SGK Primlerinin Ödenmesinde Mahsup Esasları
1 - GENEL AÇIKLAMALAR
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesinin birinci fıkrasında, “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder.”
16 ncı fıkrasında da “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır”
Hükmü yer almıştır. www.ozdogrular.com
Buna göre, sosyal güvenlik primleri ve diğer alacakları 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmekte ve primlerin Kurumca belirlenen sürede ödeneceği, prim ödeme sürelerinin değiştirilebileceği ve sigortalı niteliğine göre veya kamu /özel ayırımı yapılarak farklı esaslar getirilmesinde Kurum yetkili kılınmıştır.
Söz konusu takdir yetkisi Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 108 inci maddesine göre 5510 sayılı Kanunda belirtilen sigorta primleri Kurumca çıkarılacak tebliğde belirtilecek süre içinde Kuruma ödeneceği, ancak kendi nam ve hesabına çalışanlar (Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi olanlar) ile genel sağlık sigortalılarından Kanunun 60 ıncı maddesinin (d) ve (g) bendine tabi mütekabiliyet esasına tabi oturma izni almış yabancılar ile genel sağlık sigortasının hiçbir bendine tabi olmayanlar, her aya ait primleri takip eden ayın sonuna kadar Kuruma öderler şeklinde kullanılmıştır.
Bahse konu ile ilgili olarak 1/9/2012 tarihli, 28398 sayılı Resmi Gazete’de yayımlan İşveren Uygulama Tebliği’nin “2.4- Kanunun 4 üncü Maddenin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamında Sigortalı Olanlar Yönünden Primlerin Ödenme Süreleri ve Usulleri” başlıklı bölümünde, “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir. Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir” şeklinde açıklanmıştır.
Aynı şekilde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 47’nci maddesinde, “Amme alacağına karşılık rızaen yapılan ödemeler sırasıyla; ödeme süresi başlamış henüz vadesi geçmemiş, içinde bulunulan takvim yılı sonunda zaman aşımına uğrayacak, aynı tarihte zaman aşımına uğrayacak alacaklarda her birine orantılı olarak, vadesi önce gelen ve teminatsız veya az teminatlı olana mahsup edilir. Ödemenin, alacak aslı ile fer'ilerinin tamamını karşılamaması halinde mahsup alacağın asıl ve fer'ilerine orantılı olarak yapılır.
Amme alacağına karşılık cebren tahsil olunan paralar, önce parayı tahsil eden dairenin, artarsa aynı amme idaresinin takibe iştirak etmiş olan diğer alacaklı tahsil dairelerinin takip konusu alacak aslı ve fer'ilerine orantılı olarak mahsup edilir” denilmiştir.
Yazımızda işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçlarına karşılık rızaen yaptığı ya da Kurumca cebren tahsil edilen paraların sosyal güvenlik prim ve prime ilişkin borçlarına hangi sıraya göre mahsup edileceği konusu incelenecektir.
2 - MAHSUP İŞLEMLERİ
5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesinde, prim ödeme yükümlüsünün kimler olduğu açıklanmış olup, Kurumun en büyük gelir kaynağı olan sigorta ve işsizlik primleri, idari para cezası, sosyal güvenlik destek primi ile genel sağlık sigortası primleri; ya işverenleri ya da sigortalılar veyahut ta bazı sigorta kolları ve genel sağlık sigortası primleri yönünden ilgili kamu kurumları tarafından ödenmektedir.www.ozdogrular.com
Yine, 5510 sayılı Kanunun “İşyeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli” başlıklı 11 inci maddesi hükmüne göre, sigortalıların işlerini yaptıkları yerler “işyeri” olarak tanımlanmış, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin “işyerlerinin tescili” başlıklı bölümüne baktığımızda aynı işveren adına Kurumun değişik yerlerindeki Müdürlüklerinde birden fazla adlarına işyeri tescili yapılabilmektedir.
Bu durumda, adına birden fazla işyeri tescil edilmiş bulunan işverenlerin mevcut borçlarına karşılık yaptığı ödemeler hangi sıraya ve esaslara göre yapılacaktır. 6183 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde mahsup işlemlerinin esasları belirlenmiş olmakla birlikte, gerek 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gerekse 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunundaki ”Primlerin ödeme zamanı” “Prim ödeme yükümlüsü”, “İşyerlerinin tescili”, Kurum alacaklarında zamanaşımı”, Kurum gelirleri” ve “Mali yükümlükler” başlıklı maddelerindeki hükümler de dikkate alınarak Kurumun tahsille görevli üniteleri tarafından tahsil olunan paraların mahsup işlemleri aşağıda açıklandığı şekilde yapılması gerekmektedir.www.ozdogrular.com
3 - ÖDEMENİN MAHSUP EDİLECEĞİ ALACAKLAR VE SIRALAMASI
6183 sayılı Kanunun 47 nci maddesi esasta iki hususa yöneliktir.
