Karım imza atmadığı için daha yüksek faiz ödüyoruz
“OLACAK iş mi bu?” diyor bir okurumuz.
Ardından da devam ediyor:
“Şirketteki ortaklara karşı da çok mahcubum. Onlar da karım imza atmadığı için daha yüksek oranda faiz ödenmesine katlanıyorlar. Diğer ortakların eşi imza attı, bir tek benimki atmadı. İki yıl önce karısından boşanan bir ortağım, ‘Sen de hanımdan ayrılsaydın, başımıza bu gelmezdi. Daha düşük faiz öderdik’ diye, bana şakayla karışık sitem ediyor!”
OLAY NE?
Olay tahmin ettiğiniz gibi..
Şirket banka kredisi kullanacak. Banka, ortakların da şirkete kişisel kefaletini istiyor. Ortaklar açısından sorun yok. Hepsi de kefil oluyorlar.
Diyeceksiniz ki; “Peki sorun ne?”
Sorun eşlerde.. daha doğrusu eşlerden birinde..
Ortakların, kendi şirketlerinin kullanacağı banka kredisine kefil olabilmeleri için eşlerinin “kefalete rıza” göstermeleri gerekiyor. Bunun için de eşlerin tek tek bankaya gelip, kefalete rıza gösterdiklerine dair “imza atmaları” gerekiyor.
Bu imza “bir defalık” değil, her kefalet işleminde gerekiyor.
Eşlerden biri imza atmazsa, şirket kredi alamıyor.
Olayımızda da ortaklardan Hamdi Bey’in eşi imza atmıyor.
Böyle olunca, şirket o bankadan “uygun koşullarla” kredi alamıyor.
Başka bankalarla temasa geçiyor. Sonunda, şirketin ortaklarından şirkete “kişisel kefalet” istemeyen (böyle olunca eşlerinin de rızasını aramayan) ama diğer bankaya göre daha yüksek faiz ile kredi kullandıran bir başka bankadan kredi kullanıyorlar.
OLAY CİDDİ
Eşi imzaya yanaşmayan Hamdi Bey, olaydan son derece rahatsız.
“Eşim imza atsaydı, şirketimiz daha düşük faizle kredi kullanacaktı. Ortaklarıma karşı mahcup oldum. Karım, imza attığı takdirde kendi kişisel malvarlığının da örneğin babasından miras kalan gayrimenkullerin de tehlikeye gireceğini düşünüyor. Bu kanun değişmezse ya şirketten ayrılacağım ya da karımdan” diyor.
Görüldüğü gibi olay son derece ciddi. “Karımdan ayrılacağım” diyen ya da “aile içi sorun” yaşadığını belirten, çok sayıda iş adamı var.
Bu arada, evlenecek olan ancak Borçlar Kanunu’nun “kefalete eşin yazılı rızasının alınması” ile ilgili maddesinden korkan ve sonunda evlenmeyen, “imam nikahlı” ya da “nikahsız” seviyeli birliktelik taraftarı “çok sayıda genç ya da orta yaşlı” işadamı var.
Evli olan insanların aile düzeni bozulmaması, genç ya da orta yaşlı işadamlarının da rahatça evlenebilmesi için Borçlar Kanunu’nun, “kefalette eşin rızası” ile ilgili 584. maddesinin gözden geçirilerek, değiştirilmesinde yarar var.
Sosyal sorumluluk vergisi iptal edildi
ŞİŞLİ Belediyesi’nce, gayrimenkulü olanlar adına, adeta “ikinci vergi olarak”, farklı tutarlarda tahakkuk ettirilen “Sosyal Sorumluluk Katkı Payı”, bu köşede Cumartesi ve Pazar günleri yaptığımız uyarılar üzerine, Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün olaya müdahalesi ile bütünüyle iptal edildi.
Belediye Başkanı, sistemdeki bir aksaklıktan kaynaklanan bu işlemin “tamamının iptal edildiğini”, ödeme yapanlara da ödedikleri tutarın “iade edileceğini” açıkladı.
