I- GİRİŞ Mükellefler, iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili olarak yüklendikleri katma değer vergisini doğru olarak hesaplamak zorundadırlar. Yüklenilen KDV’nin hesaplanmasından maksat, vergilendirme dönemleri itibariyle gerçekleşen iadeye konu işlemle ilgili olarak satın aldıkları mal ve hizmetler, genel giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen KDV’lerin doğru olarak tespit edilmesidir. Uygulamada hangi giderler ya da alışlar nedeniyle yüklenilen KDV’nin iade talebinde dikkate alınacağı ve yüklenilen KDV tablosunun nasıl hazırlanacağı konusunda tereddütler oluştuğundan, bu yazımızda indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan iade KDV’nin hesaplanmasında dikkate alınacak yüklenilen KDV’nin kapsamı üzerinde durulmuştur. II- YÜKLENİLEN KDV’YE İLİŞKİN OLARAK KDV GENEL TEBLİĞLERİ’NDE YAPILAN AÇIKLAMALAR 24 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin(1) (E) bölümünde; “Bir vergilendirme döneminde iade edilecek verginin, o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedel üzerinden, genel KDV oranı uygulanmak suretiyle (%18) hesaplanan miktardan fazla olamayacağı” 39 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin(2) (d) bölümünde; “… Yüklenilen vergiler kapsamına, iade hakkı doğuran işlemle ilişkilendirilebilen normal alış ve giderler, genel imal ve genel idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymet için yapılan harcamalara ilişkin vergilerin dâhil olduğu”, belirtilmiştir. 74 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin(3) “1.2. İade Tutarının Hesaplanması” başlıklı bölümünde; “indirimli orana tabi işlemlerin bünyesine giren vergiler ile indirimli orana tabi işlemler nedeniyle hesaplanan verginin, defter ve belgeler esas alınarak mükellefler tarafından hesaplanacağı, İndirimli orana tabi işlemler nedeniyle yüklenilen vergiden hesaplanan vergi çıkarılarak ilk hesaplamanın yapılacağı”, 76 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin(4) 3 no.lu bölümünde; “İndirimli orana tabi işlemlerin bünyesine giren vergilerin hesabına, genel imal ve idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen vergilerin dâhil olduğu, bu konuyla ilgili olarak önceki Genel Tebliğlerde yer alan açıklamalara uyulmak kaydıyla, indirimli orana tabi işlemlerde genel imal ve idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen vergilerden bu işlemlere isabet eden tutarlar, iade hesabına dâhil edileceği” hüküm altına alınmıştır. Bahse konu Tebliğlerde yer alan hükümler birlikte değerlendirildiğinde; - Mal ve hizmet alımı, - Genel imalat giderleri, - Genel yönetim giderleri, - Amortismana tabi iktisadi kıymetler, dolayısıyla yüklenilen vergilerden indirimli orana tabi işlemlere isabet eden tutarlar yüklenilen KDV’nin hesaplanmasında dikkate alınacaktır. Ancak, bir vergilendirme döneminde iadesi talep edilecek vergi, o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedel üzerinden genel KDV oranı (%18) uygulanmak suretiyle hesaplanan miktardan fazla olamayacaktır. A- MAL VEYA HİZMET ALIŞLARI DOLAYISIYLA YÜKLENİLEN KDV Bilindiği üzere, indirimli orana tabi malın alışı veya indirimli orana tabi hizmetin ifası için gerekli mal ve hizmet alışları dolayısıyla yüklenilen KDV’ler iadeye konu olabilecektir. Söz konusu alışlar nedeniyle yüklenilen KDV’nin iadeye konu olabilmesi için mal veya hizmetin satışa konu olmuş olması gerekmektedir. Ayrıca hizmet satışlarında hizmetin ifası için gerekli mal ve hizmetin bu satışla birilikte kullanılması gerekmektedir. Yüklenilen KDV tutarının hesaplanmasında indirimli orana tabi teslim ve hizmetin gerçekleştiği dönem esas alınacaktır. Dolayısıyla