Bunlardan biri, borçlunun değişik borçlarına karşılık rızaen yaptığı ödemeler ile tahsil dairelerince cebren yapılan işlemler sonucu tahsil edilen paraların mahsup sırasını belirlemektir.www.ozdogrular.com
Diğer husus ise, gerek rızaen yapılan ödemelerin, gerekse cebren tahsil olunan paraların alacak aslını ve fer’ilerini (gecikme cezası, gecikme zammı) karşılamaması halinde, paranın alacak aslına ve fer’ilerine orantılı olarak mahsup edileceğine ilişkindir.
Burada izaha gerek duyulan diğer bir husus ta “rızaen yapılan ödemeler” ile “cebren yapılan tahsilat” kavramlarını açıklanmasıdır.
Sosyal güvenlik mevzuatında kural olarak Kurum alacaklarının Kanunla belirlenmiş vadelerinde ödenmesi esastır. Vadesinde ödenmeyen prim ve prime ilişkin alacakların 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre cebren tahsili gerekmektedir. 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre ödeme vadesi geçmiş alacaklar için borçluya Kanunun 55 inci maddesine göre tanzim edilen ödeme emrinin tebliği ile cebri takip işlemlerine başlanılmaktadır. Kanunun 13 üncü maddesindeki “ihtiyati haciz” halleri bu durumdan istisna edilmiştir.
Bu durumda, ödeme emrinin gönderilmesinden sonra borçlu tarafından kendiliğinden yapılan ödemelerde dahil olmak üzere tahsil dairelerince haciz ve icraen satış sonrası tahsil edilen paranın “cebren yapılan tahsilat” olarak mahsubunun yapılması gerekmektedir. Mefhumu muhalifinden söylenecek olunduğunda, ödeme emri gönderilmeden önce yapılan ödemelerin ve tahsil edilen paralarında “rızaen yapılan ödemeler” olarak mahsubunun yapılması gerekmektedir.
Yukarıda söylediğimiz gibi işverenlerin Kurumun birden fazla İl Müdürlüğü/merkez müdürlüğünde tescilli işyerlerinin bulunması durumunda Kurumun her bir İl Müdürlüğü/merkez müdürlüğü tahsil dairesi olduğundan işverenlerin borçlarına karşılık yaptığı ödemelerin her tahsil dairesi bazında mahsubu yapılacaktır. www.ozdogrular.com
Buna göre;
Borçlunun aynı ünitede işlem gören birden fazla işyeri dosyasının bulunması halinde borçlu istediği dosyaya ödeme yapabileceğinden, bu dosyalardaki borç türleri üzerinde durulmayacaktır. Örneğin işverenin aynı ünitede “inşaat” ve “büro” işkollarında iki tane işyerinin bulunması durumunda (birinden prim ve idari para cezası, diğerinden ise yalnızca işsizlik sigortası primi) işveren bunlardan ister büro, isterse inşaat işyeri dosyasına mahsuben para yatırabilecektir.
Seçilen dosyadan yatırılan para, borçlu tarafından borç türü de seçilmişse, öncelikle seçilen borç türünün aslına ve fer’ilerine (gecikme cezası ve zammına); borç türü seçilmemişse, 5502 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan sigorta primleri, işsizlik sigortası primleri, idari para cezaları şeklindeki sıralama dikkate alınarak borç aslı ve fer’ilerine mahsup edilecektir.
Sıralamada borç türlerine ilişkin gecikme cezası ve zamları da ilgili oldukları borç türleri gibi düşünülecektir. Aynı borçlunun birden çok işyeri dosyasındaki öncelikli olan borçları aynı borç türlerinden oluşmuşsa, bu kez en eski borca ilişkin işyeri dosyasından başlamak suretiyle mahsup yapılacaktır.
4. RIZAEN YAPILAN ÖDEMELERDE MAHSUP
Yukarıda da izah edildiği gibi ödeme emri gönderilmeden önce borçlunun borcuna karşılık yaptığı ödemeler, rızaen ödeme olarak kabul edilecek, işveren tarafından işyeri dosyası seçilmiş olsun veya Kurumumuz tarafından seçilmiş olsun, seçilen işyeri dosyasına yatırılan paranın mahsubu; tahsil edilen para, ödeme süresi başlamış vadesi geçmemiş, dolayısıyla henüz gecikme zammı doğmamış olan borçlara mahsup edilecektir.www.ozdogrular.com
Artan para olursa ya da ödeme zamanı gelen ve vadesi geçmeyen alacak yoksa, bu para, en eski (aydan) borçtan başlanarak borç aslı ve gecikme cezası ve zammı borcu ay ay kapatılacak, bu şekilde mahsup işlemi yapılarak mahsup edilecek para son ayın borcunun aslı ve fer’ilerinin tamamını karşılamadığında kalan para o ayın borç aslı ve fer’lerine orantılı olarak dağıtılacaktır. Dağıtım
Mahsup edilecek borç aslı veya ferileri tutarı X Mahsubu yapılacak tutar
Toplam borç tutar
formülüne göre yapılacaktır.
