Türkiye’de Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 1994 yılı başından itibaren uygulanmak üzere 26.12.1992 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Sıra No: 1 (MSUT-1)’den önce genel bir hesap planı uygulama zorunluluğu yoktu.[*]
1970’lerden itibaren Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT’ler) için çıkarılan ve SermayePiyasasıKurulu (SPK) tarafından 29.01.1989 tarihindeSPK’ya tabi şirketler için ve 1992 yılında aracı kurumlar için çıkarılan hesap planları, kendi bütünlüğü içinde ‘genel” veya “standart” veya “tekdüzen” olmakla birlikte, bir anlamda sektörel ya da belirli grup şirketleri kapsamak üzere çıkarılmıştır.
Maliye Bakanlığı’nın Tekdüzden Hesap Planı bilanço esasına göre defter tutan mükellefler tarafından uygulanmak zorundadır. Ancak, banka ve sigorta şirketleri, özel finans kurumları, finansal kiralama ve faktoring şirketleri, menkul kıymetler yatırım fonları,aracıkurumlar ve yatırım ortaklıkları bu kuralın dışındadır. (MSUT-1)
Hesap planı bir muhasebe sistemi midir? Sorumuzun cevabını baştan verelim. Hesap planı bir muhasebe sistemi değildir. Bu sebepledir ki MSUT-1’in ekinde 5 ayrı konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalar yer almaktadır. Muhasebe sistemi bu 5 ayrı konunun tamamından oluşan bir bütündür. Bu konuların hiç biri tek başına bir muhasebe sistemi teşkil etmez.
Bu konular şunlardır:
1- Muhasebenin Temel Kavramları: Bunlar hangi muhasebe kitabını açsak ilk sayfalarda göreceğimiz muhasebenin temel direkleridir. Bunları iyi kavramadan muhasebe de olmaz, muhasebeci de olunmaz.
2- Muhasebe Politikalarının Açıklanması: Muhasebe politikalarının her işletmeye uygun tek bir standardı olmaz. Her işletmenin iş yapma tarzı, sektörel koşulları, işletmenin faaliyet konusu, üretim olanakları vb. bir diğerinden farklıdır. Her işletme, muhasebenin temel kavramlarından sapmadan, kendi koşullarına uygun muhasebe politikalarını seçer. Bir işletme hızlandırılmış amortisman yöntemi uygularken, bir diğeri normal amortisman yöntemini seçebilir. Bir işletme stoklarını ortalama maliyet yöntemlerinden birine göre değerlerken, başka bir işletme de ilk giren ilk çıkar yöntemine göre değerlemeye tabi tutuyor olabilir. Bu gibi muhasebe farklılıklarının finansal tablolarla birlikte açıklanması finansal tablo kalemlerinin ve faaliyet sonucunun doğru analiz edilmesi açısından önemlidir.
3- Mali Tablolar İlkeleri:Türkiye Muhasebe / Finansal Raporlama Standartları terminolojisinde buna “finansal raporlama ilkeleri” deniyor. Bunlar bir miktar da muhasebe ilkeleridir. Farklı işletmelerin finansal tablo kalemlerinin içeriklerinde aynı bilgilerin bulunması önemlidir. Örneğin, vadesi bir hesap dönemini aşan alacakları kısa vadeli olarak göstermek hatalı analizlere yol açacağından, her bir kalemin neyi ifade ettiği kritik önemdedir. Finansal tablo ilkeleri bu gibi kuralları belirtir.
4- Mali Tabloların Düzenlenmesi ve Sunulması:Mali tabloların ortak ilkelere göre hazırlanması işletmeler arası ve aynı işletmenin dönemler arası karşılaştırmalarının yapılması açısından büyük kolaylıklar sağlar.
5- Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı Açıklamaları: Hesap Çerçevesi ve Hesap Planı bir işletmenin yol haritası gibidir.
Hesap planını biraz daha açalım.
İstanbul’dan Bodrum’a arabayla gitmek için Bursa’dan geçilmesi gerektiğini, Susurluk’tan mutlaka geçileceğini,Balıkesir, Manisa ve İzmir’den sonra, Aydın il sınırlarına girileceğini ve Bafa Gölü’nü kat ederken Muğla il sınırına girileceğini ve artık Bodrum’a iki saat kadar bir yol kaldığını gösteren yol haritası.
Bu harita kullanılan arabanın kalitesini, sürüş rahatlığını, yakıt tüketimini, sürücünün sürüş yeteneğini göstermez. Yolda arabanın yakıt ihtiyacının, sürücünün dinlenmeye ihtiyacının olacağını göstermez.
