GİRİŞ
Son günlerde sağlık çalışanlarına karşı özellikle hasta ve yakınları tarafından uygulanan şiddet ve bu çalışanların maruz kaldığı saldırılar nedeniyle ön plana çıkan konulardan biri fiili hizmet süresi zammıdır.
5510 sayılı Kanun’un 40. Maddesinde fiili hizmet süresi zammının tanımı yapılmış, yararlanma şartları ile hangi meslek gruplarının, hangi işlerde ve işyerlerinde çalışanların bu kapsama alındığı tahdidi olarak sayılmıştır. Kısaca ‘’yıpranma payı’’ olarak adlandırabileceğimiz fiili hizmet süresi zammı, bazı ağır ve yıpratıcı işlerde çalışan sigortalılara, bu çalışmaları sırasında maruz kaldıkları risk ve tehlikeler nedeniyle erken emeklilik imkanı sağlanmasıdır.
Peki bu işlerin belirlenmesinde hangi kriterler göz önüne alınacaktır?
Pek tabidir ki, risk ve tehlike içeren tüm işlerin bu kapsama alınması söz konusu olamaz. Ölçütler belirlenirken içinde bulunulan teknolojik koşullar, iş güvenliği, AB mevzuatı gibi farklı etkenler göz önüne alınmaktadır. Zamanla bazı işler, değişen koşullar nedeniyle tehlikeli ve riskli olmaktan çıkabileceği gibi bazı meslekler de tehlike sınıfına dahil edilmektedir. Biz konuyu Ekim 2008’de sosyal güvenlik mevzuatında yapılan son değişiklik çerçevesinde ele alacağız. Buna göre:
- Öncelikle anılan maddede belirtilen işlerde çalışanların 4/a veya 4/c kapsamında sigortalı sayılmaları
- Uzun vadeli sigortalı kollarına tabi olarak çalışmaları
- Çalışmaları sırasında iş ile ilgili tehlikelere maruz kalmaları
- Kanunda belirtilen işyerlerinde ve işlerde fiilen çalışmaları gerekmektedir.
Özellikle son 10 yıl içinde bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Daha evvel diğer kanunlarda fiili hizmet müddeti zammı, itibari hizmet süresi gibi çeşitli adlarla anılan fiili hizmet süresi zammı, 2008 değişikliğiyle son şeklini almıştır. 2010 yılında emniyet çalışanlarına polis memuru, başpolis memuru, kıdemli başpolis memuru; 2011 yılında ise TSK mensuplarına sözleşmeli erbaş ve erler eklenmiştir. Bu listede yer alan işler teknolojik gelişmeler, işin zorluğu, tehlike sınıfı gibi faktörler göz önüne alınarak güncellenmektedir. Sözgelimi daha önce fiili hizmet süresi zammına tabi olan infaz koruma memurları, PTT dağıtıcıları, havayolları uçucu personeli vb. meslekler bu kapsamdan çıkarılmış, bazı mesleklerde ise fiili çalışma sürelerine eklenecek olan prim ödeme gün sayılarında azaltmaya gidilmiştir.
Sigortalılar, 40. Madde kapsamındaki işlerde çalıştıkları her 360 gün için, işin niteliğine göre fazladan prim ödeme gün sayısı kazanmaktadır. İşin niteliğine bağlı olarak verilecek hizmet zammı değişiklik göstermektedir. Mesela, maden ocakları, kanalizasyon gibi yeraltı işlerinde çalışanlar, fiilen çalıştıkları her 360 gün için 180 gün ekstra prim ödeme gün sayısı kazanırken; alüminyum fabrikalarına bu süre 60 gündür.
Örnek: Maden Ocağında 1500 gün fiilen çalışmış bulunan sigortalı A;
1500*180/360 = 750 gün fiili hizmet zammı süresi kazanır.
Ayrıca, yukarıda belirtilen ‘’fiilen çalışmış bulunma’’ koşulu, TSK, MİT, emniyet çalışanları ve polisler için aranmaz. Bu mesleklerde çalışanlar yıllık izin, resmi tatil, hafta sonu tatili, eğitim veya kurs gibi fiilen çalışmadıkları dönemlerde bile fiili hizmet süresi zammına hak kazanmaktadır.
TSK, MİT, emniyet çalışanları ve polisler açısından önemli bir başka husus ise bunların hak kazanacağı fiili hizmet zammı süresi 8 yılı geçmeyecek şekilde prim ödeme gün sayılarına eklenir. Oysa diğer çalışanların hak kazanabilecekleri ek prim ödeme gün sayıları 5 yılı geçemez. Bu sürelerin, 3 yılı geçmemek üzere yarısı emeklilik yaş hadlerinden indirilir. Yeraltı işlerinde çalışanlar için bu süre sınırı aranmaz. Diğer yandan, bu yaş haddi indiriminden yararlanabilmek için, ölüm ve maluliyet hariç, yeraltı işlerinde çalışan sigortalıların en az 1800 gün, diğer sigortalıların ise en az 3600 gün fiili hizmet zammı kapsamındaki işlerde ve işyerlerinde çalışmış olmaları gerekmektedir.
Hizmet süresi zammı hangi prim oranları üzerinden tahakkuk eder?
Unutmamak gerekir ki kısa vadeli sigorta kollarına tabii çalışanlar ile sosyal güvenlik destek primine tabii çalışanlar fiili hizmet zammı uygulamasından yararlanamazlar. Uzun vadeli sigorta kollarına tabii çalışan sigortalılardan tahsil edilecek olan prim oranları (malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası) ise şöyledir:
İşçilerden;
- 60 gün eklenecekler için %9 sigortalı + %12 işveren olmak üzere %21 ,
- 90 gün eklenecekler için %9 sigortalı + %12,5 işveren olmak üzere %21,5
- 180 gün eklenecekler için %9 sigortalı + %14 işveren olmak üzere %23
Kamu çalışanlarından ise;
- 60 gün eklenecekler için %9 sigortalı + %14,33 işveren olmak üzere %23,33 ,
- 90 gün eklenecekler için %9 sigortalı + %16 işveren olmak üzere %25
- 180 gün eklenecekler için %9 sigortalı + %21 işveren olmak üzere %30
Görüldüğü gibi ister işçi olsun ister kamu görevlisi, sigortalının yatıracağı prim oranı daima %9’ dur. İşverene düşen pay ise, fiili hizmet süresi zammı olarak ödenecek prim ödeme gün sayısı arttıkça kademeli olarak artmaktadır.
Prim belgelerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na yollama süreleri
Prim oranları tahakkuk ettirildikten ve gerekli hesaplamalar yapıldıktan sonra, prim belgeleri süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na yollanmalıdır. Özellikle 4/c’ li çalıştıran kamu idarelerinin aylık fiili hizmet süresi zammı prim belgelerini elektronik ortamda Kurum’a yollamaları zorunlu olup, bu belgeyi kağıt formatında sunmaları halinde yasal süresi içinde verip vermediklerine bakılmaksızın idari para cezası uygulanır. Ancak, gerekli elektronik altyapı oluşturuluncaya kadar yasal süresi içinde ve kağıt şeklinde verilen söz konusu belgeler için herhangi bir cezai yaptırım uygulanmaz.
İşverenler, ilk defa 4/c’li olan ve 40. Maddede belirtilen işlerde çalışan sigortalılara ait aylık fiili hizmet süresi zammı prim belgesini:
- Ayın 15’i ile gelecek ayın 14’ü arasındaki maaşını ayın 15’inde peşin alanlar için, gelecek ayın 14’ünden son gününe kadar,
- Ayın 15’i ile gelecek ayın 14’ü arasındaki maaşını gelecek ayın 15’inde ( çalıştıktan sonra ) alanlar için, gelecek ayın son gününe kadar,
- Ayın 1’i ile 30’u arasındaki maaşını ayın 1’inde peşin alanlar için, içinde bulunulan ayın son gününden gelecek ayın 15’inci günü sonuna kadar,
- Ayın 1’i ile 30’u arasındaki maaşını gelecek ayın 1’inde ( çalıştıktan sonra ) alanlar için, gelecek ayın 15. Günü sonuna kadar Kurum’a vermekle mükelleftir.
Örneğin, 01.05.2012 ile 31.05.2012 arasındaki maaşını, yani Mayıs ayı maaşını 01.05.2012’de peşin alan sigortalının aylık prim belgesi 15 Haziran’a kadar – ki bu gün de dahildir- Kurum’a göndermelidir.
