SGK, İŞ KAZASI uygulamalarında DEVRİM gibi değişiklik yaptı
ÇSGB/SGK Başmüfettişi/Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Uzmanı İsa KARAKAŞ ilk defa açıklıyor: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. maddesinin birinci fıkrasında sayılan hal ve durumları sonucunda meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olay iş kazası olarak kabul edilmektedir.
Buna göre bir olayın iş kazası sayılabilmesi için, kazayı geçiren kişinin sigortalı olması, sigortalının işyerinde ve ya işyerinden sayılan yerlerde bulunması, olayın işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelmesi, kaza ile sonuç arasında uygun bir illiyet bağının bulunması, kaza sonucu bedence veya ruhça özre uğraması ve bu unsurların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Ancak iş kazası işin yürütümü sırasında meydana gelen olayı ifade etmekte ise de, yapılan işle ilgisi olmayan bazı hal ve durumlarda meydana gelen olayları da kapsamaktadır.
İşyeri, 5510 s. Kanunun 11. maddesinde, sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerler olarak tanımlanmış olup, işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılmıştır.
Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen olayların yapılan işle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın iş kazası sayılması gerekmektedir. Bu bakımdan sigortalıların avluda yürürken düşmesi, dinlenme saatinde top oynarken ayağının burkulması, bahçede meyve ağacından meyve toplarken düşmesi, tarlada çalışır iken traktör ile kaza geçirmesi, yemek yerken elini kesmesi, dinlenme odasında dinlenirken sobadan zehirlenmesi, işyerinde intihar etmesi, işyeri sınırları içinde bulunan havuzda boğularak ölmesi, ücretli izinli bulunduğu sırada çalıştığı işyerindeki arkadaşlarını ziyaret için geldiğinde kaza geçirmesi, araçlarla çalışanların bu araçlarda geçirecekleri kazalar iş kazası olarak kabul edilecektir.
Birden fazla işyerinde sigortalılık niteliği devam eden Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar bakımından her bir işyerinde meydana gelen olaylar bu kapsamda değerlendirilecektir. Sigortalının işyeri Kuruma yapılan bildirimlerden tespit edilebileceği gibi, yapılacak araştırmalarla sigortalılık niteliğine ilişkin elde edilebilecek belgelerden de tespit edilebilir. Kolektif ve limited şirketlerin ortaklığı ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin komandite ortaklığını aynı anda üzerinde bulunduran sigortalı üç şirkete ait işyerlerinden herhangi birinde denetim yaparken düşmesi sonucu yaralanması iş kazası sayılacaktır.
Ancak, Kanunun 11. maddesindeki "sigortalının işini yaptığı yer" ifadesinden, sigortalının fiilen çalıştığı, yani esas işini gördüğü yerin anlaşılması gerekmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre de işin niteliği bakımından işyerine bağlı bulunan yerlerle diğer eklentilerin de işyerinden sayılması gerektiğinden maden işletmeleri, kara yolları, demir yolları gibi işletmelerde çalışanların esas işini gördüğü yerden tamamen ayrı bir bölgede ve işin yürütümü ile ilgili olmaksızın bulunduğu sırada meydana gelen bir kazanın, olayın sadece işyeri sınırları içinde meydana gelmesinden dolayı iş kazası sayılmasına imkân bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, dışarıdan bir etki veya herhangi bir olayla ilgili olmaksızın işyerinde geçirdiği bir kalp krizi veya başka bir hastalık nedeniyle vefat eden sigortalının ölümünü SGK iş kazası olarak kabul ETMEMEKTEDİR.
Ancak SGK'nın bu uygulamasının aksine yargıtay emsal nitelikteki Hukuk Genel Kurulu Kararı ile (13/10/2003 tarihli, Esas 2004/21-529) dışardan bir etki şartı aranmaksızın işyerinde meydane gelen tüm olaylar iş kazası kabul edilmiştir.
SGK gerek Müfettişlerin bu yöndeki isabetli raporlarında belirtmiş oldukları görüşleri gerekse gereksiz yargı giderlerinin önü geçilmesi amacıyla bu uygulamasından vazgeçmiştir.
Sonuç olarak işyerinde meydane gelen tüm kalp krizleri SGK, tarafından iş kazası kabul edilmektedir. Bu durum işyerinde kalp krizi geçirmesi nedeniyle ölen sigortalılara ölüm geliri bağlanması açısından devrim niteliğindedir.
Bu uygulamanın ortaya çıkmasında başta SGK müfettişleri ve SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı yönetimini tebrik ediyorum.
