Maliye teşkilatımızın ve dolayısıyla da vergi kanunlarımızın binek otomobillere yönelik özel bir takıntısı vardır. İşletmeniz için satın alıp katma değer vergisini indiremediğiniz tek şey binek otomobillerdir.
Şirketiniz için ne tür demirbaş alırsanız alın, yılın hangi tarihinde alınmış olursa olsun, o yıla ait ayrılan amortismanın tamamı gider yazılır. Bir tek binek otomobillerde alım tarihine bakılarak kıst esası uygulanır. Yani yılın son ayı aldığınız binek otomobil için ancak bir aylık amortisman gideri yazabilirsiniz. Kamyonun, kamyonetin, otobüsün motorlu taşıtlar vergisi gider yazılır ama binek otomobilinkiler gider yazılamaz.
******
Bir dönem otomobilleri işin gerçek anlamda ayrılmaz parçası olan ve serbest meslek erbabı olarak tanımlanan avukatlara, doktorlara, müşavirlere araç giderleri hiç yazdırılmadı.Bu konuda Gelir Vergisi Kanunumuzda özel bir madde bile vardı.Gerçi hala var.
Gelir Vergisi Kanunumuzun ticari kazancın tespitinde indirilecek giderleri düzenleyen maddesinde binek otomobil harcamalarını gider yazabilmek için işte kullanılma şartı gibi günümüze uymayan tarih öncesi bir düzenleme hala duruyor.Sanki özel işlerde kullanılabilen tek şey binek otomobil.
Sanki insanlar cep telefonlarını ya da diz üstü bilgisayarlarını ofiste bırakıp gidiyorlar evlerine.
Hele bir tarihe kadar “ zati ve ailevi ihtiyaçlar için kullanılan araçların giderlerinin yarısının yazılamaz” şeklinde açık hüküm bile vardı.
2011 yılına geldiğimiz bu dönemde böyle takıntılar gerçekten garip ve günümüz çalışma koşulları ile bağdaşmıyor.
Bir işletme sahibinin, bir şirket sahibinin ya da kendisine otomobil tahsis edilecek düzeydeki bir çalışanın özel iş, şirket işi ayrımı olabilir mi Allah aşkına?
Adamlar nedeyse işyerlerinde yatacak haldeler böyle bir kişinin aracını evine giderken kullanması iş dışı bir şey sayılabilir mi?
******
İnceleme elemanları epeydir bu konuya takılmıyorlar diye umutlanmıştık “binek otomobil takıntısı” geçti diye.
Geçtiğimiz günlerde karşılaştığımız bir yorumla tüylerimiz yeniden diken diken oldu.
Sürmekte olan bir incelemede inceleme elemanı firmanın aynı zamanda en büyük hissedarı olan yönetim kurulu başkanının araç giderlerine eleştiri getirdi.
Neymiş, bu kişi aracıyla evine de gidip geliyormuş dolayısıyla böyle bir ayrım yapıp sadece işte kullanılan kısma ait giderler tespit edilmeliymiş.
Bu yorumun yanlış olduğunu düşünüp kendisini de ikna edebilmek amacıyla mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesi başkanlığından görüş istedik.
Gelen görüş daha vahimdi.
Bahsi geçen vergi dairesi başkanlığı yönetim kurulu başkan ve yardımcısına tahsis edilen araçlar için yapılan giderlerin “ücret” olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Yani bu masraflar ilgililerin ücret dilimine göre brütlendirilip gelir vergisine tabi tutulması gerekiyordu bu yoruma göre.
Bu tamamen yeni bakış açısı. Bitti sandığımız binek otomobil takıntısı evrim geçirmiş meğerse.
Aslında çok ayakları yere basan bir çözüm de değil. Yönetim kurulu üyeleri ücret almıyorsa ne olacak? Sadece araç giderlerimi ücret gibi işle görecek?
Başkanlık diğer personele sağlanan araçlar içinde inceleme elemanı gibi düşünüyordu.
Mükellefe verilen görüş yazısında şöyle deniyordu: “İşte kullanılan taşıtların özel ihtiyaçlar için de kullanılması halinde bunlara yapılan giderlerin ne kadarlık kısmının gider kaydedileceğine dair vergi kanunlarında özel bir belirleme yapılmamış olmakla birlikte, pazarlama ve servis elemanlarının kullandıkları araçlara ait giderlerin şirketinizce belirlenecek dağıtım anahtarları (kat edilen kilometre veya zamana göre gibi) kullanılmak suretiyle özel ihtiyaçlar için kullanılan kısmının tespit edilerek, işte kullanılan kısmının indirilecek gider olarak dikkate alınması gerekmektedir”
Maliyenin şartları bizim zamanımızdakine göre oldukça düzeldi.
