10 Yılda Değişmeyen
Tek Şey KDV İadesi!
Herhangi bir konu ya da sorunu alt başlıklara ayırarak “tümden gelip”, "tüme varım"la çözmeye çalışmak analitik bir bakış açısıdır. Bir ülkede yıllar içerisinde yaşanan değişimi “dış maddeleri sıralayarak” fark edebilmek için de kullanılabilecek yöntemlerden biridir.
Bu bakışla, belirli bir zaman periyodunu da baz alarak Türkiye’de nelerin değiştiği, buna paralel değişime direnenler ya da uyum sağlayamayanlar daha iyi görülebilir.
Gelin biz de yaklaşık olarak “10 yılda Türkiye’de neler değişti” örneğinden yola çıkarak bir sonuca ulaşmaya çalışalım. Örneğin 1 Ocak 2001’de Cumhuriyet Altını 41 Türk Lirası’ydı. Bugün yaklaşık 700 TL. Yani 17 kat artmış.
2 Ocak 2001’de İMKB 100 endeksi 9.467 puandan kapanırken, 21 Eylül 2011 kapanışı 60.889’den gerçekleşti. 6.5 kata yaklaşan bir artış var. 2001 yılının birinci altı aylık döneminde asgari ücretin brüt tutarı 139,95 TL iken bugün 837 TL Yaklaşık 6 kat artmış.
2001 yılında tarla domatesinin kilogramı 0,20 TL imiş. Bugün yaklaşık 3 TL 15 kat artmış.
2001 yılında verilen muhtasar beyannameler için 0,91 TL damga vergisi ödenmiş. Bugün 19,90 TL ödeniyor. Yaklaşık 22 kat artmış.
Şimdi bir son rakam daha verelim!
2001 yılında inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirilebilecek azami “katma değer vergisi iade tutarı” 4 bin TL. Bugün yine 4 bin TL. Yani hiç artmamış.
Evet değerli okurlarım yanlış duymadınız. 10 yılda Türkiye’de gerçekten pek çok şey değişti. Değişmeyen pek az şey kaldı. Bunlardan biri de “katma değer vergisi iade tutarı”.
Bildiğiniz üzere, katma değer vergisinden istisna edilen bazı işlemlere ilişkin yüklenilen katma değer vergileri beyannamelerde gösterilmek şartıyla iade alınabiliyor. Ancak bu iade uygulaması katma değer vergisinden istisna edilen tüm işlemler için geçerli değil. İadenin söz konusu olacağı işlemler Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 32. maddesinde belirtiliyor. Bu istisnalar “tam istisna” olarak adlandırılır ve bunların başında da mal veya hizmet ihracı istisnaları gelir.
Mal ihracı yapan bir mükellef, yurt dışında bulunan müşterisine düzenlediği faturada katma değer vergisi hesaplar. Ancak, o ihracatı yapabilmek için gerçekleştirdiği mal veya hizmet alışları sırasında yurt içinde katma değer vergisi öder. İşte mevzuatımız ödenen bu katma değer vergisinin iadesine izin verir.
Ancak, bu iadenin farklı usulleri ve şartları vardır. Yeminli Mali Müşavir Tasdik Raporu ile veya teminat göstermek suretiyle katma değer vergisi iadesi mümkündür. Ayrıca, mükellefler, herhangi bir sınıra tabi olmaksızın kendi vergi ve SGK prim borçlarına mahsup yoluyla iade işlemlerini gerçekleştirebilir. Bizim bahsettiğimiz yöntem ise herhangi bir mahsup talebi olmadan ve YMM raporu ile teminat verilmeden nakden iade alınabilmesine ilişkindir.
23.11.2001 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 84 seri numaralı Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliği, 4 bin TL’yi geçmeyen nakden iade taleplerinin inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirileceğini belirtir. Aradan geçen 10 yıllık süre içerisinde bu rakam değiştirilmemiş ve 4 bin TL olarak uygulanmıştır.
Rakamlar yalan söylemez. Yukarıda verdiğimiz örneklerden net olarak anlaşılacağı üzere, 10 yıllık süre içinde pek çok şey değişirken, KDV iadelerine ilişkin bu rakamın değişmemesi dikkat çekicidir. Bu rakam artık işlevsiz ve uygulanamaz haldedir. Gelir idaremiz bir an önce bu durumun farkına varmalı ve gerekli düzenlemeyi yapmalıdır.
KAYNAK : http://www.yahyaarikan.com/index.php?option=com_content&view=article&id=70&Itemid=95