Kıdem tazminatı fonu tartışması
Türkiye'de uzun yıllardır konuşulan ancak bir türlü gerçekleştirilmesi sağlanamayan konulardan biri de kıdem tazminatı fonu kurulmasıdır.
Kuruldu kuruluyor, yasa hazırlandı hazırlanıyor derken yıllar yılları kovalar ve yine bir gerçekleşme sağlanamazdı. Bunun en temel nedeni geçiş sürecinin nasıl uyarlanacağı konusundan kaynaklanıyordu.
İşveren cephesi
Böyle bir düzenlemenin işverenler açısından beklenen en önemli yararı üzerlerindeki kıdem tazminatı yükünün azaltılmasıdır. Aslında birçok işveren mevcut durumda kendi bünyesinde kıdem tazminatına ilişkin bir karşılık ayıramadığı için, kıdem kazanan çalışanlarının işten ayrılabilme ihtimali Demokles'in kılıcı gibi başlarında durur. İşverenin kıdem tazminatı fonu ayırmamasına bir neden de gelir ve kurumlar vergisi açısından gerçekleşmeyen kıdem tazminatlarının gider yazılmasına imkan verilmemesi de gösterilmektedir. Ancak mali idare de haklı olarak gider yazılmasına müsaade edilse dahi işverenlerin fiilen bu fonu tutmama alışkanlıklarını sürdürecekleri ve kamu açısından da gelir kaybı endişesiyle bu konuda yasa değişikliğine yanaşmamakta, konuya ilişkin bir mevzuat düzenlemesi ve kıdem tazminatı fonu kurulması durumunda bunun gider kaydının da doğal olarak yapılabilmesinin mümkün hale geleceğini savunmaktadır. Bu durum işverenler açısından adeta bünyelerinde fon ayrılamamasının bir mazereti olarak ileri sürülmeye devam etmektedir.
Çalışanlar açısından durum
İşçiler açısından duruma bakıldığında ise; kurumsal işletmelerde çalışan ve daha ziyade sendikalı olan işçiler, zaten kıdem tazminatını çalışılan her yıl için 30 günlük ücretleri esasıyla aldıkları için yeni düzenlemenin bir hak kaybına neden olması durumuna konsantre olmaktalar. Ayrıca da kıdem tazminatına hak kazanabilmek ve bu fondan para çekebilmek için öngörülen asgari çalışma süresinin uzunluğu da üzerinde titizlendikleri bir diğer konuyu oluşturuyor.
Dolayısıyla küçük de olsa hak kaybına neden olacak bir fonun kurulmasına karşı durma eğilimi göstermektedirler.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışanlar açısından ise mevcut durumda çoğu işletmelerde kıdem tazminatı ödenmemek için bir yıl dolmadan girdi çıktı yapılması, hatta birkaç şirket arasında bu işçilerin kayden dolaştırılması suretiyle kıdem tazminatı alamama veya ücretleri düşük gösterilmek suretiyle daha düşük tutarda tazminata hak kazanmaları durumuyla karşı karşıya kalınabilmektedir. Bir fon kurulması bu kesimin mağduriyetinin önemli ölçüde giderilmesini sağlayabilecektir. Aslında organize olmayan ama sayı olarak da çoğunlukta bulunan bu kesim açısından kıdem tazminatı fonu oluşturulması neredeyse dört gözle beklenilen bir konudur.
Ne yapılmalı?
Sendikaların direnci ile karşılaşılabileceği için kıdem tazminatı fonunun gerçekleştirilmesi kolay olmayacaktır. Ancak kamuoyunun %50'sinden destek almış ve radikal konularda cesaretle karar alabilen bir hükümetin bir şekilde orta yolu bularak bu dönemde kıdem tazminatı fonu uygulamasını hayata geçirmesini beklemekten doğal bir şey olamaz. Önemli olan genel ekseriyetin memnun kalacağı ve kazanılmış haklar korunarak bundan sonrasının düzene konulacağı bir başlangıcın yapılmasıdır. Bunun için, geçiş döneminin iyi planlanması ve konunun kamuoyunda iyi tartışılmasının sağlanması ve yapılacak düzenlemenin yararlarının doğru bir şekilde anlatılması kritik önemdedir. Çünkü fiilen kıdem tazminatı alabilen çalışan oranı %8'ler gibi son derece düşük bir seviyede kalmaktadır. Aslında mevcut durum işveren kesimini olduğu kadar çalışan kesimi de memnun etmeyen bir boyuttadır.
Kıdem tazminatı fonu kurulmasıyla tüm çalışanlar kendilerini güvende hissedeceklerdir. İşverenler ise bu yükü bertaraf etmek için doğru olmayan ama bazen 'kendilerince zorunda kaldıkları' bazı yollara başvurmak durumundan kurtulacaklardır. Her ne kadar ödenecek prim tutarı kadar ilave bir yükle karşı karşıya kalacaklarsa da hem gider yazabilmeleri hem de nakit akışlarını doğru planlayabilmeleri nedeniyle bu yüke razı olmayı tercih edeceklerdir.
Osman ARIOĞLU
http://ekonomi.bugun.com.tr/kidem-tazminati-fonu-tartismasi-200800-makalesi.aspx