İzleyen aylarda “Temmuz ayı Türkiye Kredi Kullanım İstatistikleri”ni incelediğimizde kredi kullanımlarında belirgin bir düşüş göreceğiz. Çünkü 1 Temmuz sonrasında ülkemizde kredi kullanımı ciddi şekilde düşmüştür, daha doğrusu imza, el yazısı ve kâğıt peşine koşmaktan kredi vermeye fırsat bulunamamıştır.
.
Bu yazıya konu olay şudur: 2 Temmuzdan itibaren bankacılar kredi kullanan firmaları arayarak acilen;
.
· Yeni Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzalamadıkları,
· Bu GKS’ler üzerine sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve yükümlülük altına girdiğini kendi el yazısıyla yazmadıkları,
· Eşlerin muvafakatname belgelerini el yazıları ile doldurup imzalamadıkları,
· Bütün bunlara ilişkin 3 gün önceden bilgi verdiklerine dair yazıyı 3 gün öncesinin tarihini atarak imzalamadıkları
.
takdirde artık kredi kullanamayacaklarını söylemektedirler. Doğal olarak ticari hayatın devamı riske girdiğinden kısa sürede yayılan bir kaos ortamı doğmuştur.
.
Şimdi bu konudaki gözlemlerimizi aktaralım:
1. Bazı bankacılar sözleşme yenileme ve eş muvafakati için yaptıkları ziyaretlerde haftalardır bu konuda eğitim gördüklerini belirttikten sonra Yeni Türk Ticaret Kanunu gereği bu değişikliklerin zorunu olduğunu söylemektedir. Konunun gerçekte Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olması alınan eğitimin kalitesini net olarak yansıtmaktadır.
.
2. Haftalardır eğitim gören bazı bankacılar konunun çok yeni olduğunu ve henüz yeni Genel Kredi Sözleşmesini (GKS) bastırma fırsatı bulamadıklarını söyleyerek geçici fotokopileri imzalatmaktadırlar, oysaki 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu 11 Ocak 2011de yani 1,5 sene önce yayınlanmıştır. Son dakikaya kalmaları kendi yaklaşımları gereğidir.
.
3. Bazı bankacılar akordeon şeklinde katlanmış sözleşmelerin her sayfasını imzalatmaktadır, oysaki sözleşmenin akordeon yapılma sebebi hukuken tek sayfa ve tek kâğıt olduklarından tek imzanın yeterli oluşudur.
.
4. Bazı bankacılar tüm GKS’leri yenileri ile değiştirmekte ve bunun sebebi olarak hukuk müşavirlerinden aldıkları görüşü göstermektedirler, oysaki pek çok olasılık için herhangi bir değişikliğe gerek yoktur, mevcut GKS’ler geçerlidir. Örnek olarak: 6098 Sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 584 ve 583. Maddeleri gereğince kredi ilişkisinde;
.
a. Kefalet yok ise,
b. Eski kredi ve/veya eski limit devam ettiriliyor ve yeni bir kredi türü veya limiti vb. gerekmiyorsa,
c. Kefil olan kişi bekar ise, evli ancak ayrı yaşıyor ise, boşanmış ise
GKS yenileme veya eş muvafakati vb. uygulamalara gerek yoktur. (ancak bankalar konuyu böyle yorumlamamaktadırlar. Onlara göre; sanki eski GKS’ler ve krediler geçerli bir hukuk altında yapılmamıştır ve acilen yenilenmelidir).
5. Her banka değişik bir uygulama yapmaktadır. Aynı şirketin benzer kredileri için, 75 sayfa belge imzalatan banka da vardır, hiçbir belgenin değiştirmeyeceğini söyleyen banka da vardır. Her iki bankada bu durumu hukuk müşavirliklerinden aldıkları görüşe dayandırmaktadır. Bir bankacı sorumluluğundaki ortalama 40 adet şirkette; yolda geçen süreler dâhil şirket başına 3 saat ve toplamda 120 saat yani 15 işgününü bu işlere ayırmaktadır. İnternet sitesinde vizyonunu: “Finansal sektörün verim ve etkinliğinin artırılarak uluslararası büyüklüğe ve güce ulaşmasına öncülük etmek” olarak açıklayan Türkiye Bankalar Birliği kanunun yayınlanmasından geçen 1,5 senelik süre içerisinde tek bir ortak akıl, tek bir uygulama üretememiş sınıfta kalmıştır. Bu vurdumduymazlık bankaların ve ülkenin verim ve etkinliğini düşürmüştür. Üstelik uluslararası bankalar kefalet, ipotek üzerine değil şirketin kendisine kredi verirler.
.
6. Fırsat bu fırsat anlayışı yaygındır. Yani gerekli gereksiz pek çok belge, taahhüt, kefalet vb. “Ticaret Kanunu değişti her şeyi değiştiriyoruz” karmaşası altında yenilenmeye ve imza ve taahhütler artırılmaya çalışılmaktadır. Uygulamada gözlerimle görmesem inanamayacağım bazı belgelerin, örnek olarak; imzalatılan onlarca sayfa belge arasında; altındaki liste kısmı doldurulmamış olmasına rağmen “aşağıda listesi bulunan varlıklarımı rehin, teminat … vermeyi kabul ediyorum” şeklinde kağıtların bile imzalatılmaya çalışıldığı görülebilmektedir.
.
7. Kimi zaman yıllardır ticaretin içinde olan kocaların bile bilmediği “aval, müşterek, müteselsil sorumluluk, GKS” gibi kelimeler ticari hayat ve hukuki bilgiye uzak eşlerine yazdırılıp imzalatılmaya çalışılmaktadır ki; konunun açıklanması hayli zorludur. Okulların tatil edildiği ve tatil sezonunun açıldığı Avrupa ülkesinden zar zor bilet bulup, apar topar gelen ve yaşadığı ülkede en son 10 yıl önce banka tarafından imzası talep edilen “yabancı ortağa ve eşine” konunun açıklanması bir hayli zor olmaktadır. Doğal olarak tatilde bulunan eşlere zorunlu yolculuk yaptırmak eziyet olmuştur.
.
8. Eşlerin “imza karşılığında tek taş, yeni koltuk takımı, yazlık” vb talep etmeleri, “banka belgelerinin arasına boşanma belgelerini de koyarak imzalatan hain kocanın” hikayesi, imzayı alamadığı için yalancıktan boşanma davası açıp hukuken ayrı duruma düşen (eşinin imzasına ihtiyacı kalmayan) adamın hikayesi, aslında son 15 yıldır bu kredilerin var olmasına rağmen bu borçları yeni öğrendiği ve imzaladığı için artık uyuyamayan duygusal olarak hassas hanımın hikayesi gibi yüzlerce şehir efsanesi de anılarımızda yer bulmaya başlamıştır.
Berk Dicle
E.Hesap Uzmanı / YMM
berkdicle@alternatifymm.com
http://www.muhasebevergi.com/makale.aspx?id=373