Vergisel Uyuşmazlıklarda Ombudsmana Başvurulabilir Mi?
Bilindiği üzere, TBMM'de 14 Haziran 2012 tarihinde 6328 sayılı Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Kanunu kabul edildi ve 29 Haziran tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ancak, başvuruları düzenleyen 17'nci madde Kanunun yayımından dokuz ay sonra yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, başvurular 29 Mart 2013 tarihinden sonra yapılabilecektir. Bu yazımızda vergisel işlemlerde, özelde de uzlaşmalarda kamu denetçiliği ya da ombudsmanlık kurumunun işlevselliği ele alınacaktır.
Kanunun amacı; kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak suretiyle, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak şeklinde açıklanmaktadır.
Bu amaçları gerçekleştirecek kurumun görevi; idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmaktır. Ancak, Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler, yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri, kurumun görev alanı dışındadır.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Başdenetçiye ve denetçilere görevleriyle ilgili olarak emir ve talimat veremeyecek, genelge gönderemeyecek, tavsiye ve telkinde bulunamayacaktır. Başdenetçi ve denetçiler, görevlerini yerine getirirken tarafsızlık ilkesine uygun davranmak zorundadır.
Kurumun inceleme ve araştırma konusu ile ilgili olarak istediği bilgi ve belgelerin, bu isteğin tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde verilmesi zorunludur. Bu süre içinde istenen bilgi ve belgeleri haklı bir neden olmaksızın vermeyenler hakkında Başdenetçi veya denetçinin başvurusu üzerine ilgili merci soruşturma açar.
Devlet sırrı veya ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, yetkili mercilerin en üst makam veya kurulunca gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilir. Ancak, Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeler Başdenetçi veya görevlendireceği denetçi tarafından yerinde incelenebilir. Bu oldukça geniş bir yetkidir. Ayrıca, inceleme ve araştırma konusu ile ilgili olarak Başdenetçi veya denetçiler bilirkişi de görevlendirebilir ve inceleme ve araştırma konusu ile ilgili olarak Başdenetçi, denetçiler veya uzmanlar tanık ya da ilgili kişileri dinleyebilir. Kuruma, gerçek ve tüzel kişiler başvurabilirler ve başvuru sahibinin talebi üzerine başvuru gizli tutulur.
Kısaca yukarıda açıkladığımız sistem vergisel işlemlerde uygulanabilir mi?
Aslında dünyada bu sistemi uygulayan ülkeler bulunmaktadır. Birçok ülke, vergisel işlemlerin denetimi için Genel Ombudsmanlık sistemini ya da bu sistem içinde oluşturulan özel bir danışmanlık ya da tamamen ayrı bir Vergi Ombudsmanlığı kurmuştur. Örneğin, İsveç ve Finlandiya'da Parlemento Ombdusmanı, Avustralya Ombudsmanı içinde oluşturulan Özel Vergi Danışmanlığı, Kanada'da Vergi Danışmanı, Hindistan'da Dolaylı Vergi ve Dolaysız Vergi Ombudsmanı, ABD'de Vergi Mükellefinin Avukatı, İngilter'de Vergi Hakemi, italya'da bölgesel nitelikli Vergi Mükellefi Avukatları, İspanya'da vergi Mükellefinin Korunması Konseyi bir tür Ombudsman olarak nitelenmektedir. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için bakınız, Prof. Dr. Billur Yaltı, Vergi Uyuşmazlıklarında Yeni Başvuru Yollarının Yargıya Etkisi: Obbudsman Başvurusu ve Bireysel Başvuru, Vergi Sorunları Dergisi, Temmuz 2012, S. 110-121)
Ombudsmanlık sistemi daha çok insan hakları alanında faaliyet gösteriyor gibi algılansa da, bu sistem vergi idaresi ile mükellefler arasında da işlevsel olabilir. Nitekim, dünyada vergi boyutuyla bu sistemi uygulayan ülkeler bulunmaktadır. Türk Vergi Sisteminde birçok uygulama bakımından kamu denetçiliği işlevsel olabilir. Bunların başında ise, idarenin vergi inceleme raporları sonucunda ya da vergi daireleri aracılığıyla tarh ettirdiği vergiler ile kesilen cezalar gelmektedir. Ülkemizde, vergi mükellefleri idarenin işlemlerine karşı düzeltme yoluna başvurabilmektedir (VUK 116-126). Ancak, bu başvuru yalnızca vergi hataları için yapılabilmekte olup, hukuki uyuşmazlıkların tamamı için bu yola başvurulamamaktadır.