Vergi dairesi başkanları kiralanan oldukça lüks makam araçlarına biniyorlar.
Acaba maliyenin üst düzey bu yöneticileri makam arabalarını bırakıp toplu taşım araçlarıyla mı dönüyorlar evlerine çok merak ediyorum.
Yoksa onların eve gidip gelmeleri “iş” e dahil de özel sektörde çalışan tebaanın ki değil mi?
******
Bir dönem otomobilleri işin gerçek anlamda ayrılmaz parçası olan ve serbest meslek erbabı olarak tanımlanan avukatlara, doktorlara, müşavirlere araç giderleri hiç yazdırılmadı.Bu konuda Gelir Vergisi Kanunumuzda özel bir madde bile vardı.Gerçi hala var.
Gelir Vergisi Kanunumuzun ticari kazancın tespitinde indirilecek giderleri düzenleyen maddesinde binek otomobil harcamalarını gider yazabilmek için işte kullanılma şartı gibi günümüze uymayan tarih öncesi bir düzenleme hala duruyor.Sanki özel işlerde kullanılabilen tek şey binek otomobil.
Sanki insanlar cep telefonlarını ya da diz üstü bilgisayarlarını ofiste bırakıp gidiyorlar evlerine.
Hele bir tarihe kadar “ zati ve ailevi ihtiyaçlar için kullanılan araçların giderlerinin yarısının yazılamaz” şeklinde açık hüküm bile vardı.
2011 yılına geldiğimiz bu dönemde böyle takıntılar gerçekten garip ve günümüz çalışma koşulları ile bağdaşmıyor.
Bir işletme sahibinin, bir şirket sahibinin ya da kendisine otomobil tahsis edilecek düzeydeki bir çalışanın özel iş, şirket işi ayrımı olabilir mi Allah aşkına?
Adamlar nedeyse işyerlerinde yatacak haldeler böyle bir kişinin aracını evine giderken kullanması iş dışı bir şey sayılabilir mi?
******
İnceleme elemanları epeydir bu konuya takılmıyorlar diye umutlanmıştık “binek otomobil takıntısı” geçti diye.
Geçtiğimiz günlerde karşılaştığımız bir yorumla tüylerimiz yeniden diken diken oldu.
Sürmekte olan bir incelemede inceleme elemanı firmanın aynı zamanda en büyük hissedarı olan yönetim kurulu başkanının araç giderlerine eleştiri getirdi.
Neymiş, bu kişi aracıyla evine de gidip geliyormuş dolayısıyla böyle bir ayrım yapıp sadece işte kullanılan kısma ait giderler tespit edilmeliymiş.
Bu yorumun yanlış olduğunu düşünüp kendisini de ikna edebilmek amacıyla mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesi başkanlığından görüş istedik.
Gelen görüş daha vahimdi.
Bahsi geçen vergi dairesi başkanlığı yönetim kurulu başkan ve yardımcısına tahsis edilen araçlar için yapılan giderlerin “ücret” olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Yani bu masraflar ilgililerin ücret dilimine göre brütlendirilip gelir vergisine tabi tutulması gerekiyordu bu yoruma göre.
Bu tamamen yeni bakış açısı. Bitti sandığımız binek otomobil takıntısı evrim geçirmiş meğerse.
Aslında çok ayakları yere basan bir çözüm de değil. Yönetim kurulu üyeleri ücret almıyorsa ne olacak? Sadece araç giderlerimi ücret gibi işle görecek?
Başkanlık diğer personele sağlanan araçlar içinde inceleme elemanı gibi düşünüyordu.
Mükellefe verilen görüş yazısında şöyle deniyordu: “İşte kullanılan taşıtların özel ihtiyaçlar için de kullanılması halinde bunlara yapılan giderlerin ne kadarlık kısmının gider kaydedileceğine dair vergi kanunlarında özel bir belirleme yapılmamış olmakla birlikte, pazarlama ve servis elemanlarının kullandıkları araçlara ait giderlerin şirketinizce belirlenecek dağıtım anahtarları (kat edilen kilometre veya zamana göre gibi) kullanılmak suretiyle özel ihtiyaçlar için kullanılan kısmının tespit edilerek, işte kullanılan kısmının indirilecek gider olarak dikkate alınması gerekmektedir”
Maliyenin şartları bizim zamanımızdakine göre oldukça düzeldi.
Vergi dairesi başkanları kiralanan oldukça lüks makam araçlarına biniyorlar.
Acaba maliyenin üst düzey bu yöneticileri makam arabalarını bırakıp toplu taşım araçlarıyla mı dönüyorlar evlerine çok merak ediyorum.
Yoksa onların eve gidip gelmeleri “iş” e dahil de özel sektörde çalışan tebaanın ki değil mi?
Atilla Dölarslan
YMM
Yönetm YMM
twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/