Yol haritası hesap planı ise bunun göstermediği araba kalitesi, sürüş rahatlığı, sürücünün becerileri, yakıt tüketimi gibi hususlar da muhasebe politikaları ve mali tablo ilkeleri olabilir.
Hesap planı sonucu etkilemez ama en uygun güzergâhı gösterir. Oysa arabanın kalitesi, sürüş rahatlığı, yakıt tüketimi, sürücünün sürüş yeteneği, sürücünün dinlenmeye ihtiyacı ve sıklığı sonucu etkiler. Demek ki sürüş politikaları ve kuralları sonucu etkiler.
Muhasebe politikaları da faaliyet sonucunu, işletmenin kârını etkiler. Nasıl etkiler? Bodrum’a kaç saatte varıldığını, yakıt maliyetini, yolcuların yorgunluk halini, en uygun güzergâhın seçilip seçilmediğini muhasebe politikaları belirler. Faaliyetin sonucu da kaç saatte varıldığı, yakıt tüketimi, yorgunluk düzeyi vb. ’dir.
Peki, muhasebenin temel kavramları bunun neresinde? Onlar da trafik kuralları ve temel sürüş ilkeleridir. Örneğin, hız sınırlarına uyulur, alkollü ve uykusuz araç kullanılmaz, sürüş esnasında emniyet kemeri takılır, hatalı sollama yapılmaz gibi.
Yol haritasını rehber alıp, arabanın yakıtını, sürüş özelliklerini, sürücünün sürüş becerisini ve trafik kurallarını dikkate almadan, İstanbul’dan Bodrum’a arabayla yolculuk yapmaya kalkmak tehlikeli bir maceraya atılmak olur.
Sadece Tekdüzen Hesap Planını (muhasebenin yol haritasını) esas alarak, muhasebenin temel kavramlarını (trafik kurallarını), muhasebe politikalarını (arabanın sürüş kalitesini, sürücünün sürüş becerisini), muhasebe ve finansal raporlama ilkelerini (sürücünün belirli bir sıklıkta ve süreyle dinlenmesi gereğini, arabanın yakıt ihtiyacını) dikkate almadan, muhasebe sistemi geliştirmeye veya uygulamaya kalkmak da meşakkatli bir macera demektir.
Hesap planının işleyişine ilişkin açıklamalar faydalıdır; yol haritasının nasıl kullanılacağını sürücüye anlatır. Ama haritayı okumayı bilmek sürücüye iyi bir araba, iyi bir sürüş becerisi sağlamaz, trafik kurallarından muaf tutmaz.
TMS/TFRS muhasebenin trafik kurallarını belirler. TMS/TFRS hesap planı önermez. Trafik kuralları çerçevesinde her işletmenin kendi hesap planını uyguladığını varsayar; bunu açıkça da söylemez. Doğrusunu söylemek gerekirse, genel-tekdüzen hesap planı TMS/TFRS’ye uymaz. Hesap planının alt hesap açılımlarını kendi işletmesine uydurarak bazı alt hesap numaralarını iptal eden ve bazı boş numaraları işletme ihtiyaçlarına göre kullanan muhasebeci belki biraz işletmeye özgü hesap planını sağlar. Ancak sanırım düzenleyici kurumların her işletme için bunun yapılmasını zorunlu tutması gerekir ki bu da her işletme için yeni baştan hesap planı yapmakla nerdeyse eş değerdir. TMS/TFRS’ye göre, her işletmenin kendi dünyası vardır. Muhasebe politikaları da, hesap planı da her işletmenin kendi dünyasına göre bir şekil alır.
Bu şekli vermek de muhasebeciye düşüyor. Muhasebecinin işletmeyi çok iyi tanıması ve işletme yöneticisiyle sağlam ve sürekli bir iletişim içinde olması gerekiyor. Özetle, TMS/TFRS’yle birlikte, muhasebeciye artık çok daha fazla iş düşüyor.
Trafik kurallarına uymadan doğru muhasebe olmaz.
[*] Türkiye’de hesap planı uygulamalarının kısa bir tarihi için bkz. Hüseyin Perviz Pur, Muhasebe Standartları ve Finansal Tabloların Analizi, www.purymm.com/purymm/yayinlarimiz/muhasebe_standartlari.doc (Erişim: 11.07.2012)
Dr. Abdullah YAVAŞ (SMMM)
SPK Başuzmanı
Sermaye Piyasası Kurulu
yavasabdullah@gmail.com
SPK Başuzmanı
Sermaye Piyasası Kurulu
yavasabdullah@gmail.com
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır .)