk puanlarını toplamakta ve mükellefin toplam riskini belirlemekte.
Örneğin, bulunduğu kapsam ya da katmana göre yüksek satış maliyetiyle çalışan, yüksek pazarlama-genel yönetim gideri beyan eden, beyan edilen vergi matrahı göreli olarak düşük kalan veya ortaklardan ya da iştiraklerinden alacağı bulunduğu halde faiz geliri bulunmayan mükelleflere sistem tarafından risk puanı verilmekte.
İncelemeleri MERAK seçecek
Her şeyden önce ifade etmek gerekir ki MERAK programı tüm hesaplama ve puanlamalarını insan eli değmeksizin otomatik olarak yapmakta. Bu anlamda sisteme bir müdahale mümkün değil. Dahası, hesaplama ve puanlamaya esas alınan verilerin çoğunluğu mükelleflerin kendileri tarafından beyan edilmekte. Bu durumda da dışsal bir faktörden bahsetmek pek de olası görünmüyor.
Modelde hesaplama ve puanlamalar genelde mükellef beyanları üzerinden yapılıyor. Bu anlamda sistem, ülkemizin en büyük iki sorunu olarak görünen, kayıt dışı hâsılat ve sahte fatura kullanımının tespiti noktasında yetersiz kalabilir.
Sistemin vergi inceleme elemanı tecrübe ve birikimi ile sürekli yenilenmesi modeli başarılı hale getirebilir. İşletmelerin kendi beyanlarından yola çıkarak incelenecek mükellefin seçilmesi bir yöntem. Ancak bu modelin yine de vergi kayıp ve kaçağın yoğun olan alanlara yönelmesi daha isabetli sonuçlar verecektir.
İsmail KÖKBULUT