Bazı durumlarda yasal süresi içinde gönderilemeyen prim belgeleri için ek süre tanınır. Afet durumlarında belge verme süresi 3 aya kadar uzatılabilir. Diğer bir durum, prim belgelerini elektronik ortamda vermesi zorunlu tutulanlar açısından mücbir sebeplerin doğmasıdır. Elektrik, iletişim, donanım vb. altyapılarda oluşan arızalar mücbir sebep olarak kabul edilir. Bu durumların ortadan kalkmasını müteakip 5. İşgünü sonuna kadar verilen prim belgeleri, yasal süresi içinde verilmiş kabul edilir. Son olarak, askeri birliklerin görevleri nedeniyle yer değiştirmeleri ve bu durumu kanıtlamaları halinde, söz konusu birlikler de yasal süreyi aşabilir.
Son günün resmi tatile rastlaması durumunda ise bir hukuki teamül olarak tatilden sonraki ilk işgünü bitimine kadar süre uzatılır.
Prim oranları ve primlerin ödenmesi
Sigortalının prime esas kazancına; 60 fiili hizmet gün sayısı eklenecek işlerde %3,33, 90 fiili hizmet süresi eklenecek işlerde %5, 180 fiili hizmet süresi eklenecek işlerde %10 prim oranı uygulanır ve tutar belirlenir.
Örnek : Maden ocağında çalışan sigortalı A’nın prime esas kazanç tutarı 2.000 TL , fiili hizmet süresi zammı 4,5 gün ise prim tutarı hesaplanırken prime esas kazanç tutarı ile prim oranı çarpılır. Diğer yandan madencilikte prime esas kazanca 180 gün eklendiği için, %10 prim oranı uygulanacaktır.
Fiili hizmet zammı prim tutarı : (2.000 * %10 ) * 4,5 / 7,5 = 120 TL
Sonuç
Mevcut yasal düzenlemelerin fiili hizmet süresi zammına ilişkin en fazla hak ve avantaj sağladığı çalışanların başında TSK, MİT, emniyet çalışanları ile polisler ve yeraltı işlerinde çalışanlar (maden ocağı, kanalizasyon, tünel vb. ) gelmektedir. Sağlık çalışanlarının da uzun çalışma saatleri, nöbetler, hastalık kapma riski gibi gerekçeleri öne sürerek fiili hizmet süresi zammı kapsamına alınmak istemeleri manidardır. Zira İdari Yargılama Usul Kanunu’nda idarenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu durumlar sayılırken mesleki riske de yer verilmiştir. Sözgelimi bir polisin çatışma sırasında yaralanması veya bir doktorun ameliyat sırasında hastalık kapması birer mesleki risktir. İdare, böyle haller vukuu bulduğunda, kusuru olmasa bile sorumlu olduğunu kabul etmektedir. Fakat hizmet zammı bakımından tıbbi meslekleri konuya dahil etmeyerek herhangi bir yükümlülük üstlenmemektedir.
Ülkemizde hakim başına düşen dosya sayısının ve iş yükünün artması, karşılaştıkları riskler, adalet hizmetleriyle ilgili işlerde çalışanları da tehlike altına sokmaktadır. Turizm sektöründe çalışan sigortalıların iş yoğunluğu, gıda sektöründe çalışanların, restaurant işletenlerin her an için hayati bir tehlikeye maruz kalma olasılığının bulunması ve yoğun çalışmaları gibi pek çok farklı meslek sayabiliriz. Şayet her mesleğin bir zorluğu bulunmaktadır ama çağdaş bir devlet olarak dikkate alacağımız unsur gelişmiş ülkelerin uygulamaları olmalıdır. Bu yüzden de fiili hizmet süresi zammı kapsamındaki mesleklerin çoğaltılması değil, en riskli veya yıpratıcı olanların belirli bir kotaya sokulmasıdır. Aksi takdirde farklı meslek kollarından gelen talepler sona ermeyecektir.
Mustafa Hüseyin CAN
Sosyal Güvenlik Denetmen Yrd.
http://calismarehberi.com/fiili-hizmet-suresi-zammi-ve-uygulamalari-makale,59.html
Fiili Hizmet Süresi Zammı ve Uygulamaları