Yabancı Ulaştırma Kurumlarının Türkiye'deki Faaliyetlerinden Elde Ettikleri Kazançların Vergilendirilmesi
Yurt dışında mukim bir nakliyeciye ödenecek ücretlerin vergilendirilmesi noktasında şirket olarak sorumluluğumuz var mıdır?
Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği belirtilmiştir.
Yine Kanunun Yabancı ulaştırma kurumlarında kurum kazancının tespiti başlıklı 23 üncü maddesinde; yabancı ulaştırma kurumlarının vergiye matrah olacak kurum kazancının, hasılata maddede yer alan ortalama emsal oranlarının uygulanması suretiyle hesaplanacağı, 25 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, dar mükellef kurumlara ait yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin, kurumun Türkiye'deki işyerinin veya daimî temsilcisinin bulunduğu yerin; Türkiye'de iş yeri veya daimî temsilcisi olmadığı takdirde yabancı kuruma kazanç sağlayanların bağlı olduğu yerin vergi dairesine verileceği ifade edilmiştir.
Makalemizde bu düzenlemeler ışığında yabancı ulaştırma kurumlarına kazanç sağlayanlar olarak vergisel sorumluluklarımızı açıklamaya çalışıyor olacağız.
Yabancı ulaştırma kurumlarında hasılatın Türkiye'de elde edilmiş sayılan kısmın tespiti nasıl yapılacak?
Yabancı ulaştırma kurumlarının elde ettikleri kazançlar süreklilik arz etmesi durumunda ticari kazanç, arızi olması halinde de diğer kazanç ve irat olarak bir şekilde verginin konusuna girmektedir.
Dar mükellef kurumca elde edilen kazanç ister ticari, ister diğer kazanç ve irat olarak değerlendirilsin her iki durumda da Türkiye'de elde edilmiş sayılan hasılatın tespiti Kurumlar Vergisi Kanunun 23 üncü maddesine göre yapılacaktır.
Buna göre Türkiye'de elde edilmiş sayılan hasılat;
- Türkiye sınırları içinde gerçekleşen kara taşımacılığında, bilet bedeli ile birlikte alınan gider karşılıkları dahil olmak üzere yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti olarak her ne adla olursa olsun aldıkları tutarlardan,
- Türkiye'deki yükleme limanlarından yabancı ülkelerdeki varış limanlarına veya diğer bir kurumun gemisine aktarma yapılacak yabancı limana kadar gerçekleşen deniz ve hava taşımacılığında, bilet bedeli ile birlikte alınan gider karşılıkları dahil olmak üzere yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti olarak her ne adla olursa olsun aldıkları tutarlardan,
- Türkiye dışındaki taşımacılık faaliyeti için diğer kurumlar hesabına Türkiye'de sattıkları yolcu ve bagaj biletleri ile Türkiye'de yaptıkları navlun sözleşmeleri dolayısıyla kendilerine verilen komisyonlar ve ücretlerden
Dolaysıyla dar mükellef kurumların maddede belirtilenler dışında kalan hasılatları Türkiye'de elde edilmiş sayılmayacağından Türkiye'de vergilendirilecek kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır.
Kanuni düzenlemeye dikkat edilirse dar mükellef kurumlar için Türkiye'deki yükleme limanlarından yabancı ülkelerdeki varış limanlarına yapılan taşımacılık için vergilendirilebilecek bir kazanç durumu söz konusu olduğu, yabancı ülkelerdeki yükleme limanlarından Türkiye'ye yapılacak taşımacılık içinse bir kazanç durumunun söz konusu olmadığı görülmektedir. Bu açıdan vergisel sorumluluklar daha çok ihraç mallarının taşıttırılması aşamasında ortaya çıkmakta olup, ithal malları için yapılacak taşımacılıkta böyle bir sorumluluk olmayacağı söylenebilinir.
Hasılattan hareketle vergiye tabi kurum kazancı nasıl belirlenecektir?
Yabancı ulaştırma kurumunun Türkiye'de elde ettiği kabul edilen hasılatının, her bir faaliyet nev'ine göre aşağıda belirtilen ortalama emsal oranlarının uygulanması suretiyle bulunacak tutarı, yabancı ulaştırma kurumları için vergiye tabi kurum kazancı olacaktır.
Kanunda belirtilen ortalama emsal oranları, Türkiye'de daimi veya arızi olarak çalışan bütün kurumlar için;
- Kara taşımacılığında ................................. %12,
- Deniz taşımacılığında ............................... %15,
- Hava taşımacılığında .................................. %5
Yabancı nakliyat kurumu için hangi vergiler kim tarafından, nasıl ödenecektir?
Türkiye ile Yabancı ülkeler arasındaki taşımacılık işleri Katma Değer Vergisi Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca KDV'den istisna olup, yabancı ulaştırma kurumu için biri kurumlar vergisi diğeri de ana merkeze aktarılan tutar üzerinden temettü stopajı olmak üzere iki tür vergi söz konusu olabilmektedir.
Konunun anlaşılabilir olması açısından 1 Seri No.lu KVK Genel Tebliğinde aşağıdaki örneğe yer verilmiştir.
(B) yabancı deniz ulaştırma kurumu, İzmir limanından Romanya'nın Köstence limanına kuru üzüm taşımacılığı yapmaktadır. Kurumun yük taşıma ücreti ile birlikte alınan gider karşılıkları dahil olmak üzere yük taşımacılığı karşılığında elde ettiği hasılat 150.000.- YTL'dir.
Buna göre, ortalama emsal oranı, deniz taşımacılığında %15 olacağından, (B) yabancı ulaştırma kurumunun 2006 yılı içinde elde ettiği söz konusu kazanç için beyan etmesi gereken tutar ve ödemesi gereken vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
150.000 x %15 = 22.500.- YTL Kurumlar vergisi matrahı (safi kurum kazancı) 22.500 x %20 = 4.500.- YTL Kurumlar vergisi
Dar mükellef kurumun söz konusu kazancının ana merkeze aktarılan tutarı üzerinden de Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin altıncı fıkrasına göre vergi kesintisi yapılacaktır. Söz konusu vergi kesintisi bu örneğe göre,
22.500 – 4.500 = 18.000 x %15 = 2.700.- YTL olarak hesaplanacaktır.
Şayet bu kurumun Türkiye de işyeri veya daimi temsilcisi var ise bu vergiler bunlar aracılığıyla yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ve muhtasar beyanname ile beyan edilip ödenecektir.
Yabancı kurumun Türkiye'de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmuyor ise bu durumda da Kurumlar Vergisi Kanununun 25 ila 29 uncu maddeleri gereği yabancı kuruma kazanç sağlayanlar tarafından kazancın elde edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde özel beyanname ile yolcu veya yükün taşıta alındığı yer vergi dairesine kurumlar vergisinin, muhtasar beyanname ile de temettü stopajının beyan edilmesi gerekmektedir.
Çifte vergilemeyi önleme anlaşmalarının yabancı ulaştırma kurumlarının vergilenmesi sürecine etkisi nedir?
Yabancı ulaştırma kurumlarının kurumlar vergisi ve ana merkeze aktarılmış sayılan tutarlar üzerinden temettü stopajına muhatap tutulmaları, ya da kendilerine bu kazanç ve iratları sağlayanlara yüklenen vergi sorumluluğu, taşımayı yapan kurumun mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) bulunmadığı durumlarda genel geçer bir kural olmakla birlikte, şayet bir ÇVÖA söz konusu ise anlaşma hükümleri belirleyici olmaktadır.
Aralarında Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa, İtalya İspanya, Hollanda, Malta, Rusya, Yunanistan gibi ülkelerinde bulunduğu pek çok ülke ile imzalanmış bulunan ÇVÖA'larda uluslararası taşımacılık kazançlarının nasıl vergilendirileceği belirlenmiş bulunmaktadır.
Anlaşmaların tamamında vergilemenin taşımacılık hizmetini veren kuruluşun mukimi olduğu ülkede yapılması prensibi bulunmakta olup, Rusya, Norveç anlaşmaları gibi bazı anlaşmalarda ise mukim olunan ülkenin yanı sıra diğer ülkede de vergileme yapılabileceği bu durumda da verginin %50 indirimli olarak hesaplanacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Navlun ödemesi yaptığımız şirketin mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında ÇVÖA bulunması ve bu anlaşmada GEMİCİLİK, HAVA VE KARA TAŞIMACILIĞI faaliyetlerinin vergilendirilmesinin mukimi olunan ülkede yapılacağına dair açıklamalara yer verilmesi önem arz etmektedir.
Ayrıca yabancı ulaştırma kurumunun mukim olduğu ülke ile Türkiye arasında geçerli bir ÇVÖA bulunsa dahi anlaşma hükümlerinden yararlanabilmesi için, ilgili ülkede tam mükellef olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğini yetkili makamlarından alacağı bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlaması ve bu belgenin aslı ile birlikte Türkçe tercümesinin Noterce veya o ülkedeki Türk Konsolosluklarınca tasdikli bir örneğini ilgili vergi dairesine veya vergi sorumlularınca vergi tevkifatı yapılması durumunda ise vergi sorumlularına ibraz etmesi gerekmektedir.
Sonuç:
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız kanuni düzenlemeler göstermektedir ki yabancı ulaştırma kurumlarının Türkiye'de elde ettiği kazançlar üzerinden Türkiye'de vergisel yükümlülükleri bulunabilmekte olup, bu sorumluluk ilgili kuruluşların Türkiye'de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunmadığı durumlarda kendilerine bu kazançları sağlayanlara yüklenmiştir.
Söz konusu sorumluluklar taşımayı yapan yabancı kuruluşun mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında geçerli bir ÇVÖA'nın bulunmadığı durumlarda ortaya çıkmakta olup, geçerli bir anlaşmanın bulunması durumunda dahi söz konusu sorumluluktan kurtulmak için ilgili kuruluştan mukimlik belgesinin alınması önem arz etmektedir.
Çınar Bağlan
http://www.verginet.net/dtt/1/yabanci-ulastirma-kurumlari-vergi.aspx