Düzelt, Sonra Başına Bela Olsun!
Maliye'nin çıkarttığı kanun uygulamalarıyla ilgili çok şey söyledik, yazdık. Eleştirilerimizi, fikirlerimizi dile getirdik. Ama bu sefer bahsedeceğimiz biraz başa bela bir konu; kasa hesabı ile ortaklar cari hesabı düzeltmesi.
Daha yazının başında sizi tedirgin etmiş olabilirim. Sebep olan şey ise vergisel risklerden kurtulmak amacıyla yaptığımız düzeltmelere karşı yeniden bir vergilendirmenin çıkması.
Nereden mi biliyoruz? Çünkü 2011 yılında da düzeltmiştik. Ardından bize sorun yaratmıştı. 6111 sayılı büyük torba yasayı 2011'de uyguladık. Akabinde başımıza açtığı problemlerle uğraştık.
"Düzeltmenin de belası mı olur" diyeceksiniz. Ne yazık ki oluyor. Öncelikle bilançolarımız bozuluyor. Düzeltilen tutarlar ve ödenen yüzde 3'lük vergiler kanunen kabul edilmeyen gider şeklinde dikkate alınıyor. Bu da düzeltmenin yapıldığı yılın zararla sonuçlanmasına sebebiyet veriyor. Bundan dolayı zararlı bilançoları gören bankalar kredi çıkarmıyor. İşte ilk bela ile böyle karşılaşıyoruz.
En büyük sıkıntı vergiden
Asıl büyük sıkıntı vergisel açıdan çıkıyor. Dedik ya; hem düzeltilen tutarlar hem de düzeltme sırasında ödenen vergiler kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınıyor. Bunlar da düzeltmenin yapıldığı yılın zararla kapanmasına neden oluyor. Bu zararlı bilançolardan kurtulmanın tek yolu, geçmiş yıl kârlarından mahsup etmek.
Maliye Bakanlığı, 2011'de yapılan 6111 sayılı kanun uygulaması sırasında verdiği özelgelerde, oluşan zararların geçmiş yıl kârlarından mahsubunun kâr dağıtımı sayılacağını ve bu çerçevede vergilendirme yapılacağını duyurdu.
Bu yanlış özelgeleri daha önce bu köşede enine boyuna incelemiş ve eleştirmiştik. Maliye Bakanlığı'nın yanlış ve mükellefleri çıkmazda bırakan görüşü bu kez genel tebliğde karşımıza çıktı.
Kâr stopajının yapılması
27 Eylül'de Resmi Gazete'de yayımlanan Genel Tebliğ'in konuya ilişkin bölümü 6111 sayılı kanun uygulamasını anlatan kısımla birebir aynı. Tek farkı aşağıdaki paragraf:
"Öte yandan, mükelleflerce kâr dağıtımı yapılması halinde, ticari bilanço açısından dağıtılabilir ticari kâr tutarı, 6552 sayılı kanunun 74'üncü maddesi kapsamında beyan edilen ve '689 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar' hesabı altında muhasebeleştirilen tutarlar dikkate alınmaksızın tespit olunacaktır."
İşte bu bölüm, daha önce verilen hatalı özelgelerle paralel görüş ifade ediyor. Yani düzeltme sırasında ortaya çıkan zararların kârlardan mahsup edilmesinin mümkün olmadığını ve kâr dağıtımı stopajının yapılması gerektiğini belirtiyor.
3 yıl önce tecrübe ettiğimiz gibi yine problemlerle yüz yüzeyiz. Tebliğe bakılırsa, tekrar eden düzeltmelerimize rağmen Maliye Bakanlığı bu belalarla bizi yüzleştirmeye devam edecek.
SOSYAL GÜVENLİK
Gurbetçi İşçiye Erken Emeklilik
Yurtdışında çalışan sigortalıların Türkiye'den de emekliliklerini sağlamak üzere 3201 sayılı kanunla düzenlemeler yapıldı.
Kanun ile; yurtdışında Türk vatandaşı olarak 18 yaşını dolduran ve sigortalılık sürelerini belgelendirenlere, bu tarihler arasında ya da sonunda bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini borçlandırabilme ve Türkiye'den emekli olabilme hakkı verildi. Ayrıca aynı şartlarla yurtdışında ev kadını olarak geçinenler de yararlanabilecek.
Ancak gurbetçi işçiler bu haktan yararlandırılırken yurtdışındaki sigorta başlangıç tarihlerinin dikkate alınmaması nedeniyle mağdur ediliyordu.
Türkiye'de ilk işe giriş tarihi
6552 sayılı torba kanunla yapılan değişikliğe göre;
* Yurtdışı hizmetlerinin borçlandırılabilmesi için, talep tarihinde Türk vatandaşı olma kuralı kaldırıldı.
* Ülkemiz ile yapılan uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesinde, Türk sigortasına girişinden önce başlayan işçinin, yurtdışı çalışmaları ile ilgili sürelerini borçlandırmasında, ilk sigortalılık başlangıç tarihleri Türkiye'de başlangıcı şeklinde dikkate alınacak.
Türkiye ile imzalanmış sözleşmelerde, diğer taraf ülkedeki ilk işe başlama tarihi de dikkate alınır hükmü olanlar; Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İsviçre, Kanada, Kebek, KKTC, Lüksemburg, Makedonya ve Slovakya'dır. 18 ülkedeki sigortalılık sürelerini borçlananların bu devletlerdeki ilk işe giriş tarihi, Türkiye'deki sigortalılık başlangıç tarihinden önce ise ülkemizde ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilecek. Bu ülkeler dışındaki diğerlerinde ise geçen çalışma süreleri için borçlanılan gün sayısı kadar geriye gidilerek ilk işe giriş tarihi bulunulacak.
SORU-CEVAP
Bağ-Kur Borcu Silinecek mi?
Basından öğrendiğimiz kadarıyla 2 yıldan fazla borcu olan Bağ-Kur borçları silinecekti. Ancak borcumu sildirmek için gittiğimde silinmeyeceği söylendi. Ne yapmam gerekiyor?
Memduh Ayhan
6552 sayılı torba kanunda Bağ-Kur borçlarının silinmesi yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Daha önce çeşitli dönemlerde verilen 2 ya da 5 yıldan fazla Bağ-Kur borcu olanların, borçlarının ve sigortalılık sürelerinin silinmesi yönünde torba yasada bir hüküm yoktur. İsteğinize göre borçlarınızı torba yasadaki yapılandırma hükümlerine göre taksitlerle ödeyebilirsiniz.
Yahya Arıkan
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/130997/Duzelt__Sonra_Basina_Bela_Olsun_.html#