5. CEBRİ TAHSİLATTA MAHSUP
Kurumun alacaklarının vadesinde ödenmediğinde bu defa cebren takip ve tahsili için 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre borçlulara ödeme emri gönderilerek cebri takip işlemlerine başlanılmaktadır. Gönderilen her ödeme emrinde yazılı borç için icra takip dosyası oluşturulmakta ve borçlular açılan bu takip dosyaları üzerinden takip edilmektedir. Yine işverenlerin Kurumun ilgili ünitelerinde birden fazla tescilli işyerleri bulunabildiğinden, bu işyerlerinden kaynaklanan borçlarının tahsili içinde birden fazla icra takip dosyası açılarak haklarında icra işlemleri yürütülebilmektedir. Dolayısıyla cebri tahsilatta mahsup işlemlerinin icra takip dosyaları üzerinden yapılması gerekmektedir.
Ödeme emri gönderildikten sonra bir borca karşılık yapılan her türlü tahsilat veya ödeme, cebri tahsilattır. Dolayısıyla ödeme emri gönderilerek icra dosyası açıldıktan sonra, ister borçlu tarafından bir para yatırılsın, isterse haciz veya satış sonucu bir para tahsil edilmiş olsun, bu tahsilatın mahsubu cebri tahsilattaki mahsup esaslarına göre yapılacaktır.www.ozdogrular.com
Cebri tahsilatta tahsil olunan paradan ilk önce tahsil tarihine kadar yapılmış olan tüm icra giderleri (posta, ilan ve satış masrafları, zor kullanma, nakil, ekspertiz, muhafaza, yediemin ücreti, bilirkişi ücretleri vb) mahsup edilecektir.
İşverenlerin Kurumun herhangi bir ünitesinde işlem gören işyeri/işyerlerinden kaynaklanan borçlardan dolayı birden çok icra takip dosyası varsa, borçlu istediği icra dosyasına para yatırabilecek, paranın mahsubu seçilen dosyadaki asıl ve feri borçlara orantılı olarak yapılacaktır. Seçilen icra dosyasındaki borç tümüyle bitirilmeden diğerine geçilmeyecektir. Burada zamanaşımına uğrayacak icra dosyasına öncelik tanınmasında zorunluluk bulunduğu göz önünde tutulacaktır.
Kurumumuz borçlusu tarafından ödeme emri gönderildikten sonra kendiliğinden bir para yatırılması durumunda paranın seçtiği icra dosyasına mahsup edilmesi mümkün iken, Kurumca haciz veya satış yoluyla bir para tahsil olunursa, yada işverence seçtiği icra dosyası seçilmeden para yatırılırsa bu kez, ilk açılan yani en eski icra dosyasından başlanılarak bu icra dosyalarındaki asıl ve fer'i borçlara orantılı olarak mahsup yapılacak ve bu dosyadaki borç tümüyle bitirilmeden ikinci icra dosyasına geçilmeyecektir.
6. SONUÇ
Alacaklılık – borçluluk ilişkisinde ödemede ana kural borcun tamamının ifa edilmesidir. Kamu alacakları yönünden de esas olan borcun vadesinde tam olarak ödenmesidir. Kamu alacakları yönünden bakıldığında vatandaşların gerek vergi hukukundan gerekse sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde birden ziyade borç ödeme yükümlülükleri ile karşılaşması her zaman mümkün olabilmektedir. Dolayısıyla yerine getirilmesi gereken yükümlülüğünün para borçlarından olması durumunda “mahsup” kurallarının konulması gerekir. “Mahsup” lügat manasıyla hesaba saymak demektir. Hukuki bakımdan ise bir alacak miktarının bazı sebeplerle indirime tabi tutulmasıdır. Bir tek para borcunun ödenmesi ile birden fazla para borcunun ödenmesi farklı mahsup esasları ile düzenlenmelidir. Sosyal güvenlik alacaklarının mahsup işlemleri 6183 sayılı Kanunun 47 inci maddesi ve 5502 ve 5510 sayılı Kanundaki özel hükümleri dikkate alınarak yapılmaktadır.
Selami GÜR*
E-Yaklaşım
* Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü, İhtilaflı Primler Daire Başkanlığı, Şube Müdürü V.