indirimli orana tabi mal ve hizmet nedeniyle yüklenilen KDV’nin hangi dönemde yüklenildiğinin önemi bulunmamaktadır. Bu bağlamda örneğin 2010 yılında stoklara dâhil edilen indirimli orana tabi bir malın 2011 yılında teslime konu olması halinde bu malın bünyesine giren KDV’nin, diğer şartlarında oluşması halinde iadesi talep edilebilecektir. Zira bir mal alımı nedeniyle yüklenilen KDV’nin iadesi için o malın teslime konu olması şarttır. Diğer bir ifadeyle teslime konu olmayan, stoklarda bekleyen bir malın bünyesine giren KDV’nin iadesi söz konu olamaz. KDV sisteminde teslim alınan her çeşit mal ve hizmet dolayısıyla ödenen KDV’ler teslim alma anında indirime konu olduğu gibi, indirimli orana tabi işlemler ilgili mal/hizmet alımlarında yüklenilen KDV’ler de, malın teslim alınması ve hizmetin satın alınması anında indirime konu olmaktadır. Fakat indirimli orana tabi işlemlerde, yüklenilen KDV’lerle ilgili mal ve hizmet alışları, teslim edilen veya ifa edilen indirimli orana tabi mal/hizmetin bünyesine girmedikçe veya bunların oluşmasına sarf edilmedikçe iadeye konu olamazlar. Yani henüz stokta bulunan emtia ve hammadde, malzemeler ile ilgili olarak yüklenilen KDV’ler indirime konu olsalar bile, iadeye konu olamazlar. İndirimli orana tabi işlemlerde vergi iadesinin amacı, indirimli oranlı olarak teslim edilen malların alımında, imalinde ve üretiminde kullanılmış, bu malların bünyesine girmiş iktisadi varlık edinimlerinden ve hizmet alımlarından doğan genel ya da yükseltilmiş oranlı KDV’ler dolayısıyla yüklenilen KDV’leri mükellefe iade ederek, mükellefin yüklenip indirim yoluyla gideremediği KDV’leri, dolayısıyla katlanmak zorunda olduğu finansman maliyetini gidermektir. Bu nedenle; - İşletmenin elinde stok niteliğinde bulunan ve indirimli orana tabi işlemlere konu olacak emtianın alışında yüklenilen KDV’ler, - İmalat sanayinde indirimli orana tabi işlemlere konu olacak mamullerin imalatında kullanılacak olup, henüz kullanılmamış hammadde ve malzeme ile henüz satış ve teslimi yapılmamış indirimli orana tabi işlemlere konu olacak mamullerin imalinde kullanılmış bulunan hammadde ve malzeme alımları ve hizmet alımları dolayısıyla yüklenilen KDV’ler, - Tarım işletmelerinde henüz hasat edilmemiş ve toplanmamış ve indirimli orana tabi işlemlere konu olacak ürünlerin yetiştirilmesi sırasında ve ürün elde etme hazırlıkları sırasında yapılan alımlar dolayısıyla yüklenilen KDV’lerle, elde edilmiş fakat henüz satış ve teslime konu olmamış indirimli orana tabi işlemlere konu olacak ürünlerin elde edilmesi sırasında yapılan mal ve hizmet alımları dolayısıyla yüklenilen KDV’ler, İade edilecek KDV’nin hesabında nazara alınmayacak, bu vergiler indirim mekanizması yoluyla giderilecektir. B- GENEL İMAL GİDERLERİ DOLAYISIYLA YÜKLENİLEN KDV İndirimli orana tabi malların üretimiyle iştigal eden işletmeler, yüklenilen KDV’nin hesaplanmasında söz konusu malın bünyesine giren, direkt ilk madde ve malzeme giderleri dolayısıyla yüklenilen KDV’nin tamamını, endirekt madde, işletme malzemeleri, yardımcı madde ve malzemeler dolayıyla yüklenilen KDV’nin ise indirimli orana tabi işlemlere isabet eden kısmının KDV’sini yüklenilen KDV hesaplamasında dikkate alacaklardır. 