Yeni Sermaye Piyasası Kanunu halka açılmayı teşvik ediyor mu?
Bilindiği üzere ticari hayatı düzenleyen yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi.
Birçok maddesi bu tarihte yürürlüğe girmekle birlikte bir kısım uygulama süreleri daha sonraki tarihlere bırakıldı. Bu tarihlere ilişkin açıklamaları köşemizde daha önce siz değerli okurlarımıza duyurmuştuk.
14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ilk Türk Ticaret Kanunu'nda yer alan pek çok husus iş dünyasında tedirginlik oluşturdu. Yürürlülük tarihi yaklaştıkça kanunda yer alan pek çok hususun ticari hayata uygun olmadığı anlaşıldı. Nihayet kanunun yürürlülük tarihinden birkaç gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen değişiklikler ile kanun uygulanabilir hale geldi.
Konumuz Türk Ticaret Kanunu değil. Türk Ticaret Kanunu'na ilişkin pek çok konuya köşemizde yeterince yer verdik. Bugün değinmek istediğimiz konu Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne görüşülmek üzere gönderilen Sermaye Piyasası Kanunu.
30.07.1981 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Sermaye Piyasası Kanunu ile 31 yıllık sürede ülkemizde sermaye piyasalarının gelişimi sağlandı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kuruldu ve bugün borsada toplam 385 şirketin hisse senetleri işlem görmekte.
Muhtemelen 1 Ekim tarihinde TBMM'nin açılması ile Yeni Sermaye Piyasası Kanunu komisyonlarda görüşülmeye başlayacak.
Kanun tasarısı kamuoyu ile paylaşıldı. Birçok olumlu veya olumsuz görüş oluştu. Umarız komisyonda bu görüş ve eleştiriler dikkate alınır ve Türk Ticaret Kanunu'ndaki hata burada ortaya çıkmaz.
Mükemmel iyinin düşmanı!
Hazırlanan kanunlar kendi içerisinde uyumlu olsa da ülkelerinin dokusuna uygun olmalı. Böyle olmasaydı dünyanın en gelişmiş ülkesinin tüm kanunlarını alarak işi çözerdik. Ancak pratikte böyle olmuyor.
31 yılda halka açılan ve borsada hisse senetleri işlem gören şirket sayısı 385 olmakla birlikte yeterli olmadığı açık. Bu sayının daha da artması ve sermaye piyasalarının gelişmesi biraz da mevzuata bağlı. Bir taraftan gerek Sermaye Piyasası Kurulu gerekse İstanbul Menkul Kıymetler Borsası yetkilikleri şirketleri halka açılmayı özendirmekte ve bu konuda gerekli destek ve açıklamaları yapmaktalar. Halka arz süreçlerinin kolaylaştırılması ve getirilecek kolaylıklar önemli. Ancak her iş ve işlemde olduğu gibi ceza ve yaptırımlar halka arz sürecinde de önemli.
Kanunlarda yer alan genel ifadeler zaman zaman iş dünyasını tedirgin eder. Sınırı belli olmayan kişiye göre değişik yorumlanabilecek olaylar bazen suçlunun yanında suçsuzu da cezalandırabilir. Bu nedenle suç ve cezaların net bir şekilde tanımlanmasında fayda var.
Taslak, değişmeden önceki TTK'ya göre hazırlandı
Köşemizde defalarca değişmeden önceki Türk Ticaret Kanunu hakkında bilgi verdik. Hatırlanacağı üzere kanunun en çok eleştirilen yönü cezaların ağır olması. Hatta önemli bir kısmının hapis cezası olarak öngörülmesi idi. O tarihte kanunlaşan Türk Ticaret Kanunu esas alındığı zaman Sermaye Piyasası Kanunu daha hafif cezalar öngörmekte idi. Bu nedenle, hazırlanan Sermaye Piyasası Kanunu taslağında, değişmeden önceki TTK esas alındı. Doğal olarak da kanun halka açık olmayan şirketlere uygulanan denetim ve cezalardan daha ağır hükümler içermekte.
Denetim ve tedbirler
İster istemez tasarıda yer alan bu başlık dikkat çekiyor. Ceza ve yaptırımlar olmadan bir kanunun uygulanması da mümkün değil. Ancak çok katı ve ağır cezalar her işadamı gibi şirketini halka açmak isteyen girişimciyi de tedirgin edecektir. Yıllarca emek verip şirketini belli bir noktaya getiren işadamı halka arz sürecinde artı ve eksileri değerlendirirken ileride başına ne gibi olaylar geleceğini de bilmek durumundadır. Kötü niyetli bir kişinin en ağır şekilde cezalandırılmasına hiçbir itirazımız yok. Ancak yoruma açık denetim, ceza maddeleri kişiye göre farklı yorumlanabilir. Bu durumda derdinizi anlatıncaya kadar siz ve şirketiniz zarar görebilir.
Şirket yöneticileri değiştirilebilecek!
Bu yaptırımlardan biri de Sermaye Piyasası Kurulu'nun 'siz bu işi beceremiyorsunuz' diyerek şirket yönetim kurulu üyelerini kapının önüne koyması ve yerlerine yeni yönetim kurulu üyelerini ataması. Tabii ki bu işi kurul durup dururken yapmayacak. İşletmenin konusuna aykırı görülen durum ve işlemleri sebebiyle sermayenin veya mal varlığının azalmasına veya kaybına yol açıldığı iddiasıyla yapabilecek.
Böyle bir durum nasıl olabilir? Her ticari kararınızda başarılı olmak zorundasınız. Böyle garantili bir durum nerede var? Ticari hayat ve risk iç içedir.