Şükrü KIZILOT
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22078165.asp
“Şirketteki ortaklara karşı da çok mahcubum. Onlar da karım imza atmadığı için daha yüksek oranda faiz ödenmesine katlanıyorlar. Diğer ortakların eşi imza attı, bir tek benimki atmadı. İki yıl önce karısından boşanan bir ortağım, ‘Sen de hanımdan ayrılsaydın, başımıza bu gelmezdi. Daha düşük faiz öderdik’ diye, bana şakayla karışık sitem ediyor!”
OLAY NE?
Olay tahmin ettiğiniz gibi..
Şirket banka kredisi kullanacak. Banka, ortakların da şirkete kişisel kefaletini istiyor. Ortaklar açısından sorun yok. Hepsi de kefil oluyorlar.
Diyeceksiniz ki; “Peki sorun ne?”
Sorun eşlerde.. daha doğrusu eşlerden birinde..
Ortakların, kendi şirketlerinin kullanacağı banka kredisine kefil olabilmeleri için eşlerinin “kefalete rıza” göstermeleri gerekiyor. Bunun için de eşlerin tek tek bankaya gelip, kefalete rıza gösterdiklerine dair “imza atmaları” gerekiyor.
Bu imza “bir defalık” değil, her kefalet işleminde gerekiyor.
Eşlerden biri imza atmazsa, şirket kredi alamıyor.
Olayımızda da ortaklardan Hamdi Bey’in eşi imza atmıyor.
Böyle olunca, şirket o bankadan “uygun koşullarla” kredi alamıyor.
Başka bankalarla temasa geçiyor. Sonunda, şirketin ortaklarından şirkete “kişisel kefalet” istemeyen (böyle olunca eşlerinin de rızasını aramayan) ama diğer bankaya göre daha yüksek faiz ile kredi kullandıran bir başka bankadan kredi kullanıyorlar.
OLAY CİDDİ
Eşi imzaya yanaşmayan Hamdi Bey, olaydan son derece rahatsız.
“Eşim imza atsaydı, şirketimiz daha düşük faizle kredi kullanacaktı. Ortaklarıma karşı mahcup oldum. Karım, imza attığı takdirde kendi kişisel malvarlığının da örneğin babasından miras kalan gayrimenkullerin de tehlikeye gireceğini düşünüyor. Bu kanun değişmezse ya şirketten ayrılacağım ya da karımdan” diyor.
Görüldüğü gibi olay son derece ciddi. “Karımdan ayrılacağım” diyen ya da “aile içi sorun” yaşadığını belirten, çok sayıda iş adamı var.
Bu arada, evlenecek olan ancak Borçlar Kanunu’nun “kefalete eşin yazılı rızasının alınması” ile ilgili maddesinden korkan ve sonunda evlenmeyen, “imam nikahlı” ya da “nikahsız” seviyeli birliktelik taraftarı “çok sayıda genç ya da orta yaşlı” işadamı var.
Evli olan insanların aile düzeni bozulmaması, genç ya da orta yaşlı işadamlarının da rahatça evlenebilmesi için Borçlar Kanunu’nun, “kefalette eşin rızası” ile ilgili 584. maddesinin gözden geçirilerek, değiştirilmesinde yarar var.
Sosyal sorumluluk vergisi iptal edildi
ŞİŞLİ Belediyesi’nce, gayrimenkulü olanlar adına, adeta “ikinci vergi olarak”, farklı tutarlarda tahakkuk ettirilen “Sosyal Sorumluluk Katkı Payı”, bu köşede Cumartesi ve Pazar günleri yaptığımız uyarılar üzerine, Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün olaya müdahalesi ile bütünüyle iptal edildi.
Belediye Başkanı, sistemdeki bir aksaklıktan kaynaklanan bu işlemin “tamamının iptal edildiğini”, ödeme yapanlara da ödedikleri tutarın “iade edileceğini” açıkladı.
Şükrü KIZILOT
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22078165.asp