36 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde(5) belirtildiği üzere, mükellefler iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili olarak yüklendikleri katma değer vergisini doğru olarak hesaplamak zorundadırlar. Vergi Usul Kanunu’nun 275. maddesine göre maliyet muhasebesi tutan imalatçılar, yüklendikleri katma değer vergisini aynı ilkeler ışığında hesaplayacaklardır. Buna göre, genel imal ve genel idare giderlerinden mamule verilen payın hesabında hangi usul kullanılıyor ise bu giderler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin hesabında da aynı usul kullanılacaktır. Yüklenilen KDV tutarlarının hesaplanması ve tablosunun hazırlanmasında genel geçer bir formül bulunmamakla birlikte işletmelerin muhasebe sistemlerinde kendi iç işleyişlerine ve işlemlerine göre raporlama modüllerine yer verilmesi, gerek tam istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerin, gerekse indirimli orana tabi işlemlerin bünyesine giren KDV’nin ve neticede iade talep edilecek KDV’nin doğru, pratik, hızlı ve kolay bir şekilde hazırlanmasına katkıda bulunacaktır. C- GENEL GİDERLER VE GENEL İDARE GİDERLERİ DOLAYISIYLA YÜKLENİLEN KDV Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 2. fıkrasında; “Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28. madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi … iade edilir. …”, 24 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde; “... Bu işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler, indirimin mümkün olmaması halinde mükellefe iade edilebilmektedir. İade kapsamına mal ve hizmet alışları yanında genel giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetler için ödenen vergiler de dahildir. …”, 39 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (d) bölümünde; “… Yüklenilen vergiler kapsamına, iade hakkı doğuran işlemle ilgilendirilebilen normal alış ve giderler, genel imal ve genel idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymet için yapılan harcamalara ilişkin vergiler girmektedir. …”, 76 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin 3 numaralı bölümünde “… 3. İndirimli orana tabi işlemlerin bünyesine giren vergilerin hesabına, genel imal ve idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen vergiler dahildir. Bu konuyla ilgili olarak önceki Genel Tebliğlerde yer alan açıklamalara uyulmak kaydıyla, indirimli orana tabi işlemlerde genel imal ve idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen vergilerden bu işlemlere isabet eden tutarlar, iade hesabına dahil edilecektir. …” açıklamalarına yer verilmiştir. Yukarıda bahsedilen Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri’nde, genel imal ve genel yönetim giderleri nedeniyle yüklenilen KDV’lerin indirimli oran uygulanan işlemler nedeniyle iade olunacak KDV tutarının hesaplamasına dahil olduğu belirtilirken, pazarlama satış ve dağıtım giderleri ile araştırma ve geliştirme giderleri nedeniyle katlanılan KDV’lerin dikkate alınıp alınmayacağı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Yine, 24 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde genel giderlerin iade kapsamında dikkate alınacağı belirtilmiş, ancak genel giderlerin kapsamı hususunda bir açıklama yapılmamıştır. Konuyla ilgili Kanun metnine ve bu Kanun metninin değişiklik gerekçesine bakıldığında; “Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamının, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, ancak 28. madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin … iade edileceği” kanun metninde hüküm altına alınmıştır. 4369 sayılı Kanun’un 61. maddesiyle 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29. maddesinden yapılan değişiklikle KDVK’ya dâhil edilen ve “İndirimli orana tabi işlemlerde KDV iadesi” diye de adlandırılan iade sistemiyle ilgili olarak Kanun’un gerekçesinde ise “Yapılan düzenleme ile indirimli oranda vergiye tabi malların teslimi ve bu hizmetlerin ifası için yüklenilen katma değer vergisinin bir yıl içerisinde indirilememesi halinde, indirilemeyen KDV’den yıl içindeki teslim ve hizmetlerin bünyesine giren kısmın iadesine imkan sağlanmaktadır. İade için asli şart İndirimli orandaki mal ve hizmet satışlarının yapılmış ve bu işlemler için yüklenilen vergilerin yıl içinde indirilememiş olmasıdır. İade edilecek tutarın, mükellefin indirimli orana tabi teslim ve hizmet bedellerinin genel oranda katma değer vergisine isabet eden kısımdan fazla olamayacağı tabidir” ifadelerine yer verilmiştir. Madde metninde ve değişiklik gerekçesinden anlaşıldığı üzere, yüklenilen verginin kapsamında gider çeşidi yönünden herhangi bir sınırlandırma veya sınıflandırmaya gidilmemiş, ancak gider veya alışın vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olması yani mal ve hizmetin bünyesine girmesi gerektiği belirtilmiştir. Diğer yandan 1 Seri No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde(6) yer alan Gelir Tablosu sistematiğine göre de konu irdelendiğinde; “Faaliyet Karı veya Zararı” “Brüt Satış Kârı veya Zararı”ndan salt genel yönetim giderleri düşülerek değil, faaliyet giderlerinin (Genel Yönetim giderleri, Araştırma ve geliştirme giderleri, Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri) tamamı düşülerek tespit olunmaktadır. Bu bağlamda, indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin iade talep edilmesi halinde, indirimli orana tabi işlemin bünyesine giren KDV’lerin hesaplanmasında salt imalat ya da idareyle ilgili giderlerin dikkate alınmayacağı, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olup, Gelir Tablosuna göre faaliyet kârı ya da zararının tespit noktasına kadar yapılan, araştırma ve geliştirme ile pazarlama satış ve dağıtım giderleri de dâhil olmak üzere bütün faaliyet giderleri dolayısıyla yüklenilen KDV’den indirimli orana tabi işleme isabet eden tutarın (indirimli orana tabi işlem tutarına genel KDV oranının uygulanması suretiyle bulunacak tutarı da aşmaması koşuluyla) dikkate alınabileceği kanaatindeyiz. Diğer bir ifadeyle; indirimli orana tabi mamulün maliyetini düşürmek, satışlarını artırmak bulunan yeni üretim çeşitlerinin işletmede kullanılmakta olan yöntem ve işlemlerini geliştirmek, ya da yeni yöntem ve işlemler bulmak, üretimde kullanılan teçhizatın yenilerinin ve mevcutlarının geliştirilmesine ilişkin araştırmalar yapmak, satış ve pazarlama faaliyetlerini geliştirmek maksadıyla yapılan araştırma ve geliştirme giderleri ile reklam, promosyon, depolama, yükleme, boşaltma, satış komisyonları, numune, bayilere dağıtım vb. giderlerden olup, bahse konu mamulün stoklara verildiği ve hizmetin tamamlandığı andan itibaren alıcılara teslimine kadar yapılan pazarlama satış ve dağıtım giderlerinin ve bu çerçevede yüklenilen KDV’nin iade KDV tutarının hesaplanmasında dikkate alınabileceğini düşünmekteyiz. Gelir İdaresi’nin vermiş olduğu bir özelgede de(7) pazarlama, satış ve dağıtım giderleri arasında sayılan pazarlama ve reklam giderlerine ilişkin olarak ödenen vergilerin, işlemler bünyesine giren vergiler olarak değerlendirilebileceği belirtilmiştir([8]). Fakat indirimli orana tabi işlemle ilgili olsa bile “Diğer faaliyetlerden olağan gider” ve “Olağan dışı giderler” nedeniyle yüklenilen KDV’nin bulunması halinde iade tutarının hesaplanmasında kapsam dışı tutulması gerekmektedir. D- AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMET İKTİSABI DOLAYISIYLA YÜKLENİLEN KDV Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin iktisabı nedeniyle yüklenilen katma değer vergilerinin iade talebinde bulunan işleme düşen payının hesaplanması, mükellefin faaliyet konusu ile bahse konu ATİK’in kullanım şekline göre farklılık arz etmektedir. Ancak, amortismana tabi iktisadi kıymetler için yüklenilen KDV’nin iadeye konu edilebilmesi için iktisadi kıymetlerin kullanımına başlanmış olması gerekmektedir. Bu anlamda montajı gereken makine veya tesisin montajının, işletme bünyesinde inşa edilen binanın inşasının tamamlanması ve sözü edilen kıymetlerin muhasebeleştirilmesinde ilgili hesaplara alınması, kıymetlerin bilfiil indirimli orana tabi işlemlerde kısmen de olsa kullanılması gerekmektedir. Ayrıca her ne kadar, bir iktisadi kıymet olmasa da, şirketlerce başka bir firmanın ticari faaliyetlerinin bir kısmının bütün yatırımları ile birlikte ya da şirketin tamamen satın alınması karşılığında “Pazar Payı” adı altında peştemallık ödemesine isabet eden katma değer vergisi ile yine şirketlerin kuruluş ve örgütlenme giderlerine ait katma değer vergisinin amortismana tabi iktisadi kıymetlere ait KDV’nin tabi olduğu usullere göre iadesi mümkündür. 1- Faaliyetleri Münhasıran İndirimli Orana Tabi İşlemlerden Oluşan Mükellefler Bakımından Bu mükellefler indirimli orana tabi işlem bedeli üzerinden %18 vergi nispetine göre hesaplanan tutardan ATİK dışında kalan alımlar ve giderler dolayısıyla yüklenilen KDV tutarını tenzil ettikten sonra kalan tutar ile amortismana tabi iktisadi kıymetler için yüklenilen toplam KDV’yi kıyaslayacaklar. Kıyaslama sonunda düşük olan tutar Yüklenilen KDV olarak iadeye konu edilecek. Vergi indirimine konu olup iade ile karşılanamayan miktar sonraki döneme devrolacaktır. Örnek-1: (X) Zeytinyağı San. ve Tic. A.Ş.’nin ATİK dolayısıyla yüklenilen KDV tutarı 60.000.-TL olması halinde Ekim/2010 dönemine ait yüklenilen KDV hesabı aşağıdaki tablodaki gibi olacaktır.
Örnek-2: (X) Zeytinyağı San. ve Tic. A.Ş.’nin ATİK dolayısıyla yüklenilen KDV tutarı 10.000.-TL olması halinde Ekim/2010 dönemine ait yüklenilen KDV hesabı aşağıdaki tablodaki gibi olacaktır.
2- İndirimli Orana Tabi İşlemlerle Genel KDV Oranına Tabi İşlemleri Birlikte Yapan Mükellefler Bakımından a) İktisadi kıymet, münhasıran genel KDV oranına tabi işlemlerde kullanılıyorsa, mükellefin söz konusu iktisadi kıymetin iktisabı sırasında yüklendiği vergilerin, iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle yüklendiği vergiler kapsamında, iadesi mümkün değildir. b) İktisadi kıymet münhasıran indirimli orana tabi işlemlerde kullanılıyorsa Faaliyetleri Münhasıran İndirimli Orana Tabi İşlemlerden Oluşan Mükellefler de olduğu gibi, bu mükellefler indirimli orana tabi işlem bedeli üzerinden genel vergi oranına göre hesaplanan tutardan ATİK dışında kalan alımlar dolayısıyla yüklenilen KDV tutarını tenzil ettikten sonra kalan tutar ile amortismana tabi iktisadi kıymetler için yüklenilen toplam KDV’yi kıyaslayacaklar ve kıyaslama sonunda düşük olan tutar “Yüklenilen KDV” olarak iadeye konu edilecektir. Vergi indirimine konu olup iade ile karşılanamayan miktar sonraki döneme devrolacaktır. İktisadi kıymete ait verginin indirilemeyen kısmı için gelecek dönemlerde aynı işleme devam edilecektir. c) İktisadi kıymet indirimli orana tabi işlemlerle birlikte genel KDV oranına tabi işlemlerde ortaklaşa kullanılıyorsa, önce indirimli orana tabi işlemlere isabet eden katma değer vergisi hesaplanacak, sonra yukarıda izah edilen mukayese yapılarak iadede dikkate alınacak yüklenilen KDV tespit edilecektir. Örnek-3: (X) Zeytinyağı San. ve Tic. A.Ş.’nin bütün işlerde kullandığı ATİK’e ait devreden KDV’nin 60.000 TL olması halinde ATİK dolayısıyla Ekim/2010 dönemine ait yüklenilen KDV hesabı aşağıdaki tablodaki gibi olacaktır.
Örnek-4: (X) Zeytinyağı San. ve Tic. A.Ş.’nin bütün işlerde kullandığı ATİK’e ait devreden KDV’nin 90.000 TL olması halinde ATİK dolayısıyla Ekim/2010 dönemine ait yüklenilen KDV hesabı aşağıdaki tablodaki gibi olacaktır.
