Birçok Kurumsal işyerlerinde Muhasebe,Finansman,Mali ve Ticari Müdürlüklere bağlı Nakit Giriş/ Çıkışları düzenleyen Ana Kasaları vardır.
Bu ana kasalara da güvenilir kişilere emanet edilerek nakit giriş /çıkışları kayıt altında düzenlenir.
Bilgisayarlarda tutulan kayıtlar şirketlerin yetkili kişileri tarafından kontrol edilerek zaman zaman üst yönetime rapor halinde sunulur.
Nakit akışı ile ilgili birimler bu raporlara göre hareket ederler.
Bazen bu kasadan sorumlu olanların üst yönetimden yada ilgili amirden izin alarak maaş zamanlarına yakın nakit sıkıntısı içine girdiklerinde alacakları maaşlarından ödenmek üzere avans alırlar.
İzinle aldıkları bu avansları tekrar nakit olarak kasaya iade ederler.
Peki bu kasadan işverene yada vekiline sormadan para alanların saptanması halinde İş Hukukunda nasıl bir yaptırım uygulanır.
4857/25’inci Maddesi ile düzenlenen İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı devreye girecektir.
İş sözleşmesi taraflar arasında ister süreli isterse süresiz olarak düzenlense de ;
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerlerine uyan düzenlemeye göre iş akdi fesh edilecektir.
(e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
O halde bu davranışta bulunanlar;
1.)İşverenin güvenini kötüye kullanmıştır.
2.)İzinsiz para alarak hırsızlık yapmıştır.
3.)Doğruluğu ve bağılılığa uymamıştır.
İşverende haklı nedenle iş akdini fesh ederek kıdem ve ihbar tazminatı ödemeyecektir.Bu olayın ortaya çıkmasında öncelikle bu işlemi yapan çalışanın savunması alınacaktır.Bu savunmaya dayanarak,diğer delilerde gözönünde bulundurmak suretiyle iş akdi feshine gidilecektir.
İşveren isterse bu konu hakkında çalışanı Cumhuriyet savcılığına şikayet ederek,adli yönden ceza almasını da isteyebilir.
Bununla İlgili Yargıtay kararında;
02/04/2009 tarih Karar No:2009/9270 göre İşyerinde ana kasadan sorumlu olan kişinin kasadan avans çekme yetkisi olmamasına rağmen kasadan para alması, doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış olduğundan kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekir diyerek karar vermiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi |
Tarih: 02.04.2009 |
Esas No : 2007/42850 |
Karar No : 2009/9270 4857 s. K. Md. 25 |
DOĞRULUK VE BAĞLILIĞA UYMAYAN DAVRANIŞ SEBEBİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİN İŞVEREN TARAFINDAN FESHİ |
İşyerinde ana kasadan sorumlu olan kişinin kasadan avans çekme yetkisi olmamasına rağmen kasadan para alması, doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış olduğundan kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekir.
İstemin Özeti: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiş, yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almış, hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Karar: Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda davacının davalı işyerinde müdür yardımcısı olarak çalıştığı, ana kasadan sorumlu olduğu ve kasadan avans çekme yetkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının ihtiyacı nedeniyle kasadan bir miktar para aldığı, ücretini aldığında geri ödeyeceği kendi savunması ile de doğrulanmıştır. Davacının eyleminin doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış olduğu dikkate alınarak kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.
VEDAT İLKİ
vedat.uzman@gmail.com