“Kıdem tazminatı alabilir” yazısı
KIDEM tazminatı eski 1475 sayılı İş Kanunun 14.maddesinde düzenlenmiş olup, halen de yürürlüktedir. İşçilerin kıdem tazminatı hakları vb. bu maddede sayılan koşulların varlığı halinde ödenir.
Bu şartlardan biri de emekliliktir. İşçi emekliliği hak ettiğinde ve bu sebeple işten ayrıldığında, o işyerinde en az bir yıl çalışmış olması kaydı ile kıdem tazminatına hak kazanır.
Öte yandan, 1999 yılında emeklilik yaşı yükseltilip kademeli bir geçiş öngörüldüğünden, kıdem tazminatına hak kazanma koşullarına da bir yenisi daha eklendi. O da emeklilik için yaş koşulunu tamamlamamış olmakla birlikte, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını doldurmuş olanlar, işten ayrıldıklarında yine kıdem tazminatlarını hak edeceklerdir.
Bu nokta da (SSK)SGK’ya da bir görev yüklenmiş, kamuoyunda “kıdem tazminatı alabilir” yazısını SGK müdürlüklerinin düzenlemesi gibi bir sonuç ortaya çıkmıştır.
Kamuoyunda bu şekilde adlandırılmakla birlikte, SGK “kıdem tazminatı alabilir” diye bir yazı düzenlemez. Yani işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisine ve sonuçlarına müdahale etmez. SGK tarafından düzenlenen ve talep eden işçilere verilen yazı, o işçinin emeklilik koşullarını, yani prim ödeme gün sayısı ile sigortalılık süresini gösteren bir yazıdır.
Hemen belirtelim ki, bu yazı matbu bir yazıdır. SGK Başkanlığı tarafından geliştirilmiş olan bu yazının tüm SGK müdürlüklerince kullanılması gerekir. Bazen karşılaşıldığı üzere, kimi müdürlükler önceki dönemden kalma alışkanlıklarıyla kendi geliştirdikleri yazıları ilgililere vermektedirler. Hatta, bazı SGK müdürlükleri bu yazıları verirken gönülsüz de davranmakta, işi yokuşa sürmektedirler.
Bir kere, bu amaçlarla kullanılacak yazı, SGK Başkanlığı tarafından yayınlanan 2011/58 sayılı Genelgenin eki, ek… düzenlenmiş yazı olmalıdır. SGK müdürlükleri buradaki matbu yazı dışında, kendilerince uygun gördükleri yazıları veremezler.
Öte yandan, bu yönde taleplerle karşılaşan SGK müdürlüklerinin yazı düzenleyip verme konusunda gönülsüz olmalarına gerek yok. Çünkü, çekinecek yada onları ileri de zora sokacak bir husus yoktur. Neticede verdikleri yazı işçinin başvuru tarihi itibariyle, yaş dışındaki emeklilik koşulları olan sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısını ihtiva etmektedir. Hiçbir biçimde taraflar arasındaki iş ilişkisine bu yazılar ile müdahale edilmemektedir.
Şunu da söyleyelim ki, bu tür yazılara dayalı olarak kıdem tazminatı ödeme zorunluluğu, işçinin işe başlama tarihine göre farklı olabilmektedir. Eğer işçi, 08.09.1999 tarihinden önce uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmek suretiyle işe başlamış bir işçi ise, en az 15 yıl ve 3600 günü olması kaydı ile kıdem tazminatına hak kazanacaktır. İşçinin işe başlama tarihi 08.09.1999 tarihinden sonraki bir tarih ise, bu sefer emeklilik için kademeli geçişte belirlenen sigortalılık süresi ile prim gün sayısının doldurulmuş olması gerekecektir. Ki bu da her işçi için farklı süre ve gün sayısı demektir.
Diğer taraftan, SGK birçok işlemi elektronik ortama taşırken, “kıdem tazminatı alabilir” yazısını da internet ortamında işçilere verebilmelidir. Nasıl ki, sigortalılık tescil belgeleri artık internet ortamında üretilebiliyor ise, bu belgede dileyen her işçinin internetten alabileceği bir belge olabilmelidir. Bunun sağlanması, bu amaçla SGK ya başvuran binlerce işçinin hem işinin hızlı görülmesine hem de SGK açısından emek ve zaman kaybının önlenmesine vesile olacaktır.
Memet ESER
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21536448.asp