Diğer yandan işletmenin konusuna aykırı işlem Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda serbest hale geldi. Bir kanunla serbest hale getirirken diğer bir kanunla bu durumu riskli hale getiriyoruz.
14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ilk Türk Ticaret Kanunu'nda yer alan pek çok husus iş dünyasında tedirginlik oluşturdu. Yürürlülük tarihi yaklaştıkça kanunda yer alan pek çok hususun ticari hayata uygun olmadığı anlaşıldı. Nihayet kanunun yürürlülük tarihinden birkaç gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen değişiklikler ile kanun uygulanabilir hale geldi.
Konumuz Türk Ticaret Kanunu değil. Türk Ticaret Kanunu'na ilişkin pek çok konuya köşemizde yeterince yer verdik. Bugün değinmek istediğimiz konu Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne görüşülmek üzere gönderilen Sermaye Piyasası Kanunu.
30.07.1981 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Sermaye Piyasası Kanunu ile 31 yıllık sürede ülkemizde sermaye piyasalarının gelişimi sağlandı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kuruldu ve bugün borsada toplam 385 şirketin hisse senetleri işlem görmekte.
Muhtemelen 1 Ekim tarihinde TBMM'nin açılması ile Yeni Sermaye Piyasası Kanunu komisyonlarda görüşülmeye başlayacak.
Kanun tasarısı kamuoyu ile paylaşıldı. Birçok olumlu veya olumsuz görüş oluştu. Umarız komisyonda bu görüş ve eleştiriler dikkate alınır ve Türk Ticaret Kanunu'ndaki hata burada ortaya çıkmaz.
Mükemmel iyinin düşmanı!
Hazırlanan kanunlar kendi içerisinde uyumlu olsa da ülkelerinin dokusuna uygun olmalı. Böyle olmasaydı dünyanın en gelişmiş ülkesinin tüm kanunlarını alarak işi çözerdik. Ancak pratikte böyle olmuyor.
31 yılda halka açılan ve borsada hisse senetleri işlem gören şirket sayısı 385 olmakla birlikte yeterli olmadığı açık. Bu sayının daha da artması ve sermaye piyasalarının gelişmesi biraz da mevzuata bağlı. Bir taraftan gerek Sermaye Piyasası Kurulu gerekse İstanbul Menkul Kıymetler Borsası yetkilikleri şirketleri halka açılmayı özendirmekte ve bu konuda gerekli destek ve açıklamaları yapmaktalar. Halka arz süreçlerinin kolaylaştırılması ve getirilecek kolaylıklar önemli. Ancak her iş ve işlemde olduğu gibi ceza ve yaptırımlar halka arz sürecinde de önemli.
Kanunlarda yer alan genel ifadeler zaman zaman iş dünyasını tedirgin eder. Sınırı belli olmayan kişiye göre değişik yorumlanabilecek olaylar bazen suçlunun yanında suçsuzu da cezalandırabilir. Bu nedenle suç ve cezaların net bir şekilde tanımlanmasında fayda var.
Taslak, değişmeden önceki TTK'ya göre hazırlandı
Köşemizde defalarca değişmeden önceki Türk Ticaret Kanunu hakkında bilgi verdik. Hatırlanacağı üzere kanunun en çok eleştirilen yönü cezaların ağır olması. Hatta önemli bir kısmının hapis cezası olarak öngörülmesi idi. O tarihte kanunlaşan Türk Ticaret Kanunu esas alındığı zaman Sermaye Piyasası Kanunu daha hafif cezalar öngörmekte idi. Bu nedenle, hazırlanan Sermaye Piyasası Kanunu taslağında, değişmeden önceki TTK esas alındı. Doğal olarak da kanun halka açık olmayan şirketlere uygulanan denetim ve cezalardan daha ağır hükümler içermekte.
Denetim ve tedbirler
İster istemez tasarıda yer alan bu başlık dikkat çekiyor. Ceza ve yaptırımlar olmadan bir kanunun uygulanması da mümkün değil. Ancak çok katı ve ağır cezalar her işadamı gibi şirketini halka açmak isteyen girişimciyi de tedirgin edecektir. Yıllarca emek verip şirketini belli bir noktaya getiren işadamı halka arz sürecinde artı ve eksileri değerlendirirken ileride başına ne gibi olaylar geleceğini de bilmek durumundadır. Kötü niyetli bir kişinin en ağır şekilde cezalandırılmasına hiçbir itirazımız yok. Ancak yoruma açık denetim, ceza maddeleri kişiye göre farklı yorumlanabilir. Bu durumda derdinizi anlatıncaya kadar siz ve şirketiniz zarar görebilir.
Şirket yöneticileri değiştirilebilecek!
Bu yaptırımlardan biri de Sermaye Piyasası Kurulu'nun 'siz bu işi beceremiyorsunuz' diyerek şirket yönetim kurulu üyelerini kapının önüne koyması ve yerlerine yeni yönetim kurulu üyelerini ataması. Tabii ki bu işi kurul durup dururken yapmayacak. İşletmenin konusuna aykırı görülen durum ve işlemleri sebebiyle sermayenin veya mal varlığının azalmasına veya kaybına yol açıldığı iddiasıyla yapabilecek.
Böyle bir durum nasıl olabilir? Her ticari kararınızda başarılı olmak zorundasınız. Böyle garantili bir durum nerede var? Ticari hayat ve risk iç içedir.
Diğer yandan işletmenin konusuna aykırı işlem Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda serbest hale geldi. Bir kanunla serbest hale getirirken diğer bir kanunla bu durumu riskli hale getiriyoruz.
İsmail KÖKBULUT