I- GİRİŞ:
Yılsonunun gelmesiyle birlikte, mükellefler tarafından ‘işletme hesabına göre defter tutmaktayız, izleyen yılda bilânço esasına göre defter tutup tutmayacağımız hakkında bilgi alabilir miyiz?’ sorusu ile sıklıkla karşılaşmaktayız.
Bilindiği üzere, 213 sayılı V.U.K.’nun 177. maddesinin dördüncü bendinde her türlü ticaret şirketlerinin birinci sınıf tüccar oldukları, yine aynı Kanunun 176. maddesinde ise birinci sınıf tüccarların bilânço esasına göre defter tutacakları hüküm altına alınmıştır.
Ülkemizde vergi kanunlarının karışık olmasından dolayı, birçok vergi mükellefi bilânço esasına göre defter tutmanın vergisel avantajlarını bilmemektedir. Bu yazımda bilânço esasına göre defter tutan mükelleflere vergi kanunlarında belirtilen ve uygulamada sıklıkla karşılaşılabilen bazı vergisel avantajları özetle belirtmeye çalışacağım.
II- BİLÂNÇO ESASINA GÖRE DEFTER TUTMANIN
VERGİSEL AVANTAJLARINDAN BAZILARI:
1- Azalan Bakiyeler Usulüyle Amortisman:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 315. maddesi gereği, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerden dileyenlerin, amortismana tabi iktisadi değerlerini, azalan bakiyeler üzerinden amortisman usulü ile yok edebilecekleri belirtildiğinden, işletme hesabı esasına göre defter tutanlar ile serbest meslek erbapları azalan bakiyeler usulüne göre amortisman ayıramayacaklardır.
Azalan bakiyeler usulüyle amortisman ayırmanın vergisel avantajı ise; amortisman oranı % 50'yi geçmemek üzere normal amortisman oranının iki katı oranında hesaplanarak işin mahiyetine göre gider yada maliyet olarak kayıtlara intikal edilebilecektir.
2- Şüpheli Alacak Karşılığı Ayırma:
Vergi Usul Kanununun 323. maddesinde ‘Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirileceği ‘ belirtilmiştir.
Kanun hükümlerine göre, sadece bilânço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri şüpheli hale gelen alacakları için karşılık ayırabilirken, işletme hesabı esasına göre defter tutanlar ile serbest meslek erbapları şüpheli hale gelen alacakları için karşılık ayıramayacaktır.
3- Amortismana Tabi Malların Satılması:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328. maddesinde ‘….. Satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu karlar o yılın matrahına eklenir.
Yukarıdaki esaslar dâhilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kar, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunacağı.’ belirtilmiştir.
Amortismana tabi malların satılması sonucunda elde edilecek olan kazancın pasifte yenileme fonuna almak suretiyle vergi ertelemesi imkânı sadece bilânço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yararlanabilmesine olanak sağlamıştır.
İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar ile serbest meslek erbapları amortismana tabi mallarını satmaları sonucunda elde edecekleri kazancı ilgili yılında hâsılat olarak kayıtlarına almak zorundadır.
III- SONUÇ:
Yukarıda da ayrıntılı olarak açıkladığım Kanun hükümleri gereği, bilânço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbaplarına göre vergi matrahlarını azaltıcı yönde birçok vergisel avantajdan yararlana bilmektedirler.
İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar ile serbest meslek erbapları da yukarıda belirttiğim söz konusu bazı vergisel avantajlardan yararlanabilmeleri için, yetkili mercilerin vergide eşitlik ilkesini esas alacak şekilde Kanunlarımızda yeniden düzenleme yapması gerekmektedir.
Şenol UĞURLU
http://www.saymm.com.tr/makalelerimiz/306-blanco-esasina-goere-defter-tutmanin-bazi-vergsel-avantajlari-.html