Mükellefler, idarenin vergi inceleme raporları sonucunda veya vergi daireleri aracılığıyla tarh ettirdiği vergiler ile kesilen cezalar için ya tarhiyat öncesi uzlaşma, ya tarhiyat sonrası uzlaşma ya da dava yoluna gitmektedirler. Tarhiyat öncesi uzlaşma ile tarhiyat sonrası uzlaşmada herhangi bir standart olmayıp, komisyonlar sınırsız yetkiye sahip bulunmaktadır. Aynı konuda İstanbul İlindeki komisyonların uzlaşma sonuçları ile Ankara veya İzmir İlindeki komisyonların uzlaşma sonuçları farklı olabilmektedir. Hatta aynı ildeki benzer konudaki komisyonların kararları da birbirinden farklılık gösterebilmektedir. Aslında, her mükellef bazında farklı uygulama yapılmaktadır. Bilindiği üzere, Anayasanın 73'üncü maddesi, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağını, değiştirileceğini ve kaldırılacağını düzenlemektedir. Her ne kadar uzlaşma müessesesi yasalara dayanmakta ise de, mükelleflere göre ayrı uygulama olması eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir.
Ombudsmanlık sisteminin örneğin sadece uzlaşmalarda bile uygulanması ile uzlaşma komisyonları ve mükellefler bakımından farklı uygulamaların önüne geçilebilir. Her olayın kendine göre değerlendirilmesi gerekeceği tabidir. Ancak, idareden ve mükelleften bağımsız uzmanların aracılık etmesi durumunda birçok uyuşmazlık olumlu sonuçlanabilir ve vergi yargısı bakımından bu oldukça rahatlatıcı sonuçlar doğurabilir. İdare tarafından salınan vergi ve cezalar için doğrudan dava yoluna gidilmeyip, uzlaşma müessesesinin işletilmesinin zorunlu tutulması ve her uzlaşma için kamu denetçisine başvurulması halinde, hem idareye hem de mükellefe karşı objektif olabilecek kişler uzlaşmayı kolaylaştırabilecektir. Bu sistem hem uzlaşma komisyonları hem de mükellefler bakımından denetim görevi de görebileceği için Anayasanın eşitlik ilkesine de uyulmuş olunacaktır.
Uzlaşma müessesesi dışında idarenin uygulamaları bakımından da bu sistemin tartışılması faydalı olacaktır. Örneğin, yargı kararları ile mükellefler lehine müstekar hale gelen uygulamalarda idarenin direnmesi, daha önce faklı mükellefler lehine verilen kararların emsal gösterilerek idarenin uygulamasını değiştirmesi gibi konularda da ombudsmanlık sistemi etkili olabilir.
Kanaatimizce, vergisel uyuşmazlıklarda da ombudsmanlık sistemi tartışılmalı ve yaklaşık sekizbuçuk ay sonra başvuru yapılabilecek bu sistem vergisel alanda da yer bulmalıdır. 6328 sayılı Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Kanununa göre vergisel uyuşmazlıklar bakımından da bu sisteme başvurulması mümkündür. Nitekim vergisel sorunlar bakımından bu sistemi dünyanın birçok ülkesi uygulamaktadır.
Ekrem Öncü
Yeminli Mali Müşavir
DKR Denetim
ekrem.oncu@dkrdenetim.com
Yeminli Mali Müşavir
DKR Denetim
ekrem.oncu@dkrdenetim.com
Gazeteport