III- SONUÇ İndirimli orana tabi mal/hizmet ifasında bulunan mükellefler vergilendirme dönemleri itibariyle, bu mal ve hizmetlerle ilgili; - Mal ve hizmet alımı, - Genel imalat giderleri, - Genel yönetim giderleri, - Amortismana tabi iktisadi kıymetler, dolayısıyla yüklenilen vergilerden indirimli orana tabi işlemlere isabet eden tutarlar yüklenilen KDV’nin hesaplanmasında dikkate alınacaktır. Ancak, bir vergilendirme döneminde iadesi talep edilecek vergi, o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedel üzerinden genel KDV oranı (%18) uygulanmak suretiyle hesaplanan miktardan fazla olamayacaktır. Genel Tebliğlerde yeterli açıklama bulunmamakla birlikte, indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin hesaplanmasında; indirimli orana tabi mamulün maliyetini düşürmek, satışlarını artırmak bulunan yeni üretim çeşitlerinin işletmede kullanılmakta olan yöntem ve işlemlerini geliştirmek, ya da yeni yöntem ve işlemler bulmak, üretimde kullanılan teçhizatın yenilerinin ve mevcutlarının geliştirilmesine ilişkin araştırmalar yapmak, satış ve pazarlama faaliyetlerini geliştirmek maksadıyla yapılan araştırma ve geliştirme giderleri ile reklam, promosyon, depolama, yükleme, boşaltma, satış komisyonları, numune, bayilere dağıtım vb. giderlerden olup, bahse konu mamulün stoklara verildiği ve hizmetin tamamlandığı andan itibaren alıcılara teslimine kadar yapılan pazarlama satış ve dağıtım giderleri nedeniyle yüklenilen KDV’nin dikkate alınabileceğini düşünmekteyiz. Ayrıca amortismana tabi iktisadi kıymetler için ödenen KDV’nin indirimli orana tabi işlemin bünyesine giren KDV’nin hesaplanmasında dikkate alınabilmesi için bu kıymetlerin yatırım aşamasında bulunmamasında, kısmen de olsa indirimli orana tabi işlemlerde kullanılması gerekmektedir. Ancak, - Satışa konu olmamış ticari mallar için yüklenilen KDV, - Satışa konu olmamış mamul dolayısıyla yüklenilen KDV, - İndirimli orana tabi işlemler için kısmen de olsa kullanılmayan ATİK’ lere ait KDV indirime konu olsalar bile iadeye konu olamazlar. Ayrıca, yüklenilen KDV tutarlarının hesaplanması ve tablosunun hazırlanmasında genel geçer bir formül bulunmamakla birlikte işletmelerin muhasebe sistemlerinde kendi iç işleyişlerine ve işlemlerine göre raporlama modüllerine yer verilmesi, gerek tam istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerin, gerekse indirimli orana tabi işlemlerin bünyesine giren KDV’nin ve neticede iade talep edilecek KDV’nin doğru, pratiki kolay ve hızlı bir şekilde hazırlanmasına katkıda bulunacağını, Mükellefler yüklendikleri katma değer vergilerinden iadeye konu olan işlem veya işlemlere isabet eden kısmını hesaplarken, işin gerçek mahiyetini iyi değerlendirmek, iade sisteminin özüne ve amacına uygun davranmak zorunda olduklarını ve hesaplamalarını mükerrer iadeye neden olmayacak şekilde yapmaları gerektiğini, belirtmek isteriz. Kemal AKMAZ* Yaklaşım (*) Vergi Denetmeni ([1]) 22.11.1986 tarih ve 19286 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. ([2]) 12.03.1992 tarih ve 21169 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. ([3]) 14.09.2000 tarih ve 24170 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. ([4]) 23.09.2000 tarih ve 24179 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. ([5]) 05.06.1990 tarih ve 20539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. ([6]) 26.12.1992 tarih ve 21447 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. ([7]) 25.05.2001 tarih ve 53/5329-665/28753 sayılı Özelge. ([8]) Özkan ATİLA; “İndirimli Orana Tabi Mallarda İade Edilecek (Yüklenilen) KDV’nin Hesaplanması”,Yaklaşım, Ekim 2006, Sayı: 166 |
twitter.com/vergivekanunla
http://vergikanunhaberleri.blogspot.com/