Geçtiğimiz Cuma günü gazetemizin ekonomi servisinin yapmış olduğu “Asgari ücretten vergi alınmayacak” haberi günün en çok okunanları arasındaydı. Ajanslar, internet haber siteleri bu haberi “Kaynak: Vatan” yazarak okuyucularına duyurdular. Asgari ücretlilerin vergiden muaf tutulmaları ile ilgili talepler yıllardır dile getirilir ancak uygulanmazdı. Bu kez gazetemizde çıkan habere göre, haftalardır devam eden Anayasa taslak yazım çalışmalarındaki komisyon Anayasa’nın “Sosyal Güvenlik Ve Adil Ücret” maddesine “Asgari ücretten vergi alınamaz” maddesinin eklenmesinde mutabakata vardı. Bu maddenin yasalaşması halinde asgari ücretlilerden vergi alınmayacaktır. Peki, bu alınmayacak vergi ne olacak? Kime gidecek?
Haberde bu sorulara da değinilmiş ve söz konusu vergi payının işçiye mi verileceğine, işverende mi kalacağına yoksa iki taraf arasında paylaştırılacağına devletin izleyeceği politikanın belirleyeceği belirtilmiştir. Evet, doğru... Bu vergi devlet tarafından alınmayacaksa karşımızda bu 3 ihtimal var. Söz konusu vergi payı ya tamamen işçiye ya tamamen işverene ya da her ikisi arasında paylaştırılmasına göre verilecektir. Asgari ücrette dahil bütün kamu ve özel sektör çalışanlarına ödenen ücretlerden ödenen vergi işçi adına işveren tarafından devlete ödenir. Buna vergi hukukunda kaynakta kesme denir. Yani işveren vergi yükümlüsü olan işçinin ödemesi gereken vergiyi işçi adına ücretin tahakkuk ettiği anda kaynakta keserek işçinin yerine vergiyi öder. Dolayısıyla bu ödenen verginin mükellefi, yükümlüsü işçidir ve dolayısıyla bu vergi işçinin ücretinden kesildiği için işçinin hakkıdır. Anayasa taslağına eklenen “Asgari ücretten vergi alınamaz” maddesi yasalaşır da bu vergi alınmayacaksa söz konusu miktar işçiye verilmelidir.
Devlete 2 ekstra görev
Devletin asgari ücretten kaldırılacak vergi payını işçiye verme görevi yanında 2 ekstra görevi daha bulunmaktadır.
- Birincisi; gerçekten asgari ücretli olarak çalışanların net sayısının bulunmasıdır. Gelir İdaresi’nin 2011 yılı Faaliyet Raporu’na göre Türkiye’de 5 milyon 129 bin 623 asgari ücretli var. SGK istatistiklerine göre ise 2012 yılı Nisan ayı itibarıyla sigortalı çalışan sayısı 11 milyon 257 bin. Bu durumda sigortalıların yüzde 50’si asgari ücretli. Bu miktar sektörel ve ülkedeki geçim standardı göz önünde tutulduğunda çok fazla... Bunun gerçeği yansıtması için SGK 2013 yılında meslek türüne göre kod uygulamasını başlatacak ve işçi çalıştığı ücret üzerinden SGK’ya bildirilmesi sağlanacak. Bu çalışma ile Devlet asgari ücret almadığı halde asgari ücretten bildirilenlerin gerçek ücret üzerinden bildirilmelerini sağlayacak...
- İkincisi; vergi alınmayacak asgari ücret matrahının diğer ücretlilere de uygulanmasıdır. Bu şekilde asgari ücretliden vergi alınmayacak uygulaması yürürlüğe girerse diğer ücretlilerinde de bu uygulamadan yararlanması gerekir. Buna göre; alınan ücretten asgari ücret matrahı kadar ki kısım düşülmesi ve kalan miktara vergi uygulanması gerekir.
Maaşlar banka hesabına yatmak zorunda
SORU: İşyerimizde çalışan işçilerin maaşını bankalarla yaşadığımız sorunlardan dolayı elden ödemek istiyoruz. Böyle bir imkanımız var mı? (Sinan Altıntepe)
CEVAP: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin ikinci fıkrasına göre işveren, ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödemek zorunda. Bu yasa 10 kişinin üstünde çalışanı olan işyerleri için geçerli. Eğer işyerinizde çalışan sayısı 10 kişiden fazla ise kanuni zorunluluk gereği ücretleri banka aracılığıyla ödenmesi gerekir. İşçiye, yönetmelik kapsamında yapılan ödemeleri bankalar aracılığıyla yapmayan işverene 4857 sayılı İş Kanunu’nun 102. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca her işçi için ve her ay için 125 TL idari para cezası, yetkili birimlerce uygulanır.
Evlilikten kıdem tazminatı alabilme usulü
SORU: Şu an çalışmakta olduğum firmaya 1996 yılında işe girmiştir. Mart 2013 tarihinde evlenmeyi düşünüyorum. Evlilik tarihinden önce yapması gereken işlem kıdem tazminatı almak için nasıl bir işlemde bulunmam gerekiyor? (Sibel Akcan)
CEVAP: 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi, kıdem tazminatına hak kazanma koşullarını belirtmiştir. 14. madde hükmüne göre “...kadının evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi... hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için aynı oran üzerinden ödeme yapılır.” Yasal düzenleme çok net, kadın işçi çalıştığı süre ile orantılı kıdem tazminatını alacaktır. Buna göre;
a-) Kadın işçinin resmi olarak evlendiği (evlilik cüzdanı) tarihten itibaren 1 yıl içinde iş sözleşmesini feshetmesi ve kıdem tazminatını işverenden talep etmesi gerekir. Aksi halde bu haktan yararlanamaz.
b-) Kadın işçinin bu haktan yararlanabilmesi için iş sözleşmesinin devam ediyor olması şarttır.
c-) Evlilik nedeniyle iş sözleşmesini sona erdirme hakkı sadece kadın işçiye verilmiştir. İşveren ve/veya erkek işçi bu yasal gerekçe ile iş sözleşmesini sona erdiremez.
Ersin UMDU
http://haber.gazetevatan.com/Haber/482623/1/Gundem#.UF6wELIaPfI