Bir tarafın (işçinin) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işverenin) da buna mukabil ücret ödemeyi taahhüt ederek anlaşmaya varıldığı sözleşme iş sözleşmesidir. Bu tanım 4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. maddesinin birinci fıkrasında aynen mevcuttur. İş sözleşmesinin tarafları, sözleşmeyi Kanun hükümleri ile getirilen sınırlamalar saklı kalmak kaydıyla ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler. Bu doğrultuda iş sözleşmesini belirli veya belirsiz süreli olarak da yapabilirler. Ancak her ne kadar yapılan sözleşme tüm özel hukuk ilişkilerinde geçerli olan sözleşme özgürlüğü ilkesine sahip olsa da yapılan sözleşmelerde bilhassa işçi aleyhine bir hüküm doğurmaması için 4857 sayılı İş Kanunu’nda belirli süreli iş sözleşmesinin objektif bir nedene dayanması gerektiği belirtilmiştir. Zira belirli süreli iş sözleşmesi ile belirsiz süreli iş sözleşmesinde, sözleşmenin sona ermesinde ve buna bağlanan sonuçlarda farklılık bulunmaktadır.
Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi...
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmeleri hüküm altına alınmıştır. Genel olarak; iş ilişkisinin sürekli bir ilişki olması hâline uygulamada sıkça rastlandığı için iş sözleşmeleri kural olarak belirsiz süreli yapılır; zira Kanun’da da bu kurala uygun olarak “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı hâlde sözleşme belirsiz süreli sayılır” hükmü mevcuttur.
Ancak bazı durumlarda —ki bu durumlar sözkonusu maddede tek tek sayılmıştır— belirli süreli iş sözleşmesi yapılmaktadır. Bu sebeple; kanun koyucu, sürenin taraflarca belirlendiği her durumda belirli süreli iş sözleşmesi bulunmasını, bu sözleşmenin bazı işçilik haklarını sınırlaması nedeniyle uygun görmemiş ve iş ilişkisinin süreye bağlanmasını objektif koşulların varlığına bağlamıştır.
Ramazan Çanakkaleli
http://www.taraf.com.tr/ramazan-canakkaleli/makale-belirli-sureli-is-sozlesmesi-yapilmasinin.htm