Vergi ve primde 'zamanaşımı' kolay değil |
Devlet hükümranlık ilkesi gereği vatandaşlarından vergi; verdiği sağlık hizmeti, emeklilik maaşı vs. sosyal haklar sebebiyle de sosyal güvenlik primi almaktadır. Ancak gerçek ve tüzel kişiler devlete olan bu borçlarını zamanında ödemeyebilir. Bazen de devlet, ödenmesi gereken bir vergi veya primin varlığının da farkına varmayabilir. Bu yüzden eksik bildirilen vergi ve primlerin inceleme, denetim vb. yollarla tespitine çalışılır. Sonraki yıllarda tespit edilen vergi ve primler mükelleflerden ceza ve faiziyle alınır. Devletlerin inceleme, denetim ve takip mekanizmaları güçlendikçe, ceza ve faizler ağırlaştıkça ödenmesi gereken vergi ve primler gerçeğe daha uygun beyan edilir ve ödenir. Bütün tedbirlere rağmen fark edilmeyen vergi ve primler olacağı da ayrı bir gerçektir. Devlet de mükellefler de bu borç ve alacakların sonsuza kadar takip edilmesini istemez. Çünkü devletin vergiden doğan alacağını uzun bir süre sonra istemesi hem vergi idaresi hem de mükellef yönünden sorunlar doğurur. İdare vergi veya primin varlığını ispat yönünden güçlüklerle karşılaşır. Ayrıca takip ve tahsil yönünden de zorluklar yaşanır. Mükellefler de borçlu olarak uzun süre belirsizlik içinde kalacakları ve defter-belgeleri saklamak zorunda olacakları için ciddi sıkıntılar yaşar. Bu yüzden vergi mevzuatına da zamanaşımı müessesesi getirilmiştir. Zamanaşımı bu olumsuzlukları büyük ölçüde önlemektedir. Vergi hukukunda tarh zamanaşımı ve tahsil zamanaşımı olmak üzere iki çeşit zamanaşımı bulunmaktadır. Bunlardan tarh zamanaşımı Vergi Usul Kanunu'nda; tahsil zamanaşımı ise Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da düzenlenmiş. Zamanaşımının en önemli yanlarından biri, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmadan hüküm ifade etmesidir. Tahsil daireleri amme alacağının tahsilinde zamanaşımını re'sen dikkate almak zorunda. 5 yılda fark edilmeyen vergi zamanaşımına uğruyor Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak 5 yıl içerisinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. Mesela 2007 yılının zamanaşımı süresi 31.12 2012 tarihinde dolacak. Bu tarihten sonra 2007 yılında elde edilen gelirin vergisi sorulamaz. Yalnız mükelleflerin unutmamaları gerekir ki; vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması tarh zamanaşımını durdurur. Mücbir sebep hali de zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı komisyon kararının vergi dairesine tevdi edilmesini izleyen günden itibaren işlemeye devam eder. Daha önceleri takdir komisyonunda duran süre boyunca duran zamanaşımı süresi, yapılan kanuni değişiklikle 1 yıl ile sınırlandırıldı. Öte yandan kesinleşen amme alacağı, yine vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse tahsil zamanaşımına uğrar. Mesela 2006 yılı Kurumlar Vergisi gelirleriyle ilgili 2007 yılının Nisan ayında ödenmesi gereken 1. taksitinin ödenmemesi durumunda, bu borçla ilgili zamanaşımı 2008 takvim yılının başından itibaren işlemeye başlayacak ve 31.12.2012 tarihinde sona erecek. Buna da tahsil zamanaşımı denir. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur. Tahsil zamanaşımı bazı hallerde kesilir. Ödeme, haciz uygulanması, cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan tahsilât, ödeme emri tebliği, mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, belirtilen muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumların mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, ihtilaflı amme alacaklarında yargı organlarınca bozma kararı verilmesi, alacağın teminata bağlanması, yargı organlarınca yürütmenin durdurulması kararı verilmesi, iki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresince, borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile başvurulması, amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması hallerinde zamanaşımı kesilir. Kesilmenin olması halinde zamanaşımı süresi yeniden başlar. Ayrıca borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekenin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkan bulunmaması hallerinde zamanaşımı işlemez, durur. Bu hallerin sebeplerinin kalktığı günün bitmesinden itibaren başlar ve kaldığı yerden işlemeye devam eder. Görüldüğü gibi kanunlarda vergi alacağının zamanaşımına uğramasına mani olmak için süreyi kesmek veya durdurmak suretiyle uzatma imkânı veren birçok durum bulunuyor. Sigorta prim borcunda süreler farklılık gösteriyorSGK primlerinde zamanaşımı süresi, işverenlerce kendiliğinden düzenlenen ve yasal süresi içinde SGK'ya verilen veya yasal süresi dışında verilmekle birlikte incelemeye sevk edilmeksizin işleme konulan aylık sigorta primleri bildirgelerinden/aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı tahakkuk eden primler için ayrı hesaplanıyor. Zaman aşımı süresi ayrıca mahkeme kararlarına, denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan tespitlere ya da kamu kurum ve kuruluşlarından alınan yazılara istinaden düzenlenen aylık sigorta primleri bildirgelerinden/aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı tahakkuk eden primler için ayrı hesaplanmaktadır. Ödeme vadesi 8/12/1993 ile 5/7/2004 tarihleri arasında sona eren alacaklar hariç (bu tarihler arasında zamanaşımı süresi 5 yıldır) SGK primlerinde zamanaşımı süresi on yıldır. Sigorta primi ve işsizlik sigortası primi alacağı, mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise zamanaşımı süresi, mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren başlar. Denetim elemanlarınca yapılan tespitlerden doğan prim borçlarında ise zamanaşımı süresi, rapor tarihinden itibaren başlar. Diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca tespit edilen prim borçlarında zamanaşımı denetim ve inceleme sonuçlarının kuruma intikal ettiği tarihten itibaren başlar. Aynı şekilde bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğan prim borçlarında zamanaşımı süresi, bilgi ve belgenin kuruma intikal ettiği tarihten itibaren başlamaktadır. Bu şekilde tahakkuk eden sigorta primi ve işsizlik sigortası primlerinin zamanaşımı süresi, alacağın ödeme vadesinin sona erdiği tarihe göre değil, belirtilen tarihler dikkate alınarak belirlenir. Zamanaşımının kesilmesine ilişkin düzenlemeler burada da geçerlidir. Buna göre zamanaşımını kesen işlemlerden en az birinin gerçekleşmiş olması halinde, işlemin gerçekleştiği tarih itibarıyla zamanaşımı kesilmiş olur. Zamanaşımını kesen durumun gerçekleştiği tarihi takip eden takvim yılı başından/günden itibaren süre yeniden işlemeye başlar. Yukarıda sıraladığım durumlar sebebiyle işlemeyen yani duran zamanaşımı süresi bu hallerin ortadan kalkmasıyla işlemeye kaldığı yerden devam eder. Prim borçlarının afet nedeniyle ertelenmesine karar verilmesi halinde, borçlu hakkında takip yapılamayacağından dolayı bu süreler içinde de zamanaşımı işlemez. Ahmet Yavuz http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1349830&title=vergi-ve-primde-zamanasimi-kolay-degil |