(c)İSA KARAKAŞ/SGK BAŞMÜFETTİŞİ/İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK UZMANI/
http://www.isakarakas.com.tr/sgk-kazasi-uygulamalarinda-devrim-gibi-degisiklik-yapti/
ÇSGB/SGK Başmüfettişi/Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Uzmanı İsa KARAKAŞ ilk defa açıklıyor: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. maddesinin birinci fıkrasında sayılan hal ve durumları sonucunda meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olay iş kazası olarak kabul edilmektedir.
Buna göre bir olayın iş kazası sayılabilmesi için, kazayı geçiren kişinin sigortalı olması, sigortalının işyerinde ve ya işyerinden sayılan yerlerde bulunması, olayın işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelmesi, kaza ile sonuç arasında uygun bir illiyet bağının bulunması, kaza sonucu bedence veya ruhça özre uğraması ve bu unsurların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Ancak iş kazası işin yürütümü sırasında meydana gelen olayı ifade etmekte ise de, yapılan işle ilgisi olmayan bazı hal ve durumlarda meydana gelen olayları da kapsamaktadır.
İşyeri, 5510 s. Kanunun 11. maddesinde, sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerler olarak tanımlanmış olup, işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılmıştır.
Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen olayların yapılan işle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın iş kazası sayılması gerekmektedir. Bu bakımdan sigortalıların avluda yürürken düşmesi, dinlenme saatinde top oynarken ayağının burkulması, bahçede meyve ağacından meyve toplarken düşmesi, tarlada çalışır iken traktör ile kaza geçirmesi, yemek yerken elini kesmesi, dinlenme odasında dinlenirken sobadan zehirlenmesi, işyerinde intihar etmesi, işyeri sınırları içinde bulunan havuzda boğularak ölmesi, ücretli izinli bulunduğu sırada çalıştığı işyerindeki arkadaşlarını ziyaret için geldiğinde kaza geçirmesi, araçlarla çalışanların bu araçlarda geçirecekleri kazalar iş kazası olarak kabul edilecektir.
Birden fazla işyerinde sigortalılık niteliği devam eden Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar bakımından her bir işyerinde meydana gelen olaylar bu kapsamda değerlendirilecektir. Sigortalının işyeri Kuruma yapılan bildirimlerden tespit edilebileceği gibi, yapılacak araştırmalarla sigortalılık niteliğine ilişkin elde edilebilecek belgelerden de tespit edilebilir. Kolektif ve limited şirketlerin ortaklığı ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin komandite ortaklığını aynı anda üzerinde bulunduran sigortalı üç şirkete ait işyerlerinden herhangi birinde denetim yaparken düşmesi sonucu yaralanması iş kazası sayılacaktır.
Ancak, Kanunun 11. maddesindeki "sigortalının işini yaptığı yer" ifadesinden, sigortalının fiilen çalıştığı, yani esas işini gördüğü yerin anlaşılması gerekmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre de işin niteliği bakımından işyerine bağlı bulunan yerlerle diğer eklentilerin de işyerinden sayılması gerektiğinden maden işletmeleri, kara yolları, demir yolları gibi işletmelerde çalışanların esas işini gördüğü yerden tamamen ayrı bir bölgede ve işin yürütümü ile ilgili olmaksızın bulunduğu sırada meydana gelen bir kazanın, olayın sadece işyeri sınırları içinde meydana gelmesinden dolayı iş kazası sayılmasına imkân bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, dışarıdan bir etki veya herhangi bir olayla ilgili olmaksızın işyerinde geçirdiği bir kalp krizi veya başka bir hastalık nedeniyle vefat eden sigortalının ölümünü SGK iş kazası olarak kabul ETMEMEKTEDİR.
Ancak SGK'nın bu uygulamasının aksine yargıtay emsal nitelikteki Hukuk Genel Kurulu Kararı ile (13/10/2003 tarihli, Esas 2004/21-529) dışardan bir etki şartı aranmaksızın işyerinde meydane gelen tüm olaylar iş kazası kabul edilmiştir.
SGK gerek Müfettişlerin bu yöndeki isabetli raporlarında belirtmiş oldukları görüşleri gerekse gereksiz yargı giderlerinin önü geçilmesi amacıyla bu uygulamasından vazgeçmiştir.
Sonuç olarak işyerinde meydane gelen tüm kalp krizleri SGK, tarafından iş kazası kabul edilmektedir. Bu durum işyerinde kalp krizi geçirmesi nedeniyle ölen sigortalılara ölüm geliri bağlanması açısından devrim niteliğindedir.
Bu uygulamanın ortaya çıkmasında başta SGK müfettişleri ve SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı yönetimini tebrik ediyorum.
(c)İSA KARAKAŞ/SGK BAŞMÜFETTİŞİ/İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK UZMANI/
http://www.isakarakas.com.tr/sgk-kazasi-uygulamalarinda-devrim-gibi-